Kayseri’den Türkiye’nin çinkosunu üretecek
Türkiye çinkoda da dışa bağımlılığını sonlandıracak. İpek Grup, 'Süper Teşvik'le yapacağı yatırımla Türkiye'nin ihtiyacı olan 250 bin ton külçe çinkonun, 150 bin tonunu üretecek.
DİLEK FİDAN
Türkiye’nin yıllık ihtiyacı olan 250 bin ton külçe çinkonun 150 bin tonunu tek başına karşılayacak projenin temeli bu yıl atılacak. İpek Grup’un üreteceği çinko metalin ile otomotiv kaportalarının ömrü uzayacak, gübre imalatında kullanılarak tarımda verimlilik artırılacak, ilaç sanayinde hammadde sağlanacak. İpek Grup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Proje Bazlı Teşvik Sistemi’ne dahil 19 firmadan biri.
DÜNYA’ya özel açıklamalar yaparak “Doğduğum bu topraklara yatırım yapacağız” diyen İpek Grup Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Arslan, Türkiye’nin cari açığına panzehir olacak bir projeyi Kayseri’de hayata geçirecek olmanın gururunu yaşadığının altını çiziyor. Arslan, İpek Mobilya ve Çinkom gibi sektöründe önemli şirketleri faaliyetine devam ederken yaklaşık 8 ay önce bir bürokratın madenden metale giden entegre sanayiye devlet teşviklerinden bahsetmesi üzerine yoğun mesaiye girdiklerini ve aranan tüm özelliklere projelerinin isabet ettiğini belirtiyor. Şimdi ‘süper teşvik’le külçe çinko üretimi için hazırlıklar yapılıyor. Yatırım için ilk kazma bu yılın sonuna kadar vurulmuş olacak. Tamamlandığında 1 milyar 101 milyon TL’lik yatırım hayata geçirilecek ve doğrudan 1020 kişiye istihdam sağlayacak. Arslan, “Türkiye’nin ihtiyacı olan 250 bin ton külçe çinkonun 150 bin tonunu biz karşılayacağız. Bu üretim gücümüzle istihdam kapasitemiz artacak. İpek Grup olarak bin 20 kişiye doğrudan, 4 bin kişiye de dolaylı yoldan istihdam sağlayacağız” diyor. Arslan, Türkiye'de hiç üretilmeyen bir ara mamulü üreterek 390 milyon dolarlık cari açığın azaltılmasına katkı sağlayacaklarını aktarıyor.
Aladağlar’daki tesiste kapasite artırılacak
Saffet Arslan, “Dağdaki madeni çıkararak daha verimli bir hale getireceğiz” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Üreteceğimiz çinko metalin ile otomotiv sektörüne hitap edeceğiz. Ürünümüzün kaportaların üzerindeki gümüşümsü renkte gözüken metalle elektrolize edilerek onun ömrünü uzatan ve doğaya olumlu katkılar veren bir yapısı var. Bunun yanı sıra tarımda verimliliği artırmak için gübre ve fosfat olarak vereceğiz, ayrıca ilaç sanayisine yönelik kullanım alanları var. Yol bariyerleri, kaplamalı saclar, cephe giydirme, tavan sacları, halatların kaplanması, asansör kabloları, asma köprü halatları da artık galvanizli yapılmaya başlandı. Böylece külçe çinkonun da kullanım alanı genişlemiş oldu.”
Arslan, bu kadar geniş kullanım alanı olan bir ürünün üretilmesi için Kayseri ve çevresinin maden yataklarından faydalanacaklarını ve Aladağlar’da bulunan tesislerinde kapasite artışı sağlayacaklarını belirtiyor.
Teknoloji seçimi yapıldı
Yatırım için 8 ay boyunca hazırlıklarını yaptıklarını kaydediyor Arslan ve teknoloji seçiminden, fabrika imalatının nerede yapılacağı konusuna kadar Avrupa’dan Çin’e kurulu teknolojileri incelediklerini söylüyor. Arslan, “Yurtdışında bir çok ülkeyi gezdik. Anahtar teslimi hizmet verebilecek firmalarla görüştük. Onların yaptıkları tesisleri yerinde inceledik. Avrupa ülkelerinden beklentimiz yüksekti fakat gördük ki bu alanda Çin de epey yol kat etmiş. Mevcut teknolojinin üzerine bir şeyler koymuş. Teknolojimizi seçtik. Şu anda proje detayları üzerinde çalışılıyor. Bu yılın sonunda ilk kazmayı vuracağız. Hedefimiz 2021 yılına tesisi faaliyete geçirmek fakat en geç 2023 yılı diyoruz” şeklinde konuşuyor.
Çinkom, 75 milyon dolar ihracat yapıyor
Arslan, Çinkom’un şu anda 1 milyon 800 metrekare alanda 220 kişi ile 75 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdiğinin bilgisini veriyor. Yatırım kararını memleketi olduğu için Kayseri üzerine kurguladığını da belirten Saff et Arslan, “Bu teşvikle devlet ve bizler Türkiye’nin kalkınmasına el birliği ile katkı sağlamış olacağız. Sıfırdan metale gittiği için ara çıktısı olmayacak yani Türkiye'de hiç üretilmeyen bir ara mamulü üretmiş olacağız. Şimdi teşviklerden faydalanacağız fakat bunun muazzam bir geri dönüşü olacak. Teşviklerde bir çok önemli kolaylık var. Az bir destek değil. Teşekkür ediyoruz. Bu destekler toplam yatırım tutarımızı da geçiyor. Biz arsamız olduğu için istemedik. Fakat enerji desteği bizim için çok önemli” açıklamalarını yapıyor.
Yüzde 25’lik kısmı için ortaklık düşünebiliriz
Yatırımı Kayseri'ye yapmalarının iki büyük kazanç sağlayacağını da ifade ediyor Arslan; ilki istihdamın kente fayda getirmesi ikincisi ise diğer işadamlarına örnek olması. Arslan bu görüşünü şöyle aktarıyor: “Yatırımımızı yaptığımızda çevre köylerdeki insanlar yerinde istihdam şansına kavuşacak. Şehre akın edip zorluk çekmeyecek, köylerinde kendi gelirlerini elde edecekler. Maden işçisinin çalışma saati 6,5 saat ve geliri de çok yüksek. Biz bunu 4 bin kişiye sağlamış olacağız. Biz İpek Mobilyayı yaparken örnek olduk ve bir çok işadamı da yatırımlar yaptılar. Bu projede bir çok işadamına örnek olacak diyebilirim.”
Öte yandan bu kadar büyük bir yatırımın finansmanıyla ilgili soruya da Arslan, “Ortaklık tekliflerini değerlendirebiliriz. İşin yüzde 25'lik kısmı için ise ortaklık düşünebiliriz” diyor.
Mobilyadan çinko üretimine
"Çinko işine 2004’te Çinkur’u icra masasından alıp, adını Çinkom yaparak girdik. İranlı bir firma, özelleştirmeden Çinkur’u almış, çalıştırmayınca icra masasına konmuş, biz oradan aldık. Sonra Meksikalılarla Aliağa’da 2.5 yıl önce, ikinci fabrikamız Türkmex’i kurduk. 9 aydır üretimde. Sadece oradan yılda 25 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Bu teşvikle yapacağımız yatırımla üçüncü çinko işletmemizi kuracağız. Uzun süredir mobilyadan uzağım, daha çok çinko ile ilgileniyorum. Mobilyayla ise daha çok kardeşim ve oğlum ilgileniyorlar."
'Biz varız' derken, devletimiz de 'Biz de varız' diyor
"İşim gereği bir çok ülkeyi geziyorum. Gelişmiş ülkelerde elbette müteşebbisin katkısı çok fazla. Ama ülkelere yön veren devletlerin müteşebbise hayat verme mücadelesi. Devletler müteşebbis için, finansmanını, fizibilite raporunu hazırlamış, vergide kolaylıklar sağlayarak yüreklendirmiş. Hatta pazarlamasını ve satın almasının nasıl yapılacağı konusunda da yardımcı olmuş. Batıda özellikle eğitim sistemi çok güzel işliyor, lise ve üniversiteler sanayi ile iç içeler ve birbirlerini tamamlıyorlar. Dolayısıyla büyük sanayiden büyük ekonomi doğuyor, büyük ekonomiden de büyük ülke oluyor. Büyük ülke olunca her şey oluyor. Yani hatırı sayılıyor, sosyal dayanışmasıyla insanlar daha mutlu oluyor ve itibar edilen bir ülke oluyor. Hal böyle olunca bu teşvikler bizim ülkemizde neden yok diye serzenişte bulunuyordum. ‘Neden iş kurdunuz’ diye insanların sorguya çekildiği 28 Şubat dönemleri yaşandı bu ülkede. Şimdi ise devletin sağladığı bu teşvikle bizim hayal ettiğimiz bir yatırım potansiyeli ayağa kalkıyor. Sanayiciler ‘biz varız’ derken, başta Cumhurbaşkanımız olmak devletimiz de farklı düşünmüyor."