Kayseri Şeker tüm özelleştirmelere talip
Avrupa'da 2017'de şeker kotaları kalkacak. Şeker ticareti serbest bırakılacak. Kayseri Şeker de Orta Anadolu’nun özelleştirilemeyen fabrikalarına talip. Bu alanda Kayseri ve Konya’daki üreticinin etkin olacağı söyleniyor
HATİCE KEVEN
KAYSERİ - Kayseri Şeker Fabrikası, devlete ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesi dahilinde Orta Anadolu Bölge’sindeki bütün şeker fabrikalarına talip oluyor. 2017’de AB’de şeker kotasının kalkacağını, bu süreçte Türkiye’de şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin çok önem kazanacağını belirten Kayseri Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Orta Anadolu’daki şeker fabrikalarının Türkiye’nin şeker ihtiyacını karşılaması, özelleştirme sisteminde kiralama modelinin de uygulanması gibi önerileri olduğunu ifade etti. Akay. Türkiye’de bir ilke imza atarak çiftçileri de fabrika ortakları arasına katmak için hazırlık yaptıklarını belirtti.
Akay, özelleştirme süreci uzadıkça şirketlerin kan kaybına uğradığını belirterek, “Özelleştirme kapsamında Türk Şeker’e ait 25 şeker fabrikası var. Geçtiğimiz yıllarda iki grup halinde 10 fabrika özelleştirildi. 2008’deki ihale Danıştay tarafından iptal edilmişti. 2012’deki ihale de Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından iptal edildi. O ihalelerde ortaya çıkan rakamlarda dolar bazında epey yüksek rakamlardı. Hükümet özelleştirme kararından o dönem için vazgeçti. Tabi özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar özelleştirilmezse onlarda ciddi bir kan kaybı meydana geliyor. Tüketicinin daha yüksek bedelle şeker tüketmesi sonucunu ortaya çıkarıyor” diye konuştu. AB’nin kota kaldırma kararına karşın şeker fabrikalarında özelleştirmenin yapılmasının sektör açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Akay, “2017 yılında AB şeker kotalarını kaldırıyor ve ticaretini serbest bırakıyor. Türkiye’de bu uygulamayı kabul etmek zorunda kalacak. Şeker sektörü Avrupa ile rekabet edemez hale gelecek. Avrupa daha ucuz ürettiği şekeri Türkiye’de pazarlayacak. Bu da şeker fabrikalarımızın kapanmasına yol açacak. Ekonomik ve sosyal bir çalkantıya da sebebiyet vereceğini düşünüyorum. O yüzden bu fabrikalar devletin elinden bir an önce çıkarılmalı. Elden çıkarılırken de bu işi hakkıyla yapan kuruluşlara verilmeli” şeklinde konuştu.
8’i özel, 33 şeker fabrikası var
Özelleştirme kapsamında olan 25 şeker fabrikasının tamamının çalıştırılma gayreti içinde olunmaması gerektiği savunan Akay, “Bu fabrikaların başarılı çalışmalar yapan Kayseri ve Konya’daki şeker fabrikaları eliyle işletilmesine müsaade edilmeli” dedi. “O zaman şeker sektörü varlığını daha güçlü şekilde sürdürür” diyen Akay, şöyle devam etti: “Şu anda 8 tanesi özel diyebileceğimiz 33 şeker fabrikası var. 25 tanesi devletin elinde olan bu fabrikaların tamamının çalıştırılmasına gerek yok. Üretilen şekerin yüzde 50’sinden fazlasını devletin fabrikaları üretiyor, kota onların elinde. Verimi ve kapasitesi düşük olan, yılda 10-12 gün çalışan fabrikalar var. Yeterli hammadde bulamadığı için çalışamayan fabrikalar bunlar. Dolayısıyla hepsini çalıştırma gayreti yerine pancarın en iyi yetiştiği Orta Anadolu Bölgesi’ndeki fabrikalara bu kotaların toplanması ve onlar marifetiyle Türkiye’nin şeker ihtiyacının karşılanma yolu denenmelidir. Pancar üretimini Orta Anadolu rahatlıkla gerçekleştirebilir. Bu fabrikalar da bizimki gibi kuruluşlara devredilirse kapasite artışı ile beraber rahatlıkla çalıştırılır.” Özelleştirme modelinde ille satmak değil kiralama modelinin de uygulanabileceğini söyleyen Akay, " Biz de özelleştirme varlık satışı şeklinde düşünülür. Ancak bizim gibi kuruluşlara kiraya da verilebilir. Bu konuda girişim ve müracaatlarımız oldu. Bu yolla Türkiye’nin ihtiyacı da karşılanır. Kiralama daha sağlıklı bir yöntem” şeklinde konuştu.
Halka açılmak için adımlar atıyoruz
Kayseri Şeker Fabrikası’nın halka açılması gerektiğini belirten Hüseyin Akay, “Kayseri Şeker’in yüzde 11 hissesi Özelleştirme İdaresi’nde. Özelleştirme İdaresi daha önce bunu ihaleye çıkardı. Geçen sene biz bu ihaleye girdik ama fiyatı bize çok yüksek bildirdiler. Şimdi bu hisseye arzu ederlerse çiftçilerimiz ve çalışanlarımız adına talip olacağız. Bunun için talep toplamaya başladık. Bu modelle çiftçiler fabrikaya doğrudan ortak olacak. Böylece fabrikada onların kontrolü daha güçlü hale gelecek. Çiftçi kar payı alabilecek. Bu vesileyle şirketimizi Borsa ve SPK denetimine açacağız. Böylece şeff af bir yönetim anlayışının gelişmesine katkı sağlayacağız. Şirkete ortak etme modelini son bir hafta içerisinde çiftçilerimize ifade etmeye başladık. Onlardan olumlu yönde tepkiler alıyoruz. Özelleştirme İdaresi’ne müracaat ederek yüzde 11’lik hisseyi çiftçi adına almayı düşünüyoruz" dedi.