Hobi olarak tasarladığı takılar artık 20 ülkede
Yelda Birlik, önceleri yalnızca kendisi için tasarladığı takıları artık tüm dünyadaki kadınlar için üretiyor. “Yelss” markası ile yurtdışına açılan Birlik, bu başarısı ile ev kadınlarına da iş kapısı oldu.
ZERRİN DİNÇER
SAKARYA - Takıların geçmişi insanlık tarihi kadar eski. Yaşadığı toprakların dokusuna bürünen değerli taşlar, insanlığın yolculuğunun izlerini taşıdığı biliniyor. Güzellik anlayışları, zenginlik ve uğur ifadeleri değişse de insanların takılara olan merakı halen cazibesini koruyor. Takılar günümüzde de özgün tasarımlarıyla ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu durum beraberinde ise sürekli büyüyen bir sektörü getiriyor. Takılardan oluşan bu dünyaya her geçen gün yeni bir isim ekleniyor. Bu isimlerden biri de Yelda Birlik. İlk önce hobi olarak takı tasarlayan Birlik, sektöre Koton markasına fason üretim yaparak katılıyor, şimdilerde ise ürünlerini dünya pazarlarına gönderiyor.
Birlik, Kıbrıs’tan sonra ikinci yurtdışı mağazasını Amerika’da açtı. Ortadoğuluların yoğun talebi ile karşılaşan Birlik, markasının kuruluş hikayesini ve bugün geldiği noktayı KOBİDEN’e anlattı.
Takı sektörü ile nasıl tanıştınız?
Ben Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. Yeni evlendiğim yıllarda hobi olarak kendim için takılar tasarlıyordum. Yaptığım bu takılar aynı zamanda akrabamız olan Koton mağazalarının sahipleri tarafından beğenilince benden bayi toplantıları için koleksiyon hazırlamamı istediler. Koleksiyonum çok beğenildi ve arkası geldi. Önceleri 20-25 parçadan oluşan küçük cep koleksiyonları hazırlıyordum. Ama zamanla adetler artmaya başladı. Ve Koton, Boyner, Gencallar gibi birçok markaya fason üretim yapmaya başladık.
“Yelss” markasının kuruluş hikayesini paylaşır mısınız?
Koton mağazasının aksesuar bölümlerini hazırlaıyorduk. Fason üretim yapıyorduk. Zamanla büyümeye başladık. Durum böyle olunca ‘neden kendi markamızı kurmuyoruz’ diye düşündük. Ve sonunda fason üretimi bırakarak kendi markamızı hayata geçirmeye karar verdik. 2007 yılına geldiğimizde de “Yelss” markasını kurduk. Hedef kitlemizi de 14-55 yaş arası, modayı seven, trendleri takip eden kadınlar olarak belirledik.
Marka olarak her yıl dört ana koleksiyon hazırlıyoruz. Koleksiyon tasarımını gerçekleştiren ekibin başında ben varım. Tasarımları sezondaki moda renklere, trendlere ve temalara göre hazırlıyorum. Yurtdışı fuarlarını, defilelerini takip etmeye özen gösteriyorum. “Anlık trend” dediğimiz hızlı değişimlere ayak uydurmaya çalışırken, kendi marka tasarımlarımızla da sektörde trend belirleyici konumuna geldik. Yelss’ in trend yaptığı ve başka markalarda olmayan pek çok ürünümüz var. Sektörü yakından takip ediyoruz. İşimizi ilerletmek adına olumlu her türlü gelişmeye açığız. Ama ana felsefemiz kendimize özgü olmak.
Tekstil ürünleriniz de var. Ürün çeşitlerinizi anlatır mısınız?
Evet hem tekstil hem de takı kategorisinde ürünlerimiz var. Eldiven, şal, şapka gibi tekstil ürünlerimizi kendimiz dikiyoruz. Bu nedenle üretim çok zor. Çok ayağı var. Materyaller çeşitli, kalite kontrol, sevkıyat, dağıtım, mağazacılık hepsi bir arada ve aynı kalitede olmalı. Buna özen gösteriyoruz. 1 milyon adetin üzerinde üretimimiz var. İmalat yapmak için her malzemeyi bulundurmamız gerekiyor. Bu nedenle bazı ürünleri ithal ediyoruz. Farklı tasarımlara da yöneliyoruz. Geçen yaz tekstili takıya taşıdık ve penyeden kolyeler yaptık. Bu tasarımlarımız çok fazla talep gördü.
2013 yılı nasıl geçti? Bu yıla ilişkin beklentileriniz neler?
Geçtiğimiz yıl hedeflediğimiz satışı yakaladık. Bu yıl da mağaza açmak ya da büyümekten ziyade bulunduğumuz çizgiyi muhafaza etmeyi düşünüyoruz. Çünkü ihracatta kazanıyoruz ama ithalatta kaybediyoruz. Özellikle dövizde yaşanan çalkantılar bizi etkiliyor. Dolayısıyla biz de bu yıl için mantıklı bir büyüme hedefliyoruz. Çok iyi lokasyonlar olmadığı sürece planlarımız arasında mağaza açmak bulunmuyor. Mevcut mağazalarımızın cirolarını yükseltmeyi, toptan müşterilerimizin sayısını artırmayı istiyoruz
Yelss markası ile hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
Üretimimizin yüzde 30’unu ihraç ediyoruz. İç piyasada daha güçlüyüz. Ülke genelinde 11 mağazamız var. Yurtdışında ise iki mağazamız var. Bunlardan bir tanesi Kıbrıs Lefkoşa, diğeri de Amerika'da Newyork’ta bulunuyor. Newyork mağazamızı kısa bir süre önce açtık. Müşteri profilimize baktığımızda ise özellikle Ortadoğu ve Arap ülkeleri ürünlerimize yoğun ilgi gösteriyor. 20’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Ayrıca İstanbul Nişantaşı’ndaki mağazamız toptan satışın olduğu bir yerde.
Kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?
Merkez binamızda 15 kişi ile birlikte çalışıyoruz. Ayrıca 6 kişilik bir tasarım ekibimiz var. O ekibin başında da ben bulunuyorum. Mağazalarımızdaki çalışan sayısı ise 40. Bunun dışında üretim süreçlerinde ev hanımları ile birlikte çalışıyoruz. Ev hanımlarının sayısı ise 200’e yakın. Tasarımları yaptıktan sonra gerekli materyalleri ve ürünün bir prototipini hazırlıyoruz. Daha sonra tüm bunları ev hanımlarına veriyoruz. Kadınlar ürünleri evlerinde hazırlıyor. Ürünler daha sonra bize ulaşıyor ve onların kalite kontrollerini yapıyoruz. Bu süreci tamamlayan takılarımızı ise satışa sunuyoruz
Büyüme stratejiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Biz 2002 yılında, aksesuarın oldukça parladığı bir dönemde takı sektörüne adım attık. O dönemlerde hazır giyim markaları kendi bünyelerinde hemen bir aksesuar reyonu hazırlamaya başlıyordu. Özellikle "Yargıcı" ilk aksesuar mağazalarını açmaya başladı.
Biz bu işe başladığımız günden beri bayilik için çok talep aldık. Ama çok mağaza açmaktan ziyade her zaman en iyi noktalarda tek mağaza açmayı tercih ettik. Hedefimiz mantıklı büyümek oldu, bu hedefimiz halen devam ediyor. Bu nedenle de mağaza açtığımız şehirlerdeki en önemli caddeleri ve en yüksek ciro yapan AVM’leri tercih ettik. Cirosu yüksek mağazalar açmak hedefimiz. Mağazalarımız Ankara, İstanbul, Antalya, Sakarya, İzmit’te. Ayrıca Sivas, Malatya ve Van’ da cornerlarımız yer alıyor.