Hayalim Hareket'i altıncı kuşağa hazırlamak

Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği Genel Müdürü Abdullah Altunkum, Türkiye'de aile şirketlerinin devamlılığının önemli bir konu olduğunu belirterek, “Bu doğrultuda bizim amacımız, milli bir değer olan Hareket'i dünya markası haline getirip beşinci ve altıncı kuşaklara taşıyarak daha güçlü ve kurumsal bir yapıya dönüştürmek ve şirketin 150. yılını kutlamaktır" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Necmi ÇELİK

Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Abdullah Altunkum halka arz süreci ve şirketin gelecek hedeflerini DÜNYA Gazetesi’ne değerlendirdi.

Genel Müdür Altunkum, pay başına 70 TL sabit fiyatla 15-16-17 Mayıs tarihlerinde talep toplama yöntemiyle halk arz edilen Hareket’in hedefinin global arenada üç büyük oyuncudan biri haline gelmek olduğunu belirterek “Üçüncü kuşak olarak omuzlarımızda daha büyük bir yük var. Çünkü burada çok ciddi bir başarı öyküsü var. Bu süreçte, şirketimizin büyümesini ve kurumsallaşmasını sağlamak için adımlar atmaktayız. Halka arz globalleşme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacak” dedi. Abdullah Altunkum’un sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Halka arz ihtiyacı nasıl oluştu, bu noktaya nasıl geldiniz?

Ben, Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği'nin 3. kuşağıyım. 2020 yılı itibariyle devraldığım Genel Müdürlük bayrağıyla özellikle yurt dışı yapılanmaları ve iş geliştirme süreçlerini yönettim. Dubai ve Umman'da şirketimizin kuruluşunu gerçekleştirdikten sonra, Hareket'in merkezinde yeniden yapılanma sürecine başladık.

Türkiye'de aile şirketlerinin devamlılığı genellikle önemli bir konudur. Bu doğrultuda bizim amacımız, milli bir değer olan Hareket'i dünya markası haline getirip beşinci ve altıncı kuşaklara taşıyarak daha güçlü ve kurumsal bir yapıya dönüştürmek ve şirketin 150. yılını kutlamak. Bu süreçte, şirketimizin büyümesini ve kurumsallaşmasını sağlamak için adımlar atmaktayız. Halka arz süreci, bu hedefe ulaşmamızda önemli bir kilometre taşıdır.

Kaynak büyümeye akacak

 Aynı zamanda hizmet ihracatı yapıyorsunuz, bu konuda hedefiniz nedir?

 Çok katma değerli bir iş yapıyoruz. Yurtdışında da bu hizmeti vermek suretiyle ülkemize döviz kazandırıyoruz. Ciromuzun yüzde 50’den fazlası hizmet ihracatından geliyor. Hedefimiz bunu yüzde 70-75’e çıkarmak. Halka arz sonrasında her yıl daha fazla büyüyerek bu hedefe yaklaşmak istiyoruz. Şu an en yüksek kaldırma kapasiteli araç 2 bin 200 ton. Öncelikle mühendisliğiniz sonra da ekipmanınız kadar kuvvetlisinizdir bu sektörde. Halka arzdan gelecek kaynağı yine şirketin büyümesine yönlendireceğiz. Hedefimiz dünyanın en büyük üçüncü heavy lift firması olmak.

Bugün kurumsallaşma noktasında ileri bir adım olarak halka arz aşamasına gelmiş olma duygusunu kişisel olarak nasıl özetlersiniz?

Çocukluğum buralarda vinçlerin arasında top oynayarak, bisiklete binerek geçti. Doğaldır ki vinçleri ve benzeri ekipmanları seviyordum. Üniversite eğitiminin bir aşamasında ben bu işi yapmayacağım demiştim. Ama zamanla fikrim değişti ve işin ruhunu daha iyi anladıkça kendimi bu işe odaklandırdım. Şimdi işimi çok keyifle yapıyorum. Üçüncü kuşak olarak zor bir sorumluluğumuz var.

Şunu açık ve net söyleyeyim ki işi sürdürülebilir hale getirmek için omuzumuzda daha büyük yükler var. Çünkü burada çok ciddi bir başarı öyküsü var. Başarı öyküsünü sürdürmek, mevcudu yürütmek ve korumak ayrı bir sorumluluk. İnşallah biz de bu aldığımız sorumluluğu, şirketi global arenaya taşıyarak sadece kendi ailemiz için değil ülkemiz için de büyük fayda sağlayacak hale getirebileceğiz.

Mega projeler yanı sıra yenilenebilir enerji santrallerinde de önemli bir tecrübeye sahipsiniz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Çanakkale köprüsünden, bütün enerji santrallerinden, nükleer santrallerinden tutunda aklınıza gelebilecek ne kadar mega proje varsa, stratejik, gaz, petrokimya, enerji, tersane, liman işlerinde biz varız.

Türkiye'de rüzgar enerji santralleri kurulumunda önemli bir deneyimimiz var. Biz şu ana kadar yaklaşık 6 GW rüzgar türbini santrali kurduk. Bu rakam da 1500'e yakın türbin anlamına geliyor. Türkiye'de kurulan 12.000 MW’ın yaklaşık yüzde 50’sinde Hareket’in imzası var. Biz bu işi 15 seneden beri yapıyoruz. Türkiye'de bu işi ilk yapanlardan birisiyiz. İlk önce vinç hizmeti ile işe başladık.

Ondan sonra işin taşıma işini de yapar mısınız dediler, taşırız dedik. Ve türbinlerin taşımasına girdik. Önceden yurt dışından ekipler geliyordu santrallerin elektromekanik işlerini yapması için. Ya siz bunu burada yapabilir misiniz dediler. Onu da yaparız dedik. Yaklaşık şimdi orada da 120 kişilik bir kadromuz oluştu. Şu an dünyada Transport, Crane ve Installation Servicing'i (TCI) aynı çatı altında yapan ilk 3 firmadan bir tanesiyiz. Goldwind, GE, Vestas ve Nordex gibi dünyanın en büyük rüzgar türbin üretici firmaları ile çalışıyoruz.

Ukrayna'da da bir proje bitirdik yaklaşık 500 MW. Şu an Bulgaristan'da başlıyor yeni bir proje. Polonya'da, Romanya'da, Azerbaycan'da kurulumlar yaptık. Türkmenistan'da yaptık. Şimdi Suudi Arabistan'da projeler için teklifler veriyoruz. Son olarak da bizi Güney Afrika'ya davet ettiler. Dünyada sayılı oyunculardan bir tanesiyiz bu işte. Özellikle yenilenebilir enerji konusunda çok ciddi bir tecrübemiz oluştu.

Global ortaklıkla denizüstü rüzgâr santrallerine de odaklanacağız

Yenilenebilir enerji işinde ve enerji santralleri projelerinde Hareket olarak hedefiniz nedir?

Enerji sektöründe proje taşımalarında TCI olarak dünyada kendi alanımızda ilk 3'e girmek için hedefimiz var. Yani rüzgar santralleriyle ilgili olarak da halka arzdan gelecek kaynakla beraber önümüzde çok ciddi bir yatırım programımız var.

Burada ekipman yatırımları yaparak payımızı arttıracağız. Şu an anahtar teslim rüzgar türbini hizmeti veren, fabrikadan alıp çalışılabilir hale getiren herhalde dünyadaki sayılı firmalardan biriyiz. Yenilebilebilir enerji işinde şu an biz bu işleri karada onshore olarak yapıyoruz. Şimdi deniz üstünde off shore projelerine odaklanma sürecindeyiz.

Offshore kurulumu karadaki santrallere göre tabii ki çok daha zor. Denize çıktığınız zaman farklı kurallar, farklı dinamikler, farklı stabiliteler, farklı mühendislikler giriyor işin içine. Denizin dalgası, debisi gibi ciddi manada farklı farklı konular karşımıza çıkıyor. Norveç'te, Hollanda'da, İngiltere'de, Çin’de çok ciddi deniz üstü rüzgar çiftlikleri var. Çünkü deniz üstündeki verim daha yüksek. Şu an dünyada 20 megawatt'lık türbinler kuruluyor.

Şimdi Hareket olarak halka arzdan gelecek kaynakla beraber orada hem mühendislik hem de ekipman yatırımlarıyla denizüstü rüzgar santral projelerinde de hizmet vermek istiyoruz. Offshore'a geçtiğimiz zaman bir kere deniz üstü vinçlere, yüzer vinçlere ihtiyaç olacak. Rüzgar güllerini karadan deniz içindeki platformlara taşıyacak özel mavnalara ihtiyaç olacak. Sonra yüzer vinçle türbinlerin denizde montajını yapacaksınız ve elektronik mekanizma montajını gerçekleştireceksiniz. Orada çok farklı bir dünya var.

Bu konuda yabancı ortaklık girişimlerimiz de olacak. Bu işteki uzmanlığımızı geliştirip bunu Türkiye’nin yanı sıra Avrupa'da ve Ortadoğu’da da hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Tabii bizim hedefimiz bu işi uluslararası bir firmayla beraber bir işbirliği halinde bu ekipmanlara yatırım yapıp yurt dışında bir an önce bu işlere girmek. Ve de yeni süreçte Asya Pasifik bölgesinde ve Güney Amerika'da petrol ve gaz yatırımları var. Bu vermiş olduğumuz hizmeti 3 kıtadan sonra bu bölgelere de taşımak istiyoruz.

3 kıtada 12 ülkede Hareket sürüyor

Şantiyede ışıkların söndüğü ya da herkesin uyuduğu bir an var mı yoksa her an ‘Hareket’ sürüyor mu?

 Biz ismimiz gibi her zaman hareket halindeyiz. Şu an 3 kıtada yaklaşık 12 ülkede hizmet veriyoruz. Şimdiye kadar yaklaşık 35 ülkede de hizmet verdik. Her gün 24 saat çalışma halindeyiz dünyanın herhangi bir noktasında. Biz burada şu an otururken örneğin Senegal'de bir projede bir parça kaldırılıyor. Özbekistan'da başka bir ağır yük bir yere taşınıyor. Katar'da bir fabrikada veya petrol platformunda bir montaj yapılıyor. Ukrayna'da bir başka iş montaj ya da taşıma işi oluyor. Her zaman ismimiz gibi gece gündüz hareket halinde devam ediyoruz.