Gürallar’ın yeni markası Lav sıcaklığı ve kokusuyla geldi

Sofra camı markası ‘Lav’ın yaratımında bizzat rol alan Esin Güral, “Marka logodan çok öte, bir kimliği ifade eder. Lav’ı böyle tasarladık ve tanıtırken de tüm duyulara hitap etmek istedik” diyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ebru SUNGUR

İSTANBUL - Gürallar, sofra camı üretiminde dünyada altıncı sırada yer almasına karşın bugüne dek marka bilinirliği yüzde 3 düzeyinde bulunuyordu. Makinelerden nihai ürüne kadar sofra camı konusuna bu kadar hakim olup da marka bilinirliğinde önemli bir aşama kaydedememeyi kabullenmeyen Gürallar Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral, bu gidişe bir dur dedi! Grubun 17 yıldır sofra camı sektöründe kullandığı Artcraft markası değişerek “Lav” oldu.

Bir cümleyle bu şekilde ifade edilen değişim arkasında ise 3 yıllık bir süreç var. Bu 3 yılda, bir üniversitede marka iletişimi bölümünü bitirmiş kadar bilgi sahibi olan Esin Güral, “İsteyen herkese marka yaratma sürecini anlatmaya hazırım” diyor. Türkiye’de ‘markaya’ çoğunlukla kağıt üzerine yazılan logo olarak bakıldığını, oysa markanın ürünün, şirketin kimliğini ifade etmesi gerektiğini vurgulayan Güral, “Lav”ın doğuşunu şöyle anlatıyor:

“17 yıldır sofra camı sektöründeyiz. Bugün dünyanın en büyük altıncı üreticisiyiz. Ancak markamız Artcraft’ın bilinirliği yüzde 3. Tüketicilerin evlerine gittik, mutfaklarına girdik, dolaplarını açtık, hep bizim ürünlerimiz… ‘Bunlar ne marka?’ diye soruyoruz, yanıt ya ‘Bilmiyorum’ oluyor ya da ‘Sanırım ithal bir marka’… Böylece yeni bir marka yaratmaya karar verdik.”

Bu kararın ardından Amerikalı bir danışman firmayla süreci başlattıklarını belirten Güral, şunları söylüyor:

“Bize bir dizi soru sordular. Bu sorulara verdiğimiz yanıtlar, markamızın karakterini ortaya koydu. Ürünü ve üretim sürecini tüketiciye taşıyan bir marka yaratmayı hedefliyorduk. Çalışmanın bu etabı tamamlanınca firmanın uzmanları önümüze marka adaylarının listesini getirdi. Yönetim kurulu olarak bu listeden ‘Lav’ı seçtik. Lav hem üretim sürecini ve ürünü çok iyi anlatıyor hem de fonetik olarak iletişimi son derece kolaylaştırıyor.”

Sürprizi babasına bile söylemedi

Marka belirlendikten sonra ise logo çalışmaları başlamış. Lav için tümü büyük harflerden oluşan, sade bir logo yaratılırken “a” harfinin üzerinde hem sözcüğün okunuşunu belirginleştirecek “şapka”yı hem de yanardağdan süzülen lavları andıracak şekilde pembe bir bölüm oluşturulmuş. Her ayrıntısı ince ince örülen markanın, lansmanı da tüm duyulara hitap edecek şekilde tasarlanmış. Esin Güral anlatıyor:

“Marka yaratım sürecinde tüm ekip çok titiz, bir o kadar gizlilikle çalıştık. Yeni bir marka yarattığımız biliniyordu ama nasıl, ne yaptığımızı kimse, hatta babam Rıza Güral bile bilmiyordu. Lansmanı yaptığımız salon dev ekranlarla donatılmıştı, her birinde Artcraft vardı. Babam girişte onları görünce, ‘Hani değişiyordu’ dedi. Sonra herkes yerini aldı. Ekranlar ‘lav’ rengine döndü, görsel ve işitsel şov başladı. Bu sırada hem salondaki sıcaklık artırıldı hem de salona bambu isi aroması yayıldı. Böylece izleyenler ‘Lav’ı gördüler, duydular, hissettiler ve kokladılar. Ekranlarda artık ‘Lav’ vardı. Herkes çok etkilendi ama beni en çok babamın beğenmesi mutlu etti, hepimizi tek tek tebrik etti.”

Lav’ın bir markanın ötesinde özellikle kadın tüketicilerin “en tarz arkadaşı” olmasını hedeflediklerini belirten Güral, bunu sağlamak için de yılda iki kez çıkaracakları katalogdan yararlanacaklarını söylüyor.Güral, bir dergi gibi tasarladıkları ürün kataloğu ile ilgili şu bilgileri veriyor:

“Katalogda ürün tanıtımlarımızın yanı sıra cam sofra eşyalarıyla ilgili bilgiler de bulunacak. Örneğin birayı bardağın neresine kadar doldurmalısınız gibi… Kataloğumuz bayiler aracılığıyla tüketicilerle buluşacak. Laf oraya gelmişken söyleyeyim, bayilerimiz değişimi büyük bir heyecan ve memnuniyetle karşıladı. Genelde değişimlere karşı hep önyargıyla yaklaşılır ama bayilerimizin bu olumlu yaklaşımı bizim de umudumuzu artırdı.”

Deneyimini iki yeni yatırımda kullanacak

Lav’ı yaratma sürecinde neredeyse marka iletişimi uzmanı kadar deneyim ve bilgi sahibi olan Esin Güral, edinimlerini hem isteyen herkesle paylaşabileceğini hem de bundan sonra kendi işlerinde kullanmaya devam edeceğini söylüyor. Bu söz de hemen akla, “Ufukta yeni bir yatırım mı var?” sorusunu getiriyor elbette. “Bir değil iki” diyen Esin Güral bunu şöyle açıyor:

“Evet, iki yatırım planı var. Biri çok farklı, sürpriz bir sektör… Biraz daha netleşince açıklayacağım. Diğeri ise netlik kazandığı için söyleyebilirim: Cam ambalaj sektöründe olacak. Farklı ürünler için kavanoz, şişe gibi cam ambalajlar üreteceğiz.”

Bu konularda ilginizi çekebilir