Gerçek toplumsal değişim sürdürülebilir finansla mümkün
“Garanti Bankası olarak, Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunan birçok enerji projesine 9 milyar doların üzerinde finansman sağladık” diyen Ebru Dildar Edin, “Sürdürülebilir kalkınma için kadınların işgücüne katılımı da şart." yorumunu yapı
DİDEM ERYAR ÜNLÜ
CDP Türkiye Karbon Saydamlık Liderliği’ne layık görülen Garanti Bankası’nın sürdürülebilirlik yolculuğu, banka içinde her türlü sürdürülebilirlik riskini ve fırsatını değerlendiren Sürdürülebilirlik Komitesi ve Sürdürülebilirlik Ekibi tarafından yönetiliyor. Sürdürülebilirlik adına yaptıklarını Sürdürülebilirlik Politikası ve Stratejisi’yle bütünleştiren banka, sürdürülebilirliği tanımlarken üç kavramı ön plana çıkarıyor: Bunlar; çevreye ve topluma yansıyan olumsuz etkileri en aza indirmek; paydaşlarla birlikte hareket etmek, çevreye ve topluma değer katmak; ve gelecek için güçlü ve başarılı bir iş modeli yaratmak.
“Faaliyet gösterdiğiniz coğrafyada, belirli bir bütçesi olan ve ana faaliyetlerinizden bağımsız sosyal sorumluluk çalışmalarıyla yeterince büyük bir değişim yaratmak mümkün değil. Bu nedenle özel sektörün sosyal sorumluluğun yanı sıra ürün ve hizmetleriyle de fark yaratmaya odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Garanti Bankası olarak şu anda gerçekleştirmeye çalıştığımız bu. Eğer ürün, hizmet ve iş süreçlerimizle ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına hizmet edebiliyorsak gerçek bir değişim yaratabiliyoruz. Bu değişimi sürdürülebilir finans yaratıyor” yorumlarını yapan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin’den, bankanın sürdürülebilirlik yaklaşımını dinleyelim:
►Sürdürülebilir finans kavramını nasıl tanımlıyorsunuz?
Sürdürülebilir finans kavramını temelde iki boyutta ele alıyoruz: İlki çevreye ve topluma değer katan projelerin finanse edilmesi. Diğer boyut ise bu alanlardaki çevresel ve sosyal risklerin azaltılmasına yönelik süreç, ürün ve hizmetlerin tamamı.
Garanti Bankası sadece kendi operasyonlarının sürdürülebilirlik standartlarını iyileştirmekle kalmıyor, aynı zamanda paydaşlarına sürdürülebilirlik konusunda danışmanlık veriyor ve müşterilerinin çevresel ve sosyal riskleri yönetebilmesine destek oluyor. Örneğin bu yıl kuraklık nedeniyle HES’lerin üretiminde, geçen seneye göre yaklaşık yüzde 40 azalma meydana geldiğini hesapladık. Bu nedenle, su açısından kritik bir havzada bulunan bir üretim tesisini finanse ederken, müşterimizi ilerde karşılaşabileceği riskler hakkında uyarıp önlem almasına destek verebiliyoruz. Şu ana kadar, bu riskleri müşterilerimize anlattığımızda oldukça sağduyulu davrandıklarını gördük. Yani müşterilerimiz de bu konunun artık sosyal sorumluluktan çıktığının, somut risk ve fırsatlar barındırdığının farkında.
Sürdürülebilir finansın ikinci boyutu olan sürdürülebilir ürün ve hizmet sunulması tarafında ise yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanına büyük önem veriyoruz. Bugün enerji portföyümüzdeki yenilenebilir enerji santrallarının payı yüzde 60’a yaklaştı. Hem cari açığa olumlu etkisi, hem de düşük çevresel etkileri olan rüzgar enerjisi kurulu gücünde yüzde 35 pazar payına sahibiz. Bugüne kadar rüzgar santrallarına yaklaşık 2 milyar dolar finansman desteği sağladık. Yeni odağımız ise güneş enerjisi. Bu sene, KOBİ’lerin 1 MW altındaki güneş enerjisi projelerini finanse etmek için yeni ürün geliştirdik.
►BM Küresel Isınma Zirvesi'nde, finans kurumları düşük karbon projelerini destekleme söz verdiler. Gelişmekte olan ülkelerde durum nasıl?
Gelişmiş ülkelerdeki birçok finans kurumu; “Karbon Yakalama ve Depolama” teknolojisi kullanımının desteklenmesi, doğalgaz ve kömür santrallarının Avrupa Birliği tarafından belirlenen Mevcut En İyi Teknikler’e uygun olarak hayata geçirilmesi, belli karbon emisyon seviyelerinin yukarısındaki projelerin finanse edilmemesi gibi kriterler uygulamaya başladı. Öte yandan; Çin, Brezilya, Hindistan ve Türkiye’nin başını çektiği gelişmekte olan ülkelerde, bu konuda pozitif gelişmeler yaşanıyor. Özellikle, BM İklim Zirvesi sonrasında Çin ile Amerika’nın yaptığı görüşmeden, Çin’in 0 emisyona sahip enerji payının 2030’da yüzde 20’ye yükseltilmesi konusunda resmi taahhüdün çıkmasını çok önemli buluyoruz. Aynı şekilde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2023 yılı için, yenilenebilir enerji üretiminin toplam üretim içinde minimum yüzde 30 paya sahip olması hedefinin, çok doğru ve yakalanabilir olduğunu da düşünüyoruz. Garanti olarak 2011 yılında oluşturduğumuz Çevresel ve Sosyal Kredi Politikaları’yla, finanse ettiğimiz projelerde çevresel ve sosyal etkilerin değerlendirilmesi çalışmalarına başladık. 2012 yılında, Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme Sistemi’ni kurduk. Devreye aldığımız bu süreçle, ülkemizde finansman faaliyetleri yoluyla dahil olduğumuz tüm yatırımların, minimum çevresel ve sosyal etkiyle tamamlanmasını amaçlıyoruz.
►Yeşil enerji yatırımlarının önündeki en önemli engeller neler?
Her enerji üretim şekline göre farklı engel ve fırsatlar olduğunu düşünmekle beraber, özellikle rüzgâr ve güneş projelerinin önündeki en büyük engellerden birinin, iletim hatları ve trafo merkezlerindeki kapasite yetersizliği olduğunu görüyoruz. Örneğin, toplam güneş enerjisi potansiyelinin 380 milyar kWh olduğu ülkemizde, 2023 yılına kadar hedefl enen 5 bin MW kapasiteye ulaşsak bile, potansiyelimizin sadece yüzde 2’sini değerlendirmiş olacağız. Rüzgâr enerjisinde ise yaklaşık 50 bin MW’lık potansiyelimizin olmasına karşın, ilgili kısıtlar nedeniyle henüz 9 bin 500 MW’lık kapasiteye ilişkin elektrik üretim lisansı verilebildi. Bu noktada ikinci en büyük engelin, ilgili lisansların önemli bir bölümünün gerçek yatırımcıların kontrolünde olmamasından kaynaklandığını belirtmek isterim. Bu nedenle, rüzgâr enerjisi tarafında tahsis edilen 9 bin 500 MW’lık kapasitenin sadece yüzde 37’si faaliyete geçirilebildi. Başta Enerji Bakanlığı ve EPDK olmak üzere, devlet idareleri yoğun bir şekilde problemi çözmeye çalışıyor. Bu çabaların 2015 yılında sonuç vereceğini düşünüyorum. Öte yandan, teknolojik gelişmeler sayesinde PV panel fiyatlarında son 5 yılda yaşanan yüzde 100 düzeyindeki gerileme nedeniyle, güneş enerjisi yatırımlarında yüksek maliyet bir engel olmaktan çıktı.
►Garanti Bankası bugüne kadar yeşil enerji ve yeşil enerji teknolojilerine ne kadar finansman sağladı?
Garanti Bankası olarak, bugüne kadar Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunan birçok enerji projesine 9 milyar doların üzerinde finansman sağladık. Bu rakamların önemli bir kısmını, yaklaşık 90 yenilenebilir enerji projesi için sağladığımız 3,7 milyar dolarlık finansman oluşturuyor. Özellikle Türkiye’nin rüzgâr potansiyelini enerjiye çevirmesi için 50’ye yakın projeye 2 milyar doların üzerinde finansman sağladık. Lisans yarışmalarının sonuçlanmasıyla birlikte, özellikle güneş ve rüzgâr enerjisine dayalı üretim projelerinin finansman ihtiyacının artacağı kanaatindeyiz. Bu kapsamda, önümüzdeki 5 yılda rüzgâr, güneş ve jeotermal projelerine yaklaşık 2 milyar dolar daha finansman sağlamayı planlıyoruz.
►AB uyum projesi kapsamında 2007-2023 yılları arasında hedeflenen çevre yatırımları miktarı 59 milyar euro. Bu yatırımlarda hangi sektörler öncü?
Halen güncelleme çalışmaları devam eden AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi’ne göre, su sektörüne yapılacak yatırımlar, çevreyi korumaya yönelik yatırımlar içinde yüzde 58 payla öncü konumda yer alıyor. Bu kapsamda atıksu arıtma, içme sularının kalitesi, tarımsal sulama verimliliğinin artırılması gibi konularda, yaklaşık 34 milyar euro tutarında yatırım ihtiyacı var. Ayrıca, endüstriyel kirlilik sektöründe 15 milyar euro, katı atık sektöründe 10 milyar euro yatırım ihtiyacı bulunuyor.
Kadın girişimcilere 2.1 milyar lira kredi
“Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için kadınların işgücüne katılımını desteklemek şart” diyen Ebru Dildar Edin, "2006’da kadın girişimcileri farklı bir segment olarak ele alan ilk özel banka olduk. Bu dönemde çeşitli araştırmalar yaptık ve girişimci kadınların en çok eksiklik hissettikleri alanları, öncelikli ihtiyaçlarını saptadık. Şu anda Garanti olarak, kadınlara 3 temel konuda destek veriyoruz: Bilgilendirme, cesaretlendirme ve finansman. Kadın girişimcilere sağladığımız toplam kredi tutarı 2,1 milyar TL’ye ulaştı” yorumunu yapıyor.