GE Türkiye'ye 900 milyon $'lık yatırım yapacak

GE'nin önümüzdeki 3 yıl içinde rüzgar türbinlerini Türkiye'de üreteceğini ifade eden Çağlayan, Türkiye'de önümüzdeki 10 yılda enerjide 130 milyar dolardan fazla yatırım yapılacağını anımsattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - GE, Türkiye'ye önümüzdeki 3 yılda 900 milyon dolar tutarında yatırım yapma kararı aldı.
 
GE'nin yatırım kararı, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve GE Başkan Yardımcısı John Rice'ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
 
Bakan Çağlayan, toplantıda yaptığı konuşmada, yatırım kararının verilmesi noktasında bir son, yatırımın başlaması noktasında bir ilkin yaşandığını, GE ile Türkiye'nin tanışıklığının 64 yılı bulduğunu vurguladı.
 
Dünyanın çeşitli bölgelerinde önemli işler ve teknolojik çalışmalar gerçekleştiren GE'nin Türkiye'deki yatırımlarından duyduğu memnuniyeti dile getiren Çağlayan, "Firmanın böylesi önemli yatırımları, dünyanın birçok yerinde yapabilecekken Türkiye'yi seçmiş olması tesadüfi değil" dedi.
 
En iyi teşvikler verilse de yatırım için yalnızca teşvik ya da verilen vergisel avantaj ve desteklerin yetmeyeceğinin altını çizen Çağlayan şöyle devam etti:
"Bunlar bir yatırımcının yatırım kararını etkileyen faktörler olarak önemlidir, ancak önemli olan yatırım yapacağınız alanda siyasi istikrarın, güvenin olması, ekonomik dengelerin güvenilir ve gelecekle ilgili vermiş olduğu mesajların kabul edilebilir olması. Bunun yanında yatırım yapacağınız ülkenin kendi iç pazarı, nüfusu, nüfusunun yaş ortalaması, lojistiği ve iletişimi, ulaşımı da önemli. Birçok faktörü ön planda tutarken, diğer taraftan da bulunduğunuz coğrafyadaki hedef kitlenizin bulunduğu ülkeye olan uzaklığı mesafesi... Ayrıca, teknolojik yatırımlarda Ar-Ge gibi, inovasyon gibi son derece önemli olan konularda sizinle birlikte çalışacak olan üniversitelerin bilimsel kurumların varlığı... Bununla beraber yine Ar-Ge konusunda teşvik ve desteklerin olması gibi yüze yakın madde vardır."
 
John Rice'ın Türkiye'yi en başa koyduklarını söylediğini belirten Çağlayan, şunları kaydetti:
"Türkiye'yi her türlü koşulların mevcut olduğu ülke olarak gördüklerini bana ifade ettiler. Her geçen gün Türkiye'nin yatırım alma konusunda gerçekleşen performansı, bilhassa 2023 yılına giderken üretimde, ihracatta ve hizmet sektöründe yeni bir teknolojik dönüşüm, GE tarafından çok iyi okunmuş. Teşvik sistemini çok iyi anlamışlar, çok iyi kavramışlar. Yatırım yaptıkları sektörlere baktığınız zaman, teşvik sisteminde bizim yapmak istediğimizde ortaya çıkan hedefi tam on ikiden vurmuşlar. Sağlık alanında yapmış oldukları yatırım, enerji alanında yapacakları altyapı yatırımları, Ar-Ge, teknoloji merkezi olma noktasında yapılan yatırımlar ve bilhassa ulaşım noktasında yapılan yatırımlara baktığımız zaman bunlar bizim teşvik sistemimizin en temel noktaları. Bizim teşvik sistemi ile ilgili getirmek istediğimiz her ne varsa, bunlar GE'nin bu yatırımında fazlasıyla öne çıkıyor."
 
GE, 3 yıl içinde rüzgar türbinlerini Türkiye'de üretecek
Ekonomi Bakanı Çağlayan, Türkiye'nin ciddi enerji yatırımı yapılacak bir ülke olduğuna ve 2023 hedeflerine değinerek, "55 bin megavatlık kurulu bir enerji kapasitemiz var. 2023 yılına kadar her yıl yüzde 6'lık bir talep büyümesi ile birlikte 2023 yılına kadar bu rakam yaklaşık 120 bin megavat seviyesine çıkacaktır. Bu seviyeye çıkarken, bilhassa rüzgar enerjisinde Türkiye şu anda 3 bin megavatlık bir kurulu güce sahiptir. Ama 20-23 bin megavatlık kapasitemiz vardır" diye konuştu.
GE'nin önümüzdeki 3 yıl içinde rüzgar türbinlerini Türkiye'de üreteceğini ifade eden Çağlayan, Türkiye'de önümüzdeki 10 yılda enerjide 130 milyar dolardan fazla yatırım yapılacağını anımsattı.
 
Ar-Ge, ulaşım sektöründeki hedef ve yenilikler ile GE'nin Türkiye'deki çalışmalarına işaret eden Çağlayan, GE'nin Türkiye'nin 2023 perspektifini ve 2023'e giderken hangi alanlarda yatırıma ihtiyaç duyduğunu çok iyi tespit ettiğini söyledi.
Zafer Çağlayan, "İlk defa GE, net bir rakam telaffuz ederek kendilerini taahhüde bağladı. Yatırım yeri, nerede olacağı, hangi türde olacağı, önümüzdeki birkaç ay içinde netleşmiş olacak" dedi.
 
Sağlık turizmi teşviklerini çok yakında açıklayacağız
Sağlık turizmine de işaret eden Çağlayan, bu alanda yolun sonuna gelindiğini, konuya ilişkin teşvikleri çok yakında açıklayacaklarını bildirdi.
Türkiye'nin hizmet sektörlerinde öne çıkmaya devam edeceğini belirten Çağlayan, "Çin'in ithalatı çok dile getirilir. Çin'in ithalatına, Türkiye'nin Çin'den yaptığı ithalata baktığımız zaman bunun neredeyse yüzde 30'luk, yüzde 40'lık kısmının Çin'den getirilen enerji ekipmanları olduğunu görürüz. Bunun Türkiye'de yapılacak olması bizim en büyük beklentimiz. Davos'un 42 yıl sonra bölge toplantısını, Türkiye'de Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika eksenli yapmış olması tesadüfi değil. Türkiye'ye 56 ülkeye 4 saatlik uçuş mesafesinde olan bir coğrafya olarak bakarsanız, bu doğru bir bakış açısıdır" şeklinde değerlendirme yaptı.
Demiryolu konusunda ilgili bakanlığın çok önemli çalışmalar yaptığı vurgulayan Çağlayan, "Bugün ciddi bir ekonomik krizden geçen Avrupa'nın ekonomisi kendisine hala bir çıkar yol bulamamıştır. Avrupa, ekonomik anlamda bir nefes darlığı çekiyor. Bol oksijene ihtiyacı var. Avrupa'nın bu konudaki en önemli temiz hava sahası Türkiye'dir. Türkiye, artık birçok şirketin bölgesel yönetim merkezi olmuştur" diye konuştu.
 
Yatırımlar, altyapı geliştirme ve inovasyon odaklı olacak
GE Başkan Yardımcısı John Rice da önümüzdeki 3 yılda GE'nin Türkiye'ye yapacağı yatırımların altyapı geliştirme ve inovasyon odaklı olacağını belirterek, hızla büyüyen Türk ekonomisinin sunduğu gelişim ortamını değerlendiren GE'nin yatırım taahhüdünün, Türkiye'nin 2023 vizyonuna paralel olarak altyapı gelişim planlarını da tamamladığını ifade etti.
 
Rice, Türkiye'de ilk olarak 1948 yılında varlık gösteren GE'nin o günden bu yana devam eden uzun dönemli ilişkisinin de önemini vurgulayan yatırımların havacılık, enerji, sağlık, ulaşım ve altyapı geliştirme alanlarında gerçekleştirileceğini söyledi.
 
Söz konusu yatırımların, GE'nin ülkedeki ortaklıklarını güçlendirirken, bölgeye özel inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamasına da olanak tanıyacağını vurgulayan Rice, şöyle devam etti:
 
"Türkiye güçlü girişimci toplum yapısı, yetenekli ve genç insan sermayesi ve yeniliğe açık zihin yapısıyla bölgede en çok gelecek vaat eden pazarlardan bir tanesi. GE, Türkiye'deki ilk yabancı sanayi yatırımcılarından biri. Onlarca yıldır hem kamu ve özel sektörün, hem de Türk halkının sosyal ve ekonomik kalkınma hedeflerini karşılamak ve teşvik etmek için uzun vadeli ortaklıklar kurmaya odaklandık. Türkiye'nin kalkınma hedefleri GE'nin uzmanlığıyla tam olarak örtüşüyor. Türkiye'nin, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak üzere 2023 vizyonuna ulaşması için bir dizi yatırım yapmasında, özellikle mevcut altyapı gelişimini destekleme konusunda güçlü büyüme fırsatları görüyoruz."
 
John Rice, 56 tesis ve 600'den fazla çalışanı ile GE'nin bugün Türkiye'nin enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 25'ini karşıladığına dikkati çekerek, "Ülkedeki uçakların yüzde 60'ının GE motorlarına sahip olduğu Türkiye'de, her gün çeşitli hastanelerde yaklaşık 20 bin GE sağlık teknolojisi ürün, sistem ve çözümleri kullanılmaktadır. GE'nin yeni yatırımları şirketin öncelikli büyüme alanlarındaki ortaklıklarını güçlendirecek, aynı zamanda Türk halkı için yeni imkanlar yaratacak. Planlanan yatırımların odak noktasında, yenilikçiliğin değişen doğasının ve stratejik ortaklıkların önemini de vurgulayan, pazara özgü ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak üzere yerel inovasyon çalışmalarını desteklemek olacak. Bizim gibi şirketlerin işini kolaylaştırdığı için Türk hükümetine ve Bakan Çağlayan'a teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.
 
Cari açığın belini bükeceğiz
Çağlayan, GE'nin Türkiye'deki yatırım kararlarına ilişkin düzenlenen toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
Açıklanan cari açık verilerine ilişkin Çağlayan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Cari açığın belini bükeceğiz, Türkiye'de cari açığı konuşulan bir konu olmaktan çıkaracağız demiştik. Teşvik sisteminin tam devreye girmesiyle, önümüzdeki yıllarda yapılacak yatırımlarla artık Türkiye'de cari açığı konuşulan bir konu olmaktan çıkaracağız. Bunlar iddialı cümleler gibi gelebilir, ama geçen senenin aynı ayına göre şu anda 2,7 milyar dolarlık bir azalış son derece önemlidir. Nisan ayı cari açık rakamı bize bu konuda umutlarımızın, almış olduğumuz tedbirlerin, yapmış olduğumuz çalışmaların bir kez daha doğru olduğunu ortaya koyuyor."
 
Bu yıl ilk 5 aylık ihracatın 60 milyar dolar olduğunu hatırlatan Çağlayan, "Son 12 aylık ihracatımızın 140 milyar doların üstüne çıkması ve diğer veriler öncü göstergelerdir. Diğer taraftan, ithalatımızın azalması da aldığımız ve alacağımız tedbirlerle, yatırımlarla daha fazla düşerek devam edecek. Cari açık konusu, geçenlerde dünyanın çok önemli değerlendirme yapan ekonomistlerinin de ortaya koymuş olduğu ifadelerde olduğu gibi, Türkiye'de gündemden düşmüştür. Ama bu konuyu kalıcı hale getirmek zorundayız" şeklinde konuştu.
 
7,7 milyar dolarlık düşüş...
Bakan Çağlayan, ilk 4 ayda geçen senenin aynı dönemine göre yaşanan 7,7 milyar dolarlık düşüşe ilişkin ise şunları kaydetti:
"Bu düşüş bizi yanıltmadı. Rakamlar konusunda bir iddiamız ve kehanetimiz olmasa da cari açığın geçen yıl gibi olmayacağını ve bu yıl konunun, cari açık meselesinin bir sorun olarak gündemden düşeceğini hep ifade ettim. Bu konuda dünyadaki gelişmeler çok önemli. Enerji, petrol ve emtia fiyatlarının düşüyor olması son derece önemli. Biz dış ticarette 105 milyar dolarlık açık verdik. Bu açığın 54,1 milyar doları sadece enerji ithalatıydı. Sadece gideri azaltmakla cari açık sorununu çözemeyiz. Geliri de artırmak gerekiyor. İşin en iyi tarafı, bizim orta vadede koyduğumuz hedeflerde, şu an herhangi bir çelişki ortamında olmamamız."
 
Açıklanan rakamların aslında çok daha düşük yaşanabileceğine işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti:
"Euro Dolar paritesi bizim elimizi kolumuzu bağladı. İhracatımızın yarısını euro, yarısını dolar olarak yapıyoruz. Ama uluslararası istatistikler gereği, dolara çevirirken kazık yiyoruz... Çünkü, 1 euro parite 1,25 ise ayrı bir değer yazılıyor, 1 euronun karşılığı 1,35 ise ayrı bir değer yazılıyor. Oysa bizim ihracatımız euro... Bu noktada paritedeki her bir yüzde 10'luk düşüş, ihracatımızı yüzde 4,5 azaltıyor. Diyelim ki 1 milyar euro ihracat yaptığınızda, eğer o gün parite 1,35 ise karşılığına 1 milyar 350 milyon dolar yazıyorsunuz. Eğer parite 1,25 seviyesinde ise 1 milyar euroya bu sefer 1 milyar 250 milyon dolar yazıyorsunuz. Arada 100 milyon dolarlık bir azalma var. Bizim istatistiklerimize geçerken de azalma olarak geçiyor. Bu da etkenlerden biri, fakat sonuç olarak biz orta vadeli program hedefimizde belirttiğimiz dış ticaret verilerine, cari açığa ve ihracat rakamlarına ümit ediyorum ki aynen o değerler şeklinde yaklaşacağız. Bugün elde ettiğimiz, gelmiş olduğumuz seviye son derece önemli."