Gaziantep’te 600 milyonluk endüstri 4.0 ‘Şölen’i
Çikolata üreticisi Şölen, Gaziantep’e birbiriyle konuşan robotların çalıştığı yeni bir fabrika kurdu. Endüstri 4.0 esaslarıyla kurulan ve 600 milyon liraya mal olan bu fabrikadan çıkan ürünler iç piyasanın yanı sıra 100’ü aşkın ülkeye gönderiliyor. Şölen bu yıl 1 milyar lira ciro hedefliyor.
Ebru SUNGUR
Ameliyata hazırlanan bir doktor gibi beyaz önlük, özel ayakkabılar giyip bone taktıktan sonra ellerinizi dezenfekte edip içeri girince çikolatanın kokusu ve sıcağı vuruyor yüzünüze. Bu koku olmasa da tavan boyunca dizilmiş onlarca boruyu, yanına merdivenle çıkılan iki devasa kazanı, yürüyen bantları ve tüm bunları yan odada kontrol eden bilgisayar başındaki genç mühendisi bir fotoğrafta görseniz buranın gelişmiş bir kimya tesisi olduğunu düşünürsünüz. Oysa burası Şölen’in Gaziantep’te endüstri 4.0’ın gereklerine göre kurduğu yeni üretim üssü.
Çoban ailesi 600 milyon liraya mal olan bu tesisi, Şölen’in doğduğu topraklarda yapmayı seçmiş. Şölen CEO’su Elif Çoban, “Hayallerle hedefleri buluşturan yer” diye nitelediği tesis için Gaziantep’i seçmelerinin nedenini kentin gelişmiş sanayi altyapısıyla açıklıyor: “Herhangi bir makine arızalansa bir saatte çözülür.” Ve espriyle ekliyor: “Bu fabrika İzmir’de de olabilirdi. Ama o zaman hafta sonu fabrikaya gitmeyi mi, Kordon’u mu tercih ederdik! Gaziantep’te sanayicinin hafta sonu keyfi de fabrikasında çalışmaktır.”
Çikolata sekiz saat boyunca konçlanıyor
Şölen’in yeni tesisini Elif Çoban ve kardeşi Ali Çoban’la birlikte geziyoruz. Tüm ürünlerin ana malzemesi olan çikolata ilk girdiğimiz bölümde, büyük kazanlarda üretiliyor. Kazana hangi hammaddeden ne kadar gireceği bilgisayarla kontrol ediliyor, insan eliyle besleme yapılmıyor. Kazanda ‘konçlama’ adı verilen karıştırma süreci sekiz saat sürüyor. Ali Çoban, “Amaç, çikolatanın istenmeyen asitlerden, kokulardan arındırılması ve mükemmel inceliğe ulaşması” diyor.
Fabrika üretim bantlarına göre inşa edildi
Ardından farklı farklı ürünlerin çıktığı üretim bantlarına geçiyoruz. Kimi bantların uzunluğu 300 metreyi buluyor. Ali Çoban, bantların uzunluğunun ürünlerin soğumasını yavaşlattığını, yavaş soğuyan ürünlerin daha lezzetli ve parlak olduğunu anlatıyor ve “Biz bu fabrikayı kurarken önce ihtiyacımız olan bantları belirledik, tasarladık. Fabrikanın inşaatını ona göre yaptık” diyor.
İkramlık ürünlerin üretildiği bantlarda hummalı bir çalışma var, malum önümüz bayram... Elif Çoban, dökme ikramlık çikolatayı pazara kendilerinin getirdiğini hatırlatıyor, “Ramazan bayramına şeker bayramı denirdi ya artık çikolata bayramı” diyor.
Biscolata adamı meğer robotmuş!
Şölen’in, hedef kitlesini “eğitimli ve yüksek beğenili kadınlar” olarak belirlediği Biscolata bandına yaklaştıkça, heyecanım artıyor. Yakışıklı gençlerin boy gösterdiği reklamlarla birlikte “Biscolata adamı” diye bir kavram bile girdi hayatımıza, heyecan doğal! Ve büyük hayal kırıklığı! Cam bölmenin içindeki bantta robot kollar yapıyor Biscolataları. Ama haklarını teslim etmek lazım, en az Biscolata adamı kadar özenliler!
Bütün bantlarda robotlar çalışıyor zaten. Ve çipler sayesinde hem birbirleriyle hem de merkezle sürekli iletişim halindeler. Öyle ki muhtemel arızaları bile günler öncesinden bildiriyorlar.
Interpack’ta ‘en son büyük yenilik’ unvanı
Şölen, bu tesiste kullandığı makineleri çeşitli firmalardan almış. Bunlardan biri de gıda tesislerinde endüstri 4.0 uygulamalarıyla adını duyuran Alman Schubert Group. Hatta bir makineyi Şölen’in talepleri doğrultusunda geliştirmişler ve bu geliştirme sayesinde bu makine, ayın başında Düsseldorf’ta gerçekleştirilen Interpack Fuarı’nda “en son büyük yenilik” olarak seçilmiş. Schubert Group Araştırma Geliştirme Direktörü Dr. Abdelmalek Nasraoui, Şölen’in yeni fabrikasının, şekerleme sektöründe Avrupa’daki en gelişmiş üç tesisten biri olduğunu söylüyor.
Küçük sanayide 600 bin euroya mal olan hat
Yeni tesisle kapasite de artmış elbette ancak Elif Çoban, asıl amaçlarının sıfır müşteri şikayeti, en üst düzey gıda güvenliği ve yenilikçi ürünler olduğunu söylüyor. Piyasada olan bir ürünün benzerini yapmaktansa yeni keşifl er peşinde olduklarını belirten Çoban, Ozmo Fun bandını gezerken anlatıyor:
“Çikolata lolipopu Avrupa’da gördüm. Bir firma elle üretim yapıyordu, renk sayısı da ikiydi. Biz dört farklı çeşitte ve renkte çikolatadan, el değmeden üretiyoruz. Çubukları da plastik değil, sıkıştırılmış kağıt.”
Çubuk krakerin çikolatayla kaplanmasıya oluşan Biscolata Stix hattının öyküsünü de Ali Çoban anlatıyor: “Bu ürünü TÜBİ-TAK’tan destek alarak geliştirdik. Makine için bir firmadan teklif aldık, bir hat için 10 milyon euro istediler. Biz de küçük sanayideki üreticilerle bir araya geldik, nasıl bir şey istediğimizi anlattık. Bu hat bize 600 bin euroya mal oldu.”
Parayı toprağa değil teknolojiye yatırdılar
Üretim bantları arasında gezerken pakete giren her ürünün fotoğrafını çeken makineler gördük, bisküvi arası iki çeşit çikolatadan oluşan yeni ürün Ozmo Burger’i tanıdık, fabrikanın kakao çekirdeği ve palm yağı dışında tüm tedariğini Türkiye’den sağladığını öğrendik. Son durağımız da akıllı depo oldu. 7 bin 500 metrekare oturum alanlı bu depoda dikey istifl eme yapılmış. Bu sayede sıradan bir depoda 60 bin metrekare alana gereksinimi olacak 54 bin palet 7 bin 500 metrekare sığdırılıyor. Ali Çoban, “60 bin metrekarelik toprağa 9 milyon dolar verip üzerine depo yatırımı yapacağımıza 14-15 milyon doları akıllı depoya yatırdık. Bu deponun hiç çalışanı yok. Bütün işi makineler yapıyor. Üstelik aydınlatılması da gerekmiyor. Hem elektrik faturasından tasarruf ediyoruz hem de yangın riskini önlüyoruz” diyor.
İşe alınanların çoğu beyaz yakalı
Endüstri 4.0, robotlar, teknoloji... Hepsi güzel de bu yeni üretim şekli işçi sayısını azaltıyor mu? Bu soruyu Elif Çoban yanıtlıyor: “Bu tesise geçerken kapasite kullanım artışına da bağlı olarak çalışanlarımızın sayısı 300 kişiye yakın arttı. Evet, yeni teknoloji ile mavi yakalıların çalışma alanı biraz daralıyor. Ancak beyaz yakalılara ihtiyaç her geçen gün artıyor. Bizim yeni işe alımlarımız çoğunlukla beyaz yakalı. Şimdi bütün gençler üniversite mezunu. Doğdukları şehirde kendi niteliklerine uygun iş buluyorlar.”
Rakamlarla Şölen'in yeni fabrikası
- 5 yılda tamamlandı
- 600 milyon liralık yatırım
- 430 milyon lirası makine
- 170 milyon lirası inşaat
- 120 bin metrekarelik alanda
- Günlük üretim kapasitesi 800 bin ton
- 62 ana hat
- 11 yarı mamul ve paketleme hattı
- Toplam 73 hat bulunuyor
Belgeseli çekiliyor
Elif Çoban yeni fabrikayı anlatırken “Rüyam” diyor. Öyle heyecanlı ve tutkulu anlatıyor ki, soruyorum: “Yabancı belgesel kanallarında alanında ilklere imza atmış, yeni teknolojileri kullananan tesislere ilişkin yapımlar izliyoruz. Size böyle bir teklif geldi mi?” Bir an duruyor, şirketin kurumsal iletişim yöneticilerine sesleniyor: “Bakın ben söylemedim, soru geldi!” Meğer tam da o gün bir belgesel kanalı, Şölen’in yeni tesisinde çekimler yapmış, Elif Çoban da onlara tesisi anlatmış. Türkiye’de de yayını olan bu kanalla yapılan anlaşma gereği henüz kanalın adı açıklanmıyor.
50 kişilik Ar-Ge ekibi gurmeleri memnun etmek için çalışıyor
1989 yılında 2 bin metrekarelik bir tesisle üretime başlayan Şölen’in bugün aynı büyüklükte bir Ar-Ge merkezi var. “Fabrikanın küçük mutfağı” denilen bu tesiste 50 kişilik Ar-Ge ekibi sürekli yeni lezzetler üzerinde çalışıyor. Bu lezzetler aralarında üç Çoban kardeşin de bulunduğu gurmelerin damak zevkine sunuluyor. İlk sınavı geçenler, saha çalışmalarıyla daha geniş bir kitleden de onay alırsa üretim başlıyor. Şölen, şimdi İstanbul’da da bir Ar-Ge merkezi kurmaya hazırlanıyor. Gaziantep'teki tesiste Ar-Ge’nin yanı sıra gelişmiş bir laboratuvar da bulunuyor. Burada hem üretilmiş ürünler hem de ürünlerde kullanılan girdiler analiz ediliyor. “Sorunlu” ürünler fabrikaya kabul edilmeyerek tedarikçiye geri gönderiliyor. Bu yıl Ar-Ge’ye 4.5 milyon lira harcayan Şölen, gelecek yıl bu rakamı 6 milyon liraya çıkarmayı planlıyor.
'Belçika'ya ürün gönderiyoruz tereciye tere satıyoruz'
Elif Çoban, geçen yılı 763 milyon lira ciro ve 150 milyon dolar ihracatla kapatan şirketin bu yılki hedefinin 170 milyon doları ihracattan, toplam 1 milyar lira ciro olduğunu açıklıyor. 100’ü aşkın ülkeye ihracat yapılıyor ancak Elif Çoban, nicelikten çok niteliğe önem verdiklerini, “Örneğin adı çikotayla özdeşleşmiş Belçika’ya ürün gönderiyoruz, tereciye tere satıyoruz. Çikolata ihracatında Türkiye’de ortalama kilogram fiyatı 2.21 dolar, ihraç edilen Şölen ürünlerinin ortalama kilogram fiyatı 3.71 dolar” sözleriyle anlatıyor. Şirket şimdilerde ihracatını belirli ülkelerde kurduğu bölge ofisleriyle organize ediyor.