Düelsan, engelli sistemiyle pazarın yüzde 30’una ulaştı
Türkiye’ye 1974’te uygulanan ambargonun ardından askeri araç ekipmanı üreterek sektöre giren Düelsan, araç arkası forkliftlerinin ardından araç içi engelli sistemi üretmeye başladı. Şirket, bu üründe kapladığı yer ve kullanım kolaylığıyla öne çıkmayı hedefliyor.
ERCAN ÜSLÜ
SAMSUN - Sektörde yaşadığı engeller onu Ar-Ge ve inovasyona yöneltti. Elektrik elektronik tamirhanesi olarak kurulan Düelsan, önce araç arkası foklift üretti, ardından kapladığı yer ve kullanım kolaylığıyla öne çıkan engelli sistemini üretti. Şirket, araç içi engelli sisteminde Türkiye pazarının yüzde 30’una sahip oldu.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından ABD’nin uyguladığı ambargo boşluğundan faydalanan Düelsan, 1975 yılında elektrik elektronik tamirhanesinde askeri araçlar için jeneratör, marş motoru ve alternatör üretmeye başladı. 90’larda ucuz Çin mallarının yurda girmesinin ardından çıkış arayan şirket, gerçekleştirdiği Ar- Ge sonrasında araç arkası forklift üretimine yöneldi. 2005 yılında Bakanlığın toplu taşıma araçlarında zorunlu hale getirdiği engelli sistemlerini üretmeye başlayan şirket, bugün Türkiye pazarının yüzde 30’una hakim oldu. Kapladığı yer ve kullanım kolaylığıyla dünyada eşi olmayan engelli sistemi ise Avrupalıların dikkatini çoktan çekti bile.
Ticaret hayatındaki 45 yılda dönem dönem zorlandığını, şirketinin tamamen battığını, ancak hiçbir zaman yılmayarak sürekli çıkış aradığını söyleyen Düelsan Yönetim Kurulu Başkanı Necati Dündar, bugün geldiği noktayı şu sözlerle anlattı: “Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından 1975 yılında ABD’nın Türkiye’ye uyguladığı ambargodan dolayı yurtiçinde yedek parça ihtiyacı oldu. O tarihte 3 kardeş Düelsan’ı kurduk. Özellikle askeri araçlara ve inşaat sektöründe kullanılan araçlarındaki jenaratör, marş motoru ve alternatörlerin tamiratını yaparken, ihtiyaçtan dolayı kendimizi üretimin içinde bulduk. Amatör ruhla başlamıştık. Kendimizi geliştirerek 1988 yılında ABD’ye ilk ihracatımızı yaptık. On yıl sonra ise ucuz Çin malları, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de birçok sektöre darbe vurdu. Tabi bizde nasibimizi aldık. Piyasada bizden çok düşük fiyata ürün satılıyordu. Tam da bu noktada Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verdik ve DLP markasını oluşturarak araç arkası sabit forklift üretmeye başladık. Aslında Düelsan’ın hikayesi de tam bu noktada başladı.”
Sistemi yarı yarıya küçülttü
Şirket, 2005 yılında okul servisleri, toplu taşımalar, hasta taşıma arabaları gibi birçok araçta engelli lifti zorunluluğunun getirilmesinden sonra bu boşluğu da iyi değerlendirdi. Önce üretim kolunda inovasyon yapan şirket, yük taşıyan lift yerine insan taşıyan lift üretimine yöneldi. Ar-Ge çalışmaları sonucu kullanımı kolay ve araç içinde yer kaplamayan sistemi üretti. Mevcut sistemlerin araçlarda yer kaplaması ve yavaş çalışması bakımından sıkıntı yarattığını belirten Dündar, “Buna odaklanarak kapladığı yer bakımından küçük, kolay kullanımlı ve hızlı işlev sağlayan bir ürün ürettik. Tekerlekli sandalyenin sisteme sığması için en az 80 santime 120 santim platform gerekiyor. Piyasadaki örnekler bu boyutta. Biz 40 santime 60 santim ebadında ve 20 santim kalınlığında katlanabilen mini bir ürün ürettik. Çok tutuldu. Bu ürün Avrupalıların da dikkatini çekti” diye konuştu.
Yüzde 80 yerli malı kullanıyor
DLP etiketiyle ürettikleri araç arkası sabit liftin Avrupa’da yapılan sistemle aynı olduğunu söyleyen Necati Dündar, “Lakin biz aynı kaliteyi, yedek parça ve servis garantisiyle sunuyoruz. Üretim malzemesinde yüzde 80 yerli parça kullanıyoruz. Sadece hidrolikte kullanılan birkaç parçayı ithal ediyoruz. Bu ürün Kamyon, kamyonet ve panelvan gibi yük taşıyan tüm araçlara uyumlu. Avrupa’dakilerden daha ucuza ürettiğimiz için daha uygun fiyata da satabiliyoruz” dedi.
"TSE üretici firmalara yetki vermeli"
Engelli sistemini özel bir araca montajı sırasında ise bürokratik engellerle karşılaşıldığını vurgulayan Dündar, “Araç için TSE, seri tadilat ve TİP onayı alınması gerekiyor. Ve maliyette yükseliyor. Bir tek araç için yapılan en ufak değişiklik için TSE’den 20 ayrı evrak almak zorundasınız. Gereksiz bürokrasi uygulandığı gibi her evraka da bir lüzumsuz masraf koyarak TSE aslında çok gaddar davranıyor. Üretici firmalar olarak, TSE bizi denetlesin. Ve uygun görürse bize araçta değişiklik yapma yetki versin. Bu masraflar ve zaman aşımı nedeniyle insanlar engelli yakınını kucakta taşımak zorunda kalıyor” dedi.