DESA CEO’su Burak Çelet: Avrupa ve Orta Doğu’da Türk markaları parlayacak

DESA CEO’su Burak Çelet, 2024 yılında hem dünyada hem de Türkiye’de ciddi bir trend değişimi yaşandığına dikkat çekerek, “Trump ile beraber küresel ticarette de değişimler olacak. Çin’deki yavaşlama Türk markalarını ön plana çıkartacak” diye konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Jülide Y. GÜRDAMAR

Küresel ticaretteki de­ğişimler, Türkiye gibi alternatif üretim mer­kezleri için fırsatlar yaratacak. Özellikle Çin’in rolünün azal­ması, küresel tedarik zinci­rinde Türkiye gibi ülkeleri ön plana çıkartacak. “2024 yılın­da trendlerde ciddi değişimler yaşandı, dış talepte önemli bir daralma oldu” diyen DESA CE­O’su Burak Çelet, “2025 yılında ABD dışında bütün piyasalar­da daralma devam edecek. Çin lüksün lokomotifi…

Çin tüket­mediği sürece bütün dünyada yavaşlama görülecek. Çin’in rolünün azalması, özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarla­rında Türk markalarının da­ha fazla tercih edilmesini sağ­layabilir” ifadelerini kullandı. DESA’nın da bu fırsatları de­ğerlendirmek için hem üretim kapasitesini artırmayı hem de markayı güçlendirmeye odak­landığını anlatan Çelet, “Kör­fez Bölgesi şu anda inanılmaz bir tüketim artışı yaşıyor. Bu bölge, bizim için doğal bir he­def pazar.

Ayrıca Irak’ta, özel­likle Erbil ve Bağdat’ta franc­hise kanalıyla mağazalaşmayı hedefliyoruz. Irak’ta 2025’te 2-3 mağaza açacağız. Önümüz­deki yıllarda Şam’da da yerimi­zi alacağız. Yıllardır batıda ma­ğazalaşmayı tercih etmiştik; ancak daralan piyasalarda fır­satları doğuya da yönelerek de­ğerlendireceğiz. Doğu Avrupa, Körfez ülkeleri ve Türkiye’nin doğusundaki pazarlarda yeni hikayeler yazmaya hazırlanı­yoruz” açıklamasını yaptı.

İç tüketim ve ihracat dengesi değişti

2024 yılının ikinci yarısı­nın iç tüketim açısından pera­kende sektöründe hızlı geçtiği­ni ve parasal sıkılaşma ve enf­lasyonla mücadeleye rağmen tüketimin arttığını kaydeden Çelet, “Tüketen, tüketmeye de­vam etti. Gelir dağılımın geçti­ğimiz yıl daha da bozulduğunu gözlemledik” dedi. 2024 yılın­da en önemli trend değişiminin yerlinin payının ciddi oranda artması olarak gören Çelet, “İç tüketim/iç satış lehine denge­nin biraz değiştiği bir dönem­deyiz. 10 yıllık bir dönemi de­ğerlendirdiğimizde ihracat iç piyasa dengesi yüzde 50-50 idi.

Pandemi sonrası perakende­nin hızlı büyümesi, dış talebin yavaşlaması sebebiyle 2022’de yüzde 68-32, 2023’te yüzde 66- 34, 2024’te de yüzde 74-26 gi­bi bir iç piyasa ve ihracat dağı­lımı oldu. İç piyasa 74’e geldi. Ben bunun yine önümüzdeki yıllarda 50 – 50 oranını yaka­layacağını düşünüyorum. Tu­rist alışveriş yapmadı. Samso­nite satışlarımız yüzde 50’lerin üzerinden yüzde 30’lara kadar düştü” dedi.

2025 yılında ise dış talebin ilk yarıda yine yavaş ilerleye­ceğini, fakat ikinci yarıda Av­rupa’dan talebin artacağını öngören Çelet, 2025’e yönelik şunları söyledi: “Mevcut para politikası devam ederse ikin­ci yarıda yavaşlama gözlem­leyebiliriz. Değerli TL devam edecek gibi görünüyor. Üretim, ihracat ve istihdam üzerinde baskılar devam edecek. 2025 yılı zor bir yıl olacak.”

Lüks markalar 2024’te zorlanmaya başladı

Burak Çelet, 2022-23 dö­nemindeki yükseliş sonrası 2024’te lüks markaların zor­lanmaya başladığını ve bu sü­recin 2025’te de devam edece­ğini kaybetti. Çelet, “Genelde lüks segment en son etkile­nen ve ekonomik iniş çıkışla­ra karşı en korumalı segment­lerin başında gelir anca bura­da bir polarizasyon var. Çok bilinen büyük birçok yabancı markanın gerek hisse değeri gerekse cirosal düşüş yaşadı­ğını görüyoruz. Milyar dolar­lık firmalarının cirolarında yüzde 25- 30 civarında düşüş­ler olduğunu gözlemledik.

Aynı zamanda yüzde 98 ora­nında büyüyen başka bir lüks marka olduğunu gördük Dola­yısıyla markalar arasında cid­di bir polarizasyon var. Önü­müzdeki dönemde bu trend devam edecek gibi gözükü­yor” diye konuştu. Çelet’e gö­re, bu durum bir başka trendin de önünü açıyor: Sessiz lüks. “Çok fazla marka bağırmayan, logolanmamış, iyi kalite mal­zeme ve işçilik ile yapılmış, iyi tasarlanmış minimalist birta­kım markaların ve ürünlerin yükselişte olduğunu görüyo­ruz” diye konuştu.

"Asıl büyük sıçrama yeni online platformlarla gelecek"

 2024 yılında enflasyondan arındırılmış olarak yüzde 10 büyüyeceklerini söyleyen Çelet, FAVÖK marjının ise yüzde 36-37 bandında olacağını ifade etti. Çelet, online satışlar konusunda bilgi verdi: “Online satışlarımız toplam satışlarımızın yüzde 14’üne ulaştı. Ancak asıl büyük sıçramayı, Trendyol, Zalando ve Amazon gibi pazaryerleri üzerinden gerçekleştirdiğimiz e-ihracatla yakaladık.

Bugün, Avrupa’daki 10 ülkeye ve Körfez Bölgesi’ndeki 7 ülkeye satış yapıyoruz. 2023’te e-ihracatımızı başlattığımız Zalando ile büyük bir ivme yakaladık. 2024’te buna farklı pazaryerlerini ekledik. Amazon’la daha fazla ülkeye ulaşacağız. Bebek adımlarıyla başladığımız bu süreç, önümüzdeki yıllarda bizi koşar adımlarla ileriye taşıyacak.” Burat Çelet, 2025’te, ihracat pazarlarını genişleterek ve yüksek katma değerli ürünlere odaklanarak büyümeyi öngördüklerini söyleyerek, Desa ve Samsonite olarak 6 mağaza açacaklarını ifade etti.

Çelet, hedeflerini şu şekilde özetledi: “2025: Toskana fabrikasının katkısıyla global ihracatta büyüme hedefi. Yeni Pazarlara Açılım: Asya ve Amerika pazarlarında marka bilinirliğini artırma planları. Dijitalleşme: E-ticaret cirosunun toplam perakende gelirine oranını yüzde 25’e çıkarma hedefi. E-ihracat: Avrupada 10, Körfez Bölgesinde 7 olan pazar sayısını arttırmaya devam etmek.”

Fındık tarlasındaki çalışan, şimdi İtalyanlara çanta yapıyor

2023 yılında 3,5 milyonluk yatırımlara Toskana’da AR-GE ve üretim tesisi açan DESA, İtalya’da şuanda 4 marka ile çalışıyor. Çelet, “Marka sayımızı artırmak istiyoruz. İtalya’da kazandığımız müşteriyi Türkiye’ye getirmeyi hedefliyoruz bunlardan 3’ünü getirdik” dedi.

Çelet, “Türk zanaatkârlığı ile İtalyan moda anlayışını buluşturmak için tasarlanan ve Mayıs 2023’te faaliyete geçen bu tesis, yalnızca bir üretim merkezi değil, aynı zamanda DESA’nın lüks segmentteki varlığını ve iddiasını güçlendiren bir vitrindir. Toskana Bölgesi’nde kurduğumuz tesisimizde 100’den fazla kişiye eğitim verdik, 60’ını istihdam ettik. 20 sene önce çırak olarak başlamış fındık tarlasından aldığımız 14 arkadaş bugün İtalya’da İtalyanlara deri çanta yapmayı öğretiyor” dedi.

Net ithalatçı konumdayız, tedbir alınmalı

“Sektör genel olarak yetişmiş iş gücünü kaybetmeye başladı” diyen Burak Çelet, “Yıllar içerisinde deri konfeksiyonun payı çok azaldı. Kurulu kapasiteyi, yetişmiş iç gücünü istihdamı kaybetmeye başladık. Çünkü artık ayakkabı sektörü net ithalatçı konumunda. Bir takım tedbirler alınmazsa bunu kaybetmeye devam edeceğiz. Sorun kur değil, ihracatçı kurdan yakınmıyor aslında. Maliyet enflasyonla eş değer bir şekilde paranın değerinin hareket etmemesinden yakınıyor. Rekabet gücümüzü kaybediyoruz” dedi.