Çimsa'nın cirosu 2 milyar 156 milyon liraya ulaştı

Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Göçmen, "Akçansa ve Çimsa'nın toplam cirosu 2013 yılında 2 milyar 156 milyon liraya ulaştı" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Mehmet Göçmen, Sabancı Holding Çimento Grubu olarak 2013 yılında, Akçansa ve Çimsa ile oldukça iyi bir yıl geçirdiklerini belirterek, "İki şirketin toplam cirosu 2 milyar 156 milyon liraya ulaştı. Bir önceki yıla göre yüzde 15'lik bir artışı işaret ediyor" dedi. 

Göçmen, Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal ve Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu evsahipliğinde, dün akşam düzenlenen basın yemeğinde, Sabancı Holding Çimento Grubu'nda ve sektörde yaşanan gelişmeler değerlendirilerek, grubun gelecek yıla dair hedefleri paylaşıldı. 

Grup Başkanı Mehmet Göçmen, yarım asırdır sektör içinde olduklarını hatırlatarak, dünya ekonomisinde yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Gelişmiş ekonomilerde işlerin iyi gitmesinin, gelişmekte olan ülkelerin önünde bir takım riskler oluşturduğunu, Amerikan Merkez Bankasının (Fed) açıklamalarının gelişmekte olan ülkelerdeki piyasaları dalgalandırdığını aktaran Göçmen, 2013 yılında yüzde 3 olan dünya ekonomisinin büyüme hızının 2014'te yüzde 3,7'ye, 2015'te yüzde 3,9'a yükselmesinin beklendiğini söyledi. 

Türkiye'nin dünyada göreceli olarak daha iyi sonuç üreten bir ülke olduğunu ifade eden Göçmen, şunları anlattı: 

"Türkiye 3. çeyrek sonu itibarıyla yüzde 4 seviyesinde büyüme var, yine yüzde 4'ü biraz geçen bir büyümeyle geçen yılı kapatmış olacağız. Ekonomideki en önemli risk ihracatın istenildiği seviyelerde artmayarak cari açığın giderek yükselmesi ve düşük finansman kalitesidir. Cari açık, Türkiye'nin önemli kırılma noktalarından birini oluşturuyor. 2012 yılında 48,5 milyar dolar olan cari açık, 2013 yılında 65 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Diğer bir konu da istihdam sorunu. Bakıldığında Türkiye'nin medyan yaşı 29,7. Böyle bir ülke dünyada yok. Bu avantajımız 2025 yılına kadar da böyle devam edecek ama 2025'lerden sonra aleyhimize dönecek gibi görünüyor. Aktif nüfus ülke için faydalı, bu bir avantaj. Dezavantaj ise bu nüfusa istihdam yaratma konusunda ortaya çıkıyor."  

Türkiye'de üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının yüzde 37 olduğu dile getiren Göçmen, Türkiye'nin yurtdışına öğrenci gönderen ülkeler arasında dünyada 5. sırada bulunduğunun ve eğitime giden öğrencilerin yüzde 77'sinin geri dönmemeyi düşünerek gittiğinin altını çizdi. 

Göçmen, "İnovasyon ve fark yaratan bir Türkiye'den bahsediyoruz fakat genç ve eğitimli nüfusu kaptırma riskini de taşıyoruz. Dolayısıyla bugün analizine bakıldığında iktisaden kırılma noktalarımız var. Demografik olarak ciddi avantajlı noktalarımız var. Tasarruf eksiğimiz var ama bütün bunların ışığında kentlere bir göç hareketi olduğu için inşaat sektörü geleneksel olarak ekonomimizin genelinden biraz daha fazla büyüyor" ifadelerini kullandı. 

"Çimento dünyada sudan sonra en fazla tüketilen ikinci madde"

Dünyadaki gelişmeler hakkında da basın mensuplarına bilgi veren Göçmen, çimentonun dünyada sudan sonra en fazla tüketilen ikinci madde olduğunu söyledi. 

Göçmen, dünyada tüketilen 4 milyar ton çimentonun yüzde 60'ı yani 2,5 milyar tonluk kısmının Çin'de tüketildiğine dikkati çekerek, kalan 1,5 milyar tonluk çimento işinde Türkiye'nin dünyanın en büyük 5. ülkesi olduğu bilgisini paylaştı. 

Türkiye'de kişi başına çimento tüketiminin 2013'te 835 kilograma ulaştığına işaret eden Göçmen, şöyle devam etti: 

"Son 10 yılda birikimli olarak yüzde 7 büyüdü, bunun anlamı 10 yıl olduğu için kişi başı çimento tüketiminde neredeyse yüzde 100 artış oldu. Geleneksel olarak çimentoyu ihraç eden bir ülkeyiz. İç talebin üzerinde oluşan kapasite fazlası, dış pazarlarda ihraç edilmeye devam edilmektedir. 2013 yılında, geçen yıla göre yüzde 6 düşüşle 12 milyon ton çimento ve klinker ihracatı gerçekleştirilmiştir. Avro bölgesindeki ekonomik kriz, Akdeniz havzasında yer alan ve Türkiye'nin çimento ihracatında önemli bir pazarı olan Kuzey Afrika ülkelerinin yaşadığı sosyal değişimler, Irak ve Suriye pazarında yaşanan gelişmeler ihracatı olumsuz etkiledi. Çimento aslında ihracatı sevmeyen bir sektör. Genellikle üretildiği ülkede tüketilen bir ürün. Çünkü bugün artmış fiyatlarla çimentonun kilosu 15 kuruş, dolayısıyla pahada hafif yükte ağır bir üründen bahsettiğimiz için çok yakın coğrafyada ancak kullanılabiliyor." 

Göçmen, Türkiye hazır beton tüketiminin de 2013 yılında yüzde 9,6 büyüme göstererek yaklaşık 102 milyon metreküp seviyesine ulaştığını aktardı. 

Türkiye çimento sektörünün, tüm bu gelişmeler ışığında 2014'e daha güçlü umutlarla girdiğini belirten Göçmen, 2013 yılında yakalanan ivmenin, özellikle 2014 yılının ilk yarısında da devam etmesinin beklendiğini, kentsel dönüşüm ve altyapı yatırımlarının, sektörün büyümesinde büyük rol oynamaya devam edeceğini vurguladı. 

"Türkiye'de yüzde 18'lik payla en büyük kapasiteye sahibiz"

Göçmen, Sabancı Holding Çimento Grubu hakkında da bilgiler verdi. Türkiye'de yüzde 18'lik payla en büyük kapasiteye sahip olduklarına işaret eden Göçmen, şunları kaydetti: 

"Sabancı Holding Çimento Grubu olarak geride bıraktığımız 2013 yılında, Akçansa ve Çimsa ile temsil edildiğimiz çimento sektöründe hedeflerimizi gerçekleştirdik ve karlılığımızı artırarak büyümeyi başardık, oldukça iyi bir 2013 geçirdik. İki şirketin toplam cirosu 2 milyar 156 milyon liraya ulaştı. Bir önceki yıla göre yüzde 15'lik bir artışı işaret ediyor. HeidelbergCement ile Akçansa'daki ortaklığımız ve şimdi Çimsa'nın CSI üyeliği nedeniyle global platformlarda güçlü bir varlığımız söz konusu. Biz rekabeti Türkiye ile sınırlamıyoruz, global çapta faaliyet gösteriyoruz. İki şirketimiz de bir tanesi ortağımız üzerinden birisi de doğrudan kendisi olmak üzere sürdürülebilirlik inisiyatifinin bir parçası." 

2013 yılı ve sonrasında karlılığı korumak, bölgesel liderliği yakalamak için büyüme yatırımları yapmak ve sürdürülebilirlikle ilgili hedeflerinin olduğunu dile getiren Göçmen, hedeflerini ise şöyle özetledi: 

"Bugünümüzü iyi yöneterek operasyonel ve net karlılığımızı korumak, yaptığımız işte en iyi olmak, kurumumuz için katma değer ve sinerji yaratacak satın almalarla 'bölgesel bir güç' olup, Türkiye'nin Sabancı'sı olarak bölgesel liderliği yakalamak, Türkiye pazarında ve yakın coğrafyada ortaya çıkan olası satın alma projelerini değerlendirmek, hedeflerimizi 'sürdürülebilir kılmak' üzere karbon yönetimi, enerji verimliliği, üründe yenilikçilik başlıklı yatırımlarımıza devam etmek..."  

Hedefin sadece büyüme değil sürdürülebilir büyüme olması gerektiğinin altını çizen Göçmen, çimento üretiminin enerji yoğun bir iş olması dolayısıyla enerji verimliliğinin sektör için önemli bir konu olduğuna vurgu yaptı. 

Sabancı Holding Çimento Grubu olarak, 2005 yılından bu yana bilinçli ve programlı, verimlilik odaklı 250 milyon doların üzerinde yatırım yaptıklarını, atıkların bertaraf edildiği fabrikalar oluşturduklarını söyleyen Göçmen, "Bugün atık ısı tesislerimizle Akçansa Çanakkale Fabrikası'nda 15,2 MW, Çimsa Mersin Fabrikası'nda ise 8-9 MW enerji üretiyoruz. Bunları alt alta yazdığımızda enerjide yılda 40 milyon lira tasarruf sağlıyoruz. Biz sürdürülebilirlik konusunu sadece çevre olarak değerlendirmiyoruz. Enerji verimliliği projelerinin yanı sıra üretimde yeni yaklaşımlar, özel ürünler ve hizmetler, alternatif yakıt, nano teknoloji gibi çalışmalarla topyekun bir sürdürülebilirlik anlayışı geliştirmeye çalışıyoruz. Teknoloji liderliğiyle sektörümüze örnek olmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

"Atık yakıt 1,5 milyar dolarlık enerji ithalatını ikame edebilir"

Türkiye'nin enerji ithalatının cari açığın önemli bir kalemi olduğunun altını çizen Göçmen, "Atık yakıt şu anda Türkiye'de 1,5 milyar dolarlık bir enerji ithalatını ikame edebilecek boyutta. Eğer biz Avrupa'daki fabrikalar kadar atık bulabilsek, Türkiye şu an 1,5 milyar dolar daha az enerji ithal edecek. Çöpler şu anda ayrıştırmadan toplanıyor ve gömülüyor, buna biz de talibiz, istenirse bu ayrıştırma işini biz yapmak kaydıyla da talibiz. Buna sadece Sabancı şirketleri değil, Türkiye çimento sektörü olarak da talibiz" önerisini paylaştı. 

Göçmen, holdingin bütçesi dışında iki şirketin bilanço güçlerinden 1-1,5 milyar lira arasında ilave sermaye gerekmeden yatırım yapma kapasitelerinin olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Büyümek için önemli bir finansal gücümüz var ama bugüne kadar yapamamamızın bir takım sebepleri var. Coğrafi olarak bazı yerlerde siyasi istikrarsızlık, bazı yerlerde finansal istikrarsızlık gibi...  Türkiye'nin etrafına çok baktık, Suriye'ye baktık geri çekildik, Mısır'a baktık geri çekildik. Mısır, Tunus, Libya'daki durum yatırım yapmamıza elverişli bir ortam yaratmadı. Balkanlara çok ciddi baktık, bir sürü aday firmayla görüştük, orası da İtalya ile Yunanistan'daki finansal krizin etkisinde. Ortamla finansal gücümüzü buluşturamadık. Şu anda sürekli izliyoruz, uygun ortam ve zamanı bulduğumuzda satın almalar yapabiliriz." 

Toplantıda Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal ve Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu da Çimsa ve Akçansa olarak yaptıkları çalışmalar ve şirket performanslarına ilişkin bilgiler verdi.