Çevik ve esnek bir dönüşüm yılı

Sabancı Holding, yeni CEO’su Göçmen yönetiminde 2018’e yeni bir oyun planı ile giriyor. Bu planı şekillendiren 3 temel trend var: Çeviklik, esneklik ve iş birlikleri...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Türkiye yatırım yapma hevesi azalan ama bir yandan da büyümeye devam eden bir ülke konumuna geldi. Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen, bu gelişmenin altını kalın kalemle çiziyor ve ekliyor: Bugün geldiğimiz noktada öngörülebilirlik azaldı, yüksek kurlar ve yüksek faiz yatırımcının iştahını kapatıyor, ileriye dönük bir fizibilite oluşamadığı için yatırımlar daha kısa vadeli hale geliyor. Ancak Göçmen’in bu gelişmeyi yorumlayışı; hem Sabancı’nın yeni dönem oyun planını hem de 2018’i planlayan şirketler için farklı bir vizyonu ortaya koyuyor: “Bu trend, bence yeni yönetim anlayışının özünü oluşturacak şekilde iyi bir şey. Çünkü artık eskisi gibi 10 yıla, 20 yıla bakarak yatırım yapma döneminin sonuna geldik. Belki bu Türkiye’de biraz keskin oldu ama tüm dünyada da ana trend bu.”

Türkiye’nin kurumsal yönetim konusunda gurusu olarak tanımlanabilecek Göçmen’in saptamaları bu noktadan sonra daha da zihin açıcı hale geliyor: “Yeni dönemde dünyada yatırımlarda 3 temel kriter ön plana geçiyor: Çeviklik, esneklik ve işbirlikleri. Ne kadar çevik ve esnek yatırım yaptığınız ve artık ortaklıklardan ziyade işbirlikleriyle ilerlemek önemli hale geliyor... Bu bizim genlerimizde de olan bir yönetim tarzı. Şimdi bütçelerin sorgulandığı, aynı yıl içinde 4-5 farklı dönem geçirilen günümüzde her an esnetilebilir adımlar atarak ilerlenecek yeni bir yönetim felsefesine geçiyoruz.”

Büyük fabrikalar değil küçük ve esnek yatırımlar

2017’nin son ayında Kordsa, ticari havacılık sektörüne ileri kompozit malzemeler sağlayan Fabric Development ve Textile Products şirketlerini yaklaşık 100 milyon dolar yatırım ile satın alma kararı aldığını açıklamıştı. Sabancı’nın bu son yatırımı tüm bu yeni yatırım trendi özelliklerini bünyesinde barındırıyor.

Göçmen şöyle anlatıyor: “Biz yeni bir üründe, yeni bir teknolojide, yeni bir değer zincirinin içinde olmak istedik. Uzay teknolojisine uzanmak dediğinizde dev değil daha ufak yapılarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Dolayısıyla biz kendimizi ufak yapıların yarattığı bütünü yönetebilir hale getirmeye çalışıyoruz ki bu da esneklik verecek. Büyük fabrika yerine küçük ve esnek yatırımlar, uzun vadeyi görebileceğimiz bir yapı. Dolayısıyla daha orta ve ufak yatırımların oluşturduğu bir network. Bu da bugünkü konjonktürde Türkiye’nin dışında; çünkü ya Boeing’e ya da Airbus’a üreteceksiniz ama nihayetinde Türkiye’nin de yerli uçak üretme çalışmaları var. Acaba biz böyle bir teknolojiye ABD’de ulaşıp, orada geliştirip, daha sonra Türkiye’deki projelerde bu teknolojiyi ülkeye kazandıracak bir yapı kurabilir miyiz? Burada Sabancı Üniversitesi bünyesinde kurduğumuz Kompozit Mükemmeliyet Merkezi’nin de desteği ile yeni bir yola çıkabilir miyiz diye planladık. Bu son adım değil. Daha buna benzer adımlar atılması lazım.” Yani yeni yatırımlar da bu çizginin devamında mı gelecek? Sabancı Holding CEO’su onaylıyor ve hem arayışlarının hem de pipeline’da bu tip yeni yatırımların bulunduğunu açıklıyor.

Belirsizliği yönetecek yeni yönetici profili

Göçmen’e göre belirsizlik süreçlerinde yönetebilen insanların gelişimini sağlamak; yeni bir yönetici profilinin ortaya çıkması, içine girdiğimiz yeni dönemin önemli işlerinden biri olacak. Sabancı CEO’su, veriyi daha çabuk değerlendiren, daha kısa vadeye bakan, yaptığı işi sahiplenen, frene basması gereken yerde basan, gaza basması gereken yerde ilerleyen, işbirlikleri ile işini çoğaltan yeni bir yönetici profili çiziyor. Göçmen, bu noktada insan kaynakları yönetiminin de değişeceğini vurgulayarak; “En iyi çalışanları cezbedecek bir şirket haline gelmelisiniz. Daha esnek bir yapıda en iyi çalışanlar gelecek, gidecek, şirketini kurup sizinle işbirliği yapacak... Bunun ötesinde işin her gün değiştiği yeni dünyada artık insanların tek bir mezuniyetle yetinebilecekleri düzenin dışına çıkıldığını kabullenmeliyiz. Çalışırken artık yeniden okunacak, bilgiler reforme edilecek. Her bir bireyin hayatı boyunca belki 3-4 kez farklı eğitimden geçeceği yeni bir eğitim modeli gelişmeli” diyor.

Sabancı'nın 'yeni' büyüme hikayesinin sektörel çerçevesi...

Sabancı Holding CEO’su her bir iş için yeni bir vizyon çizdi:

- Enerjisa ve Sanayi: Smart mobility (akıllı mobilite) dünyadaki yeni trend. İki şirketimizin kesiştiği noktada akıllı mobilite üzerinde yeni bir platform oluşturur muyuz diye bakıyoruz. Temsa’yı sürdürülebilir hale dönüştürerek elektrikli hale çevirirken, enerjiyi şarj etme üniteleri üretilen yeni bir birim oluşturmak... Pilin değer zincirine gireceğiz belki ve bunu sadece Türkiye pazarı için de yapmayacağız. Enerji depolama ve yenilenebilir enerjide ve optimizasyon arayışlarımız var. Bu bağlamda Enerjisa’da işler oldukça yolunda gidiyor. Kordsa şirketimizle dünyada lideriz. Ama naylon 66 ve polyesterde büyüme sınırlı. Kordsa’nın büyümesi için bu alanın dışına çıkması gerekiyordu. Son yatırım, Kordsa’nın yetkinliklerini kullanarak kısa yoldan yeni bir teknoloji, uzay ve havacılıkta yeni bir ürün ve yeni bir tedarik zincirinin bir parçası haline getiriyor. Hedefimiz, bugünkü Kordsa’nın boyutunu önümüzdeki 5 yıllık perspektifte başka bir alanda yakalayıp ikiye katlamak. Lassa ve Brisa ile de globalleşme gücümüzü artıracağız.

- Çimento: Türkiye’de sektörün lideriyiz. Daha fazla büyümek için coğrafya değiştirerek bu alanı hareketlendirmek gerekecek. ABD’deki yatırımlar, diğer ülkelerde yapılacak yatırımlar hep daha fazla büyüyebilmek için...

- Perakende: E-ticarete rağmen Teknosa ayakta kalsın değil; Teknosa’yı hangi iş modeliyle daha fazla büyütürüz noktasındayız. Ziyaretçi sayısı azalırken alışveriş artıyor; yani hem elektronik ortam hem de mağazalar kullanılıyor. Bu, çoklu kanal stratejisini zorunlu kılıyor. Yeni trafiği de gençlerle artıracağız. Şu anda gençlerin mağazalara girişini daha fazla artıracak yeni çalışmalar peşindeyiz. Carrefoursa’da da aynı durum söz konusu. İki kanallı yeni yaklaşımlara ihtiyaç var.

- Sigorta ve bankacılık: Eski hesaplarla hata yapma olasılığınız çok yüksek ama elinizde büyük veri varsa pazarı milyonlarca segmente ayırmanız, kişiye özgü hizmet verme şansınız var. Hem robotlar eliyle poliçe kesip maliyeti azaltıp hem de teknolojiyi pazarda büyümenizde bir araç olarak kullanabilirsiniz. Önümüzdeki dönem buna sahne olacak.

Büyüme; refah, öngörülebilirlik ve istikrarı büyük ölçüde getirmedi

“2017 iyi bir yıl oldu. Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan pek çok olumsuzluğuna rağmen ekonomimiz çok güçlü bir büyüme gösterdi. Bir şekilde Türkiye önceki yıllardan çok farklılaşmayan bir yılı yaşadı. Baz etkisiyle de belki olduğundan da fazla bir büyüme gösterdi. Burada tartışılması gereken; büyüme tabii ki ekonomik rakamlar açısından bizi daha yukarılara taşıyor ama bu refah, öngörülebilirlik, piyasalarda yeteri kadar istikrar getiriyor mu? Sürdürülebilir bir büyüme mi? Yatırım da getiriyor olması lazım."

Oyunu iki yönlü oynayabilen kazanacak

“Kendinizi sürekli yenileyebildiğiniz, yenileyemediğiniz anda da hızla çıkış kararı alabildiğiniz yeni bir ekosistemi kabul etmek zorundasınız. Büyük veriye dayanan ve son tahlilde bizi yeni bir iş modeline götürecek dijital bir dönüşüm içindeyiz. Oyunu iki yönde oynayabilenler başarılı olacak. Zira parayı bugünkü işlerden kazanıyoruz. Bu geçiş sürecinin en büyük zorluğu eskideki gücümüzü kaybetmeden yeniyi yaratma becerisini göstermek.”

Gerçek 4.0 örneklerine imza atacak

“Aksaray’daki Brisa fabrikası herkesin konuştuğu, bizim yaptığımız gerçek bir Endüstri 4.0 uygulamasıdır. Fabrikanın bir noktasından sonra lastiğin tüm hareketini robotlar uyguluyor. Bunu çok az bir yatırımla dünya çapında bir 4.0 uygulaması haline getireceğiz. Türkiye’nin önünde bir model olacak. İkinci olarak son çimento fabrikamız olan Afyon Fabrikası’nı süreç sanayiinde bir 4.0 uygulaması haline getirmeyi planlıyoruz. Bunu daha sonra tüm çimento fabrikalarımızda çoğaltabiliriz.”

Belirsizlikte tedbirli olmanın öneminin arttığı bir yıl olacak

- 2018 nasıl bir yıl olacak sizce?

2017’ye benzer bir yıl olacak diye düşünüyorum. Oldukça pozitifi m. Türkiye’nin yine benzerlerine göre daha hızlı büyüdüğü, değişkenlikleri yine barındıran bir yıl olacak. Enflasyonun biraz aşağı gitmesini, yukarı gidiş trendinin düşmesini beklerim. Dünyada merkez bankalarının alacağı kararlar sonrası oluşacak yeni ortamları iyi yönetmemiz gerekecek.

- Size göre en önemli riskler neler olacak?

İki şeye dikkat çekmek gerek. Birincisi bölgedeki jeopolitik riskler iyi öngörülmeli. İkincisi de benzer gelişmekte olan ülkelerden çok fazla ayrışmamalıyız. Şimdi biraz ayrışma eğilimindeyiz. Ayrışmamamızın Türkiye’nin lehine olacağını düşünüyorum. Reform adımlarını atarak yerli ve yabancı yatırımcıların güvenini artıracak, daha öngörülebilir bir ortamın yaratılması önemli. Ama elbette içinde bulunduğumuz konjonktür ve politik ortam bunu geciktirebilir. Buna da hazırlıklı olmak gerek.

- Erken seçim ihtimaline yönelik bir B planınız var mı?

Ben kendi dışımdaki gelişmelere yönelik bir B planı hazırlamam hiçbir zaman. Böyle dönemlerde kısa vadelerde hızla aksiyon alan bir yönetim anlayışı benimsemek doğru olur. Böyle dönemlerde fi yatlandırma stratejilerini, tedarik zincirini ve nakit akışını iyi yönetmek, yatırım kararlarını da titizlikle vermek gerekir. Biz Topluluk olarak ülke büyümesinin ve enflasyonun çok üzerinde bir büyüme hedefl eyeceğiz.

- Bir oran vermenizi istesek...

Türkiye’nin büyümesinin çok üzerinde bir büyüme hedefliyoruz. Bilançolarımızı bugünküne göre daha iyi yöneteceğimiz bir yıl olmalı. Belirsizlikler arttıkça tedbirli olmanın öne çıktığı bir yıl olacaktır.

- Kur tahmini olarak hangi seviyeye göre plan yapıyor Sabancı?

Biz kur tahmini uzun zamandır yapmıyoruz. Bankaların forward kurlarına göre plan yapıyoruz. Uzun vadede de genellikle enflasyon tahminlerimize paralel alıyoruz.

- Türkiye’nin büyümesine dair tahmininiz ne? Yüzde 5 seviyesinde. Ama elbette her sektör kendi dinamiğine göre farklı büyüyecek. Buna göre analiz yapıp her bir şirketimiz için farklı oranlar belirliyoruz.

- Bir yönetici olarak 2017’de en zorlandığınız konu neydi? Belirsizlikler, özellikle kurdaki belirsizlikler elbette zorluyor. Türkiye’nin yabancı yatırımcıların daha fazla tercih ettiği bir ülke olmasını tercih ederdim 2017’de. Biraz o ivmeyi kaybettik. Bu alanda piyasalarımızın öngörü oranını artırmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

“Aile şirketlerinin dönüşümü Türkiye için çok önemli. Bizim gibi kurumsal büyük grupların nesil değişikliği konusunda sıkıntı yaşayan şirketlerle işbirliklerini geliştirebilecekleri bir ekosistem yaratmak, bence politika yapıcının önceliklerinden biri olmalı. Bu şirketlerin sürdürülebilirliği için birçok yasanın yeniden tasarlanması gerek. Bu değerler kolay yaratılmıyor.”