Bain&Company'den euro krizinde bireysel çözümler
İSTANBUL - Bain & Company Euro bölgesi krizinin nedenleri ve krizin atlatılması için yapılması gerekenlere dair önerileri içeren bir değerlendirme yayınladı. Buna göre, bankalar, şirketler ve yatırımcıların daha güçlü oldukları ana faaliyetlerine odaklanmayı seçmeleri gerekiyor.
Bain İstanbul Ortağı Karaca Kestelli, Türk bankacılık sisteminde yapısal bir problem olmadığını belirterek, bankalar için önümüzdeki dönemde kredi riski maliyetlerindeki artışın ve risk bazlı fiyatlama yaklaşımının önemini koruyacağını söyledi.
17 Ekim 2012, İstanbul; Dünyanın en büyük ve prestijli yönetim danışmanlık şirketlerinden Bain & Company bankalar, şirketler ve yatırımcılar için Euro bölgesi krizinin ana nedenlerini açıklayan güncel bir değerlendirme yayınladı. Değerlendirmede Bain, Eurokrizi için herkese farklı formül öneriyor.
Euro krizi için Bain herkese farklı formül öneriyorKrizin atlatılması için bankaların likidite, uzun vadeli finansman, varlıkların elden çıkarılması, sermayenin yeniden güçlendirilmesi ve maliyetlerin azaltılması gibi konulara odaklanmaları gerekiyor. Bain’in yaptığı değerlendirmede, varlık yönetim şirketlerine iştirak satın alma fırsatlarından faydalanmaları ve portföylerine güçlü varlıklar almaya odaklanmaları öneriliyor. Önerilen taktikler arasında, uzun vadeli finansmanın güvence altına alınması, alacak yönetiminin öne çıkarılması, bütçelerin yeniden boyutlandırılması ve müşteri segmentasyonunun yenilenmesi yer alıyor.
2015’e kadar likidite çekişinin 1- 2 trilyon Euro'yu bulması bekleniyorABD, Euro krizinin atlatılması için gerekenleri yapmaya başladı, ama Avrupa ve İngiltere’nin önünde uzun bir yol bulunuyor. Bain’in yaptığı değerlendirmede düzenleyicilerin, süreci hızlandırmak için pazara önemli miktarda likidite girişini teşvik edebileceği belirtiliyor. Değerlendirmede Almanya, Fransa ve İngiltere’deki bankaların işlem hacimlerini yükseltecek olan bu varlıkların ise toplam 1-2 trilyon Euro arasında olacağı belirtilirken, şu anda Avrupa’nın böyle bir yol izlemediğine de dikkat çekiliyor.
Bankaların büyümeye odaklanmaları gerekiyorBankaların batık krediler konusunda kararlı bir şekilde aksiyon almaları, yatırım için alan yaratmaları, ana faaliyetleri dışındaki varlıkları elden çıkararak risk yönetimini güncellemeleri diğer önerilen çözümler arasında yer alıyor. Ayrıca, bankaların, nitelikli çalışanları elde tutarak büyümeye odaklanmaları tavsiye edilen bir diğer önemli nokta.
Güçlü bankalar rekabet avantajı yakalayabilir
Değerlendirmede, güçlü bir bilançoya sahip olan bankaların ölçeklerini büyütmek ve rekabetçi bir pozisyon elde etmek için çok daha iyi konumda olduklarının altı çiziliyor. Devlet borçlarına ilişkin kararlarla baş etmek durumunda olan ve güçlü bilançoya sahip bankaların, varlık portföylerini elden çıkarmaları, sermayelerini artırmaları ve maliyetlerini azaltmaları öneriliyor.
Yeni durum Türk bankacılık sistemi için ne anlama geliyor?
Bain İstanbul Ortağı Karaca Kestelli, Türk bankacılık sisteminde yapısal bir problem olmadığını belirterek, buna karşılık bankalar için önümüzdeki dönemde önemini koruyacak olan konulara dikkat çekti:
"Hızlı kredi büyümesi yaşayan sektörde, öncelikli gördüğümüz iki konu var: Birincisi, sektörde kredi riski maliyetlerinin artışa geçmesi beklentisi ile risk bazlı fiyatlama yaklaşımlarının özellikle ticari ve kurumsal müşterilerde uygulanmaya devam edilmesi. Bir diğer önemli konu ise mevduat ve mevduat dışı fonlama enstrümanlarının önceliklendirilmesi olacaktır."
Varlık yönetim şirketlerinin öncelikleri
Bain & Company değerlendirmesinde varlık yönetim şirketlerinin, iştirak ya da portföyleri nominal değerlerinin altında satın alma fırsatlarından faydalanmaları gerektiğine dikkat çekiliyor.
Eski taktikler değişen pazar koşullarına göre güncellenmeli
İşletmelerin kullanacakları taktikler ise Euro krizine maruz kalıp kalmadıklarına göre şekillenecek. Çözüme yönelik önerilen bir diğer taktik ise, "eski yöntemleri" bırakıp, şirket politikalarını değişen pazar koşullarına göre yeniden düzenlemek. Bu taktiğin unsurlarından biri de hem operasyonları sadeleştirerek, hem de farklı pazarlara dağılan operasyonları merkezileştirerek maliyet yapısını dönüştürmek, böylece işletmenin ulaşacağı alanları en etkin seviyede belirlemek.