Ayaklar gazdan çekildi, Avrupalı yatırımcı azalıyor
Pragma'nın iki kurucu yöneticisi Mustafa Akgün ve Özlü Yalaza, iyi Türk şirketlerine ilginin hiçbir zaman bıçak gibi kesilmediğini ancak Avrupalı yatırımcıda bir düşüş olduğunu anlatıyor.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
Doların yükselişi, AB ile köprülerin atılması, reel sektörden birbiri ardına gelen tehlike sinyalleri yabancı yatırımı nasıl ve ne ölçüde etkileyecek? Türkiye'ye 2005 yılından beri yabancıların yaptığı toplam 5 milyar dolarlık 72 tamamlanmış işlemin altında imzası olan Pragma Danışmanlık'ın iki kurucu yöneticisi Mustafa Akgün ve Özlü Yalaza bu konuda çok kötümser değil ancak önemli uyarılar yapmaktan geri de kalmıyorlar. Özlü Yalaza, "Hiçbir zaman Türkiye'deki iyi şirketlere ilgi durmaz. Ancak dolar yatırım yapıp getiriyi TL alan fon yatırımcı için son dönemde kurlardaki bu oynaklık negatif etki yapacak. Bu kadar oynaklık varken yatırımcının TL kazanan bir işe para koyması çok kolay değil. Yatırım fonlarını bu oynaklık korkutuyor" diyor.
Hiçbiri masadan kalkmadı
Pragma, 2002 yılında kurulmuş bir şirket. Özellikle KOBİ'leri doğru ortakla buluşturma konusunda isim yaptı. 50 ila 200 milyon dolarlık işlere odaklanıyorlar. Mars Lojistik'in Hitachi'ye, CMC'nin MEP'e, Penti'nin Carlyle'a, Bıçakçılar'ın GCML'ye hisse satışında hep onların imzası bulunuyor. Özlü Yalaza, 2002'de en kötüyü gördüklerini düşünüyor: "Biz bugünden çok daha kötüleri gördük. Tam yeni kurulduğumuz dönemdi. HSBC bombalandı, 6 ay telefonlarımız çalmadı." Şimdilerde ise üzerinde çalıştıkları 30'u aşkın proje var. Bu projeler, yabancı ortak arayan Türk firmaları ya da hisse satışına açık olduklarını bildiren şirketleri kapsıyor.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yabancı yatırımcının tepkisini sorduğumuz Pragma Yönetici Direktörü Mustafa Akgün, "Hiçbir yabancı, ortaklık görüşmelerini durdurmadı ancak bekle gör dönemine girdi. Askıya almak da değil, ayağını gazdan çekti. Şirket ortaklıklarında müzakere edilen 200 konu vardır. Bu konuları hızlı biçimde de ilerleyebilirsiniz ya da bir konuşalım şu konuyu diyerek uzatabilirsiniz süreci. İşte bu sürecin uzatıldığını gördük çoğunlukla" diyor.
Mustafa Akgün, Pragma olarak ilk 11 ayda 7 işlem tamamladıklarını, bir işlerinin imzalanıp Rekabet Kurulu'nda olduğunu belirterek, "Her yıl bu seviyelerde iş yaparız biz. Ancak genel olarak birleşme ve satın alma rakamlarına baktığımızda neredeyse yüzde 50'lik bir düşüş söz konusu. Bir negatif etki var ama düzgün şirketlere her zaman ilgi olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullanıyor. Gidişatın biraz normalize olmaya başladığını düşünüyor Akgün, bu süreçte devam eden hiçbir projenin rafa kalkmadığını vurguluyor.
Amerikalı yatırımcıların Türkiye'de çok sayıda şirketle masada olduğunu söyleyen Mustafa Akgün, Avrupalı yatırımcının ise bir miktar geri plana çekildiğini anlatıyor: "Avrupalı sıfırlanmıyor, yüzde 30 azalıyor. Bir şirkete üç firma değil de artık iki firma ilgi gösteriyor. Ancak karlılığı, büyümesi iyi olan, iyi yönetilen şirketlere hep ilgili yatırımcı oluyor. Çünkü dünyanın hemen her bölgesinde bugün risk var ama orada bu riskin karşılığı yok. Türkiye'de ise büyüme ve kârlılık olarak orta vadede getiri çok yüksek olabiliyor."
Özlü Yalaza, "AB ile negatif bir eksende ilerleyen ilişkilerin yatırımcıya etkisine" dair sorumuza "Ben hiçbir yabancı yatırımcının Türkiye AB'ye girecek diye buraya girdiğini düşünmüyorum. Zaten herkes AB üyeliğini uzak bir olasılık olarak görüyor. Bu nedenle bu yönde çıkışların önemli bir etki yapacağını düşünmüyorum. Yeter ki Türkiye doğru işleri, reformları yapsın" yanıtı veriyor. Tam bu noktada Yalaza gerginliklerin el sıkışmaya etkisine dair bir tecrübelerini paylaşıyor: "Envy, nükleer enerji santrallerine danışmanlık veren iyi bir şirket. Bir Fransız firma ilgileniyordu ki Ruslarla uçak krizi patladı. Bir ara durdurdular süreci sonra kriz çözülmeden döndüler ve aynı fiyatla devam ettiler. Yüzde 51 hissesini aldılar. İki ay sonra Rusya ile ilişkiler düzeldi. Şu anda gayet memnun Fransızlar, Türkiye üzerinden bölgede yayılmayı hedefliyorlar."
Makine ekipman üreticileri gözde
Mustafa Akgün son dönemin yabancılarca popüler sektörlerin başında makine ekipman üreticilerinin geldiğini vurguluyor. "Son yaptığımız, Rekabet Kurulu'nda olan işlemimiz de bu sektörden" diyen Akgün, makine sektörünün ihracat ayağının gücü nedeniyle gözde olduğunu vurguluyor. Kimya sektörüne de büyük bir ilgi olduğunu söylüyor Akgün. "Kârlı büyüyen bir sektör. Üreticilerin pazar hakimiyeti yüksek. Kimya şirketlerine ilginin yüksek olduğunu görüyoruz." Paketleme ve ambalaj üreticileri de yabancıların radarında. Sağlık sektörü ve markalı gıda hala göz önünde. Lojistikte ise işini katma değerle taşımacılığın üzerine taşıyabilmiş, belirli bölgelerde pazar payı güçlü olan şirketlere ilgi söz konusu.
2017'de mega işlemlerde azalma olur
Peki 2017'de yabancı yatırımcı ilgisine dair öngörüleri ne yönde? Özgü Yalaza şöyle yanıtlıyor: "Türkiye çok olumlu ayrışıp çektiği yatırımı çok artırabilirdi, bunu yapamadı. Mega işlemlerde azalma olacağını önğörebiliriz 2017'de. 2017'de dolar kurundaki oynaklık, büyümenin istenen seviyede olmaması gibi makro riskler var. Türkiye belki önümüzdeki yıl yeni bir seçimden geçecek, böyle dönemlerde reformlar ertelenir, bunun olumsuz etkisi olabilir. Ancak öngörüde bulunmak açısından çok zorlu zamanlardayız. Türkiye krizlere alışık bir ülke, yatırım trendinin tekrar burnunu yukarı kaldıracağını düşünüyoruz. Elimizde hala iyi işler var, düzelecek diye düşünüyoruz."
Bursa pazarını Londra Borsasın'na açtı
Pragma'nın bu yıl imza attığı işler:
● Türkiye’de önde gelen bir makine ekipman üreticisi ile özel sermaye fonu arasında ortaklık (şu anda Rekabet Kurumu onay sürecinde)
● Otomatik tanımlama ve veri toplama ürünleri tedarikçisi Perkon’a NBK Capital’in mezanin yatırımı.
● Restoran zincirlerinden Big Chefs’in Taxim Capital ile ortaklığı.
● İstanbul merkezli, ambalaj ve gıda servisi ürünleri ile tek kullanımlık eldivenlerin toptancı, zincir market, hastane ve ihracat kanallarında satışını gerçekleştiren Bursa Pazarı ile Londra Borsası’nda işlem gören en büyük 100 şirket (FTSE 100) arasında yer alan Bunzl’ın ortaklığı.
● Türk mühendislik hizmetleri şirketi ENVY’nin, 2015 yılı net satışları 900 milyon euronun üzerinde olan Fransa merkezli Assystem ile ortaklığı.
● E-ticaret kanalında tek kullanımlık parti ve ev ürünleri satışı konusunda faaliyet gösteren Kullanatmarket’in Bunzl ile ortaklığı.
'Sakın satmayın' dediğimiz çok oluyor
"Kimse şirketini ucuza satmaz, öyle bir şey yok. 30 yıldır elinde tutmuş, birkaç yıl daha tutarım diye düşünür. Bizim de danışman olarak 'satmayın bekleyin' dediğimiz çok oluyor. Bakıyoruz ki şirketin büyüme potansiyeli çok yüksek ve bir süre sonra fiyat çok daha artacak, onları uyarıyoruz. Yatırımı yapmış ama daha finansal sonuçlarına bu yansımamış, 'duralım' diyoruz. Hisse satışı pahalı ve bir kere yapılan bir şey. Doğru zamanda ve doğru fiyata yapılması gerekiyor."
Japonlar kormadı, geldi
Pragma Yönetici Direktörü Özlü Yalaza, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yabancı yatırımcıların tepkisine dair gözlemlerini şöyle anlatıyor: "Temmuz, ağustos ayında Türkiye'ye gelecek birçok yabancı vardı, çoğu gelmedi tabii. Ancak eylülde geldiler. Bir tek Japonlar korkmadı. Japon yatırımcıların çoğu hiçbir ziyaretini iptal etmedi." Ekim ayında Polisan Boya Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin yüzde 50'sinin Japonya'nın lider boya üreticilerinden biri olan Kansai'ye satılması, ardından geçen hafta Murat Ülker'in Twitter mesajıyla duyurduğu Bizim Mutfak'ın 220 milyon TL'ye Japon gıda malzemeleri üreticisi Ajinomoto'ya satışı da Japonların Türkiye ilgisinin hala ne kadar canlı olduğunun bir göstergesi. Bu ilgiyi yorumlayan Yalaza, "Japonya'da gazetelerde pek de negatif bir şey yazılmıyor sanıyorum. Öyle bir gerginlik hissetmiyorlar. Japon şirketler her yıl üzerine koyarak Türkiye'de yatırımlarını artırıyorlar. Bizim aracı olduğumuz Hitachi-Mars Lojistik ortaklığında örneğin, Hitachi tarafı Türkiye'de olmaktan inanılmaz mutlu ve buradaki varlığını daha da büyütmek istiyor" açıklaması yapıyor.
Türk KOBİ'ler şimdi Avrupa'da yatırım avında
"Son dönemde Türk orta ölçekli şirketlerin de yurtdışında şirket satın alma ya da ortak olma yolunda ciddi bir iştahı olduğunu gözlemliyoruz. Fırsat kolluyorlar. Çok büyük işler değil bunlar ama bizce enteresan. Çok tamamlayıcı, orta büyüklükte 150 milyon dolarlık bir şirket yurtdışında yine orta ölçekli bir şirketi satın alıyor. Ya ürün gamını tamamlamak ya da yeni bir pazara girebilmek için... Avrupa Birliği'nde olmanın mutlaka avantajı da vardır ama sadece bunun için yapılan ortaklıklar değil bunlar. Bu yönde bir Batı Avrupa bir de Orta Avrupa'daki iki satın almaya biz danışmanlık veriyoruz. Bu, KOBİ'lerimizin hem ölçek hem de yönetsel anlamda belirli bir noktaya ulaştığının da göstergesi."
Turizmde arsa fiyatlarının yüksekliği el sıkışmayı engelliyor
Turizm sektörü çok zor bir dönem geçirdi. Pek çok otelin zor durumda olduğu malum. Bu sektöre yabancı yatırımcı gelir de bu işletmelere ortak olup finansman kaynağı yaratır mı? Mustafa Akgün yabancıların ilgisinin olduğunu ancak belirli sorunlar bulunduğunu belirtiyor: "Yabancılar aman ucuza kapatayım yaklaşımında değil, en azından bizim çalıştıklarımız öyle değil. Güney bölgelerindeki şirketlerin performansında sıkıntı var ve yatırımcılar belirli dönem iş yapan işletmelere çok ilgi göstermiyorlar. Genelde yatırımcılar şehir otellerini tercih ediyorlar. Orada İstanbul öne çıkıyor. Burada da gayrimenkulün kendisi o kadar değerli ve bu değer o kadar hızlı artıyor ki işin değeri ile gayrimenkulün değeri uyuşmuyor ve bu nedenle işlem olmuyor. Gördüğümüz turizmdeki tıkanma bu yönde."
Süreç nerede tıkanıyor?
● İlk kırılma noktası teklifte yaşanıyor. Alıcı ve satıcı tarafın şirkete dair yaptığı değerleme farklı olabiliyor. Aradaki fark yüzde 10-15 olabiliyor ve bu imzanın atılmasını engelleyebiliyor. Alıcı 8 çarpan veriyor, şirketin sahibi 10 çarpan istiyor; çoğu iş bundan kalıyor.
● Bazı işlemler due dilligence aşamasında iptal olabiliyor. Örneğin kârı 5 demişsiniz ama 4 çıkıyor. Bazı markalar üzerinizde çıkmıyor, bazı davalar çıkıyor. En ciddi tıkanıklık muhasebe konusundaki anlaşmazlıklarda yaşanıyor.
● Satıcı taraftayken şirketi bir sonraki yılın karı üzerinden değerleme yapıyoruz. Uzun süren işlemler bunlar ve bu nedenle bulunulan yılın karı üzerinden değerleme yapmak çok da doğru olmuyor. Ancak bir sonraki yılgelip de işlemler tamamlanırken sizin önceki sene yaptığınız projeksiyon tutmaz da beklenen kardan ciddi bir sapma olursa, fiyat tekrar müzakere masasına gelebiliyor. Son birkaç yılda bu çok sık yaşandı.
● Bazı işlemler ise ortaklık sözleşmesi hazırlanırken tıkanıyor. Ortaklardan biri azınlık oluyor ve şirketin nasıl yönetileceğine dair maddelerde anlaşılamıyor.
Vergi affı yatırım arayanların temiz bir sayfa açmasını sağladı
"Önümüzdeki dönem yabancı yatırım arayan şirketler açısından vergi affının önemli bir faydasının olacağına inanıyorum. Temiz bir sayfa açacaklar. Şirkette geçmişe dönük olumsuzluklar olabiliyor, yatırımcı ortak olduğunda o riskleri de üstleniyor. Bu afla bir temizlik şansı veriliyor ve yatırımcı o temiz sayfayı devralıyor. Bu önemli bir güvence veriyor yatırımcılara. Bunun olumlu etkisini önümüzdeki yıl göreceğimizi umud ediyoruz."