Asker kamuflajının yıpranmayan ipi artık ithal değil, biz üretiyoruz

Kırpıntı ve telef ihraç ederek elde ettiği karla teknik tekstile yönelen Sultan Tepe, bugün ürettiği nitelikli ipliklerle Türkiye’nin cari açığını azaltan sanayicilerden...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ozlem-011.jpg

Kumaşların artıklarını ihraç ederek sermaye elde eden, bu sermaye ile pek çok tekstilci gibi otel, gayrimenkul gibi alanlara yatırmayı değil teknik tekstile yönelmeyi tercih eden bir kadın sanayici... Sultan Tepe, bugün Türk ordusunda kullanılan hücum yeleği, soğuk iklim elbisesi, uyku tulumu, paraşüt, mont ve sırt çantasında kullanılan özel iplikleri üretiyor ve bu sayede askerlerimiz artık ithal iplikle yapılan tekstil ürünlerini  kullanmıyor. Türkiye’nin geleceğinin üretim ve ihracatta olduğuna inanan bir sanayici Sultan Tepe. Yeniyi kovalamanın, dünya ile aynı anda aynı nitelikli ipliği Türkiye’de üretiyor olmanın hazzı, onun için cirosal büyümeden çok daha önemli. Kâr marjının çok yüksek olduğu teknik tekstilin Türkiye’nin geleceği olduğunu ve bu alanda ilerlemenin bir ülke politikası olması gerektiğini vurguluyor.

Tepar Yönetim Kurulu Başkanı Sultan Tepe, ODTÜ Elektrik Mühendisliği mezunu. Eşi Hasan tepe Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar’ı bitirmiş bir ressam. Üniversite son sınftayken tanışmışlar, Hasan Tepe’nin sergisinde... Renkleri anlatmış Hasan Tepe, Sultan Tepe’ye ve birlikte çıktıkları yolda iş hayatında da güçlerini birleştirmişler. İkili, 1992 yılında kırpıntı ihracatı ile ticarete başlamış. O sırada Sultan Tepe, Yayla Makarna’nın fabrika müdürü. İngilizce de bildiği için bir yandan da ne ihraç edebiliriz diye yurtdışından gelen talepleri takip ediyor. Almanya dan  ‘Jean Clips’ talebi olduğunu görüyor, iletişime geçince öğreniyorlar ki istenilen düğme benzeri bir ürün değil, kot parçaları. “Öğrendik ki özel bir kâğıt yapımında ve otomotiv alanında tekstil kırpıntısı kullanılıyor. Ayrıca pamuk penye telefi yüksek güvenlik gerektiren pasaport, banknot gibi özel kağıtların yapımında ana hammadde olarak kullanılıyor.”

Arabamızı satıp işe başladık

Tepe, otomobillerini satıp 40 bin dolarla işe başladıklarını anlatıyor. Kot kırpıntılarını toplayıp ihraç etmeye başlamışlar. Çok bilgi de gerekmiyor, balyalayıp gönderiyorlar, o zamanlar çöp olarak görülen teleften iyi para kazanmışlar. “Türkiye’de telefi ilk ihraç eden firmalardan biri biziz, ihracatta o kalem bizimle büyüdü” diyor Sultan Tepe. Bu alanda marka haline geliyor Tepar ve başta Çin pazarından olmak üzere tekstilde Türkiye’den tüm telefler artık onlardan isteniyor. Söz konusu dönemde Sultan Tepe işten ayrılıyor şirkete katılıyor, şirketi Ankara’dan İstanbul’a taşıyorlar ve 2000 yılına kadar telef işinde büyüyorlar. Süreç içinde 20’ye yakın telef ihraç eden şirket kuruluyor, kar marjları azalıyor. Sultan Tepe, “İşte bu noktada, 2003 yılında artık telef ihracatından çıkma kararı aldık. Pamuğa değil kullanımı hızla artan nitelikli filament iplik işine girmek istedik. Tekstüre iplik satışı yapmaya başladık, ama üreticiler biz araya girip satmayalım diye hep uzun terminler veriyordu. Baktık olmayacak, kendimiz üretime girme kararı aldık. 1 milyon dolar yatırımla ilk makinemizi alarak  işe başladık” diyor.

Yapılmayanı nitelikli yapmak...

İşin en başında, çok sayıda makine ile büyük çaplı üretim yerine butik bir üretimle teknik tekstile girme vizyonu belirlemiş Sultan Tepe... Teknik tekstil kavramı o zamanlar Türkiye’de çok az  biliniyor.. Yapılmayan bir şeyi nitelikli olarak yapmak... Bu hedefle yola çıkan Tepar bugün ürettiği hava tektüre, friksiyon tekstüre, bükümlü ipliklerde, geç tutuşan, nem transferi yapan, yanmayan, sıcak tutan, nefes alabilen, dış mekan tekstiler ve otomotiv tekstillerinde, ev tekstili ve spor giysilerde, balistik ve performans giysilerde kullanılan  ipliklerle pek çok sektöre hizmet veriyor. Türkiyenin önde gelen tekstil ve denim şirketlerinden Bossa, Öztek ve Boyteks’in yenilikçi iplikler alanında ana tedarikçisi Tepar. Bu şirketler Tepar’a gelip projelerini anlatıyor. Örneğin şirket, “Yanmasın ve ne kadar oturursam oturayım hiç kırışmasın” diyor... Tepar, sahip olduğu know-how ve proje ortakları ile birlikte bu ipliği geliştiriyor. Böylece su geçirmeyen, 5 yılsolmazlık garantisi olan, yanmayan, yenilikçi ve fonksiyonel filaman iplikler Türkiye’de Avrupa’dan da önce üretilir durumda. Örneğin asker hücum yeleklerinin, sırt çantalarının eskimemesi gerekiyor. Çantalarının mukavemetinin güçlü olması gerekiyor. İşte Türk ordusunda kullanılan bu ürünlerin ipleri kısa süre öncesine kadar  ithal ediyordu. Ama artık Tepar bu ipliği Türkiye’de üretiyor ve nerdeyse pazarın yüzde 80’ine hakim. “Yüksek mukavemetli ipler Türkiye’de hiç yapılmıyordu ve tamamı Avrupa’dan alınıyordu. İlk yaptığımızda İngiltere’den ithal edilen fiyatın yarı maliyetine imal ettik. Artık Türkiye’deki alıcı fiyatı da önemsemiyor, benden en kalitelisini istedi an istediği miktarda alabilmeyi tercih ediyor” diyor. Peki Avrupalı rakipler, Türkiye’de bu ipliğin üretilmeye başlanması sonrası nasıl bir tepki verdi? Sultan Tepe, “Bilgi çok değerli bir şey. Araştırmacı yönümüzün firmamıza  verdiği bir ağırlık var. Bu sektördeki firmalar bilirler ki  global dünyada bu yolda yürüyebilmek için hepimizin birbirimize ihtiyacı var” yanıtı veriyor.

Türkiye’de tekstil sektörü çok gelişti ama teknik tekstil maalesef arzu edilen kadar gelişmemiş durumda. Sultan Tepe, “Sektörümüzün hala fasoncu olarak tanınıyor olması benim için çok üzücü. Bu sektördeki üreticiler dünyanın en büyük markalarına üretim yapacak kalitede ama kendi markaları ile satış yapmıyor. Ama ben ipliğime hiçbir markayı değil kendi markamı koyuyorum. Teknik tekstilin farkı bu işte. Konvansiyonel tekstilde ise bunu yapamazsınız, orada iş bitti” diyor.

Komposit fuarına gittim ama...

Sultan Tepe geçtiğimiz günlerde Paris’te düzenlenen JEC  komposit fuarına ziyaretçi olarak katılmış. Bunu sektörden önemli bir üreticiye söylemiş ve “Senin kompositle ne işin var” yanıtını alınca çok şaşırmış: Bu fuar tüm tekstil üreticileri ve teknik tekstilin gelecekte nereye varacağını görmek isteyen sanayicilerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir fuar. Bilindiği üzere kompositin materyallerin ana hammaddelerinden biri karbon ve cam  elyafı. Aksa’nın karbon elyafı üretimi yapıyor olmasından bir Türk üretici olarak ne kadar gurur duyduğunu anlatıyor. Teknik tekstilin yakın gelecekte uzay sanayiinde ve sağlık sektöründe, su altı tekstillerinde ve İnşaat uygulamalarında çok parlayacağını belirtiyor Tepe. Örneğin kalp damarları teknik tekstilden üretiliyor, bu gelişecek. Örneğin yara bantlarının içine antibiyotik yerleştirilecek. Uzay sanayiinde teknik tekstil çok kritik hale gelecek. "Kim bu alana yatırım yaparsa kar edecek."

Bu yıl ciro yüzde 30 artacak

Tepar bugüne kadar ölçeğe değil hep butik üretime odaklanmış. Hadımköy’deki fabrikada 50 kişi çalışıyor. Sultan Tepe bu yıl ciroyu 7 milyon dolardan 9 milyon dolara çıkartacaklarını söylüyor. 3 yıl içinde cironun 25 milyon dolara çıkması hedefleniyor. 2013'te yapılan 1.5 milyon dolar yatırım meyvelerini verecek. Tepar üretiminin yüzde 50'sini ihraç ediyor, Bu yıl üretilen bazı yenilikçi iplerin patenti ni almak da planlar arasında.

Çin devlet şirketi ile işbirliği yaptı, çelikten sağlam ipi getiriyor

Tekstüre monofilament diye adlandırılan ve organza kumaş üretiminde kullanılan çok ince bir iplik var.  Bu iplik Japonya ve Kore den ithal ediliyordu. Tepar işte bu ipliği Türkiye’de Japon ortağı ile kurduğu TH Filament adlı şirkette birlikte üretti. Şu anda üretim kapasitesi arzu edilen seviyenin biraz altında çünkü ev tekstilinde moda trendler değişti, bir zamanlar ayda 300-400 ton ithal edilen bu iplik ev tekstilinde eskisi kadar çok kullanılmıyor. Sultan Tepe Japonlarla ortaklığın zor ama çok verimli olduğunu anlatıyor. Tepe şu bilgileri veriyor: “Japonlar 40 kere düşünüp 1 kez karar veriyor. Ama doğru kararı veriyorlar. Yaptıkları yapılması gereken yapmadıkları ise yapılmaması gereken iş oluyor. Japon ortağımızdan çok şey öğrendik ve hala ilişkilerimiz çok pozitif. Gelecek vaat eden bir işbirliğimiz var Sayın Takayuki  ile. Bu ortaklıkla yeni işler üzerinde birlikte çalışabiliriz. Vücut terini emerek bunu ısıya dönüştüren bir elyaf ürettiler, o elyafı Türkiye’de satabiliriz. Ayrıca Çin devlet şirketi ile yaptığımız teknolojik işbirliği ile yüksek yoğunluklu Polietilen iplikler getiriyoruz.  Bu iplikler aynı ağırlıkta çelikten 10 kat daha sağlam. Balistik amaçlı ve halat, balık ağı, kompozitte de kullanılan çok özel bir ip bu.” 

'İhracatçı birliklerine bir ülke  politikası gerektiği için girdim'

“Teknik tekstil Türkiye’nin geleceği. Bu alanda bir ülke politikası oluşturulması gerek. Ben bunun için bunca işimin arasında ihracatçı birliklerinde ve İSO’da aktif görevler aldım. Her aşamada teknik tekstilin önemini anlatmaya çalıştım. Ülkenin kurtuluşu ihracatta, ülkenin kurtuluşu üretimde. Bir misyon bu. Sanayi Bakanlığı’nın 5 yıllık kalkınma planları içinde teknik tekstil özel bir kalem olarak yer aldı. Bu çalışmalarda aktif rol aldım. Biliyorum çok yavaş bir yol ama yine de bir yol işte, açmasanız hiç olmayacak. Bakıyorum artık tüm tekstil firmaları teknik tekstilde bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bu çok önemli ve beni çok mutlu ediyor. Türkiye’nin gitmesi gereken yol bu, burada da bir ülke politikası gerekiyor. Karbon elyaf üreterek geleceğin sektörüne giren Aksa gibi dört beş şirketimiz olsa Türkiye olarak çok önemli bir noktaya geliriz. Fantezi iplik dünyada çok hızlı gelişiyor küresel ısınmanın da etkisi ile. Ama Türkiye olarak bu alanda gerideyiz. Tekstil sektörü bir dönem kazandığı paraları otelciliğe, gayrimenkule değil teknik tekstile yönlendirseydi sektörün ihracatı bugün 5 kat fazla olurdu."

Avrupa'dan rakibimiz olan fabrikalar ‘Bizi satın alın’ diye kapımızı çalıyor

“Avrupalı firmalardan “bizi alın” diye teklifler alıyoruz. Çok firma kapanıyor, ‘Bizi satın alın, gelin açın çalıştırın müşterimiz hazır” diye arıyorlar. Çok ortaklık teklifi geliyor. ‘Paramız var, birlikte ortak iş yapalım’ diye çok teklif geliyor. Şu aşamada bu projeleri sadece dinliyoruz ve stratejik olursa değerlendirmeyi düşünüyoruz. Bizim için büyümek teknik tekstilde geldiğimiz noktayı ileri taşımaktır."

Bu konularda ilginizi çekebilir