Altimo: Turkcell'in Türk kalmasının arkasındayız
Çukurova ile süren dava süreci sonrası atmayı belirledikleri kritik adımları DÜNYA Gazetesi'ne anlatan Altimo yöneticisi Mustafa Kıral, kendilerine göre Turkcell'in piyasa değerinin 30 milyar dolar seviyesinde olması gerektiğini iddia etti.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
İSTANBUL - Çukurova Holding ile rehin hisseler nedeniyle 2005 yılından beri hukuki bir mücadele içinde olan Rus Altimo, "Turkcell'in Türklüğünün yüzde 100 arkasındayız" dedi. Altimo Satınalma ve Birleşmelerden Sorumlu Başkanı Mustafa Kıral, hisse durumu ne olursa olsun Turkcell'in Türk kalacağını, bu konuda her türlü taahhüdü vermeye hazır olduklarını söyledi.
Kıral, rehin hisselerin akıbetini belirleyecek davanın bu yıl içinde tamamlanmasını beklediklerini belirterek, Turkcell'in bugün olması gereken değerin piyasa değerinin en az 3 katı olduğunu iddia etti.
"Kamuoyunda kendimizi anlatamadık, burada tüm sorumluluğu kendimizde buluyoruz" diyen Mustafa Kıral, Altimo'nun Turkcell'in Türklüğü ile ilgili açıklamalara dair görüşlerini şöyle anlattı: "Beni en fazla rahatsız eden Turkcell'in Türklüğü tartışması. Turkcell Türk'ten başka bir şey olamaz zaten: Şu anda ortaklık yapısına baktığınızda yüzde 75'inden fazlası yabancılarda. Bu, Türk olmasını engellemiyor. Türkiye'de operasyon gösteriyor, yönetim burada, İstanbul borsasına kote, Türkiye'de vergisini ödüyor. İsminde Türk var ve Türkiye markası olarak biliniyor.
Çoğunluk Altimo'da olmuş, Çukurova'da olmuş, bu ortam sağlandığı sürece Türk olmaya devam edecek. Biz bunun yüzde100 arkasındayız ve gerekli her taahhüdü de vermeye hazırız. Turkcell'in merkezi burada kalacak, İMKB'ye kote olmaya devam edecek, vergisini burada ödeyecek, yurtdışına açıldığımızda yurtdışındaki yöneticiler de Türk olacak. Türkcell'in Türklüğüne zarar gelmeyecek, sadece daha fazla ülkede Turkcell'in Türklüğü bilinecek."
Olması gereken değer en az 30 milyar $, satış şimdi olmaz
Turkcell'in piyasa değerinin kendilerine göre en az 30 milyar dolar olması gerektiğini iddia eden Altimo Başkanı Kıral, "Bizim için bu 8-10 milyar dolarlık bir para ve tabii önemli" ifadelerini kullandı. "Bu değer üzerinden bir teklif gelmediği sürece bugünkü piyasa değeri üzerinden bir hisse satışını aptalca buluyorum, karın artması için yapılması gerekenler yapılmadan satılmasını doğru bulmuyorum" diyen Kıral, Rus Alfa Grubu bünyesindeki Altimo'nun şu anda bir satışa sıcak bakmadığını vurguladı.
Kıral "Hiçbir arka planları, gizli ajandaları" olmadığını söyleyerek, şöyle devam etti: "Asıl amacımız Turkcell'i büyütmek. Bir yatırımcı olarak Türkiye'deki tek yatırımımız Turkcell. Bir tek Turkcell'in değer kazanması ile kazanabiliriz. Ne Turkcell'e kağıt satan, ne chip satan, ne plastik satan bir şirketimiz var, böyle gelirlerimiz yok. Tek gelirimiz Turkcell'in değer artışından kaynaklanır. Vimpelcom'da yaptığımız gibi satın almalarla, büyümelerle Turkcell'i dünyanın en büyük 10 operatöründen biri haline getirebileceğimize eminiz önümüzdeki 5 yıl içinde."
Afrika pazarında büyük bir potansiyel var
Kıral, bugünkü rekabet yapısında Turkcell'in ülke içinde büyümek için çok yeri olmadığını söyleyerek şöyle devam etti: "Ciddi büyüme yurtdışından gelir. Şu anda Turkcell sadece Belarus ve Ukrayna'da var. Bunlar da karlı şirketler değiller. Büyünecek alanlar ise Afrika, Ortadoğu... Afrika'ya baktığınızda tek bir ülkeye giremez Turkcell, Ben Zambia'ya girdim burada büyüyeceğim diyemez. Küme oluşturursanız, örneğin Nijerya, Demokratik Kongo, Etyopya, Kenya, Tanzanya dediğinizde toplam yarım milyarlık bir nüfustan bahsediyorsunuz. Her birine farklı giriş teknikleriniz olacak.
Son 2-3 yıldır Afrika'da görüşmeler yaptık. 1.5 ay içinde Kenya'ya gidip başbakan ile görüşeceğiz. Bu pazarlar Turkcell'i kabul de ediyor. Bu potansiyel zaman kaybetmeden kullanılmalı." Turkcell'in Bulgaristan açılımını Altimo olarak desteklediklerini, uluslararası satın alma departmanı kurularak yurtdışına açılıma agresif biçimde odaklanılması gerektiğini düşündüklerini ortaya koyan Kıral, Altimo'nun Türkiye'de gayrimenkul gibi alanlarda da yatırım fırsatlarını araştırdığını da ekledi.
Altimo Başkanı Kıral, şirketin Çukurova ile bu yıl tamamlanması beklenen dava sürecini kendi bakış açıları ile şöyle ortaya koydu: "Altimo'da prensip, büyüyebilecek telekomünikasyon şirketlerinden azınlık hissesi alarak, stratejik yön verip değer artışı elde etmek.
Hiçbir zaman kontrol edip konsolide etmek gibi bir amacımız olmadı. Vimpelcom'a yatırım yaptık, 10 seneyi geçti, satıp çıkma niyetimiz yok, dünyanın en büyük 5'inci operatörü haline getirdik. Biz telekomünikasyona inanıyoruz ve birkaç yıl içinde bir kabuk değişimi ile hızlı büyüme bekliyoruz. Buradan gelecek temettü, değer artışları bizim için önemli. Türkiye'de neredeyse 15- 20 milyar dolarlık bir yatırımımız var (Turkcell'in piyasa değerine göre değişiyor).
Çukurova Telekom Holdings'in sahibi biz geldiğimizde Çukurova Holding'di. Altimo olarak Çukurova Telekom Holdings'in yüzde 49'unu 1.6 milyar dolara 2005'te satın aldık. Çukurova Holdings'in elinde kalan yüzde 51'lik hisseye karşılık da 2005 yılında 1.7 milyar dolarlık borç verdik Çukurova'ya. Turkcell'in yüzde 13.22'si bize geçti satın almaile. Yüzde 13.76'sı ise bize rehin verildi.
Çukurova Grubu 1.7 milyar dolarlık borca karşılık 2006'nın Kasım'ında 350 milyon dolarlık bir ödeme yaptı bize. Daha ikinci ödemenin zamanı gelmeden bize gelen bilgiler sonucu yaptığımız incelemelerde 16 kez Çukurova'nın anlaşma şartlarında temerrüde düştüğünü gördük; şirket üzerine bizden izinsiz ekstra borçlar koyma, bu borcun riske girdiğini gösteriyordu. Biz de panikleyip, borcun zamanından önce geri ödenmesini istedik.
Çukurova Holding verdiğimiz ekstra zaman içinde borcu ödemedi. Biz de British Virgin adalarında iki dava açtık. Birinci dava "Eğer Çukurova temerrüde düştüyse Altimo'nun hisselere el koyma hakkı var mı?" diğeri ise "Çukurova temerrüde düştü mü?" sorularına yanıt arıyor.
Privy Council kararı en kritik aşama, bekliyoruz
Oradaki mahkeme sisteminde birinci derece mahkeme, sonra temyiz, daha sonra Londra'da Privy Council var... İlk mahkeme 3 seviyede de tamamlandı ve Privy Council'den çıkan sonuç temerrüde düşüldüyse el koymaya hakkımız olduğu. Şimdi temerrüde düştü mü davası sürüyor. Temyizden çıkan sonuç 'evet temerrüde düşmüştür'... Biz de bunun sonucunda hisselerin bize devredilmesini istedik. Ama Privy Council 'ben karar verene kadar bir transfer yapmayın hisseleri' dedi...
Temyiz de dedi ki 'Eğer bu hisseleri alacak paraları varsa 1.4 milyar doları getirip marta kadar yatırsın.' Ama Privy Council bu 1.4 milyar dolar için de 'ben karar veririm' dedi. Şu anda Mayıs'ta Privy Council'in bu ara kararını bekliyoruz. Orada ne olursa olsun asıl karar, yıl sonuna doğru Privy Council'in içerikte vereceği karar olacak."
'Hepimiz yönetim kurulunda sıkışmış vaziyetteyiz 3 bağımsız üye kararı mantıklı'
Telia Sonera'nın pozisyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onlar da Turkcell'in büyümesini istiyorlar. Onların da hareket kabiliyeti yok çok fazla. Hepimiz yönetim kurulunda sıkışmış vaziyetteyiz.
Bu düğümü çözmek için birlikte bir hareket planlıyor musunuz?
Zaten birlikte hareket etmek için bir anlaşma imzalamıştık. Megafon'da da bir ortaklığımız var.
Yürüyor mu o anlaşma, pratikte bir etkisini görüyor musunuz?
Çok göremiyoruz çünkü bağımsız üye Colin Williams yönetim kurulunda bazı kararların önünü tıkıyor. Biz bağımsız üyenin artık çok bağımsız olduğunu düşünmüyoruz. Turkcell'in zararına ama
bazı şekillerde belki Çukurova'nın yararına olabilecek kararlar veriyor. SPK'nın çıkardığı yeni mevzuata, oylamaya gitmemize rağmen buna karşı çıkıyor. Bütün ortaklar yönetimden inmesini istemesine rağmen 'inmeyeceğim' diyor.
Telekomünikasyon alanında bilgisi olmayan birisi. Bizim amaçlarımızdan biri de Collin Williams'ın oradan çıkarılarak değiştirilmesi. Bağımsız üye sayısının artırılması. Çukurova da sizin önerdiğiniz Julian Horn Smith'e karşı çıkarak 'Altimo'da ücret karşılığı görev yapıyor' diyor... Onu açıklayayım size. Julian Horn Simth dünya çapında çok bilinen, saygın, önemli biri. Vodafone'un kurucusu. Yurtdışına açılıp bu hale gelmesine yol açan isim.
Kraliçe'den bu nedenle Sir ünvanı almış bir isim. Biz 5-6 yıl önce kendisinin de aralarında olduğu çok üst düzey birkaç yöneticiden senede iki kez global stratejik ve jeopolitik konularda yön vermesini istemiştik. Politikacılar, iş adamları... Bunlar bize maaşla çalışan isimler zaten olamaz. Turkcell'e en iyi yönetim kurulu başkanı o olabilir diye düşündük. Türkiye-İngiltere İşadamları Derneği başkanı, Türkçe öğreniyor... Biçilmiş kaftan diye düşündük. Ama sonra adamınız dediler, üzülerek ısrar etmeyeceğimizi söyledik.
SPK'nın 3 bağımsız üye kararını nasıl buluyorsunuz?
Mantıklı bizce. Orada kimsenin bir taraf olduğunu düşünmüyorum. Bu İMKB-30'a etki eden bir olay. New York'ta da 2 gerekiyor... Bu Turkcell'de kimsenin yönetimi tam olarak hakim olamaması
ile sonuçlanacak bir karar... Aynen öyle, kimse alamasın zaten. Bizim asıl amacımız bir kişi yönetimi ele geçirip, 'onu yapmıyoruz, bunu yapmıyoruz' diyerek Turkcell'i keyfine göre idare etmesin. Tek bir ortak yönetimi elinde bulundurup da Turkcell'den para sızdırmaya çalışıp, bazı denetlemeleri engelliyorsa bizim karşı çıktığımız bu. Bizim zaten Turkcell ile iş yapan şirketimiz yok, olsa da böyle bir yaklaşımımız yok.
Bir gecede sadece Turkcell için çıkarıldığı şeklinde algılanan, Turkcell'in Türk kalmasını sağlayacak bir operasyon gibi algılanan bir tebliğ... Bu konuya çok girmek istemiyorum çünkü çok bilmiyorum. Ama hükümetin tedbirli davranmasını bir şekilde anlamak lazım çünkü çok büyük bir şirket. Tam olarak bir netlik sağlanmadan ciddi değişikliklere gitmekten sakınıyor olabilirler bazı konularda. Burada hükümeti belirli bir şekilde harekete geçmiş olarak görmüyorum.
Ben de karar verici olsam, mahkemeler tam net karar vermeden geri dönülmez adımlar atmak korkutabilir beni de. Kafalarında böyle bir şey olabilir diye düşünüyorum ama bu hükümetin bileceği bir iş. Bizim SPK tebliğine ilişkin bir itirazımız yok. Halka yüzde 36'sı açık bir şirkette 3 bağımsız üye olması çok da mantıksız gelmiyor bana.
Altimo'nun A ve B planı
"Biz pragmatik bir şirketiz, her an her teklife, yaklaşıma açığız, bu planı her şey değiştirebilir" diyen Kıral, şu an için belirledikleri A ve B planlarını şöyle anlatıyor:
Davayı kazanıp hisseleri alırsa
1- Yönetim biraz daha az komplike hale gelir bize göre. Bu, yönetim kurulunun değiştirilebileceği anlamına geliyor. Bağımsız üyelerin artması anlamına geliyor. Turkcell'in bize göre önünün açılması anlamına geliyor.
2- İcrada bir değişiklik biz düşünmeyiz. Yönetim kurulunun vereceği bir karardır icranın değişip değişmemesi. Ama biz Süreyya Ciliv'in yurtiçindeki performansını destekliyoruz. Hem regülasyondaki zorluklara hem Avea, Vodafone'un ciddi ataklarına hala tek karlı operatör Turkcell ise burada Sureyya Bey'e teşekkür etmek, bu başarıyı onun defterine yazmak lazım.
3- Atacağımız adım uluslararası genişleme ve satın alma departmanı kurup, stratejik biçimde Turkcell'i yurtdışına açmak...
4-Daha sonra regülasyonlarla ilgili bazı değişiklikleri arama yoluna gitmek.
5- Giderleri kısarak kâr payını artırmak olur.
Davayı kaybederse
1- Böyle bir sonuç beklemiyoruz ama o zaman Karamehmet'ten alacağımız tahsil edilecek. Bu 1.5 milyar dolardan fazla bir rakam olacak.
2- Mahkemelerden yardım alarak yönetim kurulunda üye sayısını değiştirme yoluna gideceğiz. Bağımsız üye sayısındaki artışı daha zor ve meşakkatli bir şekilde sağlamaya çalışacağız.