Alman RWE'den 'Türkiye Enerji Borsası'na açık destek

Türkiye'de ilk santral yatırımını devreye almaya hazırlanan Alman Enerji şirketi RWE'nin yönetimi, Türkiye'de bir enerji borsası kuruluşunun önemine değinerek, "Yatırımların artması öngörülebilir piyasaya bağlı" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İbrahim EKİNCİ

İSTANBUL - Türkiye'de Turcas Grubu ile santral yatırımlarına başlayan Alman enerji şirketi RWE ile Almanya'nın Leipzig kentindeki Avrupa Enerji Borsası (EEX), Türkiye'de kuruluşu gündemde olan enerji borsasına destek açıkladı. Her iki kuruluşun temsilcileri, piyasa şeffaflığı, enerji yatırımlarında öngörülebilirlik, arz güvenliği gibi temel sorunların çözümünde, piyasa oluşumunun, borsanın önemine dikkat çekerek, borsa kuruluşuna her türlü desteği vereceklerini açıkladı.

RWE yönetimi, 7-9 Mayıs tarihlerinde, EEX ve Essen'de bulunan şirket (RWE Supply & Trading) merkezinde düzenledikleri basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. RWE Supply & Trading'in CEO'su Stefan Judisch, Nabucco, Güney Akım, Türkiye'nin enerji merkezi olması ile ilgili hükümet planları konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı.

Judisch, "Güney Akım olursa Nabucco'yu öldürür. Ama bugün birçok taraf Nabucco üzerinde bastırıyor. Nabucco-West çözümü üzerinde duruluyor. Şahdeniz Konsorsiyumu birkaç hafta içinde teklif verecek. Türkiye'de hükümet bu konuda mutabakata vardı. Bunu gayet iyi anlıyoruz.

Hükümet Güney Akım'a niye onay verdi?

Ruslarla çok kompleks bir anlaşma yapıldı. Samsun - Ceyhan, kıyı ötesi sularda santraller... Sonuçta kozların abartılmaması gerekiyor" dedi. Judisch'in basın toplantısı düzenlediği merkez tipik bir borsa binası...
 

Her tarafta ekranlar ve ekran başında rakamları dikkatle takip eden broker'lar, trader'lar. 6 Türk'ün de çalıştığı bu merkezde bina ve sistem masaların içinden geçen soğuk suyla soğutuluyor. Merkezde sadece yüzlerce broker çalışmıyor. 4 meteoroloji uzmanı dahil 35 analist de görev yapıyor. Hava tahmini yapmak enerji tüketiminin muhtemel seyrini değerlendirirken sağlam verilerle hareket etmek RWE merkezindeki analistlerin işinin temelini oluşturuyor.

Şimdi bin 800 kişinin çalıştığı bu merkezin temelleri, 1999'da, CEO Stefan Judisch dahil 12 kişiyle atılmış. Şimdi işlem salonunda, Avrupa enerji piyasasının en büyük alım satım işlemleri gerçekleştiriliyor.

RWE Supply & Trading, grubun ticaret yapan şirketi. Arzla talebin arasına konuşlanmış durumda. İngiltere'de, Cenevre'de, AB'nin başka ülkelerinde, Singapur'da ofisleri, temsilcilikleri var. EEX'in en büyük oyuncu ve piyasa yapıcılarından biri. Carbon gazından etanole, bio kütleden ahşapla işleyen santrallara kadar enerji ticareti yapıyor.

Şirket karının yüzde 40'ı da bu alandan geliyor. RWE Supply & Trading 2011 rakamlarına göre, 1.435 terawatt saat elektrik (Almanya'daki toplam talebin 3 katı!), 8.132 terawatt gaz, 270 milyon ton kömür, 618 milyon varil petrol, 644 milyon ton CO2 sertifikası, 2 milyon ton katı biyoyakıt ticareti yapmış!

Gerek EEX, gerekse RWE'de verilen mesajlar aynı. İki konuya dikkat çekiliyor: EEX'in kuruluşu Avrupa'da enerji piyasasında öngörülebilirliği, yatırımları, arz güvenliğini geliştirdi, Türkiye'de de bir enerji borsası aynı yararları sağlar ve RWE ve EEX olarak, piyasının libarelleşmesine tam desteğimiz var. Eğitim, teknik destek, deneyim aktarımı... İkinci mesaj; RWE, Türkiye'deki yatırımlarını artırmak istiyor. (Hatırlatalım RWE'de tepe CEO değişiyor ve yeni CEO, Türkiye ve Polanya'yı, RWE'nin yeni yatırım ve büyüme alanları olarak ilan etmiş!) Ancak Türkiye'deki yatırımların artabilmesi için de piyasanın daha öngörülebilir olması, şeffaflaşması gerekiyor. "Bu sağlandığında, diyor Türkiye CEO'su Dr. Andreas Radmacher, RWE değer zincirinin bütün halkalarında olacaktır."

'Borsa, büyük tasarruf sağladı'

Şimdi sözü RWE Supply & Trading'in CEO'su Stefan Judisch'e bırakalım: "Avrupa'da piyasa oluşumundan önce enerji faaliyetlerinde ekonomik kaygılar öne çıkmıyor, hatta daha fazla maliyetin daha fazla kâr getirdiği, 'maliyet artı kâr' sistemi nedeniyle, maliyetlerin yüksek olması arzulanıyordu. Piyasa fiyatı oluşmadığından kıtlık sinyalleri ve çapraz yedekler ortaya çıkmazdı. 'Maliyet artı kâr' yaklaşımı verimsizliğe yol açtı. Yatırımın kârlılığı kaygı değildi çünkü fiyatlar sabitti ve getiriler güvence altındaydı. Sistem maliyetleri artırmayı, bu maliyeti devlet kurumlarına yansıtarak büyük kârlar
etmeyi teşvik etti.

Verimli santral yerine, olabilecek en pahalı elektrik santralleri inşa edilirdi. Tüm sistemin portföy etkisini devreye sokmak yerine, bölgesel tekelin kullanabileceği yedek kapasiteler inşa edildi. Bu da büyük bir yük oluşturdu. Ama bugün şartlar değişmiştir. Artık piyasa fiyatları yön belirliyor. Piyasa katılımcıları arz ve talep dengesine göre hareket etmeye başladı.

Doğru fiyatın belirlenme yetkisi tek bir kurumdan, piyasa oyuncularının beklentileriyle piyasayı oluşturan temel unsurların karmaşık dengesine ve karşılıklı bağlarına bıraktı. Üretici ileriyi görmeye başladı. Verimlilik önem kazandı. Sistemde her zaman tüketildiği kadar elektrik olmalı. Çünkü depolayamıyorsunuz. Komünikasyon sayesinde 15 dakika arayla fiyatlar oluşuyor. Bunun en somut sonucu ne oldu? 2005 tarihli bir araştırma gösteriyor; ABD piyasa yapısından 34 milyar dolar tasarruf etti. Almanya için tahminimiz 7.5 milyar euro tasarruf!"

"Kaynakları çeşitlendirin tedarikçiler şantaj yapamasın"

Judisch'in Türkiye enerji piyasası ile ilgili açıklamaları şöyleydi: "Avrupa'da ortak bir eğilim şimdiden ortaya çıktı,fiyatlar zaman içinde yakınlaşıyor. Türkiye için durum henüz böyle değil, fiyatlar Avrupa ile farklılık gösteriyor. Türkiye'de elektrik piyasası tekel piyasa özelliği yansıtıyor. Avrupa fiyatları grafiği üzerine konulduğunda büyük farklılık ve sert iniş çıkışlar dikkat çekiyor. Piyasa açıldıkça Avrupa fiyatlarına yakınsama olacaktır.

Hedge işlemi yapılamadığı için risk aktarılamıyor. Ancak Türkiye'de de piyasa liberalleşiyor. Piyasada artık sadece TEAŞ veya BOTAŞ yok. Özel sektör de ciddi yatırım yapıyor. Türkiye'de hep arz eksikliği olmuş. Doğalgazda kesinti krizleri olabiliyor. Oysaki Türkiye enerji bolluğu yaşayabilir. Türkiye'de gerekli bütün bileşenler var. Önemli olan siyasi, içsel ve dışsal engellerin aşılması.

BOTAŞ ne olacak mesela? İkiye ayrılması kararı var, bu anlamlı olabilir. Komşu ülkelere de arz sağlanabilir. Hükümete benim önerim şu: Bütün yerli büyük oyuncuları, uluslar arası oyuncuları piyasada buluşturun... Kilit soru şu: Arzda doğal kaynaklarınız ne? Ne kadar bağımlılıklarınız var? Daha fazla arzı çektiğiniz zaman, daha fazla enerji hattı Türkiye'den geçerse arz güvenliği sağlarsınız. Tedarikçiler size şantaj yapamaz. Türkiye'nin içinde bulunduğu süreç budur."

Güney Akım, Nabucco'yu öldürür

RWE, Almanya adına Nabucco projesinin ortakları arasında. Ancak Judisch'in açıklamaları bu projeden vazgeçmemekle birlikte çok da umutlu olmadıklarını ortaya koydu. Judisch, bu kapsamda Türkiye'ye de "kozlarını abartmaması" uyarısında bulundu. Şöyle dedi: "Güney Akım'la ilgili müzakereler devam ediyor. Güney Akım olursa Nabucco'yu öldürür. Ama bugün birçok taraf Nabucco üzerinde bastırıyor. Trans Anadolu projesi ile Azeri gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılmasını öngören Nabucco-West çözümü üzerinde duruluyor. Şahdeniz Konsorsiyumu birkaç hafta içinde teklif verecek. Türkmenistan ve Kuzey Irak gazının da dahil edilmesi lazım. Türkiye'de hükümet bu konuda mutabakata vardı. Bunu gayet iyi anlıyoruz.

Hükümet Güney Akım'a niye onay verdi? Ruslarla çok kompleks bir anlaşma yapıldı. Samsun - Ceyhan, kıyı ötesi sularda santraller... Sonuçta kozların abartılmaması gerekiyor. Dikkatli olmak gerekli."

Judisch'ten birkaç not daha ekleyelim:

*  Enerji borsasında gerçekleşen işlem hacmi fiziksel üretimden 10 kat daha fazla. Bu petrol piyasasında 100 katına kadar çıkar. Bu da 'türev' piyasalardaki gelişim hakkında da bir fikir veriyor.
*Borsa Avrupa ülkelerinde elektrik fiyatlarını yaklaştırdı. Borsa olmadığı dönemlerde zaman zaman oluşabilen darboğaz durumlarında elektrik fiyatı 3 bin eurolara kadar çıkmış. Oysaki şu sıralar
ortalama fiyatı 55 euro.

* Avrupa'da 500, Almanya'da 200 civarında şirket ticaret yapıyor. Judisch, "Avrupa'da en büyük enerji ticareti yapan şirketiz. Fransızlar, 'Biz bir numarayız' der, bunu çok tartışmayız ve biz bir numara olduğumuzu biliriz. Ancak mevcut ticaretin yüzde 80'ini ilk 20 şirket yaptığından, ilk 20 içinde olmak önemlidir" dedi.

Tek başına Türkiye kadar üretim yapıyor

Türkiye'nin hali hazırda elektrikte kurulu gücü 52 bin MW. Tek başına RWE'nin üretimi 49 bin MW... Essen'de, şirketin kuruluşunu gerçekleştirdiği yerdeki merkez binasından birçok ülkeye yayılmış onlarca santralde üretim ve dünya çapında enerji ticareti yapılıyor. 1839'da kurulmuş. Yaklaşık 2 asırlık bir şirket. Kömürcülükten geliyor. 5 nükleer santralinden 2'si Almanya'nın Japonya felaketinden sonra aldığı karar uyarınca kapatılmış durumda. Kalan üçü de kapatılacak.

RWE'nin tepe yönetimi bundan çok memnun değil ama ülkenin kararına saygı göstereceklerinin altını sık sık çiziyorlar. Şirket, petrol, gaz ve linyit üretimindeki uzmanlığı, konvansiyonel ve yenilenebilir enerji santralleri inşaatı ve işletmesi ile elektrik ve gaz üretimi, ticareti, iletimi ve satış alanlarında faaliyet gösteriyor. 70 binin üzerinde çalışana istihdam  ağlayan şirket, Avrupa'da 16 milyonun üzerinde müşterisine elektrik ve yaklaşık 8 milyon müşterisine gaz temin ediyor. 2010 yılında 53 milyar euro ciro elde etti. 2011 cirosunun 70 milyar euro olduğu belirtiliyor.

RWE, Almanya'nın birinci, Hollanda ve İngiltere'nin üçüncü büyük elektrik üreticisi. Orta ve Doğu Avrupa'daki payını da giderek genişletiyor. RWE'nin yeni santral inşaatı projelerinin toplam kapasitesi 12 gigavat civarında. Türkiye'de de Denizli'de Turcas'la birlikte 775 MW gücünde çevrim santralı kuruyor. RWE, 2008'de kurduğu iştiraki RWE Holding A.Ş ile Türkiye'deki önemli büyüme fırsatlarını değerlendirmeyi hedefliyor.

RWE'nin yüzde 70, Turcas Petrol'ün yüzde 30 hissesine sahip olduğu RWE & TURCAS Güney Elektrik Üretim, Ekim 2009'da Denizli doğalgaz kombine çevrim santrali inşaatı için Metka şirketiyle mühendislik, satın alım ve inşaat sözleşmesi imzaladı. İnşaat çalışmalarına Temmuz 2010'da başlanan santralin, 2012 yılının sonunda şebekeye bağlanması planlanıyor. RWE Turkey, Orta ve Güneydoğu Avrupa'daki diğer Grup şirketleriyle birlikte RWE East bünyesinde faaliyet gösteriyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir