Alaçatı'nın taş evleri yeni bir iş modeli doğurdu

Alaçatının taş evlerinden yola çıkan girişimciler yeni bir iş modeli oluşturdular. Alaçatı’da tarihi ve yerel dokuyu koruyarak evler inşa eden Veryeriler, işi “kişiye özel geleneksel mimari” olarak tanımlıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET KAYA - ANKARA

Türkiye’nin uzun dönemli tatil ve yerleşim alanlarından biri haline gelen Alaçatı’da, tarihi ve yerel dokuyu koruyan evlerin yapılmasıyla başlayan inşaat faaliyetleri yeni bir iş modelini doğurdu. Kişiye özel ancak yerel, tarihi dokuyu koruyan ev ve mahalleler inşa eden Veryeriler Yönetim Kurulu Başkanı Alpan Veryeri, bölgeye özgü tüf taşından yapılan evlerin Alaçatı’nın “hafızalara kazınan yüzü” haline geldiğini belirtti. Alpan Veryeri, bu faaliyetin bölgede adeta “yeni bir sektör” doğurduğunu kaydetti. Alaçatı’nın, doğal yapısıyla, evleriyle ve yaşam ortamıyla markalaşmasına katkı verildiğini belirten Veryeri, gelecek dönemde de bu yapının korunmasına herkesin gayret göstereceğini vurguladı. 

Yürüttüğümüz faaliyet, Alaçatı’ya büyük katkı verdi 
DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Alpan Veryeri, 2000’li yılların başında özellikle İstanbul’dan Alaçatı’ya yoğun ilgi gösterilmesiyle, kendilerinin de farklı bir yaklaşım geliştirdiklerini ve bölgeye özgü taş evlerden lüks konutlar üretmeyi planladıklarını vurguladı. “İlk başta bana deli dediler” diyen Veryeri, uygun arsa bulunca 32 villadan oluşan bir mahalle tasarladıklarını ve ilk teslimlerini de 2003’te gerçekleştirdiklerini anlattı. 

Veryeri, işe başlarken yoğun bir araştırma yaptıklarını vurgulayarak, “Tek tek eski evleri inceledik. İnceleme devam ettikçe taş ustalarını, diğer ustaları seçtik, mimarlarımızla birlikte iyi bir ekip oluşturduk. O dönemde bir 3D görsel yapıp insanlara, belediye başkanına gösterdik ve ‘bunu yapacağız, bunu hayal ediyoruz’ dedik, hala da saklarım. İlk evlerimizi 2003’te teslim ettik. Burada yaşayan insanları, diğer insanları çok dinledik ve kendi tarzımızı oluşturduk” diye konuştu. 

Evlerin beğenilmesiyle arsa fiyatlarının da hızla yükselmeye başladığını vurgulayan Veryeri, oluşan iş iklimi içinde Alaçatı’nın turizm ve yerleşim alanı olarak sıçrama yaptığını, yerleşim yerlerinin mimari ve sosyal olarak ciddi biçimde korunuyor olmasının da buna katkı verdiğini vurguladı. 

Bugüne kadar 400’e yakın konutu tamamladıklarını, bunlardan önemli bir kısmının “mahalle” olduğunu belirten Veryeri, bir mahalleyi oluştururken de geleneksel unsurlara bağlı kaldıklarını uygun ortam varsa mutlaka meydan veya çeşme koyduklarını, evlerin tasarımında da mahalle içinde birbirini tekrar etmeyen dokunuşlarla farklılaşmaya gittiklerini anlattı. Kendi girişimlerinin, Alaçatı ve çevresi için yeni bir iş ortamı oluşturduğunu belirten Veryeri, taş evler inşa eden başka şirketlerin çıktığını, diğer bölgelerde de benzer eğilimler gözlediklerini vurguladı. 

Yaklaşımlarının, geleneksel mimarinin unsurlarıyla yeni evler yapmak olduğunu ve “kişiye özel geleneksel mimari” olarak tanımlanabileceğini belirten Veryeri, “Birebir taklit değil ama geleneksel mimari korunuyor. 1800’leri 2000’lere taşıyoruz ama dışarıda. İçinde her türlü konfor oluyor ama geleneksel unsurlara da bağlı kalıyoruz. Bildiğimiz doğruları uyguladık. Bugüne kadar 400’e yakın taş ev yaptık. Alaçatı’nın 2 bin hane dolayında olduğunu düşünürseniz ciddi bir sayıdır” dedi. Veryeri, evlerin iç dizaynında müşteri isteklerinin ön planda olduğunu, mimarlar dahil kendi kadrolarıyla müşterilerin birlikte çalışarak sonuca ulaştıklarını anlatırken, “Bu evler, taş ile ahşabın birarada olduğu güzel yapılar. Mesela seramik yakışmıyor, plastik doğrama güzel olmuyor. Müşteriye bazen ‘bunu yapmayalım’ diyoruz çünkü gerçekten güzel olmasını istiyoruz” diye konuştu. 

Alaçatı korunuyor, 25 konutluk projelerimiz sürüyor 
Alaçatı’nın, inşaat başta olmak üzere iş insanları, yerel yönetimler, koruma kurulları ve halkın duyarlılığıyla ciddi biçimde korunduğunu söyleyen Alpan Veryeri, şirket olarak da bütün imar düzenlemelerine katı biçimde uyduklarını, Alaçatı’nın mevcut ekonomik ortamının da bu korumalara riayet edilmesi nedeniyle başarıyla yürüdüğünü vurguladı. Alaçatı’nın “köy içi” olarak adlandırılan bölgede arsaların azalmaya başladığını ve fiyatın da çok yükseldiğini belirten Veryeri, “Elbette bir sınır olacak ama yeni gelişme alanları var. Şu anda talep çok iyi ve yüksek fiyatlarla alıcı var ancak arsa fiyatları da çok yükseldi. Bir denge noktasına ulaştı diyebiliriz” dedi. Alaçatı’ya gelen kişilerin de İstanbul ağırlıklı ve orta üst gelir grubundan başlayarak daha üst grubundaki kişiler olduğunu kaydeden Veryeri, bu kişilerin de koruma konusunda hassas olduğunun altını çizdi. Farklı noktalarda olan mevcut taş ev projelerinin toplam 25 konutluk bir hacimde olduğunu ve bunların ilerlettiklerini belirten Veryeri, bölgede başka alanlarda da projeler üstlenmek için görüşme aşamasında bulunduklarını vurguladı.

Çeşme projesi tamamlanma aşamasında

Veryeriler İnşaat'ın Çeşme’de merkezin hemen yanında, deniz kıyısında uygun bir ortamda özel iskeleli bir projenin de kaba inşaatını tamamladığını belirten Veryeri, 8 dubleks villa ve 6 residance daireden oluşan Quattordici projesinin de satışa sunulduğunu kaydetti. Kişiye özel konutlar açısından bölgede iş olanaklarının devam ettiğini ve çok farklı düzeylerde şirketlerin de turizm yatırımı amaçlı bölgeyle ilgilendiğini belirten Veryeri, şirket olarak Bodrum’da bir iş geliştirme aşamasında olduklarını kaydetti.

Bu konularda ilginizi çekebilir