Ağaoğlu'ndan önemli açıklamalar
Gayrimenkul sektöründeki son gelişmeleri değerlendiren Ağaoğlu, hiçbir zaman devletten kaynak sağlanmadığını vurguladığı inşaat sektörünün, 2015'te yapılacak genel seçimlerin ardından rahat nefes alacağını söyledi
İSTANBUL - Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, devletin hiçbir zaman inşaat sektörüne kaynak ayırmadığını ve sektörün de buna ihtiyacı olmadığını belirterek, "Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülkede inşaat sektörünün önü kesilmemeli" dedi.
Gayrimenkul sektöründeki son gelişmeleri değerlendiren Ağaoğlu, inşaat sektörünün Türkiye'nin en dinamik ve lokomotif sektörü olduğunu, yüksek bir çarpan etkisi yarattığını ifade ederek, sektörün ilk 6 aydaki satışlarında geçen yılın ilk 6 ayına oranla yaklaşık yüzde 9 düşüş yaşadığını söyledi.
"Önünü göremeyen alıcılar bir bekleyiş içine girdi"
Ağaoğlu, sektörü tam olarak analiz etmek için durumun projeler bazında ele alınması gerektiğini, yeri ve fiyatı doğru olan projelerde bir sorun görülmediğini vurgulayarak, buna rağmen ilk 6 ayda geçen yılın aynı dönemine göre bir kırılmanın göze çarptığını dile getirdi.
Özellikle son dönemlerde Türkiye'nin bir seçim atmosferine girmesinin satışların düşmesinde etkili olduğunu, önünü göremeyen alıcıların bir bekleyiş içine girdiğini anlatan Ağaoğlu, 2015'te yapılacak genel seçimlerin ardından sektörün daha rahat bir nefes alacağını kaydetti.
"İnsanların yüzde 50'si canlı canlı bir tabutta yaşıyor"
Ağaoğlu, başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde mevcut yapı stokunun durumun içler acısı olduğunu ileri sürerek "Deprem tehlikesi altında bir şehir olan İstanbul'da insanların yüzde 50'si canlı canlı bir tabutta yaşıyor. İnsanları korkutmak istemiyorum, bunu söylerken imtina ediyorum; ama durum bu. Böyle konut stoku olan bir ülkede talepte bir daralma olmaz. Ama insanların alım gücünde bir problem var. Bundan dolayı konut taleplerinde bir düşme söz konusu. Bir de insanlar önlerini göremedikleri dönemlerde 'bekle göre' psikolojisine giriyor ve talebi öteliyorlar" diye konuştu.
İkinci 6 aylık dönemde seçim atmosferinin geride kalmış olmasıyla satışlara bir canlılık geleceğine vurgu yapan Ağaoğlu, satışlarda daha şimdiden bir hareketliliğin söz konusu olduğunu ifade etti.
"Sektör olarak devletten bir talebimiz yok"
Ağaoğlu, 17 ve 25 Aralık süreçlerinin Türkiye için büyük bir şansızlık olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Türkiye ekonomisini sürükleyen iki ana sektör var; inşaat ve finans. Finans sektörü 2001 krizinden çok iyi ders aldı. BDDK'nın bankalar ve finans piyasası üzerindeki uygulamaları sektörü sağlam bir yapıya kavuşturdu. 17 ve 25 Aralık'ta yapılmak istenen ekonomiye darbe vurmaktı. Geçmişte iktidarları yok etmek için ekonomik krizler yaratıldı. 12 yıldır iktidarda olan hükümeti ortadan kaldırmak için ekonominin bozulması gerekiyordu. Ekonomiye darbe vurmak için de inşaat ve finans sektörü hedef alındı ve her iki sektörde itibarsızlaştırıldı. Maalesef bizim de adımız karıştırıldı. Bu süreç, Türkiye'nin yaşadığı çok talihsiz bir olaydı."
Devletin en temel görevlerinden birinin de insanlarının sağlıklı konutlarda yaşamasını sağlamak olduğunu belirten Ağaoğlu, Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülkede inşaat sektörünün önüne kesilmemesi gerektiğini kaydetti.
"Bütçeyi tutturmada en büyük kaynaklardan biri sektörden alınan vergiler"
Ağaoğlu, devletin hiçbir zaman inşaat sektörüne kaynak ayırmadığını öne sürerek, "Devletin 100 lirası vardı da bunu inşaat sektörüne mi aktardı, hiçbir teşvik vermedi. Sektör kendi kaynağını kendi yarattı. Hatta inşaat sektörünün önünde çok büyük vergi yükü var. Maliyetin yüzde 35- 40'ına yakın bir vergi yükü ile karşı karşıyayız. Devletin bütçesini tutturmasında en büyük kaynaklardan biri inşaat sektöründen aldığı vergilerdir" ifadesini kullandı.
"Sanayi dursun, inşaat devam etsin" şeklinde bir talepleri olmadığını anlatan Ağaoğlu, eski bir sanayici olarak sanayinin de teşviklerle desteklenmesinin gerektiğini, Türkiye'nin inşaatı ve sanayisi ile her yönüyle büyümesinin sağlıklı olduğunu ve sektör olarak devletten bir destek, prim gibi talepleri olmadığını söyledi.
Ağaoğlu, Türkiye'de moda olan sektörlere her zaman yoğun ilgi olduğunu bu nedenle son zamanlara da parayı bulan herkesin inşaat sektörüne girdiğini ifade ederek, kasabın, manavın herkesin müteahhit olduğunu söyledi.
Sektörde rekabetin güzel olduğunu, ancak inşaatın sadece parayla yapılamayacağını; paranın yanında bir de sektörle ilgili birikim gerektiğini belirten Ağaoğlu, "Bilgi birikimi olmayan şirketlerin ayakta kalması zor. Geçmişte batan birçok şirket gördük, bu bugün de olacak. O yüzden ev alanlara mağdur olmamaları için bir beyaz eşya alırken gösterdikleri hassasiyeti ev sahibi olurken de göstermelerini öneriyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'de balon riskini kabul etmiyorum"
Ağaoğlu, bir süredir devam eden "sektörde balon var" söylentilerini anlamsız bulduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Balon iki şekilde oluşur. Bir, talep olmaz üretim olur; üretimde balon görülür. İki, fiyatlarda şişme görülür; talep azalır, bu da balona sebep olur. Başta Amerika olmak üzere dünyada böyle bir durum yaşandı. Ancak Türkiye'de balon riskini kabul etmiyorum. Türkiye'de talep hala çok canlı. Mütekabiliyetten sonra yurt dışından da talep gelmeye başladı. Dolayısıyla üretimde, talepte ve fiyatta da bir sıkıntı ve balon yok."
Yabancılara satışların artmasının bir ülkenin gelişmişliğinin göstergesi olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, İngiltere'nin Londra şehrinde yabancı satışlarının yüzde 16'lara çıktığını ve bu durumun Londra'ya bir zarar vermediğini söyledi.
Ağaoğlu, kalkınmak isteyen birçok ülkenin kaynağını yabancı satışlarından elde ettiğini vurgulayarak, Türkiye'nin çıkardığı en önemli kanunlardan birinin mütekabiliyet olduğunu ifade etti.
Şirket olarak özellikle Körfez bölgesinde önemli tanıtım faaliyetleri içine girdiklerini anlatan Ağaoğlu, bu sayede 1,5 milyar doların üzerinde yabancıya satış yaparak devlete önemli bir döviz kaynağı sağladıklarını dile getirdi.
Ağaoğlu, inşaat sektörünün yüzde yüz yerli kaynakla üretim yaptığını, katma değerinin tamamının ülkede kaldığını belirterek, "Yabancıya satış ekonomiye ciddi bir kaynak sağlıyor; ama bu konuda birçok spekülasyon yapılıyor. Umarım bu yeni doğan çocuğu öldürmezler. Şu an Türkiye'ye ciddi bir yabancı ilgisi var. İstanbul'un artılarını daha da öne çıkararak bu satışları arttırabiliriz. Mütekabiliyet çıkarıldı, ama bazı eksiklikler var. Bunların da çok acil tamamlanması lazım" şeklinde konuştu.