90 yılını kutlayan Kılıçoğlu, Megaron ile geleceği planlıyor
Atatürk’ün talimatıyla 1927 yılında Sabri Kılıçoğlu tarafından kurulan Kılıçoğlu, bu yıl 90. yılını kutluyor.
Tülay TAŞKIN
ESKİŞEHİR - Aile şirketlerinde yaş ortalaması 50… Eskişehir’in markası Kılıçoğlu, bu ortalamanın çok çok üzerinde. Bu sene 90’ıncı yıllarını kutluyorlar. Firmanın dördüncü kuşak temsilcisi Barış Y. Özaydemir işleri devralmış durumda. Yapı Malzemeleri Grup Başkanı olarak görevinin başında olan Barış Y. Özaydemir, Kılıçoğlu’nun 90. yıla ulaşmasında en önemli etkenin kurumsal bir şirket olmasının yanında her şeyin kayıt altına alınmış olması, yeni nesillere güven duyularak yetki verilmesi, piyasa koşullarının iyi analiz edilmesi, yeniliklere ve gelişmeye açık yapısı ve öğrenme merakı gibi birçok kritere sahip olmasından kaynaklandığını anlattı. Özaydemir ile Kılıçoğlu özelinde, Türkiye’nin aile şirketlerinin yeni nesillerle birlikte yok olmasının, asırlık şirket seviyesine ulaşamamasının nedenlerini ve Kılıçoğlu’nun dünü, bugünü ve yarınını konuştuk.
► Kılıçoğlu Türkiye’de üretimin önemli kilometre taşlarından biri. Bize kısaca doğuş serüvenini ve bugün ulaştığı noktayı anlatabilir misiniz?
Kılıçoğlu 1927 yılında Türkiye’nin yeniden yapılandırılması sürecinde Atatürk’ün talimatıyla Sabri Kılıçoğlu tarafından Eskişehir’de kurulmuş. 1991’e kadar Türkiye’nin en modern üretim tesislerine sahip en önemli kiremit markası olarak birçok başarılarla gelir. Körfez krizinin etkileriyle yaşadığı mali bunalımın ardından Endel Şirketler Grubu kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanımız Savaş M. Özaydemir tarafından devralındı. Yeniden yapılanma süreci geçirdi. “Yapı Malzemeleri Grubu” ve “Endüstriyel Ürünler Grubu” olarak iki sektörde faaliyet gösteren ve 12 şirketten oluşan Endel Şirketler Grubu bünyesinde Yapı malzemeleri Grubu’nda Kılıçoğlu markası altında kiremit, çatı ve cephe ürünleri üretimi yapıyoruz. Eskişehir’de bulunan Türkiye’nin en yüksek kapasitesine sahip tam otomatik fabrikası olan üretim tesisinde yıllık 60 milyon adet kiremit üretim kapasitesine sahibiz. 80 bin metrekare arazi üzerine kurulu kiremit üretim tesisleri Ortadoğu ve Balkanların en yüksek kapasiteli tam otomatik fabrikası. Kılıçoğlu markasının ardından çatıyı tek bir sistem olarak ele alıp inovatif ve teknolojik ürünler sunmak amacıyla Megaron Çatı Teknolojileri markamızı iki yıl önce oluşturduk. Teknolojik ve inovatif ürünlerimizi Megaron adıyla tüketiciye anahtar teslim çatı hizmeti olarak sunuyoruz.
► Kılıçoğlu bu yıl 90. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bir aile şirketi olarak neredeyse bir asırlık bir geçmişe sahip olmanın sırrı nedir?
Türkiye’de aile şirketlerinin yaş ortalaması 50. Kılıçoğlu’nun 90. yılına ulaşmasında en önemli etkenin başında kurumsallaşma geliyor. Kurumsallaşırken de piyasa koşullarının iyi analiz edilmesi, Ar-Ge’ye önem verilmesi, gelişmeye açık ve öğrenme merakı ile yeni nesle duyulan güvenle aktif olarak yönetimde yer vermesi de diğer etkenler. Kılıçoğlu’nun başarı öyküsünün altında tüm bu kriterler mevcut. Aile şirketlerinde ikinci neslin sonunda iş biraz zorlaşıyor. Kılıçoğlu örneğindeki gibi 90. yılına gelmiş büyük sanayi kuruluşu çok az. Daha küçük lokal firmalar var kebapçı gibi, şekerci gibi, bunları bir kenara koyuyorum. Endüstriyel firma olarak çok fazla firma yok. Aile şirketlerinin uzun yıllar devam etmesinde iki kriter bence çok önemli, bunlardan ilki kurumsallaşma, ikincisi ise her şeyin kayıt altına alınması. Türkiye’deki aile şirketlerinde bu iki konu da maalesef problemli.
► Kurumsallaşamayan aile şirketlerinde neler yaşanıyor?
Eğer kurumsal bir yapı oluşturduysanız hiç bir etken bu yapıyı bozamaz. Şirketin kurumsallaşmasından daha önemlisi ise ailenin bu kurumsallaşmayı korumasıdır. Kasadan para alınıyorsa ve kurumsal olmayan yöntemlerle kar paylaşımı yapılıyorsa bir yerde kavga çıkıyor. Aile şirketlerinde genelde basit işlerden kavga çıkar; ya arabadan, ya evden, ya düğünden… Ben çok çalışıyorum, sen az çalışıyorsun gibi, çok basit nedenlerden dolayı aile şirketleri dağılıyor. Biz çok kurumsalız diyen birçok firma var ama KDV’siz mal satıyor. Ben dünya markasıyım diyor ama işçinin sigorta primini ödemiyor veya yarım gösteriyor. Kurumsallaşma söz ile olmuyor, çok maliyetli bir iş. Türkiye’nin şartlarında kurumsal bir şirketi götürmek de çok kolay bir iş değil. Kurumsallaşamadığınız zamanda, hesap kitap biraz karışık olur. Kayıtdışı firmaların 4. Kuşağa varması imkansız. Aileden birinin şirketin bu işlerine bakıyor olmasında sorun yok ama aile olarak kurumsal yaklaşmanız gerekir.
Örneğin aile şirketlerinde bir kardeş bir kardeşten daha fazla ücret alabilir. Türkiye’de insanlar bunu kabul edemiyor. Sen bu şirketin dışına çıktığın zaman başka bir şirkette profesyonel olarak çalışsan ne kadar maaş alabilirsin, burada ne kadar kazanıyorsun, o dışarıda ne kadar kazanabilir ona bakmak gerekiyor. Kriter bu olmalı. Bir de 90’ıncı yıla gelmemizde en önemli neden dürüstlük. Kayıtdışı olmamak bir dürüstlük göstergesidir. Ailenin birisine, çalışanına ve devlete karşı kayıtdışı iş üretmesi dürüstsüzlüğün bir göstergesidir.
► Peki nesilden nesile aktarılırken, şirketin raydan çıkmaması için ne yapılmalı?
Genelde birinci nesil daha geleneksel. İkinci nesil yeniliklere açık. Ancak hiçbir şey yapmazsanız, o şirket zaten çöker. Bu birinci nesille ikinci nesille de ilgili değil. Tek bir nesil 30 yıl gitse de o nesil içinde de bir değişiklik olması gerekir Bu değişimi yönetebilme becerisidir. Bunun en büyük problemi nesil geçişlerinde oluyor tabi. Bütün dünyada bu böyle. Bizim öngörümüz, belli bir işin belli bir bölümünü ikinci neslin yapmasını sağlatmak. Belli bir ürün grubu olabilir. Belli tesisleri olan bir grupsa, belli bir fabrika olabilir. Burada kritik nokta sürecin başından sonuna kadar onun sorumluluğunda olması... Başarılı olur veya olmaz. Öteki türlü büyük bir prosesin içinde bir noktaya koyduğunuz zaman orada kaybolabiliyor. Bunun en doğru ve yöntemi ise ki yurtdışında öyle, aile şirketinin dışında başka bir şirkette 3 ila 5 yıl çalışmasıdır ki piyasaları ve çalışma koşullarını öğrensin. Hatta orada bir terfi alsın, bir birime müdür olsun ki sonra kendi şirketine giriş izni çıksın.
► Aile şirketlerinde en iyi model nedir?
Benim gözlemlediğim aile şirketlerinde 4 tane seçenek var. Birinci seçenek, çocuklarınız mutlu, iş başarılı, en iyi seçenek bu. İkinci seçenek, çocuklar mutsuz ama iş başarılı. Üçüncü seçenek çocuklar mutsuz ve işi batırmış ki ön kötüsü bu. Son seçenek de çocuk mutlu ama iş başarısız. 4 tane seçeneğiniz var. Herkesin ideali çocuğunuz da mutlu olsun, iş de başarılı olsun. İşi bu noktaya getirebilmek için ilk seçenek iki-üç hatta dördüncü neslin becerisini yukarıya çekersiniz. İkinci seçenek ise gördüğüm kadarıyla bunu yapamıyorlar, çocuğunuz beceremiyorsa hissedar olarak devam eder ki bu tabii belli boyuttaki şirketler için geçerli. Kimse yönetici olarak doğmuyor, çocuk beceremiyorsa oraya profesyonel bir yönetici koyup, ailelerde hissedar olarak kar payı alırlar. Böylece şirket de devam eder, aile üyeleri de maddi anlamda mutlu olarak yaşamına devam eder, şirkette ayakta kalır.
► Siz 4. nesil olarak Kılıçoğlu’nun başına geçtiniz, sizin tablonuz nasıl?
Global anlamdaki benzer firmalarla büyüme, karlılık konularında neredeyiz, benim onu komponent etmem gerektiğini düşünüyorum. Oralarda başarılı olduğumuzu görüyorum. Avrupa firmalarında çok görüyorum, büyümüyorlar ama küçülmüyorlar da, yerinde sayıyorlar. Gayette mutlular çünkü şirketi oturtmuşlar. 10 yıldır ciro aynı, ama güzel parada kazanıyorlar, öyle bir büyüme hırsı yok. Avrupa’daki orta büyüklükte şirketlerde bu yapıyı çok görürsünüz. Ama Türkiye’de büyümezseniz çok ciddi problem yaşarsınız. Çünkü risk yüksek. Riski yüksek bir noktada büyüme sağlayamıyorsanız karlılıkta sorun yaşıyorsunuz. Biz Kılıçoğlu olarak her yıl düzenli olarak yüzde 20 büyüyoruz.
FRANCHISING VERMİYORUZ, TÜM YATIRIMIYLA İLGİLENİYORUZ
Genel anlamda anahtar teslim çatı isteyen müşterilere dönük bir yapılanma içerisindeyiz. Bunu uzman bayilerimiz aracılığıyla yapıyoruz. Bu anlamda ilerleme kaydettik, farklı şehirlerde uzman bayiler oluşturduk, sayıları 16’ya ulaştı, bunu üç katına çıkarmayı hedefliyoruz. Uzman bayilerimiz tamamen bizim için çalışan, bizim ürünümüzden başka hiçbir ürünü satmayan bayiler. Bizim çatımız altında değiller ama bize bağlılar. Üst segment konutlara ürettiğimiz üst düzey ürünler için hizmet veriyorlar. Franchising vermiyoruz, tam tersine uzman bayiliği vereceğimiz kişiyi belirledikten sonra tüm yatırımıyla ilgileniyoruz. Hatta pazar araştırmasına kadar kendimiz yapıyoruz. Uzman bayiinin kar edip edemeyeceğine, belirli bir ciroyu yakalayıp yakalayamayacağına kadar bakıyoruz. Çünkü belli bir cironun altında o sistemi orada ayakta tutamazsınız. Her gelene ve isteyene uzman bayilik vermiyoruz. Biz seçiyoruz, yetiştiriyoruz. Uzman bayilerimiz kurumsal bir hizmet veriyor. Aracı, bilgisayarı, satış elemanı, eğitimi, ofisin tasarımı ve kirasına kadar destek oluyoruz. Uzman bayilik sisteminin müşteriler için büyük bir kolaylık. Müşteri tek bir kişiyle muhatap oluyor, fiyat teklifiyle başlayan iş, garanti kapsamında anahtar teslimiyle sonuçlanıyor. Çatının bütün malzemeleri geldi gelmedi, hangi ürünü alayım, ne kullanayım derdinden kurtuluyorlar, hiç biriyle uğraşmıyorlar. Çatıyı anahtar teslim müşteriye veriyor.
TÜRKİYE’DE OLMAYAN BİR ÜRÜN ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ
Megaron’da 3 segmentimiz var. Sürekli yeni ürün üzerinde çalışıyoruz. Ar-Ge yapıyoruz, bugünlerde Türkiye’de olmayan bir ürün üzerinde çalışıyoruz. Bu bizi çok heyecanlandırıyor. Kılıçoğlu markasıyla da yeni ürün çalışmalarımız devam ediyor. Granada modelimize estetik anlamında ve çatıda uygulama kolaylığı açısından yeniden tasarladık. Tüketicinin ve uygulamacıların taleplerini değerlendirerek yeni ürünleri geliştiriyor ve tasarlıyoruz. Var olan ürünlerde modifiyelere giderek su sızdırmazlık emniyetini gibi özellikleri daha üst seviyelere taşıyoruz. Ar-Ge departmanımızda birkaç grup çalışıyor. Çok ciddi testler yapıyoruz. Bir ürün tasarımı 1,5-2 yılı bulabiliyor. Kil kiremitte yılda bir veya iki yılda bir Ar-Ge ürünü çıkıyor ama Megaron’da çok daha fazla ürün çıkarıyoruz.
BU YIL DA YÜZDE 20 BÜYÜYECEĞİZ
2016 yılını iyi geçirdik. Yüzde 20 büyüdük. Bir önceki yıl da yüzde 20 büyümüştük. Bunun nedeni yeni ürün grupları, yeni bölgelere girme ve yeni servisler ekleme gibi noktalar. Konut çatı sektörü rekabetin yoğun olduğu bir sektör. Değişik ürün grupları, çeşitleri var. Biz bu cironun bir bölümünü rekabetten aldık. Türkiye’de yıllık satılan beton ve kil kiremit pazarının yüzde 15’ine sahibiz. Bu anlamda iyi bir liderlik diyebiliriz. Bu yıl da yüzde 20 büyüme öngörüyoruz. Büyüme sağlamanın arkasındaki en önemli neden, müşteri segmentlerini iyi tanımak, onlara göre ürün grupları ve ürün çeşitlemesi, hatta servisler ve dağıtım kanalıdır gibi noktaların doğru tasarlanması çok önemli. Bu pazarda size olan güveni artırdığı gibi, tercih edilirliğinizi de artırıyor. Biz Kılıçoğlu olarak hem lüks konutlarda hem daha düşük segmentdeki çatılarda da varız. Bunların beklentileri, almak istedikleri, son bayinin profili, üründen beklentileri her birinde aynı değil ama bunların hepsine hitap edebilmeniz gerekiyor. Ancak bu yapıyı kurarak buraya gelebiliyorsunuz.
ÇATI İÇİN 6 AY VE VADE FARKSIZ KREDİ
2016 yılını iyi geçirdik. Yüzde 20 büyüdük. Bir önceki yıl da yüzde 20 büyümüştük. Bunun nedeni yeni ürün grupları, yeni bölgelere girme ve yeni servisler ekleme gibi noktalar. Konut çatı sektörü rekabetin yoğun olduğu bir sektör. Değişik ürün grupları, çeşitleri var. Biz bu cironun bir bölümünü rekabetten aldık. Türkiye’de yıllık satılan beton ve kil kiremit pazarının yüzde 15’ine sahibiz. Bu anlamda iyi bir liderlik diyebiliriz. Bu yıl da yüzde 20 büyüme öngörüyoruz. Büyüme sağlamanın arkasındaki en önemli neden, müşteri segmentlerini iyi tanımak, onlara göre ürün grupları ve ürün çeşitlemesi, hatta servisler ve dağıtım kanalıdır gibi noktaların doğru tasarlanması çok önemli. Bu pazarda size olan güveni artırdığı gibi, tercih edilirliğinizi de artırıyor. Biz Kılıçoğlu olarak hem lüks konutlarda hem daha düşük segmentdeki çatılarda da varız. Bunların beklentileri, almak istedikleri, son bayinin profili, üründen beklentileri her birinde aynı değil ama bunların hepsine hitap edebilmeniz gerekiyor. Ancak bu yapıyı kurarak buraya gelebiliyorsunuz.
DÜNYADAKİ İLK EV TASARIMININ İSMİNİ MARKA YAPTIK
Megaron, bizim bir pazar stratejimiz. Pazarı incelediğiniz zaman değişik müşteri segmentleri görüyorsunuz. Bu biraz pazara farklı segmentlerde farklı markalarla hitap etme amacıyla yaptığımız bir strateji. Çünkü bizim büyüme stratejimizin arkasında değişik müşteri segmentlerine ürün ve hizmet satabilmek var. O yüzden de bu marka çeşitliliğine gitme gereği duyduk. Bunun arkasındaki ana nedenlerinden birisi Kılıçoğlu’nun çok güçlü kiremit markası imajını var, Megaron’u da çatı markası olarak konumlandırdık. Kılıçoğlu’nu çatı markası haline getirmek oldukça güç, çünkü çok kuvvetli bir kiremit markası. Ama çatı olarak komple anahtar teslimi çatı hizmeti veren bir marka yaratmak istediğinizde, Kılıçoğlu’nu oraya çekmek çok kolay değil. O yüzden ayrı bir marka yarattık ve daha modern, daha o hedef kitleye uygun bir marka oluşturduk. Daha teknolojik, daha inovatif ürünlerle markamızı pekiştirdik. Megaron ismi, dünyadaki ilk ev planı, ilk ev tasarımıdır. 4 köşe bir evdir, mimari bir terimdir. Biz de Megaron ile ağırlıklı olarak mimarlarla çalışıyoruz, alıcı kitlemizi mimarlar oluşturuyor. Bu yüzden onlara yakın bir isim olsun istedik.
2017’NİN EN BÜYÜK SORUNU NAKİT SIKIŞIKLIĞI OLUR
İnşaat sektöründe ve konut pazarında bir kriz olduğunu ve olacağını sanmıyorum. Buna bir sıkışıklık diyebiliriz. Nakit bazlı bir sıkışıklık bu da. 2017 yılı için en büyük sorunun nakit olacağını düşünüyorum. Bunun aşılacağını da görüyoruz ama buna göre hazırlık yapılması gerekiyor. Piyasanın nakite dönmesini sağlamak gerekiyor. Anadolu’daki tüccarın elinde belli bir para varsa, bu parayla yatırım yapacaksa, dövizin bu kadar getiri yaptığı bir dönemde tüccarın parasını oralardan bozup herhangi bir mala bağlaması konusunda sorunlar çıkabiliyor. 2017’de inşaat malzemeleri sektörü dahil bütün sektörler için asıl risk odur. Döviz piyasasındaki oynaklık bizim enerji, elektrik, yakıt maliyetlerimizi de etkiliyor. Ama nihayetinde pazarı iyi analiz eden kazanıyor, analiz etmeyen işletme kazanamıyor.