3’üncü kuşak Dimes’e gelen teklifleri bakmadan reddediyor

Bölgesel bir marka olma yolundaki Dimes bugün, kurucu Vasfi Diren’in elinden tutup fabrikaya götürdüğü torunu Ozan Diren tarafından yönetiliyor. Diren, şirkete çok sayıda ortaklık teklifi geldiğini ancak reddettiklerini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ozlem-007.jpg

Ozan Diren, 1958 yılında Dimes’i kuran Vasfi Diren’in torunu. “Dedemle birlikte çok vakit geçirdim. Liseye kadar fabrikaya onunla giderdim. Yokluk zamanlarında kurulmuş bir şirket Dimes ve o günlerin şekillendirdiği misyonu, dedemden öğrenme fırsatım oldu” diyor. Diren ailesinin geleneğinde var bu, çocuklar akılları erdiğinde akşamları, tatillerde fabrikaya gidiyor ve işi öğreniyor. Ozan Diren de küçük yaştan beri ‘işe dahil olmuş’. Endüstri mühendisliği eğitimi alan Ozan Diren, pazarlama ve finans master’ı yapmış. Henüz 23 yaşındayken, 1997 yılında Dimes’in pazarlama ve satış şirketinin kuruluşunda rol alan Diren 2011 yılından beri de Dimes’in genel müdürlüğünü üstleniyor.
 
Afrika'da üretim yakın...
Uzakdoğu, Amerika, Avrupa’nın tamamı, Afrika dahil 107 ülkeye ihracat yapıyor Dimes. Yakın zamanda portakalın ülkesi Brezilya’ya nar suyu ihracatına başlamışlar. Ozan Diren, ihracatta Dimes markasını kullandıklarını, bu yıl 25 milyon dolarlık ihracat hedeflediklerini açıklıyor. Türkiye’nin içime hazır meyvesuyu ihracatının yüzde 60’ını Dimes yapıyor. Dövizdeki artış da Dimes’e yaramış. Ozan Diren, “Bizim sektörümüzde yaptığımız ihracat ihracattır, tamamı bu topraklardan çıkıyor. Böyle olunca dolardaki artışın kısa vadede ihracatımıza katkısı olacak. Hepimiz Merkez Bankası başkanı olursak bu işi devam ettiremeyiz, bizim yapmamız gereken işimizi en iyi şekilde yapmak” diyor. Bu yıl ihracatın da katkısı ile yüzde 25’in üzerinde bir büyüme hedefi var Dimes’in. Afrika, Uzakdoğu ve Avrupa’da üretime geçebilmek için çalışmalar yapılıyor. Hedef bölgesel bir meyvesuyu markası haline gelebilmek. Son dönemde yoğun ortaklık ve satın alma teklifleri alıyor Dimes. Ozan Diren yabancılardan gelen ortaklık tekliflerine kapalı: “Çok önemli teklifler geliyor hem şirketlerden hem de fonlardan. Ama detaylarına baktığımızı da söyleyemem. Biz daha çok gidecek yolumuz olduğunu düşünüyoruz. Bazı değerlerin de burada kalması gerektiğini düşünüyoruz” diyor.
 
Aile anayasası nasıl yazıldı?
Dimes bir aile şirketi. Ama bugün geldikleri noktada önemli farklılıkları var. Operasyonda aileden sadece Ozan Diren bulunuyor. Yönetim kurulunda ise aileden 3 kişi yer alıyor. Ozan Diren geçtikleri profesyonelleşme sürecini şöyle anlatıyor: “1996 yılındaki yapıda 4 patron ve işçiler var, ara kademe hiç yok. Toplam kalite yönetiminin şirkete adapte edilmesi ile süreç başladı. Bir çalışanın başka bir çalışandan talimat alabilmesinin nasıl olacağını anlayamıyordu kimse, hiç böyle bir şey yaşanmamıştı Dimes’te... Ailenin entegrasyonu her aile şirketinde potansiyel sorun. Birçok aile şirketinin 3’üncü nesilde sıkıntıya girmesinde en önemli etken bu. Biz de bir araştırma yapmaya karar verdik.” Çıkan araştırma sonuçlarına göre aile şirketlerinin sadece yüzde 4.5’i 3’üncü nesilde ayakta kalabiliyor. “Bu şirket benim dönemimde batsın istemem açıkçası. Bu nedenle 13 yaşından büyük tüm aile bireylerine bir eğitim aldırmaya karar verdik” diyor Diren. Gelin, damat, çocuklar, yaklaşık 50 kişi almış bu eğitimi ve bir aile anayasası hazırlanmış. Anayasanın maddelerinden biri, aileden bir kişinin en az 3 yıl ilişkili başka bir şirkette çalışması zorunluluğu. Temel felsefe hiçbir çalışanın hiçbir aile üyesine doğrudan rakip olmaması. “Aile bu temel kurallarda anlaşınca sonrası kolay oldu” diyen Ozan Diren, bugün Dimes’in tam anlamı ile profesyonel bir yapıda olduğunu belirtiyor.
 
İşin stratejisi verimlilikle ilgili
Peki Ozan Diren, bugün şirketi için dünya ve Türkiye ekonomisinin ciddi bir sarsıntı eşliğinde yaşadığı dönüşümde nasıl bir strateji çiziyor? “İşin stratejisi büyüklük ve verimlilikle ilgili” diyor Diren. Artık tüketici talebinin pazarı yönlendirdiğini, tüketicinin ne istediğini bilip onu istenen fiyata tüketiciye sunup kar edebilmenin yollarını aradıklarını anlatıyor. Dimes bu strateji içinde müşteriyi tanımak için çok sayıda araştırma yapıyor. Araştırma bütçelerinin 1 milyon TL olduğunu açıklıyor Diren. Örneğin: “Bizim müşterimiz sitrik asite takıntılı, istemiyor meyve suyunda olmasını. Sitrik asit zararlı bir madde değil ama biz istenmiyor diye limon suyu koyuyoruz yerine. Bize yıllık birkaç milyon euroya mal oluyor ama tüketicinin isteğidir asıl olan.”
Geçen yıl 30 milyon TL yatırım yapmış firma. Şirketin hacmi büyüdükçe fireyi binde bir azaltmak bile karlılığı etkiliyor. Verimlilik teknoloji yatırımları ile artırılıyor. Diren Makine Ar-Ge adlı bir şirket kurulmuş ve burada robotlu sistemler, paletleme gibi akıllı sistemler geliştiriliyor. 2014 için yatırım bütçesi ise 13.5 milyon TL. Bu miktarın tamamı verimlilik artışına yönelik makine yatırımında kullanılacak.
Dimes’in satışlarının yüzde 80’i markalı. İşin yüzde 77’si meyvesuyunda. Diren markası ile şarap üretiliyor. Yüzde 20 gibi bir pay ise süt üretiminden geliyor. Dimes’in toplam cirosu 2013’te 400 milyon TL seviyesinde olmuş.
 
Süte girdik, bölge kalkındı
Sütte katma değerli ürünlere odaklanıyor Dimes. “Bölgesine sahip çıkmasını seven bir şirkettir Dimes” diyor Diren ve süt hayvancılığının gerilediği Tokat bölgesinde, süt üretimine başlamaları ile sütçülüğün yeniden kalkındığını anlatıyor. Dimes’in 2 bin 500 baş hayvanı var bugün. Köylerden de süt alınıyor. Tokat’ta bu işe ilk girdiklerinde birkaç ton süt bulabildiklerini, bugün ise günlük 250-300 ton sütün kendilerine getirildiğini anlatıyor Diren gururla. Dimes bugün 60 binden fazla çiftçiyle ilişki içinde. Süt alıyor, meyve alıyor... Çiftçilere fidan dağıtıyor. Tigem ile Tokat’ta ortak bir çiftliği var. 5 bin 500 dönümde hayvancılık yapıyor, süt verimi yüksek bir ırk yaratıyor. Çiftlikte örnek meyve bahçeleri de var. Her yıl çiftçiye dağıtılan 250 bin fidan işte bu çiftlikte yetişiyor. Yaklaşık 3 milyon fidan dikmiş Dimes bugüne kadar. “Bizim sektörümüz lokomotif sektör. Biz ürünü alıp işleyip Amerika’ya satıyor, oradan aldığımız parayı getirip Tokat’taki çiftçiye vermiş oluyoruz” diyor Diren. Yıllık 100 bin ton meyveyi işleyip, 230 bin litre meyvesuyu üreten firma, Türkiye’nin tarımla topyekün kalkınmasına inanıyor ve bu yolda hızla büyüyor.
 
Meyve ağacı sayımızla değil, çiftçi verimiyle gurur duyarız
 
Dimes’in kurucusu Vasfi Diren ziraat mühendisi. Tokat’ta çalışırken görüyor ki üretilen meyveler satılamayınca çöpe dökülüyor. “Bu ülkenin petrolü yok, tarım ürünlerine katma değer koyup satmalıyız” diyor. Ozan Diren dedesinin misyonunu şöyle aktarıyor: “Dedem tarıma dayalı sanayiye inanırdı, biz de hiç çıkmadık bu misyondan. En yüksek katma değer şarapta olduğu için şarapla başlanmış, hemen arkasından meyve suyu gelmiş, 1990’larda ise süt üretimi başladı. Biz, topyekün kalkınmaya inanan bir firmayız. Bu işin çiftçinin işi olduğuna inanıyoruz. Çiftçiler meyvesini üretsin, biz onlara verimliliği artıracak tüm yollarda yardım edelim, daha sonra ürünü onlardan alıp işleyelim... Ben meyve ağacımın sayısıyla değil, bölgemdeki çiftçinin yakaladığı üretim, verim artışı ile gurur duyarım.”
 
Basit hayat isteyen beyaz yakalılar ona gidiyor
 
“Ayva suyu üretmeye başladık. Çok yararları var ama bizim üretme nedenimiz Türkiye’de en çok üretilen ikinci meyve olmasına rağmen hiç tüketilmemesi. Büyük bir değer çöpe gidiyor. Şimdi bize büyük şehirlerdeki yoğun hayattan sıkılıp daha basit hayatı tercih eden- ki ben de ilk fırsatta böyle bir şey yapmak isterim- ‘meyve bahçesi kuracağım’ diye gelen çok oluyor. Arazi bulmalarından hangi meyveleri dikmeleri gerektiğine kadar her konuda destek veriyoruz.”
 
Bakkala dönüş var
“Artık alışveriş bir hafta sonu AVM’lere gidilerek yapılan bir eğlenceden, kolayca halledilmesi istenen bir işe dönüştü. Bu trend, mahallelerde eve yakın yerlerde daha iyi satış yapılmasını beraberinde getiriyor. Zincir marketlerden bakkallara doğru geri dönüş görüyoruz biz satışlarda.” 
 
Nar niye yerlerde?


“Bugün nar fiyatları yerlerde, çünkü 5 yıl önce nar suyu çok popüler oldu ve herkes birden nar ekti. Bunu birilerinin planlaması gerekiyor. Ben tarımda demokratik planlamanın sorun olduğunu düşünüyorum. Bir ürünü çöpe atarken, diğerine aşırı ödeme yapar haldeyiz. Şimdi ben vişne dikilmesini tavsiye ediyorum.”

Bu konularda ilginizi çekebilir