'2017 Türkiye için daha iyi olacak'
Saxo Bank’ın Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik, Türkiye’de risk olmadığını ve yatırım yapılabilecek ülkelerden biri olduğunu belirterek, “Yabancı imaja bakar. 2017 daha iyi olacak” dedi.
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
Saxo Bank’ın Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik, Türkiye’nin yatırım yapılabilecek ülkelerden biri olduğunu belirterek, volatilitenin 6 ay daha sürebileceğini fakat kimsenin bu talihsiz olayları 6 ay sonra hatırlamayacağını ifade etti. İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında konuşan Dembik, gelişmekte olan piyasalarda her ülkenin aynı sepette değerlendirilemeyeceğini kaydederek, Çin’in yatırım yapılabilecek önemli piyasalardan bir tanesi olduğunu, Brezilya’da ise ciddi bir siyasi risk oluştuğunu anlattı. Türkiye’de siyasi riskin yüksek olmadığını ifade eden Dembik, “Türkiye’nin ekonomisi iyi gidiyor ancak hala yabancı yatırımcıya ihtiyacı var. Gelecek yıl Türkiye’de işler daha da iyiye gidecektir. 6 ay sonra kimse gerçekleşen talihsiz olayları hatırlamayacaktır. Yabancı yatırımcılar için imaj önemlidir, genel resme bakarlar. En önemli ekonomik gösterge bir ülke için büyümedir ve piyasada likidite varsa yatırımcılar geri döneceklerdir. 2017, Türkiye için daha iyi bir yıl haline gelecektir” değerlendirmesini yaptı.
Merkez faiz oranlarını düşürmeli
TCMB’nin izlediği politikaların ekonomiye ve Türk Lirası'na etkilerine ilişkin bir soru üzerine, Dembik şunları kaydetti: “Merkez Bankasının, Türk Lirası ve ekonomiye ilişkin süreci ele alışı oldukça iyi. Çok rahat dönemlerden geçmiyoruz, piyasasının böyle bir durumda tepki vermesi normal. Yatırımcılar aksi takdirde ülkeden kaçacaktır. Yıl sonunda yabancı yatırım oranı düşük kalacaktır ama ekonomik göstergelere bakacak olursanız yavaşlama zaten vardı. Bu Türkiye’ye özgü değildi, böyle bir küresel trend vardı. TCMB bence iyi bir iş çıkardı. Merkez Bankası likiditeyi artırmalı, enflasyon bence en büyük dert değil. Gelişmekte olan diğer piyasalarda da enflasyon var. Tüketici güveni verileri son dönemde çok iyi değil ancak önümüzdeki dönemde iyileşecektir. Merkez Bankası faiz oranlarını biraz daha düşürebilir. Rezerv zorunlulukları da biraz daha düşürebilir. “
Avrupa’da resesyon kapıda
Dembik, konjonktürel dalgalanmaların sonunda ABD ve Avrupa’da ekonomik durgunluğun yaşanacağını ve ekonomik resesyonla karşı karşıya kalınacağını ifade etti. Merkez bankalarının küresel bağlamda ekonomik durumu etkileyecek kapasiteden yoksun olduğuna işaret eden Dembik, ABD, Japonya ve birçok ülkede ekonomik durumun iyi olmadığını ve para politikalarının yetersiz kaldığını vurguladı. Dembik, İngiltere, Japonya ve Avusturya dahil pek çok ülkenin merkez bankalarının para politikalarında sınıra ulaştığını düşündüğünü kaydederek, “Gelecek çeyrek içerisinde mali politikaların tekrar sürece dahil olacağını söyleyebiliriz. Avrupa ülkelerinin 3’te 1’i halihazırda mali politikaları ve mali teşviki hayata geçirme noktasında planlamalarını yaptı. Brexit çok fazla gürültü çıkarıyor ama yatırımcılar için temel risk değil” diye konuştu.
Brexit piyasalar için risk değil
Dembik, İngiltere’nin Brexit’i gerçekleştirirken Avrupa’yla iyi bir pazarlık yapacağına dikkati çekerek, İngiltere’nin kendi finansal sektörünü korumada iyi bir iş çıkaracağını anlattı.”Brexit oluyor diye her şey çökecek gibi yanlış bir fikre kapılmayalım” diyen Dembik, Avrupa’daki durgunluğun Brexit konuşulmadan evvel başladığını ifade etti. Brexit’in ekonomik ve finansal olarak büyük etkisi olmayacağının ve İngiltere’nin resesyona girmeyeceğinin altını çizen Dembik, “Brexit finansal piyasalar için risk değil” dedi. Dembik, İngiltere’nin ardından AB’nin dışına çıkmak isteyen ülkelerin olabileceğini ve siyasi bağlamda “ateşli günler” in yaşanabileceğini söyledi.
Negatif faiz sürdükçe kârlılık düşecek
Christopher Dembik, AB ülkeleri için çok tehlikeli olan şeylerden birinin, negatif faiz nedeniyle para harcamaktan kaçınılarak tasarrufa gidilmesi olduğunu belirterek, Almanya, Fransa, Japonya ve Danimarka’da benzer durumların görüldüğünü aktardı. Negatif faizin yeni bir trend haline geldiğini kaydeden Dembik, “Devletler için bu durum iyi ancak finansal sektör için çok ciddi sıkıntı arz ediyor. AB’deki bazı çalışmalar finansal sektörün negatif faizle maksimum 2-3 yıl daha başa çıkabileceğini gösteriyor. Negatif faiz sürdükçe kârlılık düşecektir. Eğer negatif faiz oranları devam edecek olursa finansal sektör için ciddi bir sıkıntı teşkil edecektir. Bankalar rahat bir şekilde kredi alabilirse ekonomik büyüme gerçekleşecektir ama negatif faizle ilgili sıkıntıları kimse ele almıyor.” şeklinde konuştu.
Japonya Merkez Bankasının (BoJ) para politikalarının makro ekonomik düzeyde işe yaramadığını aktararak, Japon ihracatının çok pahalı hale geldiğini dile getiren Dembik, Japonya’da düşük yen oranlarıyla karşı karşıya olunduğunu anımsatıp, şöyle devam etti: “Japonya takip edilmemesi gereken örneklerden biri. ECB’nin para politikası Japonya’da işe yaramadı. Japonya için yeni adımlardan biri ‘helikopterle para dağıtmaktı’. Açıkçası aptalca bir fikir olduğunu düşünmüyorum. Yine politikacılar işe şüpheyle yaklaşabilir. Bunun enflasyonu düzelteceğinden ya da tüketici harcamalarını artıracağından emin değiliz. Japonya Maliye Bakanı Taro Aso, benzer deflasyonun ABD’de de 1930’larda gerçekleştiğini ve savaşla işin içinden çıktıklarını dile getirdi. Japonya herhangi bir yerle savaşa girmek niyetinde değil ama ‘son 16 yıldır ne yaparsak yapalım ekonomide hem mali politikalarla hem de para politikalarıyla çok ciddi bir etki yaratamadık’ dedi. Çünkü deflasyon derinleştiği zaman bunu değiştirmeniz çok kolay olmuyor. Japonya ekonomisi için tünelin sonunda bir ışık görmüyorum. Japonya ekonomisinin çok rahat bir şekilde iyileşeceğini düşünmüyorum, ‘helikopterle para dağıtılması’nın da doğru çözüm olacağını düşünmüyorum.”
Fed artık faizleri artırmalı
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz kararına değinen Christopher Dembik, “ABD’nin artık faiz oranları artırması lazım çünkü iş gücü piyasasında işler yolunda gidiyor. Fed, ekonomide konjonktürel dalganın sona erdiğini biliyor, yani kaldıraca ihtiyaçları var. Durgunluk olduğu zaman ekonomiyi tetiklemeleri gerekiyor, yani daha yüksek faiz oranlarına ihtiyaçları var. Eğer faiz oranlarını yükseltmek için beklerlerse çok fazla vakit kaybetmiş olacaklar.” dedi. Dembik, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) varlık alımlarını Mart 2017’nin ötesine kadar genişletebileceklerini belirterek, bununla birlikte tahvil ihraç limitlerini de artırabileceklerini ifade etti.
ABD seçimlerini Clinton kazanmalı
Ekonomist olarak ABD Başkanlık Seçimleri’nde Hillary Clinton’ın başkan olarak seçilmesini istediğini belirten Christopher Dembik, Clinton’un ekonomik programının iş ortamını desteklediğini ve daha uygun olduğunu anlattı. Donald Trump’ın ekonomik programının dağınık olduğunu aktaran Dembik, Trump’ın seçilme şansının da yüksek olduğunu ve seçilmesine karşı hazırlıklı olunması gerektiğini dile getirdi.
Yuanın develüasyonu ciddi endişe yaratır
Çin ekonomisinin hala güçlü olduğunu ifade eden Dembik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin ekonomik krizlerle başa çıkabilecek durumda fakat finansal piyasaları etkileyecek şöyle bir durum var ki Çin para birimi yuanın devalüasyonu orta vadede finansal piyasalar için ciddi bir endişe yaratacaktır. Japonya’da ekonominin çok ciddi bir şekilde yavaşladığını görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda Avrupa ve ABD’de ekonomi belki çok kötü gitmeyecek fakat Japonya’daki sallantılar küresel ekonomiyi etkileyebilir. Merkez bankalarının ek teşvik sağlamaları gerekiyor.”