10 yıl önce kaliteyi batılı kavramlarla birlikte düşünürdük
10. Kalite ve Başarı Sempozyumu'nda konuşan Faruk Eczacıbaşı, "Bundan belki 10 sene öncesine kadar biz kalite kavramını hep batı kavramlarıyla bir arada düşünürdük. Bence burada önemli bir kayış var" dedi.
10. Kalite ve Başarı Sempozyumu'nda konuşan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Eczacıbaşı, "Bundan belki 10 sene öncesine kadar biz kalite kavramını hep batı kavramlarıyla bir arada düşünürdük. Bence burada çok önemli bir kayış var" dedi.
BURSA - Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, bundan belki 10 sene öncesine kadar kalite kavramının hep batı kavramlarıyla bir arada düşünüldüğünü, ancak burada çok önemli bir kayış olduğunu bildirdi.
Eczacıbaşı, "Özellikle 2000'li yıllarda artık dünyanın her tarafına özellikle Uzak Doğu'dan, Kore'den, Çin'den, Hindistan'dan ve Latin Amerika'dan markaların daha farklı bir şekilde ortaya çıkıp tanıtıldığını görüyoruz. Bu bizim için çok büyük bir avantaj" dedi.
Kal-Der Bursa Şubesi ve Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) tarafından Bursa Valiliği, Uludağ Üniversitesi (UÜ) ve Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) tarafından düzenlenen "10. Kalite ve Başarı Sempozyumu", başladı.
Sempozyumun "Fark Yaratanlar" başlıklı ana oturumda konuşan Faruk Eczacıbaşı, şirketlerin kendilerini diğer şirketlerle ya da uluslararası rakipleriyle kıyaslamalarının kriterlerinin artık değiştiğine inandığını söyledi.
Eczacıbaşı, Uzak Doğu'nun öne çıkmaya başladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bundan belki 10 sene öncesine kadar biz kalite kavramını hep batı kavramlarıyla bir arada düşünürdük. Bence burada çok önemli bir kayış var. Kalite kalitedir. Kalite artık bizim batı diye kabul ettiğimiz dünyadan daha farklı yerlere, bütün dünyaya yayılmaya başladı, bu çok önemli bir değişiklik. 10-15 sene evvel ve yahut daha da evvel çıkmış markaların, özellikle batı ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Batı Avrupa, hatta Amerika ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Fakat özellikle 2000'li yıllarda artık dünyanın her tarafına özellikle Uzak Doğu'dan, Kore'den, Çin'den, Hindistan'dan ve Latin Amerika'dan markaların daha farklı bir şekilde ortaya çıkıp tanıtıldığını görüyoruz. Bu bizim için çok büyük bir avantaj. İstanbul, Türkiye markasının farklı bir yerlere biraz uğraştırılarak oturtulduğunu görüyoruz, ama dünyada da yerini bulduğunu görüyoruz."
Bu çerçevede Türkiye'nin daha farklı noktalara geldiğini ve dünyayla bir arada gidebileceğini düşündüğünü dile getiren Eczacıbaşı, kıyaslamanın tüm dünya ile yapılması gerektiğini bildirdi.
"Yabancı ortaklıklar kurarak, büyük sinerjiler yaratmalıyız"
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de 2023 yılına kadar konulan hedefler düşünüldüğünde, her firmanın önünde çok önemli fırsatlar yaratacak projelerin gözüktüğünü, bu nedenle tüm firmaların büyümeyi hedeflemesi gerektiğini söyledi.
Özdemir, hemen her alanda büyük imkan ve fırsatların olduğuna inandığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Büyük düşünmeliyiz, birlikte hareket etmeliyiz, yabancı ortaklıklar kurarak, büyük sinerjiler yaratmalıyız. Sayın Başbakan geçen gün Yeni Teşvik Sistemi'ni açıkladı. Orada bir nokta var; birçok iş adamı olduğuna göre içinizde bunu atlamamamız gerekli. Diyor ki; 'Türkiye'nin 6 yatırım bölgesinde yatırım yapacaksanız, tek başınıza yaparsanız yapın, size sağlayacağımız destekler bunlar, ama 3-4 firma bir araya gelip bu birlikteliğiniz ve bu ortaklıkla yeni bir yatırım yaparsanız, size şu şu ilave daha imkanlar sağlayacağım.' Yani devlet de yeni teşvik sisteminde bizlerin ortaklıklar kurarak, birliktelikler yaratarak, çok daha büyük yatırımlar yapmamızı teşvik ediyor. Bunun sonucunda da Türkiye ekonomisinin, sanayisinin sıkıntısı olan marka yaratmayı belki bu şekilde sağlayabiliriz. Aynı gömleği İtalyan Armani 400 avroya satarken, bizim Türk firması, ben de o da Çin'de üretiyor, 50 dolara ancak satabiliyor. Bu çok önemli. Bizim 2023 hedeflerini düşündüğümüz zaman, buradan önemli markalar yaratarak bizim katma değerimizi daha da artırmamız gerektiğine inanıyorum. "
Fark yaratmanın önemi...
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Coşkunöz Yöney ise sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, fark yaratmanın günümüz çalışma hayatının en geçerli kuralı olduğunu belirterek, iş dünyası değişim ve dönüşüm yaşarken, bunu "fark yaratacak şekilde yapma"nın rekabet gücünü artıracak en önemli yapı taşı olduğunu söyledi.
Yöney, vizyon belirleyenlerin, liderlik edenlerin yaratacağı fark kadar, üretimin her kademesinde çalışanların yaratacakları farkın da önemli olduğunu vurgulayarak, "Başarıda asıl farkı yaratacak olan bu ideal birlikteliktir. Sempozyumda, işini fark yaratacak şekilde yapanların yaşanmış örneklerini dinleme şansına sahibiz" diye konuştu.
Kal-Der Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Emin Direkçi de yakın tarihte Türkiye'nin "hasta adam" olarak anıldığını, bugün ise Avrupa'nın revire döndüğünü ifade ederek, "Dilerim şifa bulurlar da hastalık bize sıçramaz" dedi.
Direkçi, 2023 hedefinin sadece 500 milyar dolar ihracat sloganıyla değil, katılımcı ve çağdaş demokrasinin, sağlıklı ve tok insanların, üstün ve adil hukukun egemen olacağı, mevcut toprakları üzerinde yıldızı parlayan bir Türkiye Cumhuriyeti olarak hedeflenmesi gerektiğini dile getiren Direkçi, şunları kaydetti:
"Sadece ekonomik büyüklükte değil, markalaşma, Ar-Ge, yenileşim, rekabetçilik gibi uluslararası sıralamalarda da dünyada ön sıralarda olmak zorundayız. Bunu ancak ülkemizi yönetenler başta olmak üzere, birbirimizi dinleyerek, anlayarak, paylaşarak ve aynı hedefte çok çalışarak gerçekleştirebiliriz."
Kal-Der Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan da derneklerinin, kalite anlaşışının tüm ülkeye yayılması için çaba gösteren bir sivil toplum örgütü olduğunu ifade ederek, "Temel hedefimiz; Türkiye'nin yaşam kalitesini artırmaktır" dedi.
Doğan, Türkiye'nin sıçrama yaparak gerçekleştirdiği iyileşmelerle fark yaratması gereken bir noktada olduğunu vurgulayarak, "Ancak farklılıkları sınırlayan, kısıtlayan değil, farklılıkların gelişmenin belirleyicisi olduğu bir yönetim anlayışına ihtiyaç vardır" görüşünü dile getirdi.
Bursa Valisi Şahabettin Harput da kalite ve başarının birbirinin tamamlayıcısı olduğunu, fark yaratanların aynı zamanda iz bırakanlar olarak unutulmadığını söyledi.
Harput, bu kavramların aynı zamanda hayati derecede önem taşıdığını vurgulayarak, "Bu acımasız rekabet ortamında fark yaratamazsanız, sizi tarihin derinliklerine gömerler" değerlendirmesinde bulundu.
Sempozyum, yarın sona erecek.
(AA)