'Kadınlar artık daha hızlı koşmalı'
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ekoonomide kadının gücü ve yaratıcılığının önemine değindi
İSTANBUL - Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, kadınların üst yönetimde etkin olarak yer almasına fırsat veren şirketlerde, kurumsal ve finansal performans, kritik kararların kalitesi, yaratıcılık, inovasyon ve etik davranışlarda olumlu artış görüldüğünü belirterek, "Araştırmalar, veriler ve güzel örnekler bizi destekliyor. Kadınları cesaretlendiren bir ortam var. Artık daha hızlı koşmalıyız" dedi.
Turkcell tarafından üçüncüsü düzenlenen "Turkcell Türkiye'yi Büyüten Kadın Liderler Buluşuyor" toplantısının açılış konuşmasını yapan Sabancı, bu yüzyılın kadınların yüz yılı olacağını belirterek, buna yürekten inandığını söyledi.
Sabancı, bugünün en önemli üç trendinin iklim değişikliği, şehirleşme ve kadının iş gücüne katılımı olduğunu, ancak bu sürecin sancılı bir şekilde geliştiğini vurgulayarak, bu sürece ayak uyduranların rekabette öne geçeceklerini dile getirdi.
Çok yol alındığını ama bunun yeterli olmadığını dile getiren Sabancı, şunları kaydetti:
"Yapacak çok işimiz var. Google'a baktığımızda, kadın ve iş kelimelerinin ilk kez birlikte anılması 1900'lü yıllara denk geliyor. Nitekim, 1910 yılında 8 mart Dünya Kadınlar Günü olarak kabul ediliyor. Ancak dünyada kadınların uyanışından 1960'lara gelindiğinde bahsedebiliriz. Kadınların iş gücüne katılımının ekonomik büyümeyi desteklediği ortaya çıktı. Cinsiyet eşitliğinin önemine dair farkındalık arttı. Buna paralel devlet politikaları geliştirilmeye başlandı."
Sabancı, kendi uyanışının da bu dönemde başladığına işaret ederek, "İlk ve tek kadın olmak önce hoşunuza gidiyor. Ayrıcalık gibi geliyor. Sonra bu işte bir 'sakatlık' veya 'eksiklik' olduğunu farkediyorsunuz. Bunun böyle olmaması gerektiğine inanıp, çalışıyorsunuz" dedi.
"Cesaretimizi korumamız, etkin ve hedeflere doğru çalışmamız gerekiyor"
Sabancı, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Gender Gap Raporunun, ilk kez 2006'da yayımlandığını hatırlatarak, "Birleşmiş Milletler Kadın konularında çalışan ofisi UN Women'ı 2010'da kurdu. Bu örnekler bize değişimle ilgili ipuçları veriyor. ABD İşçi İstatistikleri Kurumu'nun araştırmasına göre Amerika'da kadınların iş gücüne katılımı, 1960 yılında yüzde 40'ın altında iken, 2012 yılında bu oranı yüzde 57'ye çıkarabilmişler. Yani 52 yılda yüzde 40'tan yüzde 57'ye ulaşmış" diye konuştu.
Fed'in raporlarına göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde varlığın yüzde 51,3'ünün halen kadınların elinde bulunduğuna işaret eden Sabancı, bugün varlığın yüzde 51'ine sahip olan kadınların, 2020 yılında ise varlığın 3'te 2'sine sahip olacaklarının öngörüldüğünü kaydetti.
Sabancı, bu artışın sebebinin ise, kadınların uzun vadeli ve daha iyi kazandıran kararlar verebilmeleri olarak görüldüğüne dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Yapılan araştırmalar ve tahminler Amerika'da 2020 yılına gelindiğinde kadının iş gücüne katılımında artış değil, yüzde 3'lük bir oranda düşüş yaşanacağını gösteriyor. Amerika'da varlığın büyük bir kısmı kadınların elinde. 10 yıl önce Fortune 500 şirketlerinin sekizinin CEO'su kadındı. Ama şimdi bu rakam 23. Bugüne kadar yapılanlardan cesaret alıyorum. Ayrıca Amerika'da gerçekleşenlere bakıyorum. Onlar başardılarsa, biz de yapabiliriz diyorum. İlk iş olarak, hedefimizi, zirvemizi tespit edelim diyorum. Cesaretimizi korumamız, etkin ve hedeflere doğru çalışmamız gerekiyor."
"2023 hedefleri için kadınların çalışmaya katılım oranını artırmalıyız"
Sabancı, Türkiye'nin 2012 rakamlarına göre Birleşmiş Milletler toplumsal cinsiyet eşitsizliği endeksinde 68'inci sırada olduğuna vurgu yaparak, "Dünya Ekonomi Forumu'nun 2013 yılında hazırladığı Gender Gap Raporu'na göre Türkiye'nin 136 ülke içinde 120'nci sırada yer aldığını ifade etti.
Türkiye'de 2012 yılı itibariyle kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 30 olduğunu, kadınların ekonomiye katılımının Türkiye'nin geleceği için bir zorunluluk olduğuna vurgu yapan Sabancı, "Bugün kadınların işgücüne katılımı yüzde 30. Erkeklerin ise yüzde 70. Bu ancak yüzde 75'e çıkabilir. Dolayısıyla, Türkiye 2023 hedefleri için hamle yapacaksa, mutlaka kadınların çalışmaya katılım oranını artırmalıyız. Hatta daha açık söyleyeyim, kadınların daha çok ekonomik katılımı sağlanmazsa Türkiye'nin bu şartlarla, 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de iş dünyasında olduğu kadar, politikada da kadınların katılımının kısıtlı kaldığını anlatan Sabancı, Birleşmiş Milletlerin Kadınların Siyasete Katılım Raporu'na göre 96 ülke içinde Türkiye'nin 90'ıncı sırada yer aldığını kaydetti.
Sabancı, siyasi partilerin aday listelerinin açıklandığı şu günlerde 4 bin 155 aday arasında kadın aday sayısının sadece 246 olduğuna vurgu yaparak, "Bu rakamlar elbette yeterli değil. Ama pes etmeyelim. Bunu bir başlangıç olarak kabul edelim ve destekleyelim. Umuyorum ki, 2015'deki genel seçimlerde daha fazla kadın aday olsun" dedi.
Kendine güvenen, demokrat, özgür ve adil bir Türkiye'nin kadınlar olmadan gerçekleştirilemeyeceğini belirten Sabancı, kadınların donanımlarını artırmak için çaba göstermeleri gerektiğini kaydetti.
Sabancı, AB Komisyonu'nun OECD ve BRIC ülkelerinde yaptığı çalışmanın sonuçlarına göre, kadın Üst Yöneticilerin (CEO) ortalamasının yüzde 5'in altında olduğunu belirterek, "Finlandiya, Norveç ve Türkiye yüzde 12 ve üzeri oranlarla en fazla kadın CEO'ya sahip üç ülkedir. Bu gelişmeleri memnuniyetle karşılıyoruz" dedi.
Araştırmaların kadınların çalışma hayatında olumlu etki yarattığını gösterdiğini dile getiren Sabancı, şunları kaydetti:
"Kadınların üst yönetimde etkin olarak yer almasına fırsat veren şirketlerde, hem kurumsal, hem de finansal performansta, kritik kararların kalitesinde, yaratıcılıkta, inovasyonda ve etik davranışlarda olumlu artış yaşandığı görülüyor. Dolayısıyla, iş hayatında kadının varlığı ve etkin olması aslında işin başarısı açısından önemli bir unsur. Başarı odaklı organizasyonlar ve kadın-erkek yöneticiler, kararlarında bu unsuru göz önüne almalılar. İş hayatında bir başka gerçeklik de, dünyada kadınların toplam kazancı 13 trilyon dolar olurken harcama gücü ise 20 trilyon dolar. Yani biz hanımlar buradan da anlaşıldığı gibi harcamayı seviyoruz ve harcamalar konusunda karar vericiyiz."
"2013 yılında, müdür ve üzeri pozisyonlarda kadın çalışan oranımız yüzde 30'a ulaştı"
Sabancı, içinde yaşanılan çağa mobil çağ dendiğini hatırlatarak, aynı anda çok iş yapabilme becerisi yüksek olan kadınların, bu çağdan daha kolay yararlandığını söyledi.
Sabancı Topluluğu'nda, kadın yöneticilerin oranını 2006'dan 2013 sonuna kadar geçen süreçte yüzde 23'ten yüzde 38'e yükselttiklerine vurgu yaparak, "Kadın çalışan oranımız genele baktığımızda yüzde 38 civarlarında olurken, yılın başından beri topluluk genelinde işe alınanların içindeki kadın oranı yüzde 40'ı yakaladı. 2013 yılında, müdür ve üzeri pozisyonlarda kadın çalışan oranımız yüzde 30'a ulaştı. Bu konu gündemimizdeki önceliğini koruyor" ifadesini kullandı.
Sabancı Vakfı olarak, 2006 yılından beri "Birleşmiş Milletler Kadınların İnsan Haklarının Geliştirilmesi Ortak Programı"nı yürüttüklerine değinen Sabancı, toplumsal kalkınmanın kamu, özel sektör ve sivil toplumun, birlikte ve etkin çalışmasıyla gerçekleşeceğini kaydetti.
Sabancı, kadınların katılımı artmadan daha iyi bir dünyanın gerçekleşemeyeceğine vurgu yaparak, Bu değişim hepimize, büyüyen bir dünyada, daha kaliteli bir demokrasi ve daha kaliteli bir yaşam olarak geri dönecek. Pes etmeyin. Yerinizde sıkı durun. İnsanlara uzanın. Yardım isteyin. Akıl isteyin, en zor şartlarda bile zorlansanız da, sıkılsanız da, dişlerinizi sıkıp gülümsemeye devam edin" diye konuştu.