“Üretim yerine tüketimde yavaşlama görmek istiyoruz”

 İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, ekim ayı meclis toplantısında ekonomi gündemini değerlendirdi. Üretim yerine tüketici tarafında yavaşlamayı görmek istediklerini söyleyen Özgener, enflasyon beklentilerini aşağı çekecek bir yavaşlamayı tüketici tarafında gözlemleyemediklerini ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem SARSIN

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, ekim ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada enflasyonla ilgili belirsizlikler artarken, sanayi üretiminde yavaşlama olduğuna dikkat çekerek, üretim yerine tüketici tarafında yavaşlamayı görmek istediklerini söyledi.

PMI (İmalat sanayi yöneticilerinin beklentisi) endeksinin, pandemiden beri en sert daralmayı yaşadığına dikkat çeken Özgener, enflasyon beklentilerini aşağı çekecek bir yavaşlamayı henüz tüketici tarafında gözlemleyemediklerini ifade ederek, “Eylül 2024 itibariyle çekirdek enflasyonun yüzde 2,96’ya geldiğini; Merkez Bankası’nın faiz indirim süreci için gerekli olduğunu vurguladığı yüzde 1,5’un altında olan kalemlerin ise sadece enerji, ekmek ve tahıllar olduğunu izliyoruz.

Diğer hizmetler kaleminin ise Eylül 2024 itibariyle yüzde 4,28 olduğunu, hizmet sektörü fiyatlarının, mal fiyatlarına göre oldukça yüksek ve katı seyrettiğini gözlemliyoruz. Bu bağlamda, hâlihazırda katı olan ve enflasyonu yukarı çeken hizmet enflasyonun 2025 yılı asgari ücretine göre yön bulacağını öngörüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

"Asgari ücret artışı kalıcı rahatlama sağlamıyor"

 Toplam ücretlerin yüzde 43’ünün asgari ücret olduğu bir ortamda, asgari ücret artış oranının hem doğrudan, hem de dolaylı olarak enflasyonu etkilediğini de değinen Özgener, “IMF Türkiye raporundan öğrendiğimize göre; Merkez Bankası asgari ücret artışlarının 2023 enflasyonuna doğrudan artırıcı etkisini 20 puan, 2024 enflasyonuna ise yüzde 10 olarak hesaplıyor.

Buna diğer ücretlendirme ve fiyatlama davranışları üzerindeki etkisini de eklersek, asgari ücret artış oranının oldukça önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Bugüne kadar deneyimlediğimiz gibi, salt asgari ücret artışıyla, toplumsal refah artışı sağlanamıyor. Çünkü enflasyonist ortamda, asgari ücret artışı kalıcı bir rahatlama sağlayamıyor.

Bu bağlamda, ekonomik ve sosyal dengeleri hassas bir şekilde gözetecek bir kararın alınmasını ve dengeler gözetilirken, iş gücü piyasasında özellikle kadın iş gücü katılımını artıracak ve dar gelirli kesimlere vergi avantajı yaratacak yapısal kararların bir an önce uygulanmasını desteklediğimizi de ayrıca paylaşmak istiyorum. Bahsettiğimiz yapısal reformlara öncelik vermenin, mevcut konjonktürde kolay olmadığını biliyoruz” diye konuştu.

“Vergide adalet algısı güçlenmeli”

 Yakın bölgemizdeki artan jeopolitik gerginlik ve savaş ortamı göz önüne alındığında, Türkiye’nin ekonomik olarak hem yapısal, hem de kısa vadeli risklerini iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Özgener, “IMF geçtiğimiz hafta paylaştığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporunda daraltıcı adımlara rağmen resesyonun gündeme gelmediğine, ancak risklerin dünya ekonomisi üzerinde baskılayıcı bir etki oluşturabileceğine vurgu yaptı.

Bu doğrultuda; para politikasındaki sıkılaştırmanın uzun sürmesi, jeopolitik gerilimler, finansal piyasalardaki kırılganlık, Çin’de durgunluğun daha da derinleşmesi ile korumacılığın yükselişinin global büyümeyi baskılayabilecek önemli unsurlar olarak yer aldığını belirtti. Özellikle yakın bölgemizdeki artan jeopolitik gerginlik ve savaş ortamını göz önüne alırsak, ülkemizin ekonomik olarak hem yapısal, hem de kısa vadeli risklerini iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yapısal alanda geçen seneden bu yana, özellikle vergi özelinde çalışmalar yapılıyor olmasının önem taşıdığı fikrindeyiz. Bir an önce toplumda vergide adalet algısını güçlendirecek adımların hızlandırılması gerektiğini de vurgulamak istiyorum. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele konusundaki çalışmaların devamı sağlanırken, diğer yandan da vergi politikasının gelirde adaleti desteklemesi gerektiğini değerlendiriyoruz” dedi.

“Lojistik sektörü Kemalpaşa’da kümelenecek”

İzmir Valiliği, İZTO, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Ege İhracatçı Birlikleri’nin birlikte yürüttüğü Kemalpaşa Lojistik Merkezi Projesi süreci hakkında da bilgi veren İZTO Başkanı Mahmut Özgener, “İzmir Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’na tahsisli, toplamda 3 milyon metrekare büyüklüğündeki Kemalpaşa Lojistik Merkezi Projesi’nin 1. etabında 1 milyon 300 bin metrekare alan kamulaştırıldı ve 954 bin metrekare alanda planlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı askı süresi 14 Ekim’de sona erdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan planlara itiraz gelmedi ve planlar böylece onaylanmış oldu. Lojistik Merkez sadece kentimiz için değil, hinterlandımızda yer alan şehirlerin de ticaretine katkı yaparak, kentimiz için yeni yatırımlar ve fabrikaların kurulmasını sağlayacak, depolama imkanlarını güçlendirecek, kentimiz için yeni istihdam imkânlarını beraberinde getirecek ve lojistik sektörümüzün Kemalpaşa’da kümelenmesine vesile olacaktır” dedi.