Ünverdi: Gaziantep’in de devletin sihirli değneğine ihtiyacı var

 Türkiye ekonomisine ve Gaziantep gündemine dair DÜNYA’ya özel açıklamalarda bulunan GSO Başkanı Adnan Ünverdi, oda çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Adnan Ünverdi, devlet yatırımlarını Gaziantep’te daha çok görmek istediklerini belirterek, Biz de önemli devlet yatırımlarının, tesislerinin kentimizde olmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Güneş DOĞDU SOYLU

 Ürün çeşitliliğiyle, ihraca­tıyla, krizleri fırsata çe­virmesiyle her dönem ül­keye moral olan Gaziantep iş dün­yası, dünyadaki ve ülkedeki tüm olumsuzluklara rağmen gelecek hedeflerine odaklanmış durumda.

“Kendi sorununu, kendi çözer” anlayışıyla devlet yatırımların­dan yeteri kadar faydalanmadan özellikle sanayi alanında başarıyı elde ederek bugünlere gelen Ga­ziantep’in, dünyada artık rekabet etmekte zorlandığına değinen Ga­ziantep Sanayi Odası (GSO) Yöne­tim Kurulu Başkanı Adnan Ünver­di, devletin sihirli değneğine Ga­ziantep’in de ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti.

Devlet Planlama Teşkilatı’na (DPT) tekrar işlevsellik kazandı­rılması gerektiğini, yeni bakanlık­lara ihtiyaç duyulduğunu anlatan Başkan Ünverdi, iş dünyasının “iş­çi bulamama sorunu”na çözümün ise gerçek ihtiyaç sahipleri dışın­da sosyal yardımların kesilmesi ile mümkün olacağına vurgu yaptı.

“Devlet yatırımlarını Gaziantep’te daha çok görmek istiyoruz”

Geçmişten bugüne Gaziantep­lilerin “kendi göbeğini kendi ke­ser” anlayışıyla devlet destek ve imkânlarından yeteri kadar fay­dalanamadığına değinen Başkan Adnan Ünverdi, “Devlet yatırım­larını Gaziantep’te daha çok gör­mek istiyoruz. Örneğin savunma sanayisine yönelik üretim yapan teknoloji odaklı şirketlerin Gazi­antep’te olması bize değer kata­caktır. Aselsan’ın burada bir okul açması meslek liselerimize örnek olacaktır. Dünya büyüdü, global­leşti, kendi göbeğini kesme, ken­di sorununu çözme dönemi bitti. Devletimizin sihirli eline, sihir­li değneğine bizim de ihtiyacımız var. Biz de önemli devlet yatırım­larının, tesislerinin kentimizde olmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Devlet Planlama Teşkilatı’na tekrar işlevsellik kazandırılmalı”

DPT kanalıyla ülkemiz geçmi­şinde önemli işlere imza atıldığı­nı, kapatılmasının çok yanlış ol­duğunu söyleyen Başkan Ünverdi, “DPT’nin yeniden gündeme alın­ması ülkemiz geleceği için elzem­dir. DPT’ye tekrar bir işlevsellik kazandırılmasının çok önemli ol­duğunu düşünüyoruz. Örneğin bi­rikim olmuş sektörlere devlet ta­rafından teşvik verilmemeli. Fir­malarımızın kapasite raporları bizde var. Biz bunu kurumlarımıza hemen güncel olarak verebiliriz. Bu sayede kayıtlı envantere göre yeni yatırımlar yönlendirilebilir” diye konuştu.

Yeni bakanlıklara ihtiyaç duyul­duğunu aktaran Başkan Ünverdi, “Artık sektörlerimiz çok büyüdü, sorunları ve çözümleri konusun­da ilgili kurumlarımızın çok fazla alana bakmasından dolayı sıkıntı­lar yaşanabiliyor. Bu nedenle fark­lı bakanlıklar gündeme gelmeli. Mesela dış ticaret ile ilgili bir ba­kanlık, lojistik ile ilgili bir bakanlı­ğın olması gerektiğini düşünüyo­rum” dedi.

Gaziantep’teki firmaların 160 farklı alanda üretim gerçekleştir­diğini, 182 ülkeye ihracat yaptığı­nı aktaran Ünverdi, “Geçtiğimiz yıl yaşadığımız deprem felaketi ve tüm güçlüklere rağmen Gazi şeh­rimiz, TİM tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Firması-2023’ araştırmasına göre listede yer alan 59 firma ile üretim ve ihracattaki güç ve direncini bir kez daha gös­termiştir.

Deprem felaketine rağ­men geçtiğimiz yıl şehrimizden 10 milyar doların üzerinde ihracat yapılmıştır. Aslında hedefimiz 12 milyar dolar idi. Bu yılda 10 milyar doların üzerinde bir ihracat yapa­cağımızı öngörüyorum. Kent ola­rak ülkemiz kalkınmasının temel taşı olan üretim, ihracat ve buna bağlı olarak istihdamımızla daha güçlü yarınlar için çalışmaya de­vam edeceğiz” diye konuştu.

“Döviz bozdurma uygulamasının kaldırılmasını bekliyoruz”

TİM 31. Olağan Genel Kurulun­da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ihracatçıların döviz gelirini bozdurma zorunluluğu­na ilişkin yaptığı açıklamaya deği­nen Ünverdi, “Her platformda dile getirdiğimiz bir konu olarak; ihra­catçılarımızın döviz bozdurma zo­runluluğunun yüzde 40'tan yüzde 30'a indirildiğini açıklamaların­dan dolayı Sayın Cumhurbaşkanı­mıza teşekkür ediyorum. Tabii ki bunun ihracatçılarımıza olumlu etkileri olacaktır. Ancak Merkez Bankası’nın rezervlerinin arttığı, döviz kurunun stabil olduğu bir süreçte, ihracattan edindiği dö­vizi yine hammadde alımına kul­lanan ihracatçılarımızı rahatlat­mak adına döviz bozdurma uygu­lamasının tümüyle kaldırılmasını beklediğimizi de belirtmek istiyo­rum” ifadelerini kullandı.

“OVP’den ümitliyiz”

Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında yürütülen ekono­mi politikalarının her kesim zor­lukları olsa da olumlu işaretleri­nin alınmaya başlamasının umut verici olduğunu kaydeden Ünver­di, “OVP’den ben ümitliyim. Bu programa başlanması gereki­yordu, bu noktada sıkıntıları­mız olacak. Enflasyonu yene­bilmemiz için mecburuz bazı sı­kıntıları yaşamaya. İş dünyası kredi bulmakta zorlanıyor.

İh­racat yapıyoruz ama navlun be­dellerinin yükselmiş olması bizi zorluyor. Kar marjlarımız eski­ye göre düştü. İşçilik maliyet­leri karşısında iş dünyası çok zorlanıyor. Dünyada rekabette zorlanıyoruz. Bu zorluklara kat­lanmaktan başkada çaremiz yok bunu da iyi biliyoruz. Enflasyon ile döviz kuru arasındaki denge­nin bozulması ihracatçının re­kabet gücünü zayıflattı. İhracat için dövizde rekabetçi kura ihti­yaç var” diye konuştu.

“Yeşil ve dijital dönüşümün bir tercih değil, bir zorunluluk”

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan “Kamuda Tasarruf Tedbirleri ve Verim­lilik Paketi”nde, yeşil ve tekno­lojik üretim vurgusu yapılma­sının ardından Bakan Mehmet Şimşek tarafından karbon ayak izinin vergilendirilmesi ko­nusunun gündeme getirilme­sinin, yeşil ve dijital dönüşüm konusunun üretim ve ihracat­çılar için ne kadar önemli oldu­ğunu bir kez daha gösterdiği­nin altını çizen Ünverdi, şunla­rı kaydetti: “Gaziantep Sanayi Odası olarak 2019 yılında başlat­tığımız sanayide dönüşüm hamle­miz kapsamında üretimlerimizde ve ihracatımızda teknolojiye da­yalı olarak katma değeri ve kilog­ram birim değerlerimizi artırmak, AB Yeşil Mutabakatı çerçevesin­de firmalarımızın sınırda karbon düzenlemesine hazırlamak, e-ti­caret konusunda büyüyen bu pa­zarda daha fazla yer almak, yapay zeka adaptasyonu gibi sürdürüle­bilir sanayi ve sürdürülebilir ihra­cat hedefiyle çalışmalarımıza de­vam ediyoruz.

GSO-Mesleki Eği­tim Merkezimiz yeşil dönüşüm konusunda uluslararası standart­larda karbon ayak izi ölçümü ve bunun raporlandırılmasını sağla­yarak firmalarımızı sınırda kar­bon düzenlemesine hazırlıyor. TÜBİTAK’ın çözüm ortaklığı an­laşması yaptığı 25 kurumdan biri­si GSO. Bu alandaki yapmış oldu­ğumuz yazılım da TSE tarafından onaylandı. GSO olarak 55 firma­nın karbon ayak izini ölçtük. Bu sayıyı çok daha yükseltmemiz ge­rektiğinin bilincindeyiz. Küresel ekonomik sorunlardan insanlar çarkını çevirmekte zorlanırken 2019 yılından bu yana sanayinin dönüşümü konusu sürekli günde­mimizde.

Gaziantep Model Fab­rika ile bu sürece verimlilik, yalın üretim, dijitalleşme gibi konular­da teknolojik destek sağlıyor, yeşil ve dijital dönüşümlerini birlikte gerçekleştiriyoruz. Sayın Bakanı­mızın da işaretlerini verdiği vergi­sel düzenlemeler ve 2026 yılında uygulanmaya başlanması öngörü­len AB Yeşil Mutabakat kriterle­ri kapsamında uygulanacak olan sınırda karbon vergisinden etki­lenmemek için firmalarımızı ye­şil üretim ve yeşil ihracata hazır­lamak durumundayız.

Ülkemiz­de bu yöndeki çalışmalara biran önce başlanması gerektiğinin ne kadar elzem olduğu ortada. Gazi­antep’te bu işi biraz daha hızlan­dırmamız gerekiyor. Pandemi, Ukrayna-Rusya savaşı, deprem, bölgemizde yaşanan gerilimler, Kızıldeniz, Süveyş Kanalı’nda ya­şananlar nedeniyle dış ticaretteki zorluklarımız devam ediyor. An­cak ne olursa olsun yeşil dönüşü­mü odağımıza almamız gerekiyor. Çünkü sürdürülebilir üretim ve ihracat için yeşil ve dijital dönüşü­mün bir tercih değil, bir zorunlu­luk olduğu her geçen gün daha da belirginleşiyor.”

“Hedeflerimizi destekleyen projelerimiz hızla devam ediyor”

Kentin gelecek hedeflerine ulaşmasında önemli olan Şahin­bey-Polateli İhtisas OSB, Ayakka­bı OSB ve savunma sanayisine yö­nelik çalışmalar hakkında da ko­nuşan Başkan Ünverdi, şu bilgileri paylaştı: “Kilis ve Gaziantep ara­sında Türkiye’nin en büyük OSB’si olacak Polateli-Şahinbey İhtisas OSB, 50 milyon metrekarelik bir alan üzerine kuruluyor.

İlk etapta 13 milyon metrekarelik bir alan­da çalışmalarımız hız kazandı. Or­ganize Sanayi Bölgemizde 1 fir­mamız üretime başlarken, 10 fir­mamız da üretime başlamak için hazırlıklarını tamamlamak üze­reler. Alt yapı çalışmaları hızla de­vam ediyor. Yollar açılmaya baş­landı. Elektrik ve doğalgaz gibi alt yapının hızlandırılması konusun­da Kilis Valimiz Sayın Tahir Şa­hin’e çok teşekkür ederim. Şu anda üretim yeri ve artı işçilik maliyet­leri çok önemli. Makine parkuru yatırımları her yerde ortama ay­nıdır. İşçilik maliyetleri açısında OSB’miz daha avantajlı durumda.

Alt yapı bedelleri olmak üzere arsa fiyatları bakımında da çok cazip. Her şeyden önce 6. Bölge teşviğine sahip bir OSB durumunda. 2025 yılında çok daha farklı bir Şahin­bey-Polateli OSB göreceğimize inanıyorum. Ete kemiğe büründü­ğünü görmemiz gerekiyor. OSB ile Gaziantep arasındaki otoyol ya­pılması konusunda Gaziantep Bü­yükşehir Belediye Başkanımız Sa­yın Fatma Şahin ile de görüştük. En kısa sürede bu yolun tamam­lanmasını bekliyoruz.

Ayrıca oda olarak savunma sanayi konusun­daki çalışmalarımızı artırdık. Alt yüklenicilerin tespiti anlamında İpekyolu Kalkınma Ajansı ile be­raber çalışıyoruz. Savunma sanayi alanında faaliyet gösteren firma­ların çalışma şekillerini görmek, bizden beklentilerini bilmek bu yönde hazırlıklar yapılması bizle­re farklı bakış açısı kazandıracak­tır diye düşünüyoruz.”

 “Sosyal yardımlar konusunda Almanya model olabilir”

 Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de iş gücü bulmakta zorlandıklarını anlatan Başkan Adnan Ünverdi, “Vasıfsız işçi bulamıyoruz. Bu sorunun basit bir çözümü var. Almanya’da uygulanan bir sistem; bir işçi İş-Kur üzerinden geldi, firmaya başvurdu, şartları beğenmedi, başka işyerine gitti, onu da beğenmedi, bir başkasına da gidip beğenmediğinde devlet sosyal yardımı kesiyor. Biz kesin ihtiyaç sahipleri dışında sosyal yardımları kesmediğimiz sürece biz işçi bulamayacağız.

Devletimiz de bu işten zarar görecek. Bu konuda bir sistem oturtulması şart. Yeni bir sistem kurmaya gerek yok. Başka ülkelerde başarı ile uygulanan sistemleri kendi ülke şartlarımıza göre uyarlayıp biran önce uygulamalıyız. Bu sorunun başka türlü altından kalkamayız. Gençlerimiz masa başı iş istiyor. Herkes masa başı iş bulamaz. Mavi yakaya çok ihtiyacımız var. Asgari ücretin üstünde maaşlar sunulmasına rağmen gençlerimizi iş gücüne dahil edemiyoruz” diye konuştu.

 Gaziantep ayakkabı sektöründe önemli bir oyuncu

 Ayakkabı Terlik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nde ciddi yol kat edildiğini söyleyen Adnan Ünverdi, “Ayakkabı sektöründe Gaziantep önemli bir oyuncu. Çok sayıda firmamız var. Önemli bir iş gücümüz var. Bu firmalarımızın artık düzensiz dağınık bir yapıdan çıkıp OSB ortamına girmesi gerekiyor. En başından itibaren yeşil OSB olmasını hedeflediğimiz Ayakkabı Terlik İhtisas Organize Sanayi Bölgemizde ciddi yol kat ettik. Alt yapı çalışmalarımız hızla devam ediyor. Kura çekimine henüz başlanmadı. Önceliği alt yapı çalışmalarının tamamlanmasına verdik. Önümüzdeki yıl da tesislerin inşaatının başladığını görmeyi umuyoruz” diye konuştu.

 "Gaziantep’te halka arz sayısı artıyor"

 Tüm Türkiye’de olduğu gibi Gaziantep’te de halka arz olan şirket sayısında geçen yıldan bu yana önemli artışlar yaşandığına değinen Adnan Ünverdi, diğer taraftan Ar-Ge merkezi olan şirket sayılarının Gaziantep ölçeğinde bir kent için çok geride kaldığı özeleştirisinde bulunarak şunları söyledi; “Halka arzlar firmalarımıza farklı kazançlar sağlıyor. Sadece krediye ulaşımdan dolayı bu yolun izlenmesi değil mesele. Şirketlerimiz kurumsallaşıyor. Şirketler ölçülebilir, kontrol edilebilir duruma geliyor. Bu yöndeki çalışmalar uzun vadede firmalarımıza, kentimize, ülkemize çok büyük kazançlar sağlayacaktır diye düşünüyorum. Gaziantep’te halka açılacak çok sayıda şirketimiz var.

Dünyada 100 yıllık 150 yıllık şirketler var. Türkiye’de şirketlerin ömürleri bu kadar uzun değil. KOBİ bazında şirketlerimizin 20-25 yıllık bir ömrü var. Bizim bu süreyi uzatmamız için öncelikle kurumsallaşmayı sağlamamız gerekiyor. Ciddi ürün çeşitliliği olan bir kent olarak Ar- Ge merkezleri konusunda istenilen düzeyde değiliz maalesef. Gaziantep’te Ar-Ge merkezi sayımız 13. Bu konu Odamızın hep gündeminde."