Türkler, Malezya üzerinden Asya-Pasifik pazarına açılacak

Türkiye’nin 264 milyar dolar olan 2024 ihracat hedefi doğrultusunda yurt dışı atağını hızlandıran Türk ihracatçısı, daralan Avrupa pazarındaki kaybı yeni ülkelerle kapatmaya çalışıyor. Bu kapsamda Malezya’da temaslarda bulunan ev ve mutfak eşyaları sektöründen 20 firma, 60’ın üzerinde satın alıcıyla görüştü. Hedef, Malezya’dan Asya-Pasifik pazarına açılmak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nurdoğan A. ERGÜN

Türk ihracatçıları, Gü­ney Doğu Asya’nın yükselen yıldızı Ma­lezya’da hedef büyüttü. Kü­resel daralmanın da etkisiy­le ana pazarı Avrupa’da kan kaybeden ihracatçılar, Tica­ret Bakanlığı’nın “Uzak Ül­keler Stratejisi” kapsamında Malezyalı satın almacılarla buluştu.

Ev ve Mutfak Eşya­ları Sanayicileri ve İhracatçı­ları Derneği (EVSİD), Ulus­lararası Rekabeti Geliştirme Etkinliği (UR-GE) desteğiy­le İstanbul Demir ve Demir­dışı Metaller İhracatçı Birli­ği (İDDMİB) ortaklığında 20 firmanın temsilcisiyle Ma­lezya çıkarması yaptı. Etkin­lik kapsamında aralarında Malezya Kraliyet ailesinden isimlerin de bulunduğu 60’ın üzerinde satın almacıyla B2B görüşmeler yapan Türk iş in­sanları, bölgede yeni işbirlik­lerinin kapısını araladı.

Türk firmaları, dünya mutfak ürün­leri pazarının hakimi Çin’in en yakın komşularından Ma­lezya’da, Çin ürünlerine karşı rekabette ‘kalite’ argümanını kullanmaya odaklanan Türk firmaları, Malezya pazarında­ki yüzde 0.3 olan payını da en az yüzde 2.5’e çıkarmayı he­defliyor. 450 milyar dolara yaklaşan GSMH ile dünyanın 37’nci büyük ekonomisi olan Malezya, sadece ülke bazında hedef pazar değil 500 milyon kişilik ASEAN bölgesine açı­lan bir kapı olma potansiyeli barındırıyor. 2023 verilerine göre Malezya’ya 490 milyon dolarlık ihracat yapan Türki­ye’nin bölgeden ithalatı ise 4.1 milyar dolar.

“Sadece pazar değil kârlı pazar arıyoruz”

Düzenlenen ticaret heyetle­riyle hem ülke hem de sektö­rün ihracatına katkı sunmak istediklerini söyleyen İDD­MİB Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı ve EVSİD Başka­nı Talha Özger, “Malezya’nın zor bir pazar olduğunu biliyo­ruz ama büyük de bir pazar.

O nedenle burada olmak önem­li” dedi. Sektörde Asya ülke­leriyle ticaret yapan firmalar bulunduğunu ama yetersiz ol­duğunu söyleyen Özger, “Çin burada büyük oyuncu. Biz de araya girmeye çalışıyoruz. Biz, yaptığımız değişik tasarımlar ve kaliteli hizmetle bu pazara giriş yapabiliriz. Ülke marka­sıyla güçlendikten sonra bizler de bu ülkelerde başarılı olabili­riz. Bunu başaran firmalarımız var” diyerek Lava ve Paşabah­çe’yi örnek gösterdi.

Asya’nın dünya mutfak eşyaları paza­rından aldığı payı yüzde 10 ola­rak açıklayan Özger, “Bizim dünyadaki payımız yüzde 2.5. Malezya pazarındaki payımız ise yüzde 0.3. Bunu yukarıla­ra taşımalıyız ve sadece pazar değil karlı pazar kovalamamız gerekiyor. Onun için pazar çe­şitlendirmesi yapıyoruz” ifa­delerini kullandı. Özger, sektö­rün Malezya’ya ağırlıklı sattığı ürünleri de cam ve plastik eş­yalar olarak açıkladı.

İhracatta yıl sonu beklentisi 3.5 milyar dolar

Türk mutfak eşyaları sek­törünün net ihracatçı olarak Çin’den sonra ikinci sırada yer aldığını kaydeden Talha Öz­ger’e göre bu da üretimin ne ka­dar güçlü olduğunu gösteriyor. Sektörün 2023’te 3 milyar 350 milyon dolarlık ihracat yaptı­ğını kaydeden Özger, “Dünya ticaretindeki daralmayla bir­likte bu yılın ilk 10 ayında ih­racatta yüzde 1.2’lik bir düşüş yaşadık. Yılın sonunda o da­ralmayı kapatıp 3.5 milyar do­lar düzeyinde bir ihracat bek­liyoruz” dedi.

En fazla daralan pazarları Avrupa ve Ortadoğu olarak aktaran Özger, şunla­rı söyledi: “Biz pes etmiyoruz, tüm gücümüzle çalışıyoruz. Daralan pazarları alternative pazarlarla kapatmaya gayret ediyoruz. Bir yandan da Suudi Arabistan gibi eski pazarlar ge­ri geldi. Neon projesiyle birlik­te çok hızlı büyüyen bir pazar. Biz de bunu fırsata çevirmek istiyoruz. Suudi Arabistan’da yüksek fiyatlı ürünlerin satıl­dığı modern kanalına girmek istiyoruz. Mısır geri geldi. Öde­me sorunları çözülürse metal mutfak eşyaları için Mısır bü­yük bir pazar.”

“Rekaberlik mottosuyla daha güçlü oluyoruz”

EVSİD olarak ‘birlikte hep beraber’ mottosuyla hareket ettiklerinini ve bunun adına ‘rekaberlik’ dediklerini akta­ran Talha Özger, “Mottomuz bu. Sahada rakip olsak bile sa­londa beraberiz. Gittiğimiz ül­kelerde birbirimizin katalogu­nu, çantasını taşıyarak satın almacıların kapısında beraber bu işi yapmaya çalışıyoruz. Bu­rada marka değil, ülke için mü­cadele ediyoruz” diye konuştu. 365 derece iletişim halinde ol­duklarını söyleyen Özger’e gö­re, bu birliktelik diğer sektör­lere de rol model oluyor.

“Sanayici finansör değil, finanse edilen olmalı”

Sanayicinin yatırım, yeni­lik, istihdam gibi konularda adım atabilmesi için finan­sa rahat ulaşması gerektiğini söyleyen Talha Özger, “Bun­lar lafla çözülecek konular değil, ülke politikası haline gelmesi lazım. Paranın tüke­ticide değil üreticide olma­sı lazım. Yani bizim finansör değil, finans edilen olmamız gerekiyor. Çünkü ülkede sa­nayici, ihracatçı kolay değil. Sanayici yenilik yapacak, yer alacak, istihdam sağlayacak, ihracat yapacak, kalıp yapa­cak. Finansmana ihtiyacı var. Bugün vadeler konusunda sı­kıntı var. ‘Tüm vadeleri geri çekiyorum’ da diyemezsiniz. Bu sefer piyasa kilitlenir” de­ğerlendirmesini yaptı.

“Kur 50 TL olsa bile ihracat yüzde 20 büyümez”

 İhracatçıların ana şikayet konularından biri olan düşük döviz kuru konusunda değerlendirme yapan Talha Özger, “Temel beklenti kurun enflasyon oranında artması. Ama kur bugün 45-50 TL de olsa ihracat yüzde 25- 30 büyümez. Ne olur? İhracatçının karlılığı artar. Şu an ihracatçı, sanayici çarkı döndürmek için kafa kafaya çalışıyor. Karlılığımız eridi. İhracatçı, sanayici olarak her dönem direndik.

Pandemide kısıtlı çalışma vardı, biz çarkları döndürdük, mevduatlarımızı TL’ye çevirdik, enflasyonla mücadele için indirimler yaptık. Biz her zaman elimizi taşın altına koyduk, bugün gövdemizle birlikte taşın altındayız. Bu dönemin de geçici olduğuna inanıyoruz. Buralardan pozitif etkilenerek, güçlenerek daha da iyi sonuçlara ulaşacağımızı düşünüyorum. Evet sancılı olacak. Sorunlar hep vardı, olmaya da devam edecek. Biz de çözüm yollarını bulacağız. İştahımız da enerjimiz de var” dedi.

Perakende devi AEON mayısta Türkiye’de

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da gerçekleştirilen ikili iş görüşmelerinde Türk ürünlerinin kalite ve tasarımını yakından inceleyen Japon kökenli perakende devi AEON zinciri satınalmacılarının, Türk ürünlerini daha yakından incelemek ve görüşmelerini ilerletmek amacıyla 22-23 Mayıs 2025 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek olan Invitation Only 2025 etkinliğine katılacakları bildirildi. 1969 yılında Japan United Stores Company (JUSCO) olarak Japonya’da kurulan AEON, , halen Malezya genelinde AEON, AEON Mall, Aeon MaxValue Prime, Aeon Wellness, Daiso ve MyAEON2go konsepleri altında 178 mağazaya sahip.