Türkiye’nin temiz enerjideki potansiyeli büyüyecek

 Best For Energy zirvesinin ikincisi İzmir’de gerçekleştirildi. Zirvede konuşan ENSİA Başkanı Alper Kalaycı, “Ülkemizin 2035 senesi için temiz enerji özelinde çok ciddi hedefleri var. 11 yıl içerisinde devreye alacağımız tüm enerji santrallerinin yüzde 45’i güneş enerjisi santrali olacak” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem SARSIN

Enerji Sanayicileri ve İş İn­sanları Derneği (ENSİA) ve İzmir Kalkınma Ajansı (İZ­KA) iş birliği ile hayata geçirilen Best For Energy zirvesinin ikinci­si İzmir’de gerçekleştirildi. Ulusal ve uluslararası sektör temsilcileri­nin bir araya geldiği zirvede konu­şan ENSİA Yönetim Kurulu Baş­kanı Alper Kalaycı, projenin Avru­pa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti mali iş birliği çerçevesinde finan­se edildiğini ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Re­kabetçi Sektörler Programı kapsa­mında faaliyetlerini sürdürdüğünü söyleyerek, “Best For Energy proje­si sektörümüzün büyük heyecanla beklediği ve Ege İhracatçı Birlikle­ri bünyesinde kurulması planlanan ‘Yenilenebilir Enerji Ekipmanla­rı ve Hizmet İhracatçılar Birliği’ kurulması için gerekli veri taba­nını da sağlamış oldu” dedi.

Tür­kiye’nin 2035 senesi için temiz enerji özelinde çok ciddi hedefleri olduğunu söyleyen Kalaycı, “Bu­günden sonra önümüzdeki 11 yıl içerisinde devreye alacağımız tüm enerji santrallerinin yüzde 45’i gü­neş enerjisi santrali olacak. O yüz­den gençlerimizin sektörde yer al­malarını öneriyorum” dedi.

“Yatırımcılar önlerini görebilmeli”

YEKA-5, YEKA-6 gibi sırada­ki ihale takvimlerinin açıklan­masının, gerek yatırımcı gerek­se ekipman üreticilerinin önleri­ni görmeleri açısından çok yararlı olacağını da vurgulayan Kalaycı, “YEKA ihalelerinin en büyük ve önemli kısmı yerlilik başlığında düğümleniyor. Kanat, kule, jene­ratör veya güneş paneli gibi kısım­ları yerli üretmek için önümüzde­ki yıllarda Türkiye'de ne kadar ka­pasite devreye gireceğini görmek ve ona göre yatırım yapmak ve üre­tim zincirini şekillendirmek ge­rekiyor” dedi.

AB Türkiye Dele­gasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas da İzmir’de temiz ener­ji alanında çok önemli bir küme­lenme olduğunu söyleyerek, yeşil enerji alanında daha yapılacak çok şey olduğunu vurguladı. Vilcins­kas, “AB ve üye ülkeler yeşil dönü­şüm ve dijital geçiş trendini kaçır­dı. Birlikte çalışmalıyız. Bu sektö­re yatırım yapmalıyız” dedi.

“Sektörde durgunluk var ancak fabrika kapatacak boyutta değil”

Sektörde genel bir durgunluk yaşandığına da dikkat çeken Alper Kalaycı, “Özellikle rüzgâr enerjisinde Yenilenebilir Kaynak Alanları (YEKA) yarışmalarında yaşanan gecikmeler, yüksek enflasyon ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar, bu kritik endüstride genel bir durgunluk yaşandığını gösteriyor. Geçen mart ayında üretimini durduran rüzgâr türbin kanadı üreticisi LM Wind Power şirketinin kapanma kararının, sektörümüzde moral bozukluğu ve hayal kırıklığı yarattığını da söylememiz gerekiyor. Dünya genelinde tüm türbin üreticileri bir süredir zarar ederek üretimlerini sürdürüyorlar, bu doğru. Ancak sektördeki iniş çıkışlar fabrika kapamalarını gerektirecek boyutta değil” diye konuştu.

“İzmir çok önemli bir üretim üssü haline geldi”

İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, İzmir’de temiz enerjinin son 25 yılda geliştiğini söyleyerek, “AB’den aldığımız destekle hayata geçirdiğimiz Best For Energy Projesi ile yeniden yapılanma anlamında, önümüzdeki 10-15 yıllık süre zarfında İzmir merkez olmak üzere özellikle Ege Bölgesi’nde bu sanayinin gelişmesi açısından neler yapılması gerektiği konusunda bilgilendik. Biz bu projenin bize sağladığı bilgi tabanından hareketle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Özellikle önümüzdeki dönemde rüzgar özelinde deniz üstü rüzgar enerji santrallerinin çok önemli olduğunu değerlendiriyoruz ve İzmir’in de sahip olduğu bu sanayi alt yapısı ile yakın zamanda gelişecek bu sektöre hızla adapte olabileceğini ve karasal rüzgar santrallerindeki sahip olduğu bu sanayi gücünü deniz üstü rüzgar santrallerine de taşıyacağını düşünüyoruz” dedi.