Türk Siri’nin Apple davası ikinci kez reddedildi
Ses sanatçısı Yelda Uğurlu, 2011’de Nuance Communications ile sesinin toplu taşıma anonslarında kullanılmasını öngören bir sözleşme imzaladı. Ancak Nuance Communications adlı şirketin Uğurlu’nun sesini bilgilendirme yapmadan ve onayını almadan Apple Türkiye’ye sattığı ve Alpple Türkiye’nin de bu sesi Siri uygulamasında kullandığı ileri sürüldü.
Hayati ARIGAN
Apple cihazlarında kişisel asistan olarak hizmet veren Siri uygulamasında sesinin kendisinden izinsiz kullanıldığını iddia eden Uğurlu, sesinin kullanılmasına son verilmesi ve Apple ile Nuance Communications şirketlerinin gazetelere ilan vererek, kendisinden özür dilenmesi istemiyle dava açmıştı.
Davanın ikinci kez reddedilmesi üzerine istinaf mahkemesinin kararına aykırı bir karar verildiğini iddia eden Yelda Uğurlu’nun avukatı Mutlu Çakır, "Dava, bin yılda sürse haklı davamız kazanacağız. Bu dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidecek" şeklinde konuştu.
Davalı Apple ve Nuance Communications ise sesin Yelda Uğurlu’ya ait olmadığını, insan sesine benzer elektronik ses olduğunu ileri sürerek, "Yelda Uğurlu, 2011’de imzaladığı sözleşme ile kaydedilen sesinin ‘konuşma sentezleme yazılımları’ bakımından izin vermiştir, bu kayıtlı ses birimlerinin Siri uygulamasında kullanılmasını fırsata dönüştürmeye çalışmaktadır" ifadelerini kullandı.
Bilirkişi: Ses Yelda Uğurlu’ya ait
Mahkemece görevlendirilen bilirkişi, sesin Yelda Uğurlu’ya ait olduğu yönünde rapor düzenleyerek, "İddia edildiği gibi bu sadece bilgisayar sesi olsaydı ne kişiyle sözleşme yapmaya ne de stüdyo ortamında günlerce ses kaydı almaya lüzum kalırdı. Davalı Apple, bu kullanımı yapmak için davacıdan izin aldığını tespit edememiştir"dedi.
İkinci bilirkişi; Kişilik hakkı ihlal edilmemiştir
Bilirkişi raporuna itiraz eden davalı, Apple Türkiye ve Nuance Communications şirketleri yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etti. İkinci kez düzenlenen bilirkişi raporunda; Uğurlu'nun 2011 yılında imzaladığı sözleşme gereğince, davalı şirketler Apple Türkiye ve Nuance Communications’ın sesi kullanmasında hakkı olduğu belirtildi. Raporda ayrıca, "Uğurlu’nun sesi direkt olarak değil programla oluşturulup işlenmiş ses vasıtasıyla kullanılmıştır. Kişilik hakkı ihlal edilmemiştir" denildi.
Sesi sözleşmeden 4 yıl sonra Apple’a satıldı
Uğurlu’nun avukatı Mutlu Çakır, "Müvekkilim sözleşmeyi 2011’de imzalamıştır. Siri ise 2015’te kullanmaya başlamıştır. Dolayısıyla sözleşmeyi imzalarken Siri’de kullanacağını bilmesi mümkün değildir. Davamız kabulünü talep ediyoruz" dedi. Mahkeme, Yelda Uğurlu’nun sesinin taraflar arasındaki imzalanan sözleşmeye uygun olarak kullanıldığını belirterek davayı reddetti. Uğurlu’nun avukatı Çakır, karara itiraz ederek davayı Bölge Adliye Mahkemesi’ne (BAM) taşıdı. BAM, yerel mahkemenin Yelda Uğurlu’nun davalı şirketlere, husumet yöneltmesinin doğru olup olmadığının tartışılması ve araştırılmasını istedi.
Mahkeme davayı ikinci kez reddetti
Fikri Sınai Haklar ve Hukuk Mahkemesi gerekli tetkik ve inceleme yaparak Yelda Uğurlu’nun Apple ve Nuance Communıcatıons şirketlerine açtığı davayı usulden husumet yokluğundan reddetti. Kararda; Uğurlu’nun sözleşme imzaladığı Nuance şirketi ile dava açılan Nuance şirketinin farklı bir şirket olduğunu belirtti.
Uğurlu’nun Kanada uyruklu "Nuance Communications Montreal" şirketi ile sözleşme imzaladığını belirten mahkeme, "Davacının davasını, sözleşme yaptığı Kanada uyruklu şirketin de üyesi olduğu iddia olunan NUANCE ön unvanlı gruptan herhangi bir şirkete karşı açması ve bu çerçevede bu gruba dâhil olması nedeniyle davalı şirketi davalı olarak göstermesi mümkün değildir" dedi.
"AİHM’e gideceğim
Yelda Uğurlu’nun avukatı Mutlu Çakır, "Açtığımız davada, iki firma kendilerinin farklı firmalar olduklarını ve davayla ilgileri olmadığını iddia etti. Ama davaya dair tüm teknik detayları dosyaya sunup savunma yaptılar. Mahkeme önceki kararında bu iddiaları değerlendirip ciddiye almadı, davayı kısmen kabul kısmen reddetti. Biz bu davayı BAM’a taşımış ve dosyada reddedilen kısımlara ilişkin, usulü eksiklik ve raporlar arasındaki çelişki giderilmediği için karara itiraz etmiştik.
BAM itirazlarımızı haklı bulup önceki kararı kaldırdı. Yerel mahkeme bu kez adı geçen firmaların farklı firmalar olduğuna kanaat getirerek bu kez davayı usulden husumet yokluğundan reddetti. Bu karar istinaf mahkemesinin kararına da açıkça aykırıdır. Dava bin yılda sürse haklı davamız kazanacağız. Böyle giderse bu dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidecek" dedi.