Üst sınır getirilecek, fahiş fiyatlarla şezlong kiralanamayacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce turistik bölgelerdeki şikayetlere el atacaklarını açıkladı
CANAN SAKARYA
ANKARA - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı turistik bölgelerde fahiş fiyatlara ulaşan şezlong ve şemsiye kiralamalarının önüne geçmeye hazırlanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, şezlong kiralama fiyatlarına bir üst sınır getirilebileceğini söyledi. Güllüce, İmar Kanunu’nda planlanan değişikliğin ise Meclis takvimi dikkate alındığında bu dönem gerçekleştirilmesinin zor olduğunu söyledi. Meclis’te bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Güllüce, sahillerde 50 liraya kadar şezlong kiralandığının hatırlatılması üzerine, “Bir şezlonga 50 lira, hayret verici bir fiyat. Düzgün, güzel havuzlara girerken 50 lira almıyorlar. Bir üst limit koyarak fiyatı belirleyip, bu fiyatın üzerinde şezlong kiralamaya izin vermemeliyiz” dedi.
İhalesi iptal edilen İztuzu Plajı’nda carettaların korunması ve bakımı için Muğla ve Pamukkale üniversiteleri ile protokol imzalayacaklarını kaydeden Güllüce, “Carettalar madem bizim zenginliğimiz, bize ait bir değer bununla ilgili konuşacak olan da biz olmalıyız, yapılacak bir şey varsa bizim üniversitelerimiz yapmalı, her türlü desteği vermeye hazırız” dedi. İztuzu’nda belediyenin temizlik ihtiyacını karşılayacağını, hiçbir şekilde para alınmayacağını kaydeden Güllüce, “İztuzu’nda 10 lira para alacağız diye şezlonglarla bu hayvanları mahvetmişi” dedi.
‘Caretta hanımlar nasıl isterse öyle yüzeceksin’
İztuzu’nda bir carettanın bile ayağının incinmesini istemediklerini kaydeden Güllüce, şunları söyledi: “İnsanlar gelsin yüzsün ama şezlong falan yok. Efendim ben şezlong istiyorum diyorsan git şezlong olan yerde yüz. Orası carettaların, sen onlara misafir geliyorsun caretta beyler, caretta hanımlar nasıl istiyorsa öyle yüzeceksin, onlar şezlongla yüzmenize müsaade etmiyor. Şezlongla o zavallıların üzerinde mi oturacaksın.”
‘ÇED gerekli değildir’ tanımı yanlış anlaşıldı
İmar Kanun Taslağı’nın Meclis takvimi dikkate alındığında bu dönem yasalaştırılmasının zor olduğunu kaydeden Güllüce, Çevre Kanunu’nda da değişikliğe ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Güllüce, Çevre Kanunu’ndaki ‘ÇED Gerekli Değildir’ tanımının kamuoyunda ve faaliyet sahipleri tarafından yanlış anlaşıldığını, hiçbir Çevresel Etki Değerlendirme yapılmadan faaliyetlere izin verildiği, ÇED’den muaf tutulduğu gibi yanlış anlamlar çıkarıldığını kaydetti. Güllüce, bu çerçevede kanunda yapılmasını planladıkları değişikliğe ilişkin olarak şu bilgileri verdi: “’ÇED gerekli değildir’ demek bunu Ankara’ya gelmeden şehrindeki Çevre Şehircilik İl Müdürlükleri’nden alabilirsin demek. Diyelim ki bir yatırımcı İstanbul’a ya da Konya’da bir yatırım yapacak ‘ÇED gerekli değildir’ deniyor gidip İstanbul’da ya da Konya’daki il müdürlüklerinden bu belgesini alıyor. Ama ‘ÇED gerekli’ ise Ankara’dan alıyor. ‘ÇED gerekli değildir’ demek git yatırımına başla demek değil. Bu yanlış anlamayı düzeltmek için birinci sınıf ÇED, ikinci sınıf ÇED tanımı getireceğiz. Birinci sınıf ÇED Ankara’dan, ikinci sınıf ÇED illerden olacak.”