Uluslararası turizm ilk çeyrekte beklentileri aştı: Pandemi öncesi seviyelerin yüzde 97'sine ulaştı

BM Turizm Dünya Turizm Barometresi'ne göre uluslararası varışlar (geceleyen ziyaretçiler) 2024'ün ilk çeyreğinde 2019 seviyelerinin %97'sine ulaşarak pandemi öncesi rakamların neredeyse tamamen iyileştiğini yansıttı.

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

2024'ün ilk üç ayında, 2023'ün aynı dönemine kıyasla yaklaşık %20 artışla 285 milyon turistin uluslararası seyahat ettiğini tahmin eden BM Turizm Barometresi raporunda, "Bu sonuçlar, devam eden güçlü talep ve Asya pazarlarının açılmasının yanı sıra gelişmiş hava bağlantısı ve vize kolaylıkları ile desteklenmiştir" denildi.

Orta Doğu, 2024 yılının ilk çeyreğinde uluslararası varışların salgın öncesi seviyeleri %36 oranında aşmasıyla en güçlü göreceli büyümeye sahne oldu. Avrupa, son çeyrekte ilk kez pandemi öncesi seviyeleri aştı (2019'un 1. çeyreğine göre %1 artış).

Afrika, 2024'ün ilk çeyreğinde 2019'un 1. çeyreğine göre %5 daha fazla varış alırken, Amerika kıtası neredeyse pandemi öncesi rakamlara ulaştı (%99).

Asya ve Pasifik'teki varışlar, 2023'teki %65'lik toparlanmanın ardından 2024'ün 1. çeyreğinde pandemi öncesi seviyelerin %82'sine ulaştı.

Alt bölgelere göre, Kuzey Afrika 2024 yılının 1. çeyreğinde pandemi öncesine göre %23 daha fazla uluslararası varışla en güçlü performansı gösterirken, onu Orta Amerika (+%15), Karayipler ve Batı Avrupa (her ikisi de +%7) takip etti.

İhracat gelirleri de arttı

Hem varışlar hem de yolcu taşımacılığı dahil olmak üzere uluslararası turizmden elde edilen toplam ihracat gelirleri, 2023 yılında 1,7 trilyon ABD dolarına ulaşarak reel olarak (yani enflasyon hariç) pandemi öncesi seviyelerin yaklaşık %96'sına ulaştı.

Turizmin doğrudan GSYH'si 2023'te salgın öncesi seviyelerine geri dönerek tahmini 3,3 trilyon ABD dolarına ulaştı ve bu da küresel GSYH'nin %3'üne denk geliyor.

En son BM Turizm Güven Endeksi Mayıs-Ağustos 2024 dönemi için olumlu beklentiler ortaya koysa da, ekonomik ve jeopolitik engeller uluslararası turizmin ve güven seviyelerinin tamamen toparlanması önünde önemli zorluklar teşkil etmeye devam ettiğini gösteriyor.