Kur artmayınca yurtdışı tatili seçenek oldu

Pandemi, Ege ve Akdeniz orman yangınları ve kur krizinin ardından Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle turizm sektörü büyük sınav veriyor. Yaklaşan Ramazan Bayramı nedeniyle sektörde hareketlilik beklenirken kurun enflasyonun altında kalması ile yerli turist daha çok vizesiz yurtdışı tatilini tercih etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehtap HALICI

Yaşanan pandeminin ardından kendini toparlayan ve işlerini yoluna koyan turizm sektörü, depremde yaşanan iş kaybını Ramazan Bayramı tatiliyle telafi etmek istiyor.

Ancak sektör temsilcilerinden gelen açıklamalar yerli turistin daha çok vizesiz yurtdışı turları talep ettiğini gösteriyor.

Tatil için vizesiz gidilen ülkelerin tercih edildiğine dikkat çeken Tatil Sepeti Genel Müdürü Koray Küçükyılmaz, ”Vize istemeyen bölgelere geçen sene de talep vardı, bu sene de devam ediyor” diye konuştu.

Balkanlar ve Uzak Doğu gibi vize istemeyen bölgelerin özellikle tercih edildiğini ifade eden Küçükyılmaz, “Mısır’ın en önemli turizm merkezi olarak nitelendirilen Şarm el Şeyh talep görüyor çünkü vize almıyorlar. Türkiye’deki sahil otelleri gibi Kızıl Deniz’de de tatil yapılabilir hale geldi.

Bunun gibi çok fazla alternatif ürünler gelişiyor. İnsanların talep ettikleri ve ödeyebilecekleri alternatifler yurtdışında da gelişiyor. Ancak döviz kurlarında bir hareketlenme olursa işler tersine dönebilir” dedi.

Türkiye’de tatil artık çok pahalı

Özellikle Türkiye’deki döviz kurunun enflasyona göre sabit kalmasının yurtdışına olan talebi artırdığını söyleyen Koray Küçükyılmaz, Türkiye’de fiyatların çok yükselmesi ve dövizle satılan ürünlerin aynı kalmasından dolayı yurtdışı tatillerini daha uygun hale getirdiğini söyledi.

Deprem psikolojisinin etkili olduğu ve insanların başka ülkelere seyahat etme isteğini artırdığını söyleyen Küçükyılmaz, “Yurtdışı ürünlerine daha çok talep var” dedi.

Küçükyılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Türkler yurtdışına gidiyor çünkü Türkiye’deki konaklama sektöründeki enflasyon Türkiye’de açıklanmış enflasyondan daha yüksek ve avaraj fiyatlar Türkiye’de yüzde 100’ün üzerinde arttı fakat geçen sene 400-500 Euro’ya aldığımız bir turu bu sene de aşağı yukarı 400-500 Euro’ya alıyoruz.

Kur artmadığı için dolayısıyla fiyat daha uygun hale geldi. Yani Türkiye’deki TL fiyatlar konaklama fiyatlarına yansıtılmak mecburiyetinde kaldı oteller tarafından ama yurtdışındaki turlardaki fiyat artışları bu seviyede olmadı.

Sadece bu yakıt artışı ve ilgili destinasyondaki kur artışları nedeniyle Türkiye’deki artış TL bazında yüzde 100’ün üzerinde oldu. Yurtdışı seyahatlerde döviz bazında fiyat artışları yüzde 10-15’ler seviyelerinde kaldı. Dolayısıyla yurtdışında tatil yapmak Türkiye’de tatil yapmaya göre şu an için geçen seneye göre daha kolay hale geldi.”

Dayanıklılık belgesine talep dönemi geliyor

Depremin psikolojik olarak her kesimi etkilediğini dile getiren Küçükyılmaz, bu konudaki görüşlerini de şöyle dile getirdi: “Bu hassasiyet devam ettiği sürece İstanbul’a gelen turistlerde konakladığı tesisin deprem açısından güvenli bir yer olmasını talep ediyor.

İstanbul’daki otellerin önemli bir kısmı da kurumsal iş seyahatlerini kapsıyor. Dolayısıyla şirketlerin bu tesislerden deprem dayanıklılığı konusunda belgeler isteme dönemi geliyor.

Çünkü bunları belgeleyen firmalar ve oteller tercih edilecektir.” Yurtdışı taleplerinin geçen yıla göre arttığını belirten NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, “Maliyetlerde de artış söz konusu. Bu nedenle vizesiz ülkeler daha çok tercih ediliyor” dedi.

Yunan Adası, Mısır ve Dubai gözde bölgeler

 Fiyatıyla da doğru orantılı olarak daha ulaşılabilir olduğu için Yunan Adası Turları’nın ilgi gördüğüne değinen Etstur Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Suat Özbek, gemi ve nehir turlarının da talep gördüğünü söyledi. Özbek, “Mevsim itibariyle baharda Mısır, Dubai ilgi görüyor. Avrupa başkentlerine her zaman talep var” diye konuştu.

Sahillere ilgi yoğun

Türkiye’de deniz, kum, güneş tatilinin vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Suat Özbek, “Dünya insanları deniz, kum, güneş tatili için Türkiye’deki doğa cevherlerine geliyor. Türkiye’de her bütçeye hitap eden tesisler var. Siz yeter ki tam olarak ne istediğinize karar verin.

Bu isteğin oluşması da havanın açması ve morallerin düzelmesiyle alakalı ve bunun için biraz beklemek lazım. Turizm sektörüne toparlanma için biraz zaman tanımamız gerek” dedi. Özbek, fiyatla doğru orantılı olarak özellikle Antalya’nın doğusunun talep gördüğünü belirtti.

Sapanca, Afyon, Antalya’da talep artışı var

Bayram ve okulların nisan ara tatiline girmesi özelinde de ara tatiller ve çocuklu ailelerin kısa da olsa nefes almak için evden uzaklaşmak istedikleri dönemler olduğuna dikkat çeken NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, “Bu da rezervasyonlara yansıyor.

Nisan ayındaki ara tatilde hem Sapanca gibi yakın bölgelere hem de Akdeniz ve Ege gibi bölgelere talep artışı var.  Biz NG Hotels olarak tesislerimizde 12 ay boyunca hizmet veriyoruz.

Şu an Sapanca, Afyon ve Antalya tarafındaki rezervasyonlarda artış var. Son dakikada yapılan planlarla ara tatil ve bayram dönemindeki doluluk artacaktır” diye konuştu.

Bireysel gezme eğilimi

Tatil anlayışının pandemi sonrasında farklılıklar gösterdiğine dikkat çeken Suat Özbek, “Bir tura kaydolalım 30 kişi bir yere gidelim yerine biraz daha münferit seyahate döndü. Artık insanlarda kalabalığa girmeme, bireysel gezme eğilimi arttı” dedi.