Bursa’nın merkezinde bir soluklanma rotası: Misi
Tarihin yeşille kol kola girdiği, tescilli evlerinde açılan müzelerle sanata selam duran Misi, Bursalılar kadar yakın çevrede oturanları da “Hafta Sonu Molası”nda ağırlıyor. Renkli sokaklarını aheste adımlarla dolaşacağımız keyifli bir gün için, haydi hep beraber Misi’ye gidiyoruz...
ESRA ÖZARFAT
Günlük koşuşturmacanın arasında kafanızı kaldırıp ne sıklıkla gökyüzüne bakıyorsunuz? Ya da binalara boğulmuş kent merkezlerinde gözünüzü ve gönlünüzü dinlendirecek yeşilliği ne kadar görebiliyorsunuz? Gündelik yaşam içinde soluklanabileceği rotalar aramıyor değil insan… Bu nedenle uzak yerlere kaçamayacaklar için kent merkezlerine yakın rotalar, kısa molalar için önemli duraklar... Dağ, deniz, tarih, termal gibi pek çok alternatifi içinde barındıran Bursa, bu konuda şanslı illerden biri... Bu hafta sizlerle paylaşmak istediğimiz rota, Bursa’nın merkezine 12 kilometre uzaklıkta olan, 2 bin yıllık tarihini, rengârenk boyalı şirin evleri, kütüphaneleri, müzeleri, damak çatlatan lezzetleriyle günümüze devşiren Misi Köyü… Bu hafta sonu sizleri uzun yürüyüşlere, köyün içinden geçen Nilüfer Çayı’nın kenarında suyun huzur veren sesi eşliğinde; dalları gökyüzüne uzanan ağaçların altında yudumlanan çayın demine, kısacası dinginliğe, huzura davet edelim istedik…
Bugün adı Nilüfer Belediyesi’ne bağlı Gümüştepe Mahallesi olarak geçse de köklerinde derin bir tarihin izleri yatıyor Misi’nin... Öyle ki, bölgenin ilk adının Mysia olduğu, Milattan Sonra 183 yılında Alex adlı bir keşişin, 85 kişilik maiyetiyle Hıristiyanların öncüleri olarak İnkaya ve Misi köylerine yerleştikleri, “konsül” ün toplanarak tartışmaların yapıldığı tarihi kayıtlarda mevcut. Dolayısıyla köy, tıpkı İznik gibi Hıristiyanlar için önem taşıyor. Misi’ye dair bir başka tarihi bilgi ise ünlü tarihçi Herodot’a göre Trakya’dan Anadolu’ya geçen altı kavimden biri olan Mysilerin burada “Misyalılar” adıyla bir birlik kurmuş olmaları. Bu birlik, tarihte ilk kez batıdan doğuya geçen kavim olarak bilinmekte. Ayrıca burada yaşamış olan Kavacık Sultan’ın mezarı da ziyaretçilerin uğradığı noktalardan biri.
Tarihten bugüne ünlü bir yerleşim yeri olan ve Osmanlı mimarisini yansıtan Misi, 1989 yılında Kentsel SİT alanı ilan edildi. Misi’de 27 tescilli yapı bulunuyor. Özetle köyün sokaklarını adımlamak tarihe yolculuk yapmaktan farksız... Fotoğraf tutkunları ile yürüyüş meraklılarını doyasıya tatmin edecek bir dokuya sahip Misi... Ayrıca, Yaşayan Şehirler Platformu'nun "Şehir Ödülleri Türkiye 2018" ödüllerinde "Yılın Köyü Ödülü"nü almaya hak kazandığını da ekleyelim.
Yolunuz düşerse, Misi, eminim sizleri de ağırlamaktan mutluluk duyacaktır.
Hacivat ve Karagöz buraya yerleşmiş!
Hayal mi gerçek mi? Misi’de iki tanıdık yüz… “Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim hemann” diyen Hacivat… “Her ne kadar sürç-i lisan ettikse aff ola, ehh Hacivat bir dahaki oyunda yakan elime geçerse vayyy haline” diyen Karagöz… Birbirini tamamlayan, söyleşmeleriyle kâh güldürüp kâh düşündüren, hayal aleminin iki nefesi ile onların dostları Zenne, Çelebi, Tuzsuz Deli Bekir, Beberuhi, Tiryaki, Frenk, Yahudi, Acem, Matiz… Fotoğraf müzesini geçip caminin ve muhtarlık binasının arasındaki yoldan yukarı çıktığınızda sağda, Misi vadisine hakim 150 yıllık tarihi bir ev görürsünüz. Burası Bursa'ya ait el işlemelerinin, ev eşyalarının, dokuma tezgâhlarının, mahalli kıyafetlerin, tarihi bakır; pirinç; demir; ahşap eşyaların sergilendiği bir mekân. 2011’de, Bursalı halk kültürü ve folklor araştırmacısı, aynı zamanda dünyaca ünlü hayal oyunu Karagöz’ü günümüzde de yaşatan sanatçılardan R.Şinasi Çelikkol tarafından kurulan bu mekânda Hacivat ve Karagöz ile de “söyleşmek” mümkün…
Nasıl gidilir?
Misi, Bursa’nın Nilüfer ilçesinde... Özel araç ile Orhaneli kavşağı üzerinden ulaşım mümkün. Acemler Burulaş durağından kalkan otobüsler de hızlı bir şekilde ulaşım sağlıyor. İstanbul’dan gelinecek ise deniz otobüsü ile Eminönü veya Büyükçekmece’den kalkan Budo ile Bursa Mudanya’ya ya da Yenikapı’dan kalkan İDO ile Mudanya’ya gelerek, Bursa merkeze devam edip belediye otobüsleri ile Misi’ye ulaşmak mümkün.
Mysia'dan Apollonia'ya antik çağın izinde...
Nilüfer Belediyesi’nin “Nilüfer Alternatif Destinasyon Projesi” kapsamında Bursa’ya kazandırdığı Mysia Yolları da hafta sonunda doğaseverleri ağırlıyor. Misi’den başlayıp Gölyazı’ya ulaşan doğa parkuru, ara parkurlarla birlikte 310 kilometre… Dağ köylerini de içine alan parkur rotalarında göletlerden mağaralara, kamp ve piknik alanlarından bisiklet parkurları ve atlı doğa yürüyüşü güzergâhlarına kadar pek çok cazip nokta yer alıyor. Mysia Yolları aynı zamanda antik dönemlerin iki önemli yerleşimini de birbirine bağlıyor… "Otel ya da pansiyon aramam, çadırımı attığım yerde kalırım" diyorsanız, Misi’de bu da düşünülmüş. Misi Kamp Karavan Tesisi’nde 46 araç konaklama imkânına sahip. Ayrıca sıkışık günlerde ise kapasite 85-90 karavana çıkabiliyor. Alanda çadırlı konaklama alanı da bulunuyor. Tesiste WC, duşlar, lavaboların yanı sıra çocuk oyun parkı, dere kenarı dinlenme terası da bulunuyor.
Yöresel lezzetleri doyasıya tadın…
Misi’de geleneksel mutfağı yaşatan mekânlar var. Benim dikkatimi en çok çekenlerden biri ise, burada ikâmet eden 44 kadının 2010’da kurduğu Nilüfer Misi Köyü Kadınları Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Koza Evi adlı restoranı. Menüde neler yok ki: Sarma, imam bayıldı, erişte, enginar, et yemekleri, gözleme ve kızartma. Koza tatlısı ise meşhur lezzetleri. Derneğin önemli bir özelliği de “Gelecek Turizmde” projesi kapsamındaki ‘Sürdürülebilir Turizme Destek Fonu’ndan pay alabilmek için oluşturulan “Yüzde 100 Misia”yla fonu kazanmaya hak kazanan 3 projeden biri olması… Ayrıca Misya Yemek evinin ev yapımı reçelleriyle kahvaltısı da denenmeli... Köyün misket üzümünün meşhur olduğunu da ekleyelim.
Sözcükler ve “maziden görüntüler” Misi’de hayat buluyor
Misi aynı zamanda kültür molası da verilebilecek bir yer. Köyün girişinde ziyaretçileri karşılayan Mysia Fotoğraf Müzesi, aynı zamanda Türkiye’nin üçüncü fotoğraf müzesi. Kapısından adım attığınız Edebiyat Müzesi’nde ise tanıdık yüzlerin sıcacık edebiyat dünyaları sizi sarmalıyor. Behçet Necatigil’in el yazısı şiiri, Yaşar Kemal’in şapkası, Nâzım Hikmet’in el yazısı ve Sofya baskısı kitapları, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın gözlüğü, kalemi, çalar saati, Cemal Süreya’dan Rıfat Ilgaz’a, Attilâ İlhan’dan Halet Çambel’e pek çok yazarın el yazısı mektupları gibi Türk edebiyat tarihine tanıklık etmiş pek çok ayrıntı ile soluklanıyorsunuz. Müzede 800 el yazması mektup dijital olarak sergileniyor, 600’e yakın da kitap bulunuyor. Misi’de minik kitap kurtları da unutulmamış. Köyde bir Nilüfer Çocuk Kütüphanesi var. Sanatevi'ni de unutmamak lâzım... Bu mekânda da sanatçılar; seramik, resim, mozaik ve heykel çalışmalarını atölyelerde gerçekleştirebiliyor.