2030'a kadar turist sayısı 1,8 milyara ulaşacak
Yapılan araştırmalara göre uluslararası turist sayısının yılda ortalama 43 milyon kişi artarak dünya genelinde 1.8 milyar turist sayısına ulaşılacağı öngörülüyor
ANKARA - Küreselleşmeye bağlı olarak ulaşım ve bilişim sektöründeki gelişmeler ve kişilerin gelirlerindeki artış, turzmi dünyanın en büyük sektörlerinden biri haline getirdi.
Çeşitli kaynaklardan derlenilen bilgilere göre, 2013'ü küçük de olsa büyümeyle tamamlamaya hazırlanan dünya turizmi, uzun vadede bu büyümeyi sürdürecek. Uluslararası turizmin bu büyümesi 2030'a kadar ortalama bir hızda olacak.
Ayrıca uluslararası turist rakamlarının yılda ortalama 43 milyon kişi artması beklenirken, dünya genelindeki turist sayısı da 1,8 milyara ulaşacak.
Asya ve Pasifik öne çıkıyor
Öte yandan uzun yıllardır öne çıkan destinasyonların yer aldığı sektörde 2015 yılında, gelişmekte olan ülkelerdeki destinasyonlar gelişmiş destinasyonlardan daha çok ilgi görmeye başlayacak.
Bu çerçevede Asya ve Pasifik, yeni gelen turistlerin çoğunluğunu kazanırken, bu bölgelerin yanı sıra Orta Doğu ve Afrika da turizmdeki paylarını artıracak.
Hava yolu taşımacılığındaki büyüme sürecek
Kuzey Doğu Asya'nın, 2030'da en çok ziyaret edilen alt bölge olması beklenirken, Avrupa, turist sayısında lider konumunda olmaya devam edecek.
Yabancı turistlerin ziyaret amaçları bakımından oranlarında büyük bir değişiklik olmazken, hava yolu taşımacılığının pazar payını yükseltmeye devam etmesi ancak bunun daha düşük bir hızda olması bekleniyor.
Yeni destinasyonlar kadar kurulu destinasyonlarda
Öngörülere göre, 2030'a kadar turizmdeki büyüme aynı zamanda yeni destinasyonlar kadar kurulu olanları da bu eğilimden ve fırsattan yararlandıracak. Bunun için yeterli koşulların değerlendirilip politikaların belirlenmesi, alt yapının eksikliklerinin giderilmesi, pazarlama ağının genişletilmesi, yeni pazarlara açılma yönünde adımlar atılması ve yatırımların doğru yönlendirilmesi gerekiyor.
Yatırımcılara ve sektör temsilcilerine ise 2030'a kadar ılımlı, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir model benimsemeleri tavsiye ediliyor