1 şehirde üç ülke: Basel
Avrupa'nın tam ortasında yer alan İsviçre kenti Basel, kıtanın iki büyük ülkesi Almanya'nın Freiburg ve Fransa'nın Mulhouse kentine komşu olmasıyla kozmopolit özellikleri bünyesinde barındırıyor. Tarihi yapı ve mekanları, müze ve galerileri, etkileyici mimari yapısı ve özgün sokaklarıyla da ön plana çıkan şehir, İsviçre'nin kültür sanat başkenti olarak adlandırılıyor.
İsviçre'nin kültür sanat başkenti olarak adlandırılan şehri Basel, 3 Avrupa ülkesinin kesişim noktasında bulunması ve birçok popüler turistik kente yakınlığıyla seyahatseverlerin uğrak noktası oluyor. 170 binin üzerinde nüfusa sahip kent, ülkenin Zürih ve Cenevre'den sonraki en büyük üçüncü şehri olarak nitelendiriliyor.
Avrupa'da birçok ülkeden geçen Ren Nehri, şehri ortasından Büyük Basel (Grossbasel) ve Küçük Basel (Kleinbasel) olarak ikiye ayırıyor. İki bölgeyi birbirine bağlayan 5 köprü bulunuyor. Şehrin en önemli sembolü olan nehir, Basel atmosferini ve ruhunu en güzel şekilde yansıtıyor. Ziyaretçiler, şehrin muhteşem manzarasını seyre çıkmak için sandal turu veya nehrin kıyısında yürüyüş yapabiliyor.
Basel Manastırı ihtişamlı mimarisiyle dikkat çekiyor
'İsviçre Ulusal Miras' listesinde bulunan Basel Manastırı, köklü tarihi ve eşsiz mimarisiyle şehrin en ünlü simge ve turistik yapıları arasında yer alıyor.
1019 yılında inşa edilen manastır, 1356 depreminde yıkılıyor ve Johannes Gmünd tarafından yeniden inşasına başlanan yapı, 15. yüzyılın başlarında mimar Ulrich Ensingen ile tamamlanıyor. Güney kulesi ise 1500 yılında Hans Von Nussdorf tarafından yapılıyor. Şehre gelen turistler için önemli bir ziyaret noktası olan katedral ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Katedralin arka kısmında kalan bahçesi, Ren Nehri'ni panoramik olarak seyretme imkanı sunuyor.
Spalentor Kapısı
'Basel'in kapısı' diye de adlandırılan Spalentor Kapısı, 15. yüzyılda ticari malların Fransa'dan girişi için kullanılan kapı olarak biliniyor. 1400 yılından kalma şehir surları içerisinde ayakta kalan 3 şehir kapısından biri olan görkemli ve etkileyici yapı, asırlardır ihtişamını koruyor. Zamanla kentin simgesel yapılarından birine dönüşen Spalentor, şehri ziyaret edenlerin ilgi odakları arasında yer alıyor.
Basel en eski sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor
Sanatseverlerin kentteki uğrak noktalarından biri olan Kunstmuseum Basel (Basel Sanat Müzesi), dünyanın hem en eski modern sanat müzelerinden biri hem de en eski sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor. Tarihi 1661 yılına kadar uzanan müzenin kamusal sanat koleksiyonu içerisinde, geçmişi Orta Çağ'ın sonlarına kadar götürülebilen 300 binden fazla eser yer alıyor.
Müze, ziyaretçilerini 3 ayrı mekanındaki eserleriyle ağırlıyor. Ayrıca özel sergi ve programlarıyla da oldukça zengin bir etkinlik takvimi sunuyor.
Ulaşım sıkıntısı yok
Coğrafi konumu itibarıyla İsviçre, Fransa ve Almanya'nın kesişim noktasında bulunmasıyla gezginlerin uğrak noktalarından biri olan Basel'i ziyaret edenler, 3 ülkedeki popüler turistik kentleri gezme fırsatı buluyor. Fransa'nın masalsı kasabası Colmar ile Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi nedeniyle 'Avrupa'nın başkenti' olarak anılan Strasbourg, Alsace köyleri, Alsace yöresinin köy yaşantısını yansıtan Ecomusee açık hava müzesi ve Haut-Koenigsbourg Kalesi'ne, Basel'den kolaylıkla ulaşılabiliyor.
Basel Havalimanı olarak bilinen ve bu 3 ülkenin ortak kullandığı EuroAirport Basel-Mulhouse-Freiburg havalimanından söz konusu bölgelere otobüslerle ya da şehir merkezinden trenle gidilebiliyor. Küçük bir şehir olan Basel'in hemen her bölgesine de tramvay ve otobüs hatlarıyla kolayca ulaşılabiliyor. Otelde rezervasyonu olan ziyaretçiler, aldıkları Basel Kart ile toplu taşıma hizmetinden ücretsiz yararlanabiliyor. Her yerin birbirine yakın olması nedeniyle şehir içi ulaşım bisikletle ve yaya olarak da sağlanabiliyor.