Tüketici ‘daha ucuz’ için daha çok market geziyor
NielsenIQ Türkiye’nin raporuna göre tüketici 2023'te alışveriş yapmak için ortalama 2.5 market gezerken, bu oran 2024'te 3.4’e çıktı. Tüketicinin, artık alışverişini daha fazla araştırarak yaptığını, fiyat ve promosyonları kontrol ederek, daha fazla market ziyareti gerçekleştirdiğini ortaya koyan araştırmaya göre, “Sadece kişisel ihtiyaçları alırım, lüks ihtiyaçlarını keserim” diyenlerin oranı da %56’dan %73’e çıktı.
Mehmet Hanifi GÜLEL
Modern gıda perakendesinin temsilcisi Gıda Perakendecileri Derneği (GPD), dün gerçekleştirdiği 10. Ortak Gelişim Kongresi’nde gıda perakendecilerini ve tedarikçilerini bir araya getirdi. NielsenIQ Türkiye’nin “Çoklu Kanal ve Okazyon Denklemini Doğru Anlamak: Büyümeye Boyut Verecek Alışverişçi ve Perakende Trendleri” sunumunda rapor açıklandı.
Raporda, tüketiciler daha ucuz ürünler için gezdiği market sayısını artırdığı vurgulandı. Rapora göre tüketicilerin 2023 yılında ziyaret ettiği market sayısı ortalama 2.5 iken, bu oran 2024 yılında 3.4’e çıktı. Rapora göre organize perakendenin ilk kez 50 bin noktayı geçti. Raporu NielsenIQ Türkiye Genel Müdür / EEMEA E-Ticaret Başkan Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan ve NielsenIQ Türkiye Perakende Hizmetleri Direktörü Serhat Sükan açıkladı.
Tüketici artık ‘avcı’
Tüketicilerin 2024 yılında gezdiği market sayının 3.4’e çıktığını aktaran NielsenIQ Türkiye Genel Müdür / EEMEA E-Ticaret Başkan Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan, artık tüketicilerini alışverişini bir avcı gibi her yerdeki fiyatları ve promosyonları kontrol ederek daha fazla market ziyareti yapmaya başladığını söyledi.
Farklı ürünleri, farklı yerlerden alarak ihtiyacını karşılamaya başladığını kaydeden Erdoğan, “Özellikle alışverişe baktığımızda ‘sadece kişisel ihtiyaçları karşılarım, lüksü keserim’ diyenlerin oranı yüzde 56’dan yüzde 73 seviyesine çıktı. İndirimli ürünleri alırım diyenlerin oranı yüzde 50’i seviyesine geldiğini görüyoruz.
Özellikle uygun fiyatlı olması ve toplu alışveriş yaparım diyenlerin oranı da azaldığını görüyoruz. Yani toplu alışveriş yaparak, stok yapmak gibi davranış biçiminde azaldığını görüyoruz. Promosyon tercihlerinde ise fiyat indiriminin yüzde 67 ile ilk sırada karşımıza çıkıyor. Tüketiciler, tasarrufu doğrultusunda marka ayırt emeksizin promosyon ürünü alırımı diyenlerin oranı yüzde 49’a oldu. İndirim sunan mağazalardan daha çok alışveriş yaparım diyenlerin oranı yüzde 39 ve daha uygun fiyatlı markaya geçerim diyenlerin oranı yüzde 35 oldu” dedi.
Raporda özellikle daha düşük birim fiyatı için daha büyük boy alırım diyenlerinin oranı ise yüzde 72 oldu. Bu oran globalde yüzde 65 olarak yer alıyor. Daha düşük paket fiyatı için daha küçük boy alırım diyenlerin oranı yüzde 58’ler oldu. Tüketici, ucuzun peşinde ve promosyonun peşinde koşarken bir yandan da kaliteden ödün vermek istemiyor. Kaliteye önem veriyorum ve kaliteli ürünler için daha fazla ödeme yapmaya hazırım diyenlerin oranı yüzde 40’ı olarak yer alıyor.
Taze gıdaya daha çok harcıyor
Tüketicilerin cüzdan payındaki değişikliklere göre bu yılın ortasında yapılan araştırmada daha az ve daha çok harcayacağız grupları da belirlendi. En düşük oranda cüzdandan pay alacağı kategori ev dışı eğlence harcamanı yüzde 50’ler seviyesinde olduğunu görüyoruz.
Bunu elektronik teknolojik ve ev küçük ev aletleri, ev tadilatı dekorasyon, tatile, güzellik/kuaförü ve büyük ev aletleri için daha az harcama yapmayı ifade ediyor. Tüketicilerin daha çok harcayacağı dediği kategoriler ise özellikle taze gıdaya yüzde 25, faturalara yüzde 24, ulaşım yüzde 21, birikim/yatırım yüzde 19, taze et yüzde 19, süt ve süt ürünleri yüzde 18 ve sağlık/yaşama yüzde 17 daha çok harcarım diyor.
Perakendenin ekonomiye katkısı devam ediyor
Modern gıda perakende sektöründe 900’ün üstünde profesyoneli İstanbul’da buluşturan kongre, eş zamanlı olarak dijitalde de yayımlandı. GPD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu’nun açılış konuşmasını yaptığı kongrede, değişen alışveriş dinamikleri, dijitalleşmenin getirdikleri, tüketici alışkanlıkları, üretimin desteklenmesi gibi birçok konu başlığı ele alınırken, sektörün ana mesajları vurgulandı.
Kongrede hızlı tüketim ürünleri pazarının genel durumuna dair güncel veriler paylaşılırken, oturumlarda sektör gündemine dair çalışmalar, geleceğe hazırlanma yolları ve kapanışta da dünyadaki makro değişimler konuları incelendi.
Perakendenin ülke ekonomisine katkı büyüyor
Özpamukçu, toplamda 2,85 trilyon liralık gıda perakendesinde organize kanalın 1 trilyon liraya ulaştığını bunun da halen yüzde 35 orana tekabül ettiğini belirtti.
Enflasyonla ve kayıtdışı ile mücadelede önemli rol oynayan organize perakendenin gelişiminin ülkeye farklı alanlarda katkılarının olacağını vurgulayan Özpamukçu, bu katkının tüketici, üretici, istihdam, kayıtlı ekonomi, vergi gelirleri başlıklarında yansımalarını açıkladı. Perakendenin ekosistemi ile beraber ekonomiye katkısının çarpan etkisi ile arttığını belirten Özpamukçu, “Perakende, sadece kendisini değil içinde bulunduğu ekosistemin tüm paydaşlarının ve dolayısıyla da ülke ekonomisinin gelişiminde lokomotif görevi görüyor.
Ve bu etkiyi her kademede daha da artırarak çoğaltıyor. Yeni bir mağaza, bir kafe, bir restoran açıldığını düşünün, beraberinde harekete geçen sektörleri, ulaşılan yeni tüketicileri, istihdam eden çalışanları, bu satış noktasına ürün sağlayan üretici ve tedarikçileri, ürünleri getiren lojistik işletmesini, daha sayamadığımız birçok bileşeni düşünün. Sadece bir mağaza açılışında çoğalarak büyüyen katkı, binlerce mağazanın işleyişinde inanılmaz boyutlara ulaşıyor” dedi.
Türkiye’nin artık yeni bir gelişim hikayesi yazması gerektiğini ifade eden Özpamukçu, tarım ve hayvancılıktan üretime, lojistikten insan kaynağına kadar pek çok konuda perakende sektörünün sürdürdüğü çalışmalara, ülke çapında bir yaklaşım gerektiğini, yapısal reformlarla kalkınma ekonomisi politikalarına ihtiyaç olduğunu belirtti.
Türkiye’de gıda firesi 43 milyar dolar seviyesinde
Enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarı konusunda organize perakende için yanlış bir algı oluşturulduğunu ama bu algının tüketicide bir yansıması olmadığını da ifade eden Özpamukçu, ürünlerin fiyat oluşumundaki maliyetlerin detaylı araştırılmadığı ve sorunların kök nedenlerine ulaşılmadığı durumda, bulunan çözümlerin geçici olacağını vurguladı.
Özellikle meyve sebze fiyatlarındaki tartışmalara da değinen Özpamukçu, “Ülkemizde gıda firesinin 43 milyar dolar seviyesinde olması, bunun 15 milyar dolarlık kısmının meyve sebzeden oluşması, meyve sebze de tarladan rafa giderken fire, işçilik ve nakliyenin çok yüksek ağırlığı sebebiyle bu fiyatların her satış noktasında tarladan çok farklı şekilde oluştuğu görmezden geliniyor. Bu sadece bir faktör.
Sebze meyve ürünlerinde modern kanaldaki satış noktalarının büyük çoğunluğu kar etmeden veya çok cüzi karlarla bu operasyonu yürütüyor. Bu ürünlerdeki toplam pazar payımız da yüzde 10’u geçmiyor. Açık pazarlar ve ev dışı tüketim bu ürünlerde pazarın en büyük kısmını oluşturuyor.
Bu algı yanıltmaları gerçek sorunumuz olan maliyet artışı sorununa odaklanmanın önüne geçerek bu alandaki vermemiz gereken mücadeleyi zayıflatıyor ve sorunun büyümesine neden oluyor. Bu konuda organize perakendenin çok güçlü olduğu ve benzer nüfusa sahip olduğumuz, Almanya ve İngiltere örneklerinde oradaki gıda kayıplarının 8-9 milyon ton ve 20 milyar dolar seviyesinde olup bizde 18 milyon ton ve 43 milyar dolar seviyesinde olması bile, organize perakendenin ülkemizde daha da gelişmesi ve rekabet ve verimliliği artırmasına ne kadar ihtiyacımız olduğuna somut bir örnek” diye konuştu.
İlk dokuz ayda payını en çok artıran dondurma oldu
Ortak Gelişim Kongresi’nde açıklanan NielsenIQ raporuna göre Türkiye tütün ve alkol hariç FMCG pazarının 2024’ün ilk 9 ayında hacim olarak yüzde 10,7 ciro olarak da yüzde 75,4 oranında büyüme kaydetti. NielsenIQ Türkiye Genel Müdür / EEMEA E-Ticaret Başkan Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan, global hızlı tüketim ürünleri pazarının son 3 çeyrektir pozitif hacim büyümesi kaydederek olumlu bir tablo çizdiğini; Türkiye’nin ise 2023 başından beri sürdürdüğü pozitif hacim performansını son 2 çeyrekte çift haneli büyümelere taşıyarak global ortalamadan pozitif olarak ayrıştığını vurguladı.
Büyümeyi hem hacim ve hem de ciro bakımından öne çeken kategori grupları arasında dondurma, ev temizlik ürünleri ve alkolsüz içeceklerin öne çıktığını belirten Şekerel Erdoğan, 2024›ün ilk 9 ayında yüksek büyüme performansıyla ciro payını en çok arttıran ilk 3 kategorinin dondurma, çikolata kaplamalılar ve ev temizleyicileri olduğunu paylaştı.
Hızlı tüketim ürünlerinin online satış içindeki payı %7
NielsenIQ Türkiye Perakende Hizmetleri Direktörü Serhat Sükan hızlı tüketim ürünlerinde e-ticaret pazarının gelişimine ilişkin paylaştığı verilerde; Türkiye›nin hızlı tüketim ürünleri içindeki yüzde 7’lik online payıyla Orta Doğu ve Doğu Avrupa’da öne çıkan bir pazar olduğunu vurguladı.
Serhat Sükan, online payının Türkiye Tüketici Teknolojisi ve Dayanıklı Tüketim Ürünleri pazarında yüzde 23’lük bir paya sahip olduğunu ve hızlı tüketim ürünleri bakımından henüz kat edilecek yol olduğunu paylaştı. 2024 yılının ilk 10 ayında offline pazar ile paralel bir ciro büyüme kaydedildiğini paylaşan Sükan, hızlı tüketim ürünlerinde e-Ticaret pazarında 2024’ün ilk 9 ayında en çok ciro büyümesi kaydeden ilk 5 kategorinin saç jölesi, kek, ketçap, çerez ve mayonez olduğunu paylaştı.