Toprağın verimi ve sürdürülebilirliği dijitalleşmeden geçiyor
İnovasyon ve dijitalleşme tarımın da geleceğini şekillendiriyor. Tarımsal alandaki manzarayı yeniden şekillendirme potansiyeli bulunan bu dönüşümde dijital tarım, hassas tarım tekniklerinden yenilikçi üretim yöntemlerinin sahada uygulanabilmesine olanak tanıyor. Dijital tarım ayrıca sektördeki sürdürülebilirlik çalışmalarını desteklerken, verimlilik artışı sağlıyor.
Hüseyin VATANSEVER
Dijital teknolojiler, birçok sektörde ürün kalitesini geliştiriyor, üretim adetlerini artırıyor ve üretim anının her aşamasından veri elde edilmesiyle karar alma süreçlerinde isabet oranını yükseltiyor. Bununla birlikte sağladığı verimlilik artışı ile dijital teknolojiler, daha az girdi kullanımı, üretimde su kullanımını azaltmak ve atık miktarını düşürmekte de etkili oluyor.
Girdi maliyetlerindeki artış ve kaynakların daha verimli kullanılarak daha çok insanın gıda güvencesine kavuşması, sanayinin ihtiyaç duyduğu ham maddelerin tedarik edilmesi baskısı altında olan tarım sektörü için de dijital teknolojilerden yararlanmak kaçınılmaz bir hal alıyor.
Tarımda makine kullanımının devreye girmesi ve tarımsal mekanizasyonda elde edilen gelişmeler, hâlihazırda tarımı teknoloji kullanımından yararlanan sektörler arasında yer almasını sağlıyor. Tarımdaki temel girdileri oluşturan ilaç, gübre, su ve enerjinin gereksiz kullanımını azaltmaktan, hasatta ürünü en az kayıp ile toplanmasını sağlamaya kadar her adımda dijital teknolojilerden katkı almak mümkün. Örneğin tarlaların sürülmesi sırasında küresel konumlama sistemi (GPS) ile desteklenen traktör, bitkilerin daha düz bir sıra üzerinde ekilebilmesini sağlar ve hasatta biçerdöverin daha verimli kullanılmasını sağlar.
Bununla birlikte dijital olarak verileri toplayan, depolayan, analiz eden ve son kullanıcıya aktaran araçları ifade eden dijital tarım konsepti, tarımsal işletmede ihtiyaç duyulacak girdi miktarını önceden belirlemekte katkı sağlıyor. Verilerin çeşitli sensörler, uydu ve drone gibi yeni nesil teknolojilerle toplandığı dijital tarımda toplanan veriler, çeşitli algoritmalarla anlamlandırılarak çiftçilere mobil uygulamalar aracılığıyla aktarılır.
Bu bilgiler hem verim artışı sağlamakta hem de girdi maliyetlerini düşürmekte çiftçileri destekler. Örneğin tarlalarda yabani otlar, yapıları gereği öbekler halinde yayılır. Yani zararlı otlara karşı kullanılan ilaçlar, tarlaların bütününde değil, belirli kısımlarda kullanılmalı. Yıllar içinde tarladan elde edilecek harita analizlerinde zararlı ot öbekleri takip edilerek ilaçlamanın verimi takip edilebilir ve yıllar içinde eğer öbekte küçülme görülüyorsa ilaçlama miktarı düşürülebilir.
Daha dirençli bir gıda sistemi, bu sayede oluşturulabilir
Tarım, çok karmaşık bir alan olduğu için geleneksel bilgi ve yöntemleri göz ardı etmeden dijital tarım konseptinden yararlanmak gerekiyor. Sahadaki gözlemler ile dijital tarım sistemleri ile edinilen verilerin kıyaslanması gerekirken, iklim krizi nedeniyle yaşanan değişim ve meydana gelen yeni şartlar da dikkate alınmalı.
Birleşmiş Milletlerin açıklamasına göre 2050 yılına kadar dünyada nüfusun yaklaşık 9.7 milyar olacağı ve bu insanları beslemek için mevcut gıda üretiminin yüzde 98’e kadar artırılması gerekeceği düşünüldüğünde dijital tarım, çiftçilerin üzerindeki baskıyı hafifletebilecek stratejik bir araç halini alıyor. Dijital tarım, verimliliği artıran, çevresel etkileri azaltan ve sürdürülebilirliği geliştiren yenilikçi çözümler sunarak tarım sektöründe yeni bir başlangıca işaret ediyor. Bu teknolojilerin benimsenmesi sadece çiftçilere fayda sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda daha verimli ve dirençli bir gıda sistemine de katkıda bulunuyor.
Gençlerin tarım sektörüne katılımını destekliyor
OECD’deki mevcut çalışmalar, dijital teknolojilerin tarımda kullanılması ile ilişkili faktörlerin, çiftçiliği gençler için daha cazip hale getirebileceğini ve bu sektöre yeni girişleri teşvik edebileceğini göstermekte. Bazı dijital teknoloji türleri, genç çiftçileri ve tarıma yeni giriş yapacak tarımsal işletme girişimcisi ya da yatırımcıları çekebilir veya karşılaştıkları engelleri ortadan kaldırabilir.
Örneğin önemsiz görevlere ve fiziksel emeğe olan ihtiyacın azaltılmasıyla daha esnek çalışma programlarına izin verebilir, sağlık ve iş güvenliği riskleri azaltılabilir. Bununla birlikte kırsal turizm ve konaklama hizmetleri gibi bazı çiftlik içi yatırım çeşitlendirme faaliyetlerine zaman ayırmalarına olanak sağlayan dijital tarım ile gençlerin sektöre katılımı ve aileden kalan tarımsal işletmeyi sürdürme motivasyonu artırma potansiyeli bulunuyor.