TOBB Gıda Meclis Başkanı Buzbaş: Küresel emtia artışı gıda fiyatlarını vuracak

Küresel emtia fiyatlarında, son üç aydır bir hareketlenmenin yaşandığını kaydeden TOBB Gıda Meclis Başkanı Buzbaş, bunun yurt içinde birçok temel gıda maddesi fiyatlarında artışa neden olacağını söyledi. Enflasyon ile mücadelede zorluk yaratacağını ileten Buzbaş, “Gıda ürünleri ihracatını da olumsuz etkileyecek. Yeni pazarlara yoğunlaşmak kaçınılmaz olacak” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet Hanifi GÜLEL

Küresel emtia fiyatla­rında son üç aydır bir hareketlenme yaşan­dığını aktaran TOBB Gıda Meclis Başkanı Necdet Buz­baş, “FAO Küresel Gıda Fi­yatları Endeksi, kasım ayın­da 127,5 değeriyle son 19 ayın en yüksek sevi­yesine ulaştı.

Yurt dışından ithal ettiğimiz bit­kisel yağlar ve yem hammad­deleri fiyatla­rındaki artışlar yurt içinde bir­çok temel gıda mad­desi fiyatlarında da artı­şa neden olacak ve enflasyon ile mücadelede zorlukları ar­tıracak. Ayrıca, gıda ürünleri ihracatını da olumsuz etkile­yeceğini öngörmek, buna göre yeni pazarlar üzerinde çalış­mak kaçınılmaz olacak” dedi.

Daha önce 2024 yılı için “Tür­kiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı ve finansal dengeyi sağlamasın­daki başarıya bağlı olarak şe­killenecek” ifadesini kullan­dığını aktaran Buzbaş, 2024 yılı ekonomik durumu biraz gecikmeli de olsa tam işaret ettiğim şekil­de ger­çekleştiğini söyledi. Buzbaş, göz ardı edilmemesi gereken diğer önemli konuların 6 Şu­bat 2023 depreminin ortaya koyduğu izlerin hızla iyileşti­rilme çabaları ve bulunduğu­muz coğrafyada meydana ge­len çatışmaların ekonomik, sosyal ve siyasi etkileri dikkat çekti.

Gıda kırılganlıklardan daha az etkilendi

Yenilenen ekonomi yöneti­minin işbaşına geldiği Hazi­ran 2023’ten yaklaşık bir yıl sonrasında, talebi kı­sarak fiyat istikra­rı sağlama çaba­larının ekono­mideki somut kırılganlıkla­rının sonuç­ları yaşan­maya başladı­ğını ifade eden Buzbaş, “2024 yılı ikinci ve üçüncü çeyre­ğinde GSYH’de büyüme ya­vaşlarken, sanayi sektörün­de ikinci çeyrekte yüzde 1.8 ve üçüncü çeyrekte yüzde 2.2 ile daralmalar yaşandı. Gıda ürünlerinin yaşamsal vaz­geçilmezliği ile tüketiminin ertelenemez karakteri, gıda sanayisinin sözü edilen kırıl­ganlıklardan daha az etkilen­me ve istikrarla büyümesinin devam etmesine neden oldu” diye konuştu.

Türkiye Sektörel PMI En­deksi Kasım 2024’te, eşik de­ğeri 50’nin üzerinde olan tek sektörün 52.2 değeriyle gıda­nın olduğunu belirten Buz­baş, “Gıda sektörünün 2024 yılı büyümesinin (hanehal­kı gıda harcamaları he­sabıyla) bir önceki yı­la göre yüzde 19.7 olacağı tahmin ediliyor. Eko­nomideki en büyük sorunu­muz enf­las­yon. Özellikle gıda ürünle­rindeki enflasyon yüksekli­ği, geniş halk kitlelerini hayat pahalılığı olarak önemli öl­çüde etkiliyor. Tarım üretici fiyat endeksi Kasım 2024’te on iki aylık ortalama yüzde 48.83 değeriyle, gıda ürün­lerinde girdi fiyatlarındaki yüksek maliyetin kök neden­lerine işaret ediyor” açıkla­masında bulundu.

“Faizler yeni yatırımların ertelenmesine yol açıyor”

Gıda ürünlerindeki enf­lasyonun, manşet enflas­yonun genelde üzerinde seyrettiğini kaydeden Buz­baş, Kasım 2024’te Tüke­tici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık yüzde 2.24, yıllık yüz­de 47.09 olarak gerçekleşir­ken, gıda ürünlerinde TÜFE aylık yüzde 5.1, yıllık yüzde 48.47 değerleriyle manşet enflasyonun üst sıralarında yer aldığını bildirdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Banka­sı’nın enflasyonla mücade­le programının büyük ölçü­de para politikası araçlarına dayandırılması, kendileri­nin de ifade ettiği üzere gıda enflasyonunu mücadele sa­hası dışına ittiğini belirten Buzbaş, “Enflasyonun farklı nedenlere bağlı olarak aylar itibariyle değişkenlik gös­termesi yatırımların plan­lanması bakımından endi­şe yaratmakta ve belirsizlik­ler taşıyor. Bankalarda ticari kredilerindeki faiz oranları yüksekliği yanında kredi al­manın zorlukları yeni yatı­rımların ertelenmesine yol açıyor” dedi.

Buzbaş, OECD Ekono­mik Görünüm Raporuna gö­re, 2024’te büyümenin yüz­de 3’ler civarında seyretme­si, enflasyonunun düşmeye devam etmesi (G20 ülkele­rinde ortalama yüzde 5.4’ler­den yüzde 3.3’lere), işsizliğin düşük, reel gelirlerin artaca­ğı tespitleri gıda ürünleri ih­racatını olumlu etkilediğine dikkat çekti. Buzbaş, şöyle de­vam etti: “2024 yılı Ocak-Ka­sım dönemi gıda ürünleri toplam ihracatımız 23 mil­yar 887 milyon 98 bin dolar (tarım ürünleri hariç) olarak gerçekleşmiş, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.6’lık bir artış sağlandı.

Aynı dö­nemde gıda sektörü 9 milyar 220 milyon 456 bin dolar it­halat ile dış ticaret fazlası ve­ren bir sektör olma özelliğini devam ettirdi. ‘Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir’ halk arasında sıkça kulla­nılan bir deyiş, 2025 yılının 2024’ten aldığı sorunlar yü­küyle daha zor geçeceğinin yalın ifadesi. Bir yandan 6 Şu­bat depreminin yaralarının hızla sarılması ve bunun fi­nansal karşılığı, diğer yandan yüksek enflasyon ile yapılan mücadelede sıkılaşan mali koşullar ile yatırımların ya­vaşlaması, işsizliğin artması ve hane halkı tüketim harca­malarının sınırlandırılması (oluşan hayat pahalılığı sonu­cu) gibi ardışık sorunlar.”

Yatırımlar rekabet ve verimliliğe kayacak

Kısacası hem yurt içi hem küresel piyasalarda belirsiz­lik hakim olduğunu ileten Buzbaş, sektörlere göre fark­lılıklar gösterse de yapılacak yatırımlar daha çok rekabet gücü ve verimliliğin artırıl­masına yönelik otomasyon, robotik, yenilenebilir enerji, dijitalleşme ve iklim değişik­liğini hafifletecek özellikli ya­tırımlar olacağını vurguladı. Buzbaş, yatırımların finans­manı yurt dışı kaynaklardan sağlanacağını da belirtti.

Reel sektörü bu yıl çokça zorlayacak şartları ise Buz­baş, şunları sıraladı: “Dezenf­lasyon süreci politikaların­dan bir önceki yıla göre daha katı etkilenecek; sermaye ye­terliliği, nakit akışı ve alacak­ların yönetimi özel dikkat ve yönetim gerektirecek, mali yapısı sağlam olan firmalar da yaşanan belirsizlikler ne­deniyle kârsızlık ve satış ka­yıpları yaşayabilecek.”

“Para politikasına ihtiyatlı yaklaşılmalı”

Yeni yıl ile birlikte ücret artışları, vergi artışları (yeniden değerleme etkileri), yılın bazı aylarında enerji fiyatlarındaki artışlar enflasyon ile mücadelede olumsuzluklar ve güçlükler oluşturacağını kaydeden Buzbaş, “Öngörülen hedeflere ulaşmada zaman uzayabilecektir. Para politikasına ihtiyatlı yaklaşılmalı, Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmek için makul enflasyon oranı ve gevşeyen işgücü piyasasının hareket alanını kullanmasına sabır göstermeliyiz.

Aksi halde bir 200 baz puan faiz indirimine iki yıllık dezenflasyon mücadelesini feda etmiş oluruz. 2025 yılının çözülmesi beklenen en acil sorunu enflasyonun kısa sürede makul düzeylere çekilmesi ve hayat pahalılığının durdurulması” dedi.