İstihdam kaybının artmaması için SGK prim indirimi yüzde 10’a çıkarılmalı

Toplam ihracatlarının 30 milyar dolara düştüğünü vurgulayarak 300 bine yaklaşan istihdam kaybına dikkat çeken İHKİB, İTHİB, İDMİB ve İHİB başkanlar açıklama yaptı. Ücretli çalışandan kesilen gelir vergisi diliminin güncellenmesini işaret eden başkanlar prim indiriminin yüzde 10’a çıkılmasını istediler.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yeni asgari ücretin belirlen­mesi için geri sayım sürer­ken hazır giyim, tekstil, deri ve halı ihracatçılarından prim in­dirimi çağrısı geldi. İhracatçılar, halen yüzde 5 olarak uygulanan prim indiriminin, son iki yılda yaklaşık 300 bin istihdam kaybı yaşayan hazır giyim, tekstil, deri ve halı sektörlerinde iki yıl süre­since yüzde 10’a çıkarılmasını is­tediler.

Türkiye’nin yıllık 30 mil­yar doların üzerinde hazır giyim, tekstil, deri ve halı ihracatı bulu­nuyor. Söz konusu ihracatın yüz­de 56’sı İstanbul Tekstil ve Kon­feksiyon İhracatçıları Birlikleri (İTKİB) çatısı altında yer alan İs­tanbul Hazır giyim ve Konfeksi­yon İhracatçıları Birliği (İHKİB), İstanbul Tekstil ve Hammadde­leri İhracatçıları Birliği (İTHİB), İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) ile İstanbul Halı İhracatçıları Birli­ği (İHİB) tarafından gerçekleş­tiriliyor.

İHKİB Başkanı Mustafa Gülte­pe, İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, İDMİB Başkanı Güven Karaca ve İHİB Başkanı Ahmet Hayri Diler, yeni asgari ücretin belirlenme­sine sayılı günler kala durum de­ğerlendirmesi için bir araya gel­di.

Toplantı sonrası dört başkan tarafından yapılan ortak açıkla­mada artan maliyetler karşısın­da tüm üretici ve ihracatçıların desteklenmesi gerektiği vurgu­landı. Hazır giyim, tekstil, deri ve halı sektörlerinin üretim, istih­dam ve ihracat açısından Türkiye ekonomisi için önemine dikkat çekilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"İşverene maliyeti rakiplere göre 6-7 kat daha pahalı"

“Dört sektör, 2022’de toplam 36,4 milyar dolarlık ihracat ger­çekleştirirken 1,3 milyon kişiye de istihdam sağlıyordu. Ne yazık ki iki yıldır sektörlerimizin hem ihracatında hem de istihdamın­da ciddi gerilemeyle karşı karşı­ya bulunuyoruz. İhracatımız 36,4 milyar dolardan 30 milyar dolar seviyelerine düşerken, 1,3 mil­yonluk istihdamımız da yakla­şık 1 milyona geriledi. Hepsinde de dünya pazarlarında iddialı ol­duğumuz dört sektörde rekabet­çiliğimizi kaybettik.

Çünkü küre­sel talebin daraldığı bir dönemde maliyetlerimiz dünya ortalama­sının çok üzerinde arttı. Üretim maliyetlerinde dolar bazında As­ya’daki rakiplerimize göre yüzde 40-50, Avrupa’daki birçok ülkeye göre yüzde 15-20 daha pahalıyız. Ülkemizde asgari ücretin işvere­ne maliyeti Asya’daki rakipleri­mize göre 6-7 kat yüksek. Daha da vahimi Avrupa’daki bazı ülkelere göre bile işçilik maliyetinde deza­vantajlı durumdayız.

“Prim desteği tüm firmaları kapsamalı”

Hazır giyim, tekstil, deri ve halı gibi sektörlerde işçilik en önem­li maliyet kalemlerinden birini oluşturuyor. Biz her zaman çalı­şanımızın daha fazlasını hak et­tiğine inanıyoruz. Ancak mevcut koşullarda özellikle emek yoğun sektörlerde işçilik maliyetinden kaynaklanan yükün paylaşılması gerekiyor. Asgari ücretteki artış yükü sadece işverene bırakılma­malı.

Ücretli çalışandan kesilen gelir vergisi dilimleri günün ko­şullarına göre güncellenmeli. Uzun yıllar büyük emeklerle ka­zandığımız pazarlarımızı kay­betmek istemiyoruz. Bunun için emek yoğun sektörlerin destek­lenmesi gerekiyor. Bu noktada ha­len yüzde 5 olarak uygulanan SGK işveren prim indiriminin hazır gi­yim, tekstil, deri ve halı sektörleri için şirket büyüklüğü gözetilmek­sizin 2 yıl boyunca yüzde 10’a çı­karılmasını talep ediyoruz. Bu ko­nuda yapılacak bir düzenlemenin sadece KOBİ’leri değil sektörle­rimizde faaliyet gösteren tüm şir­ketleri kapsamasını istiyoruz.”

Üretim yurt dışına kayıyor

Dört başkanın ortak açıklama­sında Türkiye’deki yüksek mali­yetler nedeniyle bazı firmaların üretimlerini yurt dışına kaydırdık­ları, birçok firmanın da yurt dışına taşınmayı değerlendirdiğine dik­kat çekildi. Açıklamada, yurt dışı­na giden firmalarla birlikte uzun yıllara dayanan bilgi birikiminin ve yetişmiş iş gücünün de kaybe­dilmesinin telafisi imkânsız so­nuçlara yol açacağının altı çizildi.