Hazır giyimci fiyatta rekabet edemedi katma değere yöneldi
Adet bazında %15, ciroda %9 ihracat kaybı yaşayan Türkiye hazır giyim sektörü, birim fiyatta ise %10’luk artışa geçti. TGSD Başkanı Ramazan Kaya, “Fiyat odaklı rekabette sınıfta kalıyoruz. Sınıfı katma değer üreterek geçebiliriz” dedi.
Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
Türkiye’nin en önemli ihracat kalemlerinden biri olan hazır giyim sektörü, bu yılı adetsel bazda yüzde 15’e varan ihracat kaybı ile kapatıyor. 2022 yılında 21.2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren ve 2023’e 23 milyar dolar hedefiyle başlayan sektör, ana pazarı Avrupa yaşanan daralmanın da etkisiyle 19.6 milyar dolarlarda kalacak gibi görünüyor. Bu yıl ihracat cirosunda yüzde 9 kayıp yaşanan hazır giyimde, sevindirici olan ise birim fiyatın yüzde 10 artış göstermesi.
Uzakdoğulu rakiplerine karşı yüzde 40’lara varan oranda pahalı kalan Türk hazır giyim sektörü Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya’nın ifadesiyle fiyat odaklı rekabette sınıfta kalıyor. “Rakiplerimiz Bangladeş, Vietnam, Kamboçya gibi ülkeler boş durmuyor, yatırım yapıyor” diyen Kaya, “İşletmelerimiz de bundan sonraki yatırımları adet artırmak için değil değer artırmak için yapmak zorunda. Hızımızı, lojistik yetkinliklerimizi, pazar ve ürün çeşitliliklerimizi daha da artırmalıyız” dedi.
Kapasite boşluğu yüzde 40’ı buldu
Sektördeki daralmanın etkisiyle yüzde 30-40’lara varan oranda kapasite boşluğu oluştuğunu söyleyen Ramazan Kaya, bu süreçten özellikle büyük ölçekli firmaların etkilendiğine işaret etti. Tüm dünyada bir değişim-dönüşüm yaşandığını dile getiren Kaya, hazır giyimde de dönüşümün kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
2022 yılının son çeyreğinde başlayan ve bu yıl daha da ağırlaşan krizin 2024’ün ilk 6 ayında da hissedileceğini söyleyen Kaya, adet bazlı ihracat düşüşünü katma değerli ürünle aşmanın bilincinde olduklarını belirtti. Ana pazar AB’ye ihracatın yüzde 70’lerden yüzde 59’lara düştüğünü kaydeden Kaya, ABD’ye olan ihracatın ise 1.1 milyar dolardan 900 milyon dolarlara gerilediğine işaret etti.
Asgari ücret, enflasyon hedefi kadar artırılmalı
Sektördeki kar marjının önceden yüzde 5-10 arasında olduğunu, bugün ise ‘karsız’ çalıştıklarını söyleyen Kaya, rekabet gücünde en belirleyici faktörü iş gücü maliyetlerinin oluşturduğunu belirtti. Kaya, “Son iki yılda iş gücü maliyetleri enflasyon ve kur artışlarının üzerinde ve yılda ikişer kez arttı. Bunun neticesinde rekabet ettiğimiz ülkelere göre yüzde 35-40 daha pahalı hale geldik. Sektörümüzün rekabet gücünü yeniden kazanması için ücret artışları, 2024 yılında bir kez ve enflasyon hedefi kadar artırılmalı.Sektörümüzün rekabet gücünü artıracak maliyet ve karlılık alanlarında hükümetten iyileştirici düzenlemeler bekliyoruz” yorumunu yaptı.
Kredi borçları için yapılandırma bekliyoruz
Hazır giyim sektörünün finansmana ve kredilere erişimde yaşadığı zorluklara da dikkat çeken Kaya, “Bu yılın haziran ayından sonra sıkı para politikaları uygulamaları ile faiz oranları artarken kısıtlayıcı düzenlemeler azaltılmaya başlandı. Ancak sektör halen en çok ihtiyaç duyduğu ihracat kredilerine yeterince ve uygun koşullarda ulaşamıyor.
İhracat kredilerinde limitler döviz cinsinden belirlenmeli, ihracatçıların limitleri yeniden düzenlenerek artırılmalı, kredi teminatlarında koşullar iyileştirilmeli. İhracat kredilerinde faiz oranları, Merkez Bankası politika faizinin 10- 15 puan altında olmalı. Bunun yanında reeskont kredileri kullanımında faizlerin tamamı kullanım anında kesiliyor, en azından yarısının kullanım anında kesilmesini talep ediyoruz. Ayrıca ihtiyaç duyan firmalara mevcut kredi borçları için de yapılandırma sağlanmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Sanem Dikmen: 36 milyar dolarlık üretimi artırmalıyız
Hazır giyim sektöründe üretimin yarısının ihraç edildiğini, yarısının ise iç pazarda tüketildiğini ifade eden TGSD Başkanı Sanem Dikmen, “Toplamda yaklaşık 36 milyar doları bulan üretimimizi sürdürmemiz ve artırmamız, rekabet gücümüzü korumamıza bağlı. Sektörümüz her ne kadar zor zamanlardan geçse ve devam edebilmenin mücadelesini verse de oyunun kurallarını belirleyen ve değiştiren bir oyuncu olarak var olmaya devam edecek. 85 milyonluk büyük bir nüfusa sahip olan ülkemizin tüketimini, iç üretimle karşılayabiliyoruz. Bununla birlikte yarattığımız istihdam, üretim ve net döviz girdisiyle ülkemiz için değer yaratmayı sürdüreceğiz. Koşullar ne olursa olsun, bu sektörden vazgeçmeyeceğiz” vurgusu yaptı.
Döngüsel ekonomiye geçiş
Tüm dünyada yaşanan yeşil ve dijital dönüşüm ile çevre duyarlılığı noktasında da harekete geçen Türkiye hazır giyim sektörü, ikinci el kıyafetleri hammaddeye dönüştürecek. Ramazan Kaya’nın verdiği bilgilere göre, yurtdışında kurulacak noktalarda toplanacak ikinci el kıyafetler elyafa dönüştürülerek sanayinin kullanımına sunulacak.