Dericiler İtalya ve Çin'de markalaşacak

Deri Tanıtım Grubu (DTG) Başkanı Lemi Tolunay, Türk derisini dünyada bir marka haline getirmeyi amaçladıklarını belirterek, "Nasıl İtalya ayakkabı denince akla geliyorsa biz de deride aynı algıyı oluşturmak istiyoruz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Gamze ŞENER
 
HONG KONG - Türkiye Hong Kong'ta düzenlenen Asya Pasifik Fuarı'na 46 deri firmasıyla katıldı. Türk derisini marka haline getirmek için yeni hedeflerinin İtalya ve Çin pazarı olduğunu belirten İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) ve Deri Tanıtım Grubu (DTG) Başkanı Lemi Tolunay, "Tek eksiğimiz marka üretmek. Türk derisine İtalya'da korkulan bir saygınlık var. Artık İtalya'nın abisi olduk. Çin'de ise hızla ilerleyen bir lüks tüketim söz konusu. Her iki pazar da farklı ama potansiyeli yüksek olan pazarlar. Hatta İtalyan üreticiler artık know-how'larını Türkiye'ye getirip üretimini burada yapıyor" diye konuştu. 
 
Türkiye, her yıl düzenlenen Asya Pasifik Deri Fuarı'nda (APLF-MM&T) bu yıl ikinci kez "focus country" olarak katıldı. 28-30 Mart tarihleri arasında Hong Kong'da düzenlenen fuarın DTG standında dünyaca ünlü modacı Bora Aksu'nun enstalasyon çalışmaları yer aldı. Nihai hedeflerinin Türk derisini dünyada bir marka haline getirmek olduğunu söyleyen Tolunay, "Nasıl İtalya ayakkabı denince akla geliyorsa biz de deride aynı algıyı oluşturmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde uluslararası pazarda payımızı artırmak için markalaşmamız gerekiyor. Bizim avantajımız, üretim yapmamız. Bir de marka çıkarırsak daha avantajlı hale geliriz. Bu anlamda  seçtiğimiz hedef ülkeler İtalya ve Çin. İkisi de birbirinden çok farklı ancak bu seçimi özellikle yaptık" diye konuştu. 
 
Tolunay her iki pazarı ise şu sözlerle değerlendirdi, "İtalya pazarı çok iyi bildiğimiz bir pazar. Hali hazırda oraya entegre olmuş durumdayız. Çevre kuralları nedeniyle İtalya'daki tabakhaneler maliyetlerin fazla olması nedeni ile yeni yatırım yapamıyor. Türkiye'de fason üretim yaptırıyorlar. Yapacağımız tek şey satılan derinin Türk derisi olduğunu öne çıkarmak. İtalyan bir sanatçıya Türk derisinden yapılmış bir ürün giydirerek reklam yapmak istedik ancak kimse bunu yapmak istemedi. Çin'de ise üst segmente hitap etme becerisi henüz yok. Türk derisinin en iyi müşterisi Çinliler. İşçilikte ise bize yaklaşmaları mümkün değil. Çin'de şu an gelir dağılımı yukarı doğru çıkıyor. Bir yılda 1 milyon dolar ve üstünde geliri olan insan sayısı 100 milyonu aştı. Bu kişiler lükse para harcıyor. Böyle lüks bir tüketimin olduğu yerde pazar da aç. Çin'de en büyük sorun lisan ve mantalite. Ancak bu bizi caydırmıyor. Bu ülkede ticaret yapılabileceği inancındayız ve sabırlıyız. Şu andaki ihracatımız Çin ve Hong Kong'a 151 milyon dolar. Bir önceki yıla göre Çin'e ihracatımız yüzde 80, Hong Kong'a ise yüzde 50 arttı." Tolunay, bugün Armani, Prada, Dolce&Gabbana gibi markalara ürün tedarik ettiklerini söyleyerek, markalaşma sürecinde ise bu markaların alımlarına devam edeceğini ifade etti. 
 
İtalyanlar know-how'larını getirip, üretim yapıyor
Avrupa'daki ekonomik krizin İtalya ile deri ticaretine yansımadığını ihracatın artarak devam ettiğini söyleyen Tolunay, "Türk malına İtalya'da korkulan bir saygınlık var. Türkiye, İtalya'nın abisi oldu. Ellerindeki endüstriyi göz göre göre alıyoruz. Farkındalar ve bir direnç de var. Örneğin sektöründe iyi bilinen Albatros ekibi Türkiye'ye geldi ve şimdi Uşak'ta üretim yapıyor. 14 kişilik bir ekip dönüşümlü olarak çalışıyor. Know-how'ı Türkiye'ye taşıdılar. Türkiye'de olmaktan da son derece memnunlar. Türkiye'ye gelip üretimine burada devam etmek isteyen ya da burada çalışmak isteyen çok sayıda şirket ve çalışan var" açıklamasını yaptı. 
Geçtiğimiz yıl deri ve deri ürünleri ihracatının 1.5 milyar dolara ulaştığını söyleyen Tolunay, "Gerçek ihracatımız ise bu sayının iki katı yani 3 milyar dolar. Bu oranın 1.5 milyar dolarını Rusya, İran, Irak, Suriye gibi ülkelere yapılan bavul ticareti oluşturuyor. Kargo yolu ve turistik satışlar da bunlara dahil" dedi. Bir önceki yıla göre yüzde 8.5'lik bir büyüme kaydettiklerini ifade eden Tolunay, 2023 yılı hedeflerinin 5.2 milyar dolar olduğunu ve bu hedefe ulaşırken devletten de bazı destekler beklediklerini ifade etti. 
 
Hayvancılık stratejisi oluşturulmalı 
Türkiye'de sektörün yaşadığı sıkıntılara da değinen Tolunay, yakında açıklanacak teşvik paketinden sektörün yararlanamayacağını belirtti. "Deri üretimi nerede olursa, deri sektörü de orada konumlanıyor. Aksi olması söz konusu değil. Doğuya gitme ihtimalimiz yok çünkü bu sefer de uzman işçi sıkıntısı ortaya çıkıyor" diyen Tolunay, "Bizim sektörümüz için enerji maliyetleri daha aşağılara çekilebilir. Arıtma havuzu ve atık sorunu çözülebilir. Türkiye şu an ihtiyacının çok daha fazlası üretim yapıyor deri üretimi konusunda. Üretim maliyetleri çok yüksek. Enerji ve sosyal girdiler olmak üzere daha da aşağı çekilmesi gerekir ki uluslararası pazarda iddiamızı koruyabilelim. Bu anlamda Türkiye'deki hayvancılık politikasını da eleştirmemiz gerekir. Geçtiğimiz yıl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile bir araya geldik ve Türkiye'de bir hayvancılık politikası oluşturulmasını istedik. Bakan bize 'Deri ile ilgili talepleriniz beni ilgilendirmez. Benim alanım hayvanların et, süt veriminin fazla olmasını sağlamak, deri bu işin atık malzemesidir' dedi. Bize deriyi ithal edebileceğimizi söyledi. Biz hali hazırda deriyi ithal ediyoruz. Hayvancılık stratejisinin belirlenmesi, bizim için önemli bir çıkış noktası olabilir. Bu sektöre biraz daha saygıyla bakılmasını istiyoruz. Hazırladığımız tüm raporlar dinleniyor ancak uygulamada karşılık görmüyor" değerlendirmesinde bulundu. 
 
Dünyada deri ticaret hacmi: 172 milyar dolar
Türkiye'nin dünya pazarındaki resmi pazar payı: yüzde 1, 
Gayri resmi pazar payı: yüzde 2.5
 
Şenocak: Yurtdışından fabrika almayız 
İDMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Şenocak, Çin hedefiyle ilgili, "Gelmeden önce Çin'den korkardım ama artık Çin'e rahatlıkla mal satabileceğimize inanıyorum" diyerek şunları söyledi, "2000 yılından bu yana tasarımda ciddi anlamda ilerledik. Türkiye sektörde önemli yol kat etmiş bir ülke. Yunanistan'da satılık bir tabakhaneyi alma konusu gündemdeydi. Bizdekilerin yüzde 30 kapasite ile çalıştığı bir dönemde oraya gidip satın almak çok da doğru gelmiyor. Orada üretim yapabiliriz, daha pahalı olacağına da inanmıyorum ama biraz daha milliyetçiyiz o konuda." Ham deri fiyatlarındaki artışın bir yılda 5 kat arttığını ifade eden Şenocak, "Son 2-3 yılda derinin moda olması ve Akdeniz çanağındaki ekonomik kriz bu durumun en önemli sebebi. Çiftçiler çünkü artık hayvan besleyememeye başladı. Bu yüzden fiyatlar arttı. Bu bizim satışlarımıza yüzde 10 fiyat artışına sebep oldu" dedi. 
 
İDMİB Yönetim Kurulu Üyesi Ruken Mızraklı da tabakhaneler açısından bakıldığında Çin'e ve İtalya'ya mal satmada büyük fırsatları olduğunu söyleyerek, "Çünkü konfeksiyon alanında artık Avrupa'da maliyetlerle başa çıkamıyorlar. Dolce&Gabanna, Prada, Tod's, Armani Türkiye'den mal alıyor. Biz zaten buralara mal satıyoruz. Çin'de ise en büyük problem Hong Kong'a malı satıyorsunuz, Hong Kong'tan Çin'e geçişte problem oluyor. Çin'de lisansı olmadan firmalar ithalat yapamıyor. Vergi sistemi olmasa Çin'e çok rahat mal satılır" diye konuştu.
 
Bu konularda ilginizi çekebilir