ATHİB Başkanı Kıvanç: Pakistan ile imzalanacak STA Türk tekstilini bitirir

ATHİB Başkanı Zeki Kıvanç, imzalanacak STA’nın sadece bu ülke ile sınırlı kalmayacağını, özellikle Çin ve Bangladeş menşeili ürünlerin de kontrolsüz bir biçimde Türkiye’ye girmesine olanak sağlanacağını vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Meltem AHATOĞLU

Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ATHİB) Başkanı Zeki Kıvanç, Mart 2017’de İslamabad’da imzalanan Türkiye- Pakistan Serbest Ticaret Anlaşması’nda (STA) çerçeve anlaşmasının ardından Pakistan ile yapılacak nihai STA’nın tekstil ve hazır giyim sektörlerine büyük zarar vereceğini belirtti.

Bu anlaşmanın tekstil sanayinin kapanmasına zemin hazırlayacağını vurgulayan Kıvanç, bundan en büyük zararı, gelecekte uygun fiyatlı ürün temin edemeyecek olan hazır giyim ihracatçılarının göreceğini söyledi. Pakistan’ın Çin ve Bangladeş gibi ülkelerle arasında STA bulunduğunu ifade eden Kıvanç, Pakistan üzerinden Türkiye’ye kontrolsüz bir şekilde tekstil ve hazır giyim ürünleri gireceğini vurguladı.

Yerli üreticinin desteklenmesi çağrısı yapan Kıvanç, Türkiye’nin Pakistan ile imzalamayı düşündüğü STA kapsamından özellikle tekstil ve hazır giyim sektörlerine muafiyet sağlanması için çalıştıklarını söyledi.

“İthal üretimin önüne geçilmesi için yerli üretici desteklenmeli”

Yerli sanayinin rekabet gücünün artması için, rakip ülkelerin dampingli üretim ve satışlarına karşı korunması ve tekstil ile konfeksiyon sektörlerindeki entegre üretim yapısının ve işbirliğinin devam edebilmesi için önlem alınması gerektiğini söyleyen Kıvanç, “Aksi halde yerli sanayimizi koruyamaz hale geliriz. Bunun sonucunda ise yerli sanayinin kapanması sonrası özellikle konfeksiyon sektörünün ihtiyaç duyduğu uygun fiyatlı yerli hammaddenin bulunması zorlaşır” dedi.

Kıvanç, tekstil ve konfeksiyon sektörleri gibi, Türkiye’nin ihracatında, ekonomisinde ve istihdama katkısında çok önemli konumda olan ve Türkiye markasının bayrağını dalgalandıran sektörlerde hem yerli üretimin desteklenmesi hem de haksız rekabete karşı koruma sağlanması çalışmalarının oldukça önemli olduğunun altını çizdi. Kıvanç, pamuk işletmelerinin tek tek kapandığı ve ciddi ölçüde istihdam kayıplarının yaşandığı 2015’ten beri devam eden süreçte yerli üreticiyi koruyarak, ithal iplik ve hammadde ile üretim yapılmasının da önüne geçmiş olunacağını vurguladı.

AB ve ABD’de hedeflenen ihracat rakamı yakalanamadı

Sektörün 2017’nin ilk 4 ayında ihracatta gösterdiği yüzde 1.9’luk artışla 2,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini de bildiren Kıvanç, ATHİB olarak Ocak-Nisan 2017 ayları arasında 308.8 milyon dolar ihracat ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 4 ihracat artışı yakaladıklarını ifade etti. Nisanda Türkiye tekstil ve hammaddeleri ihracatından aldıkları payın yüzde 10.8 olduğunu belirten Kıvanç, sektör ihracatının yüzde 51,25’lik kısmının da AB ülkelerine yapıldığını kaydetti.

Kıvanç, “AB ülkelerine yapılan ihracatımız geçen senenin aynı dönemine oranla yüzde 7.21’lik bir düşüş yaşamış olsa da sektör ihracatımızın ilk 4 ayında yüzde 1.89 artmış olması oldukça sevindiricidir. ATHİB olarak ihracatımızdaki hedef pazarlarımız olan AB ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri ile ihracatımız Nisanda hedefl ediğimizin çok az altında kalmıştır. Tunus, Ürdün, Romanya ve Sırbistan pazarlarından nisanda büyük bir artış yakaladığımızı da belirtmek isterim. Yılın ilk yarısında hedefl ediğimiz seviyeye ulaşmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

Ek vergi olmasaydı ithalat 34.9 milyar dolar olacaktı

2011’den bu yana uygulanmaya başlanan ek vergi kararları ile haksız ithalat karşısında yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan tekstil ve konfeksiyon entegre üretim yapısının ve milyarlarca dolarlık yatırımların korunması, özellikle Uzakdoğu kökenli ithalattan kaynaklanan haksız rekabetin önlenmesi, cari açığın azaltılması, tekstil ve konfeksiyon sektöründe istihdamın arttırılması ve ithalat bağımlılığının azaltılmasının hedefl endiğini vurgulayan ATHİB Başkanı Zeki Kıvanç, buna istinaden de 2011-2016 döneminde 23.9 milyar TL’den fazla yatırım teşvik belgesi düzenlendiğini söyledi. Teşvik belgeleriyle tekstil ve konfeksiyon sektörlerindeki yatırımların önemli bir artış gösterdiğini savunan Kıvanç, dış ticaret fazlasının son 3 yılda istikrarlı olarak 15 milyar doların üzerine çıktığını, ek vergiye tabi ürün dokuma, örme kumaş ve dokuma örme konfeksiyon gruplarında yapılan ithalatın azaldığını dile getirdi.

“Ek vergi kararı alınmasaydı bugün tekstil sektöründe Ağustos 2015-Temmuz 2016 döneminde 34,9 milyar dolar olacaktı. Oysa yapılan ithalat 8,4 milyar dolar olmuştur” diyen Kıvanç, bunun yanında her iki sektör için de 180 binden fazla yeni istihdam yaratıldığını ancak ithalat baskısı nedeniyle 2016 Eylül ayı itibariyle istihdamda 63 binden fazla azalma görüldüğünü belirtti. Kıvanç, ihracatın artması ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlanması adına haksız rekabet koşullarında gerçekleşen ithalatın azaltılmasının büyük önem taşıdığını kaydetti.