'Tekstil ve hazır giyimde STK’lar rekabeti artırıcı etkide'
“Tekstil ve Hazır Giyimde Sektörel İletişim” konulu toplantıda, tekstil ve hazır giyimde, sivil toplum kuruluşlarının rekabeti artırıcı bir rolü olduğuna dikkat çekildi
ZEYNEP PARÇAM
KOCAELİ - Kocaeli’nde gerçekleştirilen, “Tekstil ve Hazır Giyimde Sektörel İletişim” konulu toplantıda, ihracatın artmasına katkı sağlayan ve istihdam ağırlıklı bir sektörler olan tekstil ve hazır giyimde, sivil toplum kuruluşlarının rekabeti artırıcı bir rol üstlendiği belirtildi.
Kocaeli Sanayi Odası’nın (KSO) öncülüğünde gerçekleştirilen ‘Tekstil ve Hazır Giyimde Sektörel İletişim’ konulu toplantıya Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Hüseyin Öztürk, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr Yusuf Menceloğlu, İstanbul Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri Konfederasyon Başkanı Mehmet Şandal, MGHF İzmir Koordinatör Derneği Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Mukadder Özden ile DÜNYA gazetesi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt konuşmacı olarak katıldı.
"Herkesin mutlu olacağı bir düzen sağlamaya çalışıyoruz"
Sivil toplum örgütlerinin toplumda farkındalık yaratıp, aidiyet duygusu oluşturmaları gerektiğine dikkat çeken Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (MHGF) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk, federasyonlarının 2007 yılında sektörel ve bölgesel olarak 11 derneğin bir araya gelerek kurulduğu, tekstil ve hazır giyimde alt sektörlerin üst çatı kuruluşu olduğu bilgisini verdi. Faaliyet alanı olarak sektörün sorunlarına eğildiklerini dile getiren Öztürk, ”8 ay gibi bir sürede 23 dernek, 700 üye ve yaklaşık 800 civarında da çalışanı olan üst bir yapılanmayız. Faaliyet olarak sektörün sorunları nelerdir, bunları aşma noktasında neler yapılabilir diyerek çözüm ortakları oluşturduk. Sektörün sorunları nelerdir? Hammadde mi yoksa eleman mı? Bu tür sorulara cevap arıyoruz. Herkesin mutlu olacağı bir düzen sağlamaya çalışıyoruz. Sivil toplum ile sektördeki rekabet gücü artıyor” dedi. Tekstil sektörünün 1980 yılı öncesinde KOBİ ölçekli arz-talep dengesinden kaynaklı büyüme sürecine girdiğini ifade eden Öztürk, “Her yerde atölyeler kurulup, herkesin tekstil sektöründe olduğu bir süreç yaşandı. 80’lerin sonlarına doğru önemli ölçüde KOBİ sorunları yaşanmaya başladı. Tekstil sektörü istihdam ağırlıklı bir sektör. KOBİ ölçekli ve dikey büyüme gösteriyor. KOBİ olmasının en büyük avantajı esnek üretim yapısının olması. İhracatın büyümesindeki en etkili olan sektörlerin başında geliyor. Türkiye’nin dışarıda tanınmasını sağladı. Amerika’ya ihracatımız olmamasına rağmen burada ve Japonya’da Türk tekstil sektörü ve hazır giyiminin kalitesinden bahsediliyor. Avrupa odaklıyız. Avantajlar Avrupa’ya yönelik. 2014 Yılında toplam ihracatın yüzde 17.4’ünü tekstil sektörü ve hazır giyim karşıladı” ifadesinde bulundu.
GSMH’nin yüzde 3’ü kadar Ar-Ge harcaması gerekiyor
Sivil toplum işinin çok ciddi bir görev olduğunu söyleyen Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu “ Küresel anlamda en hızlı gelişen pazarlara bakıldığında Türkiye’yi görebiliyorsunuz. Hedefimiz dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmek. Bunun için çok ciddi teknolojiye yönelik yapılması gerekiyor. Bunlar tek bacaklı işler değil. Burada da sivil toplum kuruluşlarına büyük iş düşüyor. Pazar büyüklüğümüzü kullanarak yapılan diğer anlaşmalar işgücü, eğitim gibi konulara ağırlık vererek ve katma değerli işler yaparak daha da yükselebiliriz. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için GSMH’nın yüzde 3’ü kadar Ar-Ge harcaması yapmak gerekiyor. Şu anda yüzde 1’lere yaklaşıktık” dedi.
Türkiye’de dernekleşme faaliyetlerinin 20 yıldır sürdüğünü belirten İstanbul Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri Konfederasyon Başkanı Mehmet Şandal, derneklerin bir araya gelmesi ile oluşan konfederasyonların Türkiye iş dünyasının önemli dinamikleri arasında yer aldığını ve iş dünyasının çıkarlarını gözettiğini dile getirdi. Sivil toplum kuruluşları ile sektörün hükümet ve basın nezdinde avantajlı bir konuma geldiğini bildiren Şandal,” Bu dernekler aynı zamanda Türkiye’nin büyümesi yönünde rekabet gücünü artırıyorlar. Tekstil ve hazır giyim sektörü ülkemizdeki cari açığı kapatma noktasında katkı sağlayacak bir sektör. Tekstil ve hazır giyim konfederasyonu önem taşımaktadır. Konfederasyonların bilgi üretme kapasitesine sahip olmaları gerekiyor” diye konuştu.
Etkin iletişim konusunda eksikliklerimiz var
DÜNYA gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt ise 10 yıl sonrasının ekonomik ilişkilerinin çok ciddi bir şekilde değişeceğini ifade ederek, ”Her dönemin bir dili var. Şimdi kümelenmeden bahsediliyor. Kümelenme nedir? Örneğin bazı şirketler bir araya gelir ama 20 metre ötedekinin ne iş yaptığını bilmez, orada kümelenme değil yığılma vardır" dedi. Kümelenmenin, ileriye geriye bağlantısı olan üretim alanlarının zihinsel ve fiziksel olarak uygun mekanlarda toplanmasını ifade ettiğini belirten Bozkurt, "Sivil toplum açısından düşünürsek, dünyada 58 tane eğilim vardır. Toplumsal olarak da olanak ve kısıtlarımızı bilmemiz gerekiyor. Etkin iletişim, geliştirici etkileşim ve stratejik eklemleme olması lazım. Etkin iletişim konusunda eksikliklerimiz var. Etkin iletişim için düşünceleri mutasyona uğratmak lazım. Mutlak doğru inancı gibi bir şey yoktur. Biz toplumsal olarak birbirimizi küçümseriz. Bende yok sende de olmasın şeklindeki kasabalılık kültürü bizim etkin iletişim kurmamızı zorlaştırır” dedi. Bozkurt, sivil toplumdaki kümelenme için gerekli olan diğer iki etkenin de sorgulayıcı geri bildirim ve kendini yeniden üretme olduğunu dile getirdi.