Yeni teknolojiler “İşlem maliyeti bilinci” gerektiriyor
Reel sektörü yönetenlerin geleneksel işlemleri, işlemlerdeki değişmeleri, değişmelerin rekabet gücüne etkilerini yakından izlemesi gerekiyor.
RÜŞTÜ BOZKURT
Yeni teknolojik olanakların üstel büyüme potansiyeli hız ve esneklikleri artırıyor; yakınsama etkisiyle doğa yasalarının ayrıntılarını anlamanın sınırlarını sürekli genişletiyor. Ayrıca, sensörlerle bütün süreçlerin eşanlı izlenebilmesi, uçtan uca kontrol olanakları, “büyük veri” üretimi ve Büyük Sayılar Yasası uyarınca “olasılıkların hesaplanması” yeni kazınımlar sağlıyor. Ölçme, sayma, kümelendirme ve ölçeklendirme olanakları sosyal, mekansal, zamansal, deneysel ve psikolojik mesafeleri yeniden tanımlamayı; hayatın bütün alanlarında “işlemlerin yeni ayarlarını” yapmayı gerektiriyor.
Reel sektörü yönetenlerin geleneksel işlemleri, işlemlerdeki değişmeleri, değişmelerin rekabet gücüne etkilerini yakından izlemesi gerekiyor. Bu yazının merkez düşüncesi reel sektördeki iş yöneticilerinin “işlem maliyetleri ve rekabet gücüne etkilerini” değerlendirirken göz önünde bulundurmaları gereken bazı temel sorunları içeriyor:
1- Bağlantı, iletişim ve işbirliklerinin işlemlerin yapısını, hızını ve yönünü nasıl değiştirdiğinin farkındalığı, birikim yetkinliklerini koruma ve geliştirmenin gerek şartıdır.
Bilgi Toplumu aşaması öncesinde oluşan Sanayi Toplumunun yaklaşık 300 yıllık birikimi vardı.
Sanayi Toplumu aşamasının üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin iç bütünlüğünün oluşturduğu kurumların standartları yerleştiğinden “öngörme ve önlem alma disiplinini” uygulama, göreceli olarak daha kolaydı.
Sayısal teknolojinin doğrusal büyümeyi üstel büyümeye taşıması, hız, esneklik, yakınsama ve ağ yapısının güç kazanması üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin oluşturduğu kurumların yapı, işlev ve kültürünü de değiştiriyor. Kurumların değişmesi, “geleneksel işlem algısının” arka planını da, sahadaki “yeni işlemlerin” çerçevelerini de değiştiriyor.
Günümüzde reel sektördeki iş yöneticileri, küresel ölçekte “işlem yapısındaki” değişmeleri “biliyor ve anlıyor”, işlemlerle ilgili “olanak ve kısıtları” net olarak tanımlıyor, “işlemlerle ürünlerin -mal ve hizmet- maliyeti ile fiyatları arasındaki etkileşimi” izliyor; etkileşimi daha etkin yönetiyor; daha olumlu sonuçlar yaratabiliyor. Reel sektördeki iş yöneticilerinin “işlemlerle ilgili dinamik bir yol haritasına” sahip olmaları, rekabetin ana etkeni haline geliyor.
2- İşlemlerin kapsam ve içeriklerini değiştiren bir başka etken, “küresel ticaretin yaygınlaşması ve değişik ulus devletlerin kendilerine özgü özellikleri olan idari işlemlerin artan yoğunluğudur.”
Özellikle son dönemlerde “ticaret savaşlarının kızışması ve korumacılık eğilimlerinin güçlenme sinyalleri” reel sektörde “işlem bilincinin önemini” de artırıyor. Ulusal ya da küresel ölçekte işlemlerin neler olduğunu, siyasi iradelerin bakış açılarını, bürokrasinin kendine biçtiği rolü, işlemleri belirleyen yasal çerçevelerin yorumlanış biçimini ayrıntılarıyla bilmek önemli bir “rekabet avantajı” yaratma potansiyeline sahip.
3- İşlemleri yerel ve küresel kurumların bağlı olduğu yasal çerçeveler belirliyor. İş maliyetleri odaklı bir rekabette rakiplerin bir adım önüne geçebilmek için “hukuk ihtilaf çözme aracı olmanın ötesinde, fırsatları değerlendirme aracı haline gelmektedir”. Reel sektördeki iş insanları, küresel anlamda açılımlarını artırdıkça, hukukun temel ilkeleri kadar toplumlara göre değişiklik gösteren özelliklerini de iyi kavradıklarında ürettikleri mal ve hizmetin rekabet gücünü artırabilmektedir. Çocuk işçi çalıştırmadan, çevre etkileşimine, atık ve kayıpların değerlendirilmesinden, fikri ve sinai mülkiyet haklarına toplumsal yaşamın bütün derinliklerinde hukuki çerçeveleri izleme, bilme ve anlama dinamiği rekabeti sürdürebilmenin gerek şartıdır.
İş insanlarımızın “hukuki çerçevelerin işlem maliyetine etkileri” konusuna dinamik bir anlayışla yaklaşmaları, incelemeleri ve uygulamaları gerekiyor.
4- Sayısal teknolojinin üretim, ulaşım ve iletişim alanında yarattığı değişim ve dönüşümler de reel sektörün el yordamıyla değil, bilinçle yaklaşması gereken konular. Ulaşabilirlik ve erişilebilirliklerin artması daha fazla vize işlemi, gümrükleme, geçiş ücretleri, tarifeli ve tarifi dışı engellerle yüzleşme, noter onayı gibi işlem- odaklı genişleme anlamına geliyor. İşlem alanının genişlemesi “vakit ve nakit” açısından sorun oluşturuyor. Rekabet gücünü sürdürebilmenin temel etkeni “verimlilik artışları” ise, reel sektör iş yöneticileri sayısal teknolojinin yarattığı işlemlerin artışının ya da azalışının “farkında” olmalı ve gerekli “alternatif tepki biçimlerini” planlamalı.
5- Sayısal teknolojinin yeni araç-gereç ve metodları “uzaktan kontrol” olanaklarıdır. Uzaktan kontrol işlemleri artırıcı ya da azaltıcı etkiler yapabilir.
Günümüzde rekabet sistemini kavrayarak rakip stratejilerini karşılayabilmek için işlemler bağlamında öngörme ve önlem alma disiplini de hayati öneme sahiptir. Sayısal teknolojinin süreçleri uzaktan kontrolu ve uçtan uca kontrolünün yarattığı eğilimler, oluşturduğu tehlikeler ve fırsatlar analiz edilmeden yönetişimden söz etmek eksikli bir anlatım olacaktır.
6- Sayısal teknolojinin diğer teknolojilerden de yararlanarak insanlığa sunduğu “artırılmış gerçeklik” iki boyutlu anlatımlardaki boşlukları, üç boyutlu anlatımı her ortamda kullanılır hale getirerek kapatmaktadır. Girdi seçiminden tedarik sistemine, dönüştürme ve işlem hacimlerindeki değişmeden maliyetlerine etki yapmaktadır.
Artırılmış gerçeklik, iş dünyasındaki insanların içgörülerini güçlendirmekte, kararları hızlandırmakta, iş insanının yönetişiminin niteliğini artırmakta, vakit ve nakit kazancı sağlayarak rekabet gücünü etkilemektedir.
Sayısal teknolojinin artırılmış gerçeklik gibi teknikleri karar süreçlerini hızlandırıyor. Yapay zeka ve otonom uygulamalar girdi kombinasyonları, kapasite kullanımları, işlemleri değiştirerek yeni bir maliyet yapısı oluşturuyor. Reel sektördeki iş yöneticileri söz konusu gelişmelerle ilgili bilinç düzeyleri “beklenti yaratarak geleceği inşa etme aşamasına” yükseltirlerse rekabet savaşının kazananları olacaktır.
7- Sayısal teknolojinin değiştirme ve dönüştürme potansiyellerini hepimiz yaşayarak kavradık. Reel sektör iş yöneticilerinin taleplerini sadece siyasi irade ve kolektif kaynaklara dayalı olmaktan çıkararak, yeni teknolojik düzeyin yapı boyutuna taşımaları gerekiyor. Konuyu sadece işlem maliyeti bağlamında ele alırsak, yapılması gerekenleri birkaç başlıkta toparlayabiliriz:
• Sayısal teknolojinin üretim, ulaşım ve iletişim teknolojileri iç bütünlüğündeki önemi, bunun kurumlara yansıması, kurumlar için de “işlemlerin” hangi yönde geliştiklerinin sorgulanması ilk adım olmalıdır.
• İkinci adım, dönüştürme ve işlem maliyetlerinin iş yerlerimiz odağında nasıl bir gelişme gösterdiklerini analiz ederek netleştirmektir. • Üçüncü adım, işlem maliyetlerini yaratan teknik, idari ve iradi etkenlerin bilinmesi, karşı önemlerin ona göre geliştirilmesidir.
• Dördüncüsü, işlem maliyetleriyle ilgili güçlü ve zayıf yanlarımızın net olarak bilinmesidir.
• Beşinci adım ise, kamu ve özel kesim örgütlerinin etkin koordinasyon yapması, odaklanma alanlarını belirlemesi ve uygulamaya geçmesidir.
Bir sonraki yazıda reel sektörün birikim yeteneklerini koruması ve uzun dönemli geleceklerini güven altına alınması açısından yapması gerekenler üzerinde durulacaktır.
İşlem maliyetleri yol haritası
• Ölçülebilen ve ölçülemeyen işlemler
• Yönetiminin değiştirebileceği ve değiştiremeyeceği işlemler
• Dönüştürme ve işlem maliyetleri göstergelerinin serisini oluşturma
• Yurtiçi ve yurtdışı işlemler ve işlem maliyetlerinin tanımlanması
• Geleneksel teknolojilerin işlemlerinde algısal teknolojinin etkileri
• Sayısal teknolojilerin işlemlerin nicelik ve niteliklerini değiştirme etkilerinin ölçümü
• İşyeri özelliklerine uygun çözümlerin öngörülmesi ve önlemlerin planlaması
• Uygulama ve uygulama sonuçlarının analizi ve geri-bildirim döngüsü