Yapay zekanın etik çerçevesi
Yapay zekanın çok konuşulan etik çerçevesi ortaya çıkmaya başladı. Montréal Üniversitesi ve Québec Araştırma Fonu işbirliğiyle Montréal Yapay Zekanın Sorumluluk ile Geliştirilmesi Deklarasyonu’nu yayınlandı.
Yapay zekanın damga vuracağı düşünülen bir yakın geleceğe yelken açarken, geliştiricilerin uyması beklenen bir etik çerçeve gereksinimini bu köşeden çok kez belirtmiş ve üzerine kafa yormuştuk. İşte beklenen o etik çerçeve ortaya çıkmaya başlıyor.
Montréal Üniversitesi ve Québec Araştırma Fonu gerçekleştirdikleri işbirliği ile hazırladıkları Montréal Yapay Zekanın Sorumluluk ile Geliştirilmesi Deklarasyonu’nu yayınlandı. Vatandaşlar, uzmanlar, siyasetçiler, iş insanları ve sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla hazırlanan etik ilkeler yapay zeka geliştiriciliğinin sorumluluklarını günyüzüne çıkarıyor. Deklarasyonun en önemli hedefl erinden biri olan ve yapay zeka sistemleri geliştirirken uyulması beklenen 10 temel prensip ise nelerden oluşuyor bir bakalım.
• Yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanılması, tüm canlı varlıkların refahının gelişmesine izin vermelidir.
• Halkın özerkliğine saygı gösterilerek, insanların yaşamları ve çevreleri üzerindeki kontrolünü arttırmak amacıyla geliştirilmeli ve kullanılmalıdır.
• Mahremiyet ve özel hayat, izinsiz veri toplama ve arşivleme sistemlerinden korunmalıdır.
• Yapay zekanın gelişimi, insanlar ve kuşaklar arası dayanışmayı korumalı ve geliştirmelidir.
• Yapay zeka anlaşılabilirlik, haklılık ve erişilebilirlik kriterlerini karşılamalı ve demokratik denetime tabi tutulabilmelidir.
• Yapay zekanın geliştirilmesi ve kullanımı adil ve hakkaniyetli bir toplum yaratılmasına katkıda bulunmalıdır.
• Yapay zekanın gelişimi ve kullanımı, sosyal ve kültürel çeşitliliğin sürdürülmesi ile uyumlu olmalıdır. Yaşam tarzı seçimlerinin ve kişisel deneyimin kapsamını kısıtlamamalıdır.
• Yapay zekanın gelişimine dahil olan herkes imkanı ölçeğinde, olası olumsuz durumları ve sonuçlar öngörerek kaçınmak için uygun önlemleri alarak dikkatli davranmalıdır.
• Yapay zeka sistemleri karar alınması gerektiğinde insanın sorumluluğunu azaltmaya katkıda bulunmamalıdır.
• Yapay zekanın geliştirilmesi ve kullanılması gezegenimizin çevresel sürdürülebilirliğini sağlayacak şekilde sürmelidir.
Bu 10 temel ilkeye eklemeler yapmak ya da yeni ilkeler geliştirmek gayet mümkün. Ancak daha önemli olan ise bu çerçevenin hayata geçirilmesini sağlayacak önlemlerin nasıl alınacağı.
Deklarasyon bu konuyu da boş geçmiyor ve birçok öneri ile geliyor. Dijital teknolojinin ve yapay zekanın kullanımları ve sosyal etkilerinin incelenmesi ve araştırılmasına adanmış bir kuruluş oluşturulması, yapay zeka denetim ve sertifikasyon politikalarının kurgulanması, teknolojinin karşısında insanın güçlendirilmesi, yapay zeka geliştirme sürecinde olacak tüm paydaşların eğitimin yeniden düzenlenmesi, düşük ve orta gelirli ülkelerin yapay zeka geliştirme sürecinden dışlanmadığı bir geliştirme modelinin uygulanması, kamu ve özel sektörün çevresel sürdürülebilirliği koruma ortak amacına uygun şekilde buluşması gibi öneriler deklarasyonda yer aldı.
Deklarasyonda yer alan bu prensip ve önerilerden ‘hayır’ diyerek karşı çıkacağınız bir madde dahi muhtemelen yoktur. Evinizde kendi çabalarınızla çok ufaktan da olsa başlayabileceğiniz bir iş olan yapay zeka geliştirme sürecinde, tüm bu öneri niteliğinde vurgulara uymak elbette yalnızca vicdanlara bırakılamaz. Yapay zekanın geleceği tehlikeli olasılıklardan uzak olmak zorunda ve bu deklarasyon gibi çabaların arkası da gelecek gibi görünüyor.