Sayısal teknolojinin yarattığı “çeşitlilik” “rakip stratejilerini” değiştiriyor
Katherine W.Phillps, “Organizasyon bilimcilerinin, psikologların, sosyologların, ekonomistlerin 10 yıldır yaptıkları araştırmalar, sosyal anlamda çeşitlilik gösteren grupların homojen gruplara kıyasla yenilik yaratma becerisi açısından daha gelişmiş olduğunu gösteriyor” diyor.
Eric Almquist, John Senior ve Nicolas Bloch‘un “Değerin bileşenleri” başlıklı makalesi HBR Türkiye'nin Eylül 2016 sayısında yayınlandı. Makalede, 30 değer bileşeninden söz ediliyor.
Makale verilerinin analizlerinden anlıyoruz ki, hazır giyim perakendeciliği, büyük perakende mağazaları, gıda ve içecek satanlar, akıllı telefonlar, TV hizmetleri sunanlar, bireysel bankacılar, brokerler, otomobil sigortacıları gibi uygulamacılar 4 değer bileşenine ağırlık veriyor.
Birinci sırada “kalite” yer alıyor. Kalite yüzde 20’lik ağırlıkla ilk sıraya yerleşiyor. Demek ki bir ürün ve hizmeti piyasa sunduğumuz zaman en büyük özeni kalite konusunda göstermeliyiz.
Kaliteli ürünün varsa, piyasada kalıcı olmanın kritik eşiklerine daha kolay yaklaşabiliyoruz.
İkinci sırada yer alan “çeşitlilik” yüzde 16’lık bir paya sahip. Bağımsız araştırmalar gösteriyor ki çeşitlilik, çok seslilik, çok kültürlülük uzlaşma dengelerine daha yakın duruyor; daha dayanıklı zihni modeller, kararlar ve kurumlar oluşmasını sağlıyor.
Üçüncü sıradaki değer bileşeni, “maliyet düşürme”dir. Maliyet düşürme yüzde 8’lik bir paya sahip.
Dördüncü bileşen “ sorun çözme” yetkinliği. Sorun çözme yüzde 6’lık paya sahip.
Sözü edilen dört değer bileşeni, toplam 30 bileşenin yüzde 50’si gibi önemli bir ağırlığı oluşturuyor. İş dünyasını yönetenlerin değer bileşenlerini “kaldıraç” olarak kullanabilmeleri önemli. Bu yazı, iş dünyasının değer bileşenleri arasında ikinci sıraya koyduğu “çeşitlilik bileşeninin” rekabet gücü yaratmada olası etkilerini sorguluyor. Yazımızın merkez düşüncesi, iş dünyasının ikinci sıraya koyduğu “çeşitlilikteki” artışın sistem yapılarını değiştireceği varsayımına dayanıyor.
Sayısal teknolojinin bağlantı, iletişim ve işbirlikleri potansiyelini artırmasının yarattığı çeşitliliklerin olası etkilerinin neler olabileceği sorgulanıyor.
Sayısal teknoloji, çok farklı düşünceleri aynı ortamda buluşturuyor. Değişik ırklara mensup insanların aynı ortamda birlikte yaşamasını sağlıyor. Kadın-erkek ayrımını azaltarak yaşam alanlarımızda cinsiyet çeşitliliğini artırıyor. Bilgi çeşitliliğinden sosyal çeşitliliğe ve iş yaşamında akla gelebilecek bütün farklılıkların bir arada bulunmasına ortam ve iklim oluşturuyor. Ekosistemimizde etkileşim içinde olduğumuz alanlar çeşitleniyor. Artan çeşitliliği toplumsal yaşamı geliştirmek için ürettiğimiz alternatif önlemlerin aracı haline getirmemiz gerekiyor. Çeşitliliğin olası etkilerini tartışan ve zihinlerinde netleştiren toplumlar, diğerlerine göre rekabet savaşında bir adım öne geçiyor.
Çeşitlilik performansı artırıyor
Bilimin bütün alanlarında ileri çalışmalar yapanlar, “çeşitlililiğin dayanıklılığı artırdığı” görüşünde birleşiyor. Konuyla ilgilenler için Herkese Bilim Teknoloji (HBT)’nin 111’inci sayısında, Katherin W.Phillips’ın “Çeşitlilik bizi nasıl daha zeki yapar?” başlıklı yazısını Meltem Bilikmen’in çevisinden okumalarını öneriniz. Colombia Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde yönetici olan Phillips, yazısına şu cümle ile giriş yapıyor: "Organizasyon bilimcilerinin, psikologların, sosyologların, ekonomistlerin ve nüfus bilimi uzmanlarının 10 yıldır yaptıkları araştırmalar, sosyal anlamda çeşitlilik gösteren grupların - yani ırk, etnik köken, cinsiyet ve cinsel yönelim açısından - homojen gruplara kıyasla yenilik yaratma becerisi açısından daha gelişmiş olduğunu gösteriyor.” Yazar makalesinde “deneyim çeşitliliğinin” tahmin edebileceğimiz yararlar üreteceğini söylüyor. “Sosyal çeşitlilik” ise üyeler arasında rahatsızlık, sert etkileşim, diğerine güvensizlik, daha fazla kişisel çatışma algısı, daha az iletişim, daha az uyum, saygısızlığa ilişkin daha fazla endişe ve değişik sorunlara yol açabiliyor; o halde çeşitliliğin “olumlu” yanları ne olabilir? Çeşitliliğin olumlu etkilerinin anahtarının “bilgi çeşitlililiği” kavramı olduğu üzerinde duruluyor. Araştırmalar, değişik birikim ve donanıma sahip olanların birlikte çalışmasının, büyük gruplarda olumlu sonuç yaratma eğilimini, küçük gruplarla nedensellik ilişkilerini kanıtlıyor. Bilişim sürecinde farklı donanıma sahip bireylerin birlikte sorun çözmeye yönelmesi, dikkatli davranma, özenli olma ve uzlaşma arayışını güçlendiriyor.
Teknolojik uygulamalar çeşitleniyor
Sayısal teknolojiler büyük ölçüde bilgi ve iletişim alanını çeşitlendiriyor. Bilgi teknolojileri kadar nanoteknolojilerin gelişmesi doğanın düzeni, dengesi ve döngüsüne ilişkin ayrıntıları anlamanın kapsamını genişletiyor.
Makine öğrenimi doğaya egemen olmaya yeni boyutlar katıyor. Üç boyutlu baskı ve eklemeli üretim teknolojisi üretimin bireyselleşmesinde ana akım haline geliyor.
Siber fiziksel sistemler, robotik, her şeyin interneti çeşitliliğin boyutlarını genişletiyor. İnternet, bulut ve blok zinciri bilgisayar teknolojisinin bellek ve işleme kapasitesinin türevleri olarak yeni erişilebilirlik alanları oluşturuyor. Yapay zekânın otonom uygulamaları insan yaşamını derinden etkilemeye aday gelişmeler olarak gündemin ilk sıralarında yerini alıyor. Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik ürün geliştirmeden satış ve pazarlama tekniklerine kadar geniş bir alanda yaşamı yeniden kurgulayacağımızın öncü göstergelerini sunuyor. Biyoloji alanında geliştirelen teknikler, örneğin CRİSPİ CAS 9 tarımdan insan sağlığının iyileştirilmesine çok geniş alanlarda köklü değişmelerin ve verimli sonuçların müjdesini veriyor.
Teknoloji alanında gelişmeler bir dizi yeni hammadde bileşenleri, yeni ürünler, yeni süreçler ve yeni sonuçlar yaratıyor. Kökünde sayısal teknolojinin itici gücü olan gelişmeler çeşitliliği hızlandırıyor. Çeşitlilik de dayanıklılığın temel bileşenlerinden biri. Daha dayanıklı sosyo-ekonomik ve kültürel değişim ve dönüşüm yaratılması için insanlığın fırsatları artıyor.
Doğanın düzeni, dengesi ve döngüsünü derinliğine anlıyoruz
İnsanlığın doğayı anlama çabası kesintisiz bir süreç. Avcı-toplayıcı dönemde canını koruyacak bir ağaç kovuğu ya da mağara arayışı, karnını doyuracak bol avın bulunduğu yerler, yenebilir meyvesi ve sebzesi bol yerlerin bulunması ve korunması arayışı vardı. Tarım Toplumu aşamasında verimli topraklar ve uygun iklimli yerlerin bulunması, korunmak için kalelerin yapılması insanları çıplak güçleriyle yapamadıklarını, akıllarını kullanarak araç ve metot bulmaya yöneltti. Sanayi Toplumu döneminde daha güçlü makilerle uzakları yakın eden, derin maden kuyularına inen, göklerde uçan; insanın kol gücünün uzantısı olan güçleri devreye sokan teknolojiler geliştirildi. Bugün Bilgi Toplumu aşamasındayız, erişebildiğimiz bütün girdileri -hammaddeler, enerji, işgücü, teknik donanımlar- daha etkin ve daha verimli kullanan zihin gücünün uzantısı olan teknolojiler geliştiriliyor. Uzayın sonsuzluğu ile maddenin en küçük parçacıklarının dinamikleri kavranarak, maddi ve kültürel zenginlik üretiminin kuralları değişiyor.
Michael E.Porter ile Victor E. Millar’ın “Bilgi rekabetçi avantajı nasıl sağlar: Bilgi evrimi rekabetçiliğin doğasını dönüştürüyor” başlıklı ortak makaleleri, bilgi çeşitlenmesinin yarattığı yeni fırsat alanlarını gösteriyor. Sayısal teknolojiler, ürünleri, süreçleri, işyerlerini, sektörleri ve rekabet sistemleriyle rakip stratejileri kökten değiştiriyor. İnsanın beş duyusunun uzantısı olan yeni teknolojiler, doğanın düzeni, dengesi ve döngüsü hakkında ayrıntılı verilere ulaşmamızı sağlıyor. Verileri, uygun yöntemlerle malumat ve bilgiye dönüştürebiliyoruz. Malumatları uygun yöntemle bilgi ve anlamaya dönüştürerek, maddi ve kültürel zenginlikler üretiyor; insan yaşamını kolaylaştırıyoruz. Bilgisayarların bellek ve işlem kapasitelerinin artması, sensörlerle sonsuz büyüklüklerdeki maddenin en küçük parçacıklarının davranışının ölçülmesi, büyük verinin değere dönüştürülme sürecinin hızlanması “bilgi çeşitliliğini” artırıyor. Bilgi çeşitliği, insan aklının kapsama alanını genişletiyor (kutuya bakınız) ve rekabet stratejisini yeniden kurgulamayı gerektiriyor. Çeşitlilik, performansı ve dayanıklılığı artırmanın önemli araçlarından biri. Farklı bilgiler, değişik fikirler ve bakış açıları çalışmanın araçları olarak birlikte kullanıldığında, insanoğlunun sürdürülebilir barış ve düzen kurabilmesi beklentileri güçleniyor.
Gelecek hafta, göç ve ırksal karşılaşmalar, iş yaşamında kadın ve cinsiyet çeşitliliği, çok kültürlülük ve inançların uzlaşması, sosyal çeşitlilik ve yeni yaşam biçimi, yaşam tarzlarının rekabet sistemi ve rakip stratejilerine etkilerinin neler olabileceğini paylaşacağız…
Sayısal teknoloji insan aklının kapsama alanını genişletiyor
• Bağlantı, iletişim, ulaşabilirlik, erişebilirlik ve işbirliği potansiyeli artıyor.
• Uzayın derinliklerini ve maddenin parçacıklarını ölçebiliyoruz.
• Ölçme ve saymanın her alanda yapılabilmesi “büyük veriyi” oluşturuyor.
• Büyük veriyi kaydetme ve depolama bellek ve işlem kapasitelerini büyütüyor.
• Büyük verinin ayıklanması, kümelendirilmesi ve eşleştirilmesini kolaylaşıyor.
• Verilerin analizi, ayarlanması ve kalibrasyonunun belirlenme süreçleri hızlanıyor.
• İşlenen verilerin etiketlenmesi, raporlanması veri ve bilgi bazını genişletiyor.
• Veriler yeni bir ürün ve iş yapma metoduna dönüştürülerek, zenginlik üretimi ivme kazanıyor.
• Birey, topluluk ve toplumların kendini yeniden üretmesini hızlandırıyor.