Sayısal teknoloji yatırımlarında “aşırı değerlendirme” sakıncalıdır

Pierre Liataud “Teknoloji açısından dikkat çeken hususlardan biri de müşteri ve kullanıcıların ihtiyaçlarının binalardan daha hızlı evrimleşmesi ve değişmesi. Dolayısıyla bir asansör bina içerisinde salt inip çıkan bir ulaşım aracı değildir” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

RÜŞTÜ BOZKURT

Geçen hafta KONE’nin Başkan ve Başkan Yardımcısı'ndan küçük bir ülkenin yerelinden küresele yolculuk yapan firmaları yaratan etkenlerin neler olduğunu öğrenmek istedik. Bu yazıda ise teknoloji ve teknolojide uyum yatırımlarında nelere dikkat edilmesi gerektiğine ilişkin değerlendirmelerini paylaşmak istiyoruz.

Başkan Yardımcısı Pierre Liataud, asansörün yaşam kalitesini artırmanın aracı olduğunu söyleyerek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Teknoloji açısından dikkat çeken hususlardan biri de müşteri ve kullanıcıların ihtiyaçlarının binalardan daha hızlı evrimleşmesi/ değişmesi. Bu nedenle aynı bina hem bir ofis, hem bir apartman, hem de bir otel, vb. olarak kullanılabilir ve aynı bina ömrü boyunca farklı şeylere hizmet edebilir. Dolayısıyla bir asansör bina içerisinde salt inip çıkan bir ulaşım aracı değildir. Gerçekte binanın kullanımı ile ilgili bilgi toplamanın bir yoludur. Bu nedenle teknoloji bize asansörleri, müşterileri, kullanıcıları, KONE’yi ve çalışanlarını birbirine bağlamamıza ve tüm bu verileri bina sahiplerine fayda sağlayacak şekilde bir araya getirmemize olanak sağlıyor. Sonuç olarak hedefimiz, şehirlerin çalışma biçimlerini geliştirmek ve verileri hem müşterilerimiz hem de binalar için yeni hizmetler yaratma amacına yönelik olarak kullanmaktır.”

Aşırı yatırım tuzakları

Literatürde “aşırı yatırım tuzakları” diye teknoloji ya da başka bir alana yapılmaması gereken yatırımlar için kaynak bağlamanın sakıncalarını anlatan makalelerin sayısı artıyor. Bugünlerde 5G mobil iletişim imkanlarının yarattığı bağlantı, iletişim ve iş birlikleri potansiyellerinin yaratacağı “yatırım ihtiyacının” sınırlarını belirlemek önemli. KONE yöneticilerine bir nokta sorusu yöneltiyorum: “5G mobil iletişim standardı sizin firmanızın yatırım ihtiyacını ne yöne sürüklüyor?”

Başkan Ehrnrooth, “Asansör sektöründe 3G ve 4G ihtiyacı karşılıyor. Hızlar bu sektörde en azından bu aşamada yeterli” diyor, Pierre ise, “Gerçek zamanlı olarak çok miktarda veri göndermemize gerek yok. Bu nedenle 3G, 4G veya 5G olması çok önemli değil. Önemli olan eldeki verilerle ne yaptığınız ve bu veriler ile bulut ortamımızda bulunan milyonlarca veri noktası arasında karşılaştırmalar yaparak önemli olanları vurgulamanızdır” diyor… Sonra ekliyor: “Bu nedenle analiz işlemlerini gerçekleştirmek ve asansörlerde neler olabileceğini kestirmek veya ileride sahip olduğumuz veri tabanının tamamında karşılaştırmalar yapabilmek için son derece yüksek bir bilgisayar ve işlem gücüne ihtiyacımız var.”

Burada yaptığımız sorgulayıcı söyleşilerin temel amacı, yapılan işlerin sonuçlarından bir ders çıkararak onları bir değere dönüştürmektir. Bu açıdan, KONE yetkililerinin kendi kimliklerini tanımlarken, rakiplerinden farklı özelliklerini nasıl vurguladıklarını öğrenmek de istiyoruz: “Firmanızı farklı kılan özellikleriniz nelerdir?” diye soruyoruz.

Başkan, “Bu tam olarak da şirket kültürünü tanımlamaktır. KONE’nin gelişim açısından en iyi zamanlarına baktığımda, bu zamanların, piyasa ve ortamın büyük oranda değişime uğradığı zamanlar olduğunu görüyorum. Biz hep ‘meydan okuyan’ bir şirket olmak istedik ve piyasada meydana gelen büyük değişimlerin her zaman bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Fırsatları bulma konusunda sahip olduğumuz anlayış da budur. Bazıları değişimi risk olarak görürken, biz fırsat olarak görmek istiyoruz” yanıtını veriyor. Başkan Ehrnrooth, “KONE’de son derece gerçekçi, ayakları yere basan ve mütevazı bir kültüre sahip olduğumuza inanıyorum. Tüm çalışanlarımız bize her zaman geribildirimlerde bulunabilir, düşüncelerini söyleyebilir. Biz çalışanlarımıza her yıl Pulse adı verilen anketler uygulayarak firmamız hakkındaki düşüncelerini öğrenmeye çalışıyoruz… Aldığımız cevapları değerlendiriyor; gereğini mutlaka yapıyoruz” diyor.

"Türkiye büyük ve gelişmekte olan bir ülke"

Küresel ölçekte iş yapan bir firmanın Türkiye’yi nasıl gördüğünü sormadan böyle bir söyleşinin üreteceği yararı yerli yerine oturtamayız. Ehrnrooth ve Liataud’a, ülkemizi nasıl algıladıklarını soruyor; düşüncelerini almak istiyoruz. Başkan Ehrnrooth, “Türkiye pazarı çok önemli bir pazar… Bizim sektörümüzde en ilginç ve önemli pazarlar, genç nüfusun yüksek olduğu, nüfusun arttığı ve ekonominin büyüdüğü pazarlardır. Çünkü sizin de bildiğiniz gibi bu artan nüfus ileride yaşayacak evlere de ihtiyaç duyacak” diyor… Liataud ise “Türkiye pazarı çok büyük, dünyanın en büyük pazarlarından biri. Sektör oldukça gelişmiş, ancak bu sektörün daha da güçlü olabilmesi için güvenliğin arttırılması son derece önemli. Günümüzde KONE gibi şirketler için müşterilerin hem montaj hem de bakım ve servis alanlarında daha yüksek bir güvenlik düzeyine sahip olmalarına yardımcı olma konusunda büyük bir fırsat bulunuyor” saptamasını yapıyor.
KONE yetkilileri, müşteriler için çözümler üretirken “enerji tasarrufu” başta olmak üzere bireylerin rahatlığını ve yaşam kolaylığını da bakış açılarının merkezine yerleştirdiklerini söylüyor. Vakit ve nakit kazandıran işlere odaklanılıyor. Müşteriye üç alanda söz veriliyor: Birincisi güvenlik. Asansör ve yürüyen merdivenler, 7/24 Bağlı Hizmetler adı verilen teknoloji ile sürekli olarak takip ediliyor. İkincisi öngörülebilirlik; sensörler veya denetleyiciler kullanılarak asansörlerin çalışma parametreleri kontrol ediliyor ve olası arızalar önceden tespit edilip daha arızalanmadan gerekli onarım ve bakım işlemleri gerçekleştirilebiliyor. Üçüncüsü de her alanda şeffaflık.

Ahıska’nın büyük şairi Şota Rustaveli, “Eğer bekliyorsan Tanrı’dan büyük bir nimet/ Bil ki nimet için gerekir büyük bir zahmet” diyor… Gelişme yaratmak isteyen birey, topluluk ve toplumlar nasıl bir bedel ödeyeceklerini de bilmeli ve gereğini yapmalı…

Küçük bir ülkeden küresel firmalar çıkaran Finlandiya’daki iki yöneticinin işlerine ve hayata bakışlarını sizlerle paylaştık. Anlattıklarının hepsine katılmayabiliriz, ama tümünü de reddedemeyiz. Yapacağımız en önemli şey, işimizi kolaylaştıracak birikimlerine sahip çıkmak… Zeki insan kendi birikimlerini kullanır; çağımızda temel girdisi olan bilge insan, başkalarının birikimini de kullanarak hedefine daha hızlı ulaşandır.

ATO’YA GÖRE ÜLKEMİZDE ASANSÖR SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ
SORUNLAR

• Belgesiz çalışan firmaların
çokluğu,
• Kayıt dışılık,
• Haksız rekabet,
• Teknolojik altyapı eksikliği,
• Kalifiye eleman eksikliği,
• Kurumlar ve ilgili kuruluşlar arasındaki iletişimin yetersizliği,
• Sektörün sivil toplum örgütlerinin yeterince etkin olamaması.

ÇÖZÜMLER

• Asansör sektöründe kayıt dışı olarak çalışan firmaların sıkı bir denetim altına alınması,
• Konuyla ilgili olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin Maliye Bakanlığı ve sektör bileşenleri ile koordineli bir çalışma içine girmesi,
• Firmaların ihtiyaç duydukları belgelerin çok kolay alınabilir halden, uygulanacak sıkı bir denetimle hak edene verilir hale gelmesi,
• Sektörde yaşanan kalifiye eleman sorununun giderilmesine yönelik olarak, meslek okullarında ve üniversitelerde daha çok elektromekanik taşıyıcılar bölümlerinin açılmasına zemin hazırlanması,
• İthal malların vergilerinin artırılıp, yerli üreticilerin desteklenmesi,
• Devletin bir kuruluşu olarak Türk Standartları Enstitüsü ve TÜBİTAK’la ortak teknolojik çalışmalar yapılabilmesi için gerekli zeminin hazırlanması,
• Asansör sektörüne hizmet verecek gerekli AR&GE ve teknoloji merkezlerinin açılması adına devlet desteğinin sağlanması.

Bu konularda ilginizi çekebilir