“Küçük Bir Nükleer Savaş”
TEKNO TREND / RÜŞTÜ BOZKURT
RÜŞTÜ BOZKURT
Emily Feng, Nian Liu ve Nic Fildes’in ortak haberinin son cümlesi, Huawei yetkililerinden biri tarafından söylenmişti: “Küçük bir nükleer savaş”…
Huawei’nin finansmandan sorumlu başkan yardımcısının Kanada’da tutuklanarak kefaletle serbest bırakması sürecini değerlendiren bu haber analiz özenle okunduğunda, gelecek on yılda hepimizin hayatının derinliklerine dokunacak gelişmeler olduğunu fark ederiz.
IT temelli ve iletişim-odaklı inovasyonun rekabet gücü yaratmadaki önemi artık kimse için sır değil. Yeni değer üretme süreci tamamen “veri-temelli” gelişme olduğu için “veriye erişim” kadar “verinin korunması” da önemli bir yönetişim sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
Daha önemlisi bağlantı, iletişim ve işbirliklerinin temelini oluşturan “donanım üretimi” ABD ile Çin arasında "küçük bir nükleer savaş” olarak nitelenen ticaret savaşının merkezine yerleşiyor.
ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının merkezi alanı olan telekom ekipmanları üreticileriyle ilgili gelişmeler sadece yarış halindeki Çin ve ABD’nın değil, Japonya ’dan İngiltere’ye, Malezya’dan Türkiye’ye kadar bütün ülkelerin kaderlerini etkileyecek.
Çin’de önce ZTE ticareti yasaklama kararlarından etkilendi. Şimdi Huawei de savaşın olay ufk unu aştı. Huawei’nin mobil iletişimde 5G standardı konusundaki tutkulu ideallerinin ne gibi sorunlarla karşılaşacağı enine boyuna sorgulanıyor.
Analizlerden anlıyoruz ki, Çin şirketleri yarı iletken çiplerin üretiminde ABD firmalarından tamamen bağımsız bir yol izleyecek durumda değil. ABD firmalarının sahip oldukları “fikri mülkiyet hakları” kısa dönemde ciddi bir engel oluşturacağa benziyor.
Huawei'nin bir yan kuruluşu olan HiSilicon’da 10 bin insan istihdam ediliyor. Yapılan Ar-Ge çalışmalarının yaratmak istediği sonuç, mobil iletişim ve yapay zeka konusunda donanım ve yazılım teknolojilerinde bağımsızlığı artırmak. Geçtiğimiz yıl yapay zeka alanında kullanılacak olan “Kirin 980” çipi atılmış önemli bir adım.
Huawei, Qualcumm, Broadcam, Hisilicon, TSLC, Micron, Sk Hynex, Intel, SKyorks, Qorvo, FPCA, Xilinx, Teksas Instrument, ZTE arasında serbest ve adil alış-verişe kısıtlar konuyor…
ABD’nin kendine göre “gerekçeleri” var: Kendi know-how birikiminin başka ülke şirketleri tarafından bedeli ödenmeksizin elde edildiği düşüncesi saplantı haline geliyor.
Bizim içselleştirmemiz gereken değer, beklenti ve davranış ise şöyle: Değer yaratma zincirinde veri, malumat , bilgi, anlama ve anlamlandırmanın önemi artıyor. Veri üretme ve değerlendirme teknolojilerine hakim olanlar, rekabet üstünlüğe da sahip olacak.
İşin uzmanları, süreci “ağ yaklaşımıyla yönetmenin ve anlamlandırmanın hayati önemi” üzerinde duruyor. IT teknolojisine dayanan ve iletişim- temelli inovasyonla rekabet etmek istiyorsak, verinin üretimi, erişilmesi, depolanması, korunması ve işlenmesine odaklanmanın ne denli sonuç yaratıcı olduğu ısrarla tartışılıyor. Atacağımız adımların neler olması gerektiği de çok açık:
• Algoritmalarla koşulları değiştirip, uyum sağlamalıyız.
• Makine öğrenimi araçlarını yönlendirmeliyiz.
• Veri güvenirliliği altyapılarına yatırım yapmalıyız.
• Verinin bütünselliğinin önemini kavramalıyız.
• Veri manipülasyonu yapılmasının önüne geçmeliyiz.
• Veri iletişim hızını düşürecek engellerle mücadele etmeliyiz.
• Geniş bant imkanları yaratmalıyız.
Bütün bu gelişmeler yukarıda sözü edilen ticaret savaşını iyi okumayı gerektiriyor…