Konteyner limanlarının ülkelerin gelişmesinde stratejik önemi var

Tekirdağ ‘da inşa edilen Asyaport’un Başkanı Ahmet Soyuer, “Konteyner dünyanın sihirli kutusudur. Konteynerlerin yük taşımasına getirdiği hız, esneklik ve güvenirlilik olmasaydı, insanlık bugünün refahını yakalamak için daha çok bedel ödemek zorunda kalırdı” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

RÜŞTÜ BOZKURT

Sarayburnu’ndan Enez’e kadar kıyılarımızda üç önemli liman var: Ambarlı limanları, Tekirdağ limanı ve Asyaport limanı. Asyaport limanı işletmeye yeni açıldı.

Asyaport limanıyla ilgili birinci elden bilgiler edinmek için Tekirdağ’dayız.

Ahmet Soyuer’in bakış açısından Asyaport’u, gelişme planlarını paylaşacağız. İlgi gösterirlerse başta Ambarlı olmak üzere diğer Marmara limanları konusunda da benzer söyleşileri yaparak daha bütünsel bilgileri okuyucuyla paylaşırız: Eksik ve yanlış bilgilerimiz varsa, eksiklerimizin tamamlanması, yanlışlarımızın düzeltilmesini bizi “zenginleştirme” olarak algılayacağımızı peşinen bildirelim.

Asyaport limanı

Ahmet Soyuer’in verdiği bilgilere göre, Asyaport ülkemizin en büyük konteyner limanı. Proje kapasitesi 2.5 milyon TEU. Deniz limanı 300 bin metrekare bir alanda kurulu. Rıhtım uzunluğu 2010 metre. Limanın arka sahasında 100 bin metrekarelik bir kara terminali (dry port) alanı kullanılıyor. Limanda ortalama derinlik 18 metre. Yeni eğilim olan 400 metreyi aşan büyük konteyner gemilerinin rahatlıkla yanaşabileceği yapıda. Limanın 2 bin adet soğutmalı konteyner istifl eme kapasitesi de var.İşletmeye açılışı yeni olduğu halde 2017’de ayda 86 geminin operasyonunu tamamladı. Ayrıca 2 kilometre arkada büyük bir konteyner stoklama alanına da sahip. Asyaport projesi 500 milyon ABD doları harcanan önemli bir yatırım.

TÜRKLİM raporuna göre ükemizde 26 adet konteyner hizmeti veren liman var. Toplam konteynerin yüzde 61.7’sini Marmara Bölgesi limanları elleçliyor. Akdeniz limanları yüzde 22.6 paya sahip. Ege Bölgesi limanları konteynerlerin yüzde 15’lik bölümünü elleçliyor. Karadeniz limanlarının payı ise sadece yüzde 0,8 düzeyinde. Neden Asyaport ilgi menzilimizde? Sorunun yanıtı şu: Yeni kurulmuş ve işletmeye açılmış liman. Konteyner elleçleyen limanlar arasında 2016 yılında üçüncü sıraya yerleşmiş.İlk sırada Marport var, 1 milyon 846 bin 995 TEU konteyner elleçlemiş. İkinci sıradaki MIP 1 milyon 453 bin 030 TEU düzeyini yakalamış. Asyaport 694 bin 107 TEU ile üçüncü sırada yerini almış. İçinde bulunduğumuz yıl milyon TEU sınırını aşması bekleniyor.Ahmet Soyuer, 2017 yılı sonunda 1 milyon 100 bin TEU kapasitesini gerçekleştireceklerini söylüyor.

Burası bir ana liman (Hub Port)

Asyaport Karadeniz Havzası ülkeleri ile Güneydoğu Asya’da rekabet avantajını değerlendirmek için bu bölgelere odaklanma stratejisini izliyor. Soyuer, “Burası bir ana liman, Türkiye’ye ait ve Türkiye’ye ait olmayan yüklerin taşıma hizmetini yapmak için kuruldu.” diyerek limanın temel işlevinin altını çiziyor. Haritanın karşısına geçerek Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkelerde Asyaport’un rekabet üstünlüğünü, ihracatçıyla ithalatçıya ve topluma yaratacakları faydaları sıralıyor: Hız ve kolay ulaşabilme potansiyelinin altını çiziyor. Sürdürülebilir çevre yaratmayla ilgili önemli rakamlara gönderme yapıyor. Ulaştırma hizmetinin “net döviz getirisini ve cari açığı kapatma işlevini” vurguluyor. 2017 yılı 3. çeyrek rakamlarına bakıldığında transit konteyner elleçlemesinde 1. sırada olduğunu söylüyor. Asyaport’un yatırım fizibilitesi aşamasında öngörülen hedefl ere ulaşması için “tamamlayıcı projeler” üzerinde çalışılıyor, Soyuer diyor ki : “Demiryolu bağlantısı var. Halkalı’dan Avrupa’ya giden yol. Bugünün koşullarında 60-80 km hız yapılabiliyor. Bu hattan yeterli yük taşınamıyor. Demiryolu ile yük taşıma konusunda organizasyon ve alternatif yaratılabilmiş değil. Şimdi biz Asyaport için bir proje sunuyoruz. Ambarlı’ya gelen yükler trafik ve benzeri sorunlar yaratıyor. O limanlar kapasitelerinin sonuna gelmiş durumda. İkitelli’den Hadımköy, Arnavutköy, Çerkezköy, Çorlu-Lüleburgaz ve Muratlı eksenindeki üretim tesislerinin taşıttıkları yükleri taşıyabiliriz. Tekirdağ tren istasyonunda toplanan yükler Asyaport’a intikal ettirilir. Ömerli’de ya da Tekirdağ’da gümrükleme yapılabilir. Bu proje çok-modelli çözüm üretir.”

Fayda/maliyet hesabı

Önce kendi bakış açımı net olarak anlatmalıyım: Asyaport yatırımı belli aşamaya gelmiş, artık bu ülkenin “fiziki sermaye stoğuna” girmiş bir liman. Bu limanı “ulusal servet” olarak algılamalıyız. Yetmez, başta girişimcilerin kendileri sonra da seçilmiş ve atanmış merkezi ve yerel yönetim yetkilileri bu fiziki sermayenin etkin ve verimli kullanılmasında sorumlu olduklarının bilincinde olmalı. Üçüncüsü uzak ve yakın limanların rekabetini dikkate alan bir “gelişme planı” üzerinde anlaşmalıyız; sadakatle planların uygulanmasına özen göstermeliyiz. Asyaport liman yetkilileri maksimum ne kadar genişleyebileceklerini hepimiz bilmeli, genişleme alanındaki kısıtları baştan net olanak ortaya koymalıyız. Yerli ve yabancı konteyner firmalarıyla “karşılaştırmalı üstünlükleri” konusunda uzlaşmalı ve anlaşmalıyız.. Daha da önemlisi ülke sistemlerinin limanları özendirici ve caydırıcı etkilerini de netleştirmeliyiz. Demiryolu bağlantıları ve genişleme alanlarını dikkate alarak dünyanın bu “sihirli kutularını” konteynerleri taşımada stratejimizi, taktiklerimizi belirlemeli, operasyonlarımızı parçacı yaklaşımla değil, bütüncü bir anlayışla ele almalıyız. Ülkemizin yararlarını en çoğa çıkaran yol haritamızı özenle izlemeliyiz.

Örnek vermek gerekirse Ahmet Soyuer, ithalat ve ihracatta akışları hızlandıracağını düşünerek sunduğu projenin, 15-20 kilometre kamyon taşımacılığının 100 bin konteynere ulaşması durumunda 9 bin ton karbon salınımının önleneceğini hesaplıyor. Bu hesap uzman süzgecinden geçince daha iyi anlamlandırılır. Konunun ayrıntısını bilmeyenler 100 bin konteyneri zihinlerinde büyütebilir. Soyuer’in anlatımına göre sözü edilen yük Trakya Havzası’ nda oluşan toplam yükün sadece yüzde 10’una denk geliyor. Limanın ve TCDD Tekirdağ yük aktarma istasyonunun altyapısı ve üst yapı donanımları, yüzde 10’luk paya kolaylıkla yönlendirebiliyor. Kendimizi hiçbir önyargının, yerleşik doğrunun ve ezberin tuzaklarına düşürmeden, açık bir ortamda ilgili bütün tarafl arın katıldığı bir platformda Ahmet Soyuer’in sunduğu proje ve benzerlerinin fayda ve maliyetini tartışmalıyız. Tartışma sonunda ortaya çıkacak “ortak akıl” ardında da durmalıyız.

Ne yapılmalı, nasıl yapılmalı?

Projelere ölçülü bir kuşkuyla yaklaşmak, başka bir anlatımla “bilimsel kuşku” ile irdelemek gereklidir; gerekliliğin ötesinde zorunludur. Kuşkunun bir “hastalığa” dönüşmemesi, birtakım çıkarların “aracı” haline getirilmemesi de bir o kadar önemli ve değerlidir.
Asyaport odağından baktığımız zaman ülkemizi yönetenlerin netleştirmesi gereken 6 adım var: Disiplin, bakış açılarını netleştirme, paydaşların yararlarını dengeleme, oluşturulacak sistemlerin dayanıklılığını artırma, bütün tarafl arın birikimlerini değerlendirme ve yeni yeterliliklere doğru ilerleme.

Disiplin başarının anahtarıdır: Disiplin, bilgi, ilke ve kurallar üzerine kurulur; oluşturulacak sistemin güvencesidir. İlgilenen herkesin ülkemizin konteyner limanları konusundaki stratejisinin ne olduğunu bilmesi gerekir. Yatırımcı zihnine, alınan kararların, verilen desteklerin, onaylanan izinlerin hukukun güvencesi altında olduğuna ilişkin en küçük bir kuşkunun gölgesi düşmemelidir. Devlet devamlılığı esas alınarak, kararlar yaz-boz anlayışına kurban edilmemelidir.Bütün bunların ülkemizde olmadığını söylemek istemiyorum; yatırım iklimi yaratmanın gerek şartı olarak hatırlatıyorum. Konteyner elleçleme hizmeti sunan yatırımcı da, sokaktaki insan da ülke planını, stratejisini bilirse, kitle desteğinin rüzgarı yatırımcı teknesinin yelkenlerini doldurur. Ortak değerde, ortak iradede, ortak yararlar, ortak projelerde, ortak kurumlarda disiplin hızlı kalkınmanın vazgeçilmezidir.

Bakış açılarını netleştirmeliyiz: Ülkemizde konteyner elleçleyen 26 limanın giderek kızışan uluslararası taşımacılıktaki rekabette yerleri nedir? Ölçek ekonomisi ve verimlilikleri bakımından desteklenmeleri ne kadar doğrudur? Limanlar arasında net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma söz konusu mudur? Belirtilen üç yönetişim etkinliği olmadan limanlar birbirine olumsuz “tampon mekanizmalar” yaratarak, son tahlilde ülke kaynağının israfına yol açıyor mu? Bu konularda “netleşmiş bakış açısına” sahip olmadan, limanlar konusunu planlamak, etkin yönetişim mümkün mü? Kuşkusuz yük taşıtan ile yük taşıyan, işbirliği içindeki liman işletmeleri gibi konteyner taşıma sisteminde yer alan aktörlerin “çıkarlarını dengeleme” de etkin liman yönetişiminin temel görevidir.
Oluşturulacak “konteyner taşımacılığı sisteminin dayanıklılığı” çeşitlilik, açıklık, hesap verilebilirliğe bağlıdır. Ülkemizde kamunun ve özel kesimin yaptığı liman yatırımları televizyon programlarında bile tartışılabilmelidir. Limancılık konusunda bilgisi olan “bütün tarafl arın birikimlerini değerlendirme” konusundaki özenimiz, konteyner taşımacılığımızı da sağlıklı geliştirecektir.