İnovatif çözümler bulut ile gelecek!

Çok sayıda firmanın yenilik için buluta odaklandığını belirten VMware Bulut Platformu Ürün Yönetimi ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Mark Lohmeyer, inovatif çözümlerin bulut ile gelebileceğine işaret etti ve ekledi: “Birçok kişi bu sonuçların elde edilmesinde bulutu anahtar bir konumda görüyor.”

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DERYA COŞKUN SAYIN

Bu yıl Barselona’da gerçekleşen VMworld 2017’de bulut çözümlerinin yanı sıra önemli ortaklıklar dikkat çekti. Tanıtımı yapılan çözümler ve duyurulan ortaklıklar kapsamında; VMware Bulut Platformu Ürün Yönetimi ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Mark Lohmeyer ile bir sohbet gerçekleştirdik…

Mark Lohmeyer, bu yıl gerçekleşen VMworld’te Avrupa’dan bugüne kadarki en fazla katılımcı olduğunu belirterek, “Bu bizim için bir rekor. Bu harika bir şey ve müşterilerin bizim stratejimize olan ilgisi gerçekten işimize dayanan çoklu bulut ortamlarının gelişmesine ve avantajlarından faydalanılmasına yardımcı oluyor” dedi.

VMworld’te birtakım yeni çözüm ve ortaklık duyuruları olduğunu hatırlatan Lohmeyer, bunların tamamının bulutlar arası strateji veya bulutlar arası mimari olarak adlandırdıkları daha geniş bir VMware stratejisi ile paralel olduğunu kaydetti.

Müşterilerinin birden fazla bulut çözümünün avantajını kullanacağına inandıklarını söyleyen Lohmeyer, farklı ortamların iyi bir biçimde yönetilmesinin, kontrol edilmesinin ve güvenliğinin sağlanmasının temin edilmesinden IT’nin sorumluluğunda olduğunu bir kez daha hatırlattı. Mark Lohmeyer, şöyle devam etti: “İdeal olarak IT’nin istediği şey farklı ortamlara yayılan istikrarlı operasyon modelleridir. VMware’ın burada oynayacağı benzersiz bir rol olduğunu düşünüyoruz. Ve elbette stratejinin başarılı olması için birden fazla bulut sağlayıcısı ile birlikte çalışmalıyız. Bugün gördüğünüz IBM ve IBM Cloud ile olan ortaklığımız çok anlamlı bir adım. Onlar; VMware teknolojileri üzerinde duran zengin bulut servisleri inşa ediyor. Müşteri tarafında da bu servislere yoğun bir ilgi mevcut. Bunun yanı sıra birkaç hafta önce ABD’de AWS ile olan ortaklığımızdaki bir sonraki büyük adımın duyurusunu yaptık. VMware Cloud ve AWS servisini ilk olarak ABD’de Oregon’da hizmete sunduğumuzu duyurduk. Başta 2018’in ilk yarısında İngiltere olmak üzere yılın kalanında Avrupa bölgesinin diğer alanlarına desteğimizi genişleteceğiz. Gerçekten harika ortaklıklar var ve nihayetinde dünyanın neresinde olursa olsunlar müşteriler tercih ettikleri bulutu seçebilmeli; VMware teknolojileri sayesinde kesintisiz bir biçimde faaliyetlerini sürdürebilmeli.”

Bulut ve büyük verinin birbiriyle çok yakından bağlantılı olduğunu kaydeden Lohmeyer, günümüzde artık her türden bilgiyi sağlayan cihazlar olduğunu ve bunların tümünün veriyi buluta gönderdiğini bu nedenle de büyük veri bulutun yakın ilişkide olduğunu anlattı. Mark Lohmeyer, “VMware için ilginç olan şey şu ki; tipik olarak müşterinin kendi özel bulutuna güç veren yazılım olduğumuzdan, büyük verinin yer aldığı altyapıyı oluşturuyor. Esasında bizim ABD’de duyurusunu yaptığımız bir diğer şey vSphere Scale-Out Edition. Bu, sunucu sanallaştırma platformu olan vSphere’in ölçeklenmiş iş yükleri için optimize edilmiş sürümü ki bunlardan biri büyük veri. Dolayısıyla bizim platformumuz üstünde harika işler yapmaya yönelik. Büyük veri iş yükleri için müşterilerimizden muazzam bir talep var. Hiç şüphesiz bu ikisi arasında çok güçlü bir ilişki söz konusu” diye konuştu.

İşletmeler yenilik için buluta odaklanıyor

Bulutun yalnızca kendisinin müşteri ilişkilerini geliştirmediğini, ancak onun üzerinden geliştirilen uygulamaların etkisinin büyük olduğunu ifade eden Mark Lohmeyer, bu iddiasını şu örnekle açıkladı: “Amerikan traktör firması John Deer’ı bilirsiniz. John Deer’ın teknolojiyi çok fazla benimsemesini beklemezsiniz ama gerçekte öyle değil. Onlar müşterileri ile aralarındaki ilişkileri geliştirmek içim teknolojiyi benimsiyor. John Deer traktörlerini her türden telemetri, sensör ve araçlarla donatıyor. Böylelikle sahaya giden traktörlerdeki bu araçlarla topraktaki kimyasalları test edebiliyor, aynı zamanda toprak içindeki zararlı organizmaları tanımlayabiliyor ve yine toprağın nem seviyesini ölçebiliyorlar. Elde edilen tüm bu veriler buluta gönderiliyor, büyük veri ile analiz ediliyor ve ardından sonuçlar traktöre geri gönderilerek şu noktaya daha fazla gübre atın, şu alanlara pestisit atın deniyor. Bu gerçekten çok güzel bir IoT örneği. Bulut da John Deer’ın müşterilerine, yani çiftçilere daha fazla değer sağlamasına yardımcı oluyor. Çiftçiler eksiksiz hizmet için John Deer’a ekstra ödeme yapmaya istekli olduklarından bu John Deer için daha kazançlı bir iş halini alıyor. Önümüzdeki dönemde daha fazla yapının bu türden buluta dayalı uygulamalar geliştirdiğini görebilirsiniz.”

Günümüzde tüm işletmelerin yenilikler yapmaya çalıştığını belirten Lohmeyer, çok sayıda firmanın da bunu başarmak için buluta odaklandığını kaydetti. “Yenilikçi olmanız ne kadar hızlı ilerlediğinizle, bir şeyleri nasıl denediğinizle, pazara çıkışınızla, neyin işe yaradığını neyin yaramadığını görmenizle çok alakalı. İşe yaramayan olduğunda onu durdurup işe yarayan üzerinde daha fazla şey yaparak ilerleme sağlamalısınız” diyen Mark Lohmeyer, bu noktada inovatif sonuçlarının elde edilmesinin önemine değinerek, inovatif çözümlerin de bulut ile gelebileceğine işaret etti ve ekledi: “Birçok kişi bu sonuçların elde edilmesinde bulutu anahtar konumda görüyor.”

“Dönüşümün gerçekleşmesine yardımcı olan yüksek servis seviyeleridir”

Bulutun aynı zamanda daha yüksek servis seviyeleri sunduğunu ifade eden Mark Lohmeyer, “Geliştiriciler bunun avantajından yararlanabilir. Bugün IBM’in Watson’ına baktığınızda, müşteriler uygun bir fiyatla kendi yapay zekâlarını oluşturabiliyor. Geçmişte ise her birinin kendi Watson’larını yaratması gerekiyordu. Dolayısıyla dönüşümün gerçekleşmesine yardımcı olanın bu yüksek servis seviyeleri olduğunu düşünüyorum.”